Buna Orhan Karaca’nın blogundan aldığımız yukarıdaki grafiği kullanarak cevap vereceğiz. Mesela 2009’un birinci çeyreğinde gerçekleşmiş büyüme oranı rakamına bir bakalım, aşağı doğru giden uzun mavi çizgi 2009’un birinci çeyreğindeki büyüme oranının %-14 civarında olduğunu söylüyor. Oysa kırmızı çizgi ve beyaz noktalarla ifade edilen mevsimsel etkilerden arındırılmış “gerçek” çeyreklik büyüme oranı ise %-7 civarında bir küçülme olduğunu gösteriyor. Bu rakamlar birbirleriyle çelişmiyor mu, aralarındaki bağlantı nedir?
Buna cevap verebilmemiz için 2008’in ikinci, üçüncü ve dördüncü çeyreğinde gerçekleşmiş “gerçek” büyüme oranlarına bakmamız gerekiyor. Ikinci çeyrekte gerçek büyüme oranı %-0.1, üçüncü çeyrekte %-2, dördüncü çeyrekte ise %-5 imiş. Ben ne diyorum, TÜİK’in açıkladığı rakam bir yıllık değişimi gösterir ve dört çeyreklik gerçek büyüme oranlarının toplamıdır. Yani 2009’in birinci çeyreği için açıklanan %-14 rakamı aslında %-0.1 + %-2 + %-5 + %-7 rakamlarının toplamıdır. Tabii grafiğe bakarak rakamları kullandığımız için gerçek rakamlar tam olarak nedir söyleyemiyoruz, ayrıca TÜİK her çeyreğe eşit ağırlık değil, yıllık üretime olan katkıları oranında bir ağırlık verdiğinden (doğrusu da odur zaten), bahsettiğimiz yöntem yaklaşık olarak doğrudur. Gerçekten de son dört çeyrekte gerçekleşen mevsimsel etkilerden arındırılmış çeyreklik büyüme oranlarını topladığımız zaman TÜİK’in açıkladığı rakama çok yakın bir rakam elde ediyoruz.
Mesela aynı hesabı 2009’un ikinci çeyreği için yapalım. Gerçek büyüme oranı %7 civarında bir rakam imiş, oysa Tüik %-7.5 civarında bir rakam açıklamış. Yani bir yanda hesaplar ekonominin resesyondan çok güçlü şekilde çıktığını gösterirken Tüik’in geriden takip eden istatistikleri derin bir resesyonun devam ettiğini söylüyor. (Bu konuda Güven Sak geçtiğimiz Ağustos ayında tongaya düşerek çeyreklik olarak %7 büyüdüğümüz bir esnada “depresyon devam ediyor” manasına gelen sözler sarfetmişti.) Önce bahsettiğimiz yöntem doğru mu değil mi onun sağlamasını bir yapalım. Son dört çeyrekte gerçekleşen “gerçek” büyüme oranları sırasıyla -2, -5, -7, 7 imiş, bunların toplamı da %-7 civarında bir rakama karşılık geliyor. Bu rakam da Tüik’in hesapladığı %-7.5 rakamına göreceğiniz üzere oldukça yakın bir rakam.
Buradan şu sonucu çıkarıyoruz. TÜİK bir sene öncesiyle kıyaslama yaparak ekonominin o an ne halde bulunduğundan ziyade son bir yıllık durumunun bir ortalamasını yansıtıyor. Bu yüzden de krizlere girişi ve çıkışı geç açıklıyor. Hem de bayağı bir geç açıklıyor. Mesela geçen sene üçüncü çeyrekte Türk ekonomisi çeyreklik olarak %2 küçülürken kimsenin derin bir resesyonda olduğumuzdan haberi yoktu çünkü Tüik hala pozitif büyüme oranları açıklıyordu. Dördüncü çeyrekte ise depresyon içerisinde idi ekonomimiz ama politikacılar “hamdolsun teğet geçti” diyerek seçime girmekten çekinmiyorlardı çünkü devletin istatistik kurumu ekonominin “gerçek” durumunu gösteren istatistikleri yayınlamıyordu. Bu yeteneği yeni yeni kazanmaya başladılar ve 2010’dan itibaren yayınlayacaklar.
Bu konuda yazılmış en güzel yazılardan bir tanesine Orhan Karaca’nın blogundan ulaşabilirsiniz. Geçen senenin başında ben de bu konuda çok öğretici bir yazıyı Turkishtime’da yazmıştım ancak o yazıya internet üzerinden ulaşabileceğiniz bir adres bilmiyorum. Bundan sonraki aşamada gerçek çeyreklik rakamları kullanarak 2010 yılındaki gerçekleşmesi olası GSYH ve büyüme oranını hesaplayacağız.
1 Yorum Var.:
Çok faydalı bir yazı olmuş. Çok teşekkürler İnan Bey. Yalnız dördüncü paragrafın sonundaki %7.5 rakamı, %-7.5 olmalıydı galiba.
Yorum Gönder