Devletin Derdi (2. Bolum)

Bu serinin ilk yazisinda sadece islerine gelen istatistiklere bakip ekonomi yorumu yapan kose yazarlarini elestirmistik. Bunlarin yaptiklari bir futbol macini sadece "topa sahip olma yuzdesine" bakarak veya "kaleye atilan sut" istatistiklerine bakarak degerlendirmek gibi bir sey. Istatistikler yanlis degildir ama macin geneli hakkinda size her seyi her zaman anlatmak icin yeterli degillerdir. Yapilmasi gereken adam gibi macin tamamini seyredip, tum istatistiklere bakip, daha onceki maclardaki performansla kiyaslayip oyle yorum yapmaktir.

Kose yazarlarinin yaptiklari ikinci yanlis ise "kesfettiklerini" dusundukleri problemlere onerdikleri sipsak cozumler. Sanki ilkokula giden cocuklarinin matematik problemini cozuyorlar sanirsiniz. Turkiye'nin problemleri bir gunde olusmadi, bir gunde de cozulemez. Fildisi kulelerinden faizleri indirelim, doviz kurunu yukseltelim diyerek milletin beynini bulandiriyorlar; cozume katkidan cok zarar veriyorlar.

Egri oturup dogru konusalim.

Turkiye'nin problemi cari acik degil. Cari acik Turkiye'nin problemlerinin bir sonucu. Cari aciktan yola cikarak Turkiye'nin kok problemlerinin ne olduguna bakalim. Cari acik ihrac ettigimizden (turizm gelirlerini de ihrac rakamlarina dahil ediyorum) daha fazlasini ithal etmemiz neticesinde ortaya cikiyor. Niye ihracattan daha fazla ithalat yapiyoruz peki?
Bunun uc nedeni var. Ilk neden ithal ettigimiz hammaddelerin (petrol ve dogal gaz gibi) ulkemizde olmayan mallar olmasi. Ikinci neden ithal ettigimiz makineleri ve aramallarini ulkemizde uretecek teknolojiye sahip olmamamiz. Ucuncu neden ise ithal ettigimiz urunlerin ulkemizde uretilenlerden daha ucuz veya daha kaliteli olmasi.

Devalüasyon Nedir    Verimlilik Nedir    Altın Yorumları    Hedge Fon Nedir    Resesyon Nedir    Nükleer Santraller

2005 yili icerisinde 19 milyar dolarlik petrol ve dogal gaz ithal etmisiz. 2006 yilinda ortalama petrol ve dogal gaz fiyatlari yukseldigi icin bu rakam sene sonunda 20 milyar dolarin uzerine cikacaktir. Bu problemi cozmenin bir yolu Turkiye'de petrol ve dogal gaz uretmektir. Ulkemizde cok petrol var ama yabancilar bizim uretmemize izin vermiyor geyigine girmenin tam zamani ama maalesef kazin ayagi oyle degil. Bu isten cikis yolu kisa vadede gorunmuyor. Dogal kaynaklar (gunes, ruzgar, ethanol, vs.) kullanilarak enerji uretilme yoluna gitmekte cozum degil cunku bunlarin uretim maliyeti petrolden daha fazla. Kisa vadede benim gorebildigim iki cozum yolu var. Tuketici dernekleri arabalarin su ile kalorifer kazanlarinin da normal hava ile calismasi icin eylem yaparsa, veya yuce meclisimiz bu konuda bir kanun gecirip Cumhurbaskanimiz da onaylarsa Turkiye'nin enerji problemini kokunden cozmus oluruz. Nasil cozum ama? Doviz kurunun yukselmesi cozumunden daha mantikli bir cozum. Turk lirasi deger kaybetse bile fiyat esnekliginden dolayi bizim tuketimimizde cok bir azalma olmayacaktir. Neticede sadece benzine ve isinmaya daha yuksek bir bedel odeyecegiz, cari acigimiz azalmayacaktir. Ben size benim cozumum daha iyi demistim!!!

Cari acigin yuksek olmasinin ikinci nedeni ise makine, techizat ve ulkemizde uretemedigimiz aramallarinin ithalatidir. Neden bizde bu urunleri uretecek teknoloji yok? Bu sorunun cevabi ulkemizin en onemli problemini ortaya cikaracaktir. Herhangi bir uretimin (teknoloji uretimi buna dahil) olabilmesi icin o alana yaptiginiz yatirimin karsiligini alabiliyor olmaniz lazim. Eger uzerinde yillarca calistiktan ve tonlarca para harcadiktan sonra ortaya cikardiginiz urun iki gun sonra yolun karsi tarafindaki ureticiler tarafindan piyasaya sunuluyorsa ve siz bu konuda bir sey yapamayacaginizi biliyorsaniz bastan teknoloji uretimi isine girismezsiniz. Turkiye'deki problem de burada. Mevcut kanunlar ureticilerin bu haklarini korumaktan uzak, cignenen kanunlarin uygulanmasinda bosluklar var, ve verilen cezalar da caydiriciliktan uzak. Gelismis ulkeler ile gelismekte olan ulkeler arasindaki en buyuk fark burada. Iyi isleyen bir adli sistem serbest piyasa ekonomisinin en onemli kosullarindan bir tanesidir. Bunu ne kadar vurgulasam azdir.

Teknoloji uretilememesinin ikinci bir nedeni olarak kalifiye eleman yetersizligini soyleyebilirsiniz ama bu da endustriden yeterince talep gelmemesinden kaynaklanmaktadir.

Simdi doviz kurlarinin yukselmesi 2005 yilinda yaklasik 9 milyar dolar civarinda olan makine ve techizat ithalatimizi bir miktar dusurebilir, yuksek kurlar bizim daha az makine almamiza ve daha fazla isci calistirmamiza yol acar. Yine de bir cok sektorde isciler makinelerin yerini tutamaz (3000 tonluk presin yaptigi isi kac isci yapabilir?) ve ureticiler bu makineleri yuksek kurdan almak zorunda kalirlar. Bu yuzden yuksek doviz kurlari bu alanda da bizi olumsuz olarak etkileyecektir.

Cari acigin yuksek olmasinin ucuncu nedeni ise ithal ettigimiz urunlerin kendi urettigimiz urunlerden daha ucuz/kaliteli olmasidir. Ithal urunler bizim urettigimiz urunlerden neden daha ucuz peki? Bu sorunun cevabi da Turkiye'nin diger bir problemine isik tutacaktir. Mayis ayinda yazdigimiz Erdemir'in neden demir cevheri ithal ettiginin analizini yapan yazimizi okursaniz ulkemizdeki kucuk ve orta boy ureticilerin hala ne kadar verimsiz calistiklarini gorebilirsiniz. Bu, sirketlerimizin rekabetten uzak olmalarindan, isini bilen profesyonel eleman calistirmamalarindan, devletin tesviklerle bunlari korumasindan ve dengesiz vergi sisteminin ekonomik kararlari carpitmasindan kaynaklanmaktadir. Bu konuyu baska bir yazida detayli olarak daha sonra tartisabiliriz.

Peki doviz kurlarinin yukseltilmesi bu alanda cari acigi kapatir mi? Bu soruya verilebilecek en guzel cevap "yanlis soruyu soruyorsunuz" olacaktir. Ben bugunku problemlerin devletin dunku problemlere urettigi cozumlerden kaynaklandigini dusunen birisiyim. Bir alanda "iyi niyetle" yapilan isler baska bir alanda "yeni" problemler olarak karsimiza cikiyor hep. Doviz kurunun yukselmesi bir kac urun piyasasini bir muddet icin koruyacak ve cari acigin az da olsa dusmesine yardimci olacaktir ama bizim amacimiz cari acigi dusurmek degildir. Bizim amacimiz ekonominin uzun vadede yuksek büyüme oranları yakalamasini, rekabetci olmasini ve istihdam yaratmasini saglamaktir. Cari acik bugun onumuze ekonomi bilmeyenler tarafindan "problem" diye sunulan ama "problem" olmayan bir konudur. Vaktimizi ve enerjimizi bununla harcamamiz israftir.

Turkiye'nin problemlerinin bir kismini 11 Ocakta yazdigimiz su yazida tartismistik. En buyuk problem, hemen hemen kimsenin tartismadigi, adli sistemidir. Neredeyse bunun kadar onemli ve neredeyse kimsenin kafasinin basmadigi "devletin piyasalara mudahale aliskanligi" problemi de ulkenin gercek problemlerine cozum uretmesinin onundeki en buyuk engellerden bir tanesidir. Devletin yapmasi gereken caliskan, girisimci insanlarin onunden cekilmesi; piyasalardan ve ekonomiden elini cekerek ulkenin hedeflerine ulasmasini saglayacak rekabet ortamina zemin hazirlamasidir. Ne yazik ki bu konular hic bir zaman gundeme gelemiyor. Toplumda fikirlerin olusmasinda en buyuk etken olan medya ekonomiden anlamiyor, bos tenekeler dolu tenekelerden daha fazla ses cikariyor. Neticede yanlis problemlere yanlis cozumler uretiyoruz, ve maalesef iki yanlis bir dogru yapmiyor.

6 Yorum Var.:

Adsız dedi ki...

Teknolojiyi yurt disindan satin almis uretici bir firmada dis ticaret muduru olarak calismamdan dolayi teknoloji uretemeyen bir Turkiye'de yasamanin ne demek oldugunu ve bize nelere mal oldugunu gayet yakindan bilmekteyim! Uretim teknolojisi yaninda makinalarin da buyuk bolumunu yine ayni sebepten yurt disindan ithal ettik ve hala bir cok yedek/isletme malzemesini ithal ediyoruz hem Turkiye'de uretilmedigi hem de uretilse bile daha kaliteli oldugu icin! Ve yine ne guzel yazdiniz, kapi komsusu teknolojiyi her an calabilir korkusu bizde de hakim! Yani is donup dolasip hukuk devleti kavramina geliyor! Bakkal hesabi gibi bir kasa defteri ile butun sorunlari hem gorup hem de halledebileceklerini dusunen kesimlere koz verenler var oldugu surece bu ulkede bi bok cozulmez!

Adsız dedi ki...

Aslında son paragrafı saymazsak, şu acizane halimle düzeltecek bir kaç şey ben bile bulabilirim.Bence bir kez daha düşünmelisiniz.

Eflatun

Adsız dedi ki...

Kesinlikle dusunucem!

e-recep dedi ki...

Cari açığın sebebi hakkındaki düşüncelerinize kesinlikle katılmıyorum. Bankalardan maaş alan banka ekonomistleri gibi, cari açığı 'düşük kur' dışında herşeye bağlamaya çalışmışsınız.

Halbuki sorun 'düşük kur' veya daha doğru bir deyişle 'aşırı değerli YTL'dir.

Cari açığın ana sebebi 'aramalı ithalatı'nın adeta çıldırmasıdır.

Düşük kur nedeni ile imalat sanayi aramalları ithali artar, yerli aramalı üretimi düşer ve alakalı olduğu tüm sektörlerde işsizlik artar. Mesela pamuk üreticisi olarak bildiğimiz ülkemiz artık pamuk ithalatında dünya ikincisidir.

Hal böyle iken cari açık sorununun kökenini başka yerlerde aramaya çalışmak genel de banka ekonomistlerinin bir uğraşıdır. Çünkü mevcut yüksek reel faiz sisteminden en çok faydalananlar bankalar ve diğer finans kuruluşlarıdır. Maaşını bu kurumlardan kazananlar da bu sistemin sürebildiği kadar sürmesi için ellerinden geleni yaparlar.

Bugün Türk reel sektörünün ne büyük bir krizin içine sürüklendiğini görmek istiyorsanız, lütfen blog'uma buyrun. ->
Türk Ekonomisinin Gerçek Hali
http://e-recep.blogspot.com/

Adsız dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Adsız dedi ki...

Eee recep Eeee recep...

Oldu mu şimdi?