Sorumluluk Nedir? Kendi Basiretsizliğimizi Nasıl Başkalarının Üzerine Atarız?

Bu yazida sorumluluk nedir ve kendi basiretsizliğimizi nasıl başkalarının uzerine atarız sorularina cevap vermeye calisacagim.

Su yaz sicaginda haftada 80+ saat calisiyorum, nefes almaya vaktim yok ama Radikal'de gozume carpan bir yazidan sonra yazmak farz oldu. Yazimiza konu olan sahsiyet Van Universitesinden sosyal bilgiler ogretmenligi derecesi almis. Muhtemelen universitenin yanindaki kahvehanede cayina king ve bilardo oynayarak gunlerini gecirmistir. Sosyal Bilgiler nedir ben pek anlamam. Mesela her yil universitelerin ogretmenlik bolumune giren aday sayisi kac kisidir? Her yil devlet ve ozel okul/dershaneler kac ogretmen ise alir gibi sorularin cevabi sosyal bilgiler dersinde ogretiliyor mudur bilemiyorum. Bizim kahramanimizin bu sorularin cevabini bildiginden supheliyim ama.

Efendim, kahramanimiz universiteden mezun olmus, sonra da "ulan su devlete kapagi bir atsam sirtim bir daha yere gelmez, her sene uc dort ay tatil, is guvencesi, sigortasi her seyi var" seklinde dusunerek KPSS sinavina girmis ama kazanamamis. Bir kere de degil, uc defa girmis kazanamamis. Demek ki bir parca yetenek veya calisma azmi dahi yokmus arkadasta. Ozel dershanelere de "modern kolelik" oldugu icin basvurmaya tenezzul dahi etmemis. Hani is guvencesi yok, kalitesiz adami hemen kapi onune koyuveriyorlar, maasi devlet okullarina gore daha dusuk, diger haklari vs. az ya o yuzden kahramanimiza cazip gelmemis. Onun yerine nasil olduysa devlet okulunda gecici hademelik isi bulmus. Muhtemelen dusuncesi de "hademelik mademelik, bir kadrolu olursam sirtim bir daha yere gelmez" seklinde dusunmustur. Muhtemelen hademe adam dershanede hocalik yapan adamdan daha cok para bile kazaniyordur.

Aritmetik Ortalama Nedir   Hisse Senedi Nedir  Tahvil Nedir    Broker Nedir    Portföy Nedir

Evdeki hesap carsiya uymamis yine de, kahramanimizi kapinin onune koymuslar. O da gitmis solugu Dogan Medyada almis. Devlet egitime daha fazla kaynak ayirsin, cok daha iyi planlama yapip hangi is dalinda kac kisinin lazim olacagini 5-10 sene onceden gorup ona gore devlet universitesi acsin. Kapasite fazlasi bolum olmasin vs. seklinde sacmalamis. Utanmadan sikilmadan da aynen su laflari soylemis:

"Plansız programsız üniversiteler açılıyor. Buradan mezun olan öğrencilerin ne iş yapacakları hesaplanmıyor. Her ile bir üniversite açılıyor...Onca yıl eğitimden sonra mezun olan arkadaşlarımız, benim gibi sokaklarda işsiz olarak dolaşıyor"

Devlet planli programli universite acsa durum bundan farkli mi olacak e benim cahil evladim? Sen de beyin yok mu? Manavdan kavun alirken bile 10 dakika orasını burasını mıncıklayıp, dibini üç beş defa kokladıktan sonra nazlana nazlana parayı veriyorsun. Hayatının dört yılını, annenin babanın seni okutmak için harcadığı 20 yıllık emekleri ise düşünmeden, araştırma yapmadan seçim yaparak heba ediyorsun. Devlet seni zorla mı o okula yolladı? Orada geçirdiğin dört yıl boyunca bir KPSS sınavını geçemeyecek kadar bile bir şey öğrenmemen devletin suçu mu, senin suçun mu? Kendi hatalarını sorumsuzluğunu başkalarının üzerine yıkmaya çalışma, ben kül yutmam.

Bu kafayla gidersen yarın bir gün devletin sana evlenmen için eş bulmasını vs. de istersin. Ülkemizde ne kadar çok kafasını çalıştıramayan insan var yahu, aklım almıyor. Altı ay önce Jale Özgentürk “Moğolistan’da bir erkeğe altı karı düşüyormuş” diye yazı yazınca acaba bizim yazının kahramanı “ulan ha Van ha Moğolistan, nerede beleş oraya yerleş” dedi mi acaba? Ya da aynı Moğolistan zırvalarını köşesinde yazan Meliha Okur “beş dönüm bostan yan gel yat Osman” dediği zaman, bizim Osman hiç araştırmadan bavulunu toplayıp Moğolistan yolunu tuttu mu merak etmiyorum doğrusu...

Reklam: Benim Ekonomi Turk 2 blogunda yazdigim yazilara bir ay boyunca ucretsiz olarak ulasabilir ve merakinizi dindirebilirsiniz. Bu kampanyanin sponsoru liderforex sirketidir. Bir dahaki yazi icin haftalarca beklemeyin.

20 Yorum Var.:

cagatay dedi ki...

Haftada 80+ saat çalışıp mesai ücreti alıyor musunuz ?

Editor dedi ki...

Normalde fazla mesai ucreti almiyorum, 50 saat calissam da ay sonunda elime ayni para gececektir. Cok calismanin karsiligini bugun degil gelecekte alirsiniz. Ben de gelecege yatirim yapiyorum...

milleplateaux dedi ki...

Zat-ı muhterem "Türkiye dünyada söz sahibi olmak istiyorsa eğitime önem versin" demis.

Turkiye egitime az da olsa onem veriyor ki KPSS'ye uc kere girip de kazanamamis, meslegini hakkiyla yapmaya degil de (ozel okullarda dahi(!) olsa) devlet memuru olmaya odaklanmis kisileri ogretmen yapmiyor.

Kubilay dedi ki...

Ben de benzer bir yazı yazacaktım, editör benden önce davranmış. Ben de bir ek vereyim o zaman: devlette iş bulamayan abimiz (evet yaşça benden büyük kendisi) üniversiteyi 28 yaşında bitirmiş. Kınamak vs için yazmıyorum bunu ama o yaş normalde amacı akademisyen olmak olanlar için (en azından) doktoranın yeterliliğin geçtiği yıldır. Normal zekaya sahip ise editör'ün bu hafta çalıştığı gibi (haftada 80+ saat)KPSS'ye bir yıl çalışsın, kazanır. İsterse işi (kürekçiliği) öğrenene kadar günlük 20 liraya ondan sonra da günlük 40 liraya beim dükkanımda çalışabilir. Aslında bu teklif herkese açık. Güzel oluyor. Dükkan açıyorsunuz, sonra da işsizim veya maaşım az diye ağlamaya çalışan herkese gel benim yanımda çalış diyorsunuz, kafanız rahat ediyor. Zira neredeyse hiç kimse çalışmak istemiyor. Herkes kalem efendiliği yapmak istiyor.

Unknown dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Unknown dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Unknown dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Unknown dedi ki...

Merhaba hocam. Öncelikle Türkiye'nin saygın liselerinden birini bitirip yine Türkiye'nin saygın üniversitelerinden birinde İşletme eğitimi aldığımı ve akademik yönden parlak denilebilecek bir son sınıf öğrencisi olduğumu, ayrıca bir kaç farklı sektörde sadece piyasayı tanımak ve tecrübe kazanmak için toplamda 1,5 yıldan fazla staj yaptığımı - çalıştığımı da baştan belirteyim ki sizin kalite süzgecinizde hemen elenip, "değersiz bir yorum sahibi" ya "hiç beyni olmayan" biri sanılmayayım.

Bloğunuzu ve paylaştığınız değerli bilgileri ilgiyle takip etmeme rağmen, bu makalede malesef açıkca cahilliğinizi konuşturduğunuzu düşünüyorum. Ekonomist sıfatlı biri olarak "Sosyal Bilgilerden pek anlamam" demeyi vahim, bu lafın üstüne bir de bu üslupla ahkamlar kesmeyi ise çok daha vahim buluyorum.

Takdir edersiniz ki bir insanın başarısı bulduğu iş ya da kazandığı para ile ölçülemez. Eğer öyle olsaydı sanırım siz, ay sonunda aynı parayı alacağınız halde fazladan çalışmazdınız değil mi? Ya da tersten düşünürsek, ekstra gelir elde etmek için yazılarınızın sonuna her fırsatta eleştirdiğiniz sponsorların reklamlarını almanız, kimseye çıkıp size; " Ah akılsız evladım, yaptığın iş mi?" tarzı bir üslüpla garip ithamlarda bulunma hakkını vermezdi.

Öncelikle sırf hiç tanımadığınız, benim de hiç tanımadığım, sadece gazete haberini gördüğünüz bir adam hakkında böyle sokak ağzıyla seviyesiz ithamlarda bulunmak için bu kadar uğraşıp makale yazarak yayınlamanızı çok garipsedim. Küçük dağları hiçbirimiz yaratmadık. Bu kadar gurura gerek olmadığını düşünüyorum. İkinci nokta ise Türk Eğitim Sistemi hele hele Yüksek Öğretim Sistemi gibi dinamiklerini ve sorunlarını anlaşıldığı kadarıyla hiç bilmediğiniz bir konuda bu kadar sert bir yazı yazmak da, böyle bir eleştiriyi hakedecek cesareti isteyen bir iş. KPSS sınavı, sınav sonrası süreçler, dönen dolaplar ise apayrı bir mevzu. Siz heralde devlet 80 senede yapılabilecek herşeyi yaptı da millet ameliyatla kendini gerizekalı yaptırıp bu hale geldi sanıyorsunuz. Herhalde bir "ekonomist" olarak, "...her sene uc dort ay tatil, is guvencesi, sigortasi her seyi var" seklinde dusunerek KPSS sinavina girmis..." derken, insanların kısa vadede kendilerini geçindirebilecek kadar, uzun vadede ise yine kendilerince rahat bir şekilde yaşayacak kadar para kazanmayı amaçlamasının, bir tek sizin gibi her şeyi bilen "ulu" insanlara özgü olmadığını da anlayamıyorsunuz.

Dolayısıyla Türkiye gibi 80 senedir her 1 Ocak'ta yüksek öğretim sistemiyle yapboz gibi oynanan, en iyi ihtimalle, akademik yetkinliği tartışılır, daha doğru düzgün intialsiz kitap bile yazamamış bu devletin "maaşlı" profösörlerinin verdiği üç kuruşluk eğitim ile üniversiteyi bitiren bir öğretmen adayına, öğretmenlikten çok hademeliğin yakışması ve de yakıştırılması, sizce kimin suçudur?

Sizde yeterli düzeyde beyin olduğuna tüm kalbimle inandığımdan bunun cevabını da kolaylıkla bulabileceğinizi sanıyorum.

Saygılar

milleplateaux dedi ki...

denememeler'in dikkatini ceken seyy benim de dikkatimi cekti. Simdi arkadasin gunahini almayayim belki de "bu X meslegi benim idealim" degil deyip yillar sonra universiteye girip ogretmenlik okumus olabilir. Ama universiteden 25+ mezun olan cogunluk gibi ise 4 senelik okulu 10 senede bitirmis yani okulu bayagi uzatmis.

milleplateaux dedi ki...

x,

Burada soz konusu olan ogretmenlik icin gerekli minimum onkosullari saglamamis (KPSS gibi), meslegini yapmakla degil devlette calismakla ilgilenen, sadece universite kazandigi icin kendisine cocuklarimizin emanet edilmesini bekleyen bir kisinin elestirisidir.

KPSS'de gecme sarti ilk 75'e girmek degil 75 puan almaktir. Yazida bahsi gecen kisinin bu puani 3 kerede alamamasinin nedeni ne olabilir sizce?

Kubilay dedi ki...

Bir ek: acaba devlet üiversitelerde bedavaya eğitim vermek yerine paralı yapsa okulları, veya özelleşse bütün üniversiteler kaç kişi van'da sosyal bilimler öğretmenliği okur? Dikkatinizi çekerim, özel üniversitelerde tıb var, hemşirelik var, fiyatları da çok yüksek. 30.000TL (sadece eğitim ücreti) ve girenler var, yenisi bile açılıyor. Sorun belki de 30 yaşına gelmiş tosuncuklar nasıl atansın sorunu değil. Sorun belki de bedava diye, kolay diye fazla insanı yanlış yerlerde mi okutuyoruz sorunu.

Davilex dedi ki...

Konuya başka bir bakış açısı getirmek istedim. Sanırım örneklen gitsek çok daha iyi anlaşılır. Eşim iki kere denemesine rağmen ÖSS'yi kazanamadı, bizde açık öğretime gönderdik. Uzun uğraşlar sonucu şimdi açık öğretişm iktisat mezunu. Ben ise iyi bir ün işletmesini ve başka bir ün.nin de finansal ekonomi yüksek lisansını bitirdim. Şimdi şunu kesinlikle söyleyim eşim benden daha çalışkan, azimli ve istekli. Öğretmen olmak hayaliydi ama olmadı. Şimdi dönüp baktığımda istek var azim var çalışkanlık var ama olmuyor neden diye kendime soruyorum. Eşim kesinlikle gerizekalı değil benden bile daha fazla kitap okuyan son derece kültürlü açık öğretim okumasına rağmen bir çok örgün öğrenim gören kişiyi cebinden çıkarabilecek biri. Peki o zaman diyeceksiniz sorun ne? Sorun şu lise öğrenimi boyunca eşimin matemetik derslerine türkçe hocası girmiş biz tanıştığımızda eşim gerçek bir matematik özürlüsüydü. Ama kendisi çabaladı kursa gitti ve açık öğretimin o iğrenç matematik sorularını 78 gibi yüksek bir notla geçti.

Evet belki eşim bir istisna bizler suçu başkalarına çok çabuk yıkıyoruz ama devletin hiç mi suçu yok...

Unknown dedi ki...

denememeler,

yaptığınız son yorumla aslında İnan hocanın "hiç beyni yok mu?" diye sorguladığı bu öğretmen-hademe vatandaşın tepkisini haklı çıkatıyorsunuz.

Önce bir yükseköğretim reformu yapmak, üniversitelerden devletin bürokrasisi ve diğer pisliklerini çekmesi, hem özgürlük hem de yetkinlik olarak sadece akademik bilginin ve başarının ölçüt kılınmasını sağlamak, her yere mahalle bakkalı gibi üniversite açıp bununla övünmekten çok çok daha önemlidir.

Bunu kpss de bırak 75 i 0 almış bir adam da söylese bir çocuk da söylese haklıdır.

Saygılar

Editor dedi ki...

Sayin X,

Yazidan devlet universitelerini veya devletin egitim yaklasimini destekledigim anlamini cikarmissiniz ama yanlis yapmissiniz. Tam aksine devlet universitelerini oldukca yeren bir yazidir bu ama, ustu kapali yazinca insanlar da anlayamiyor. Yine de yazi icerisinde "devlet universiteleri" baslikli daha onceki bir yazima link veriyorum, o yaziyi okusaydiniz devlet universiteleri hakkindaki goruslerimi daha net gorebilirdiniz.

Bu yazidaki ana mevzu ama devlet universitelerinin kotu olmasi degil. Buradaki ana mevzu devlet universitelerinin kalitesizligine ragmen manavdan kavun karpuz alirken meyveyi dakikalarca taciz eden insanimizin Van'da Sosyal Bilgiler ogretmenligi okuma isine gozu kapali dalmalaridir. Yani bu vatandasimiz Van Universitesinin bir Harvard olmadigini okula baslamadan bilmiyor muydu, hic arastirma yapmamis miydi? Ne bekliyordu?

Saldim cayira mevlam kayira yaklasimiyla cocuklarimizin egitimine yaklasiyoruz. Devlet okutsun, devlet is bulsun, oldu olacak devlet evlendirsin.

Davilex,
Esinin durumu da benzer bir sorun. Ailesinin esinin egitim seviyesini takip ediyor ve gerektiginde mudahale ediyor olmasi gerekirdi. 15 yasindaki bir kisiden bu sorumlulugu bekleyemeyiz ama onun anababasindan bekleriz.

Turkiye'de kimse yaptiklarindan dolayi sorumlu tutulmuyor, kotu yonetimlerinin ceremesini kendileri cekmiyor. O yuzden de devlet idaresi simdiki oldugu noktada. Yine de devleti suclamadan once kendi problemlerimizi kendimizin cozmesi lazim. Kimse devletin actigi bes para etmez okullara cocugunu gondermezse ne olur bir dusunun...

Davilex dedi ki...

İnan Hocam, Anababalarla ile ilgili görüşüne sonuna kadar katılıyorum. Ama biraz da imkan meselesi tabii. Koşullar herkes için aynı şartlarda oluşmuyor malesef. Çoğu zaman anababaların hatası çocuklara kalıyor ve bir çoğunda da telafisi mümkün olmayabiliyor.

Ama buradan şöyle bir olumlu sonuç çıkartmalıyız diye düşünüyorum. Evet devlet mükemmel değil ama biz bu durum karşısında ne yaptık önemli olan bu. Bizde bahanelerin üzerine yatmak çok meşhur malesef. Yani o haberdeki dayı ne yaptı ne çaba sarfetti. Biz eğer o haberdeki gibi dayıları düzeltirsek, devletle ilgili problemler de daha uzun vadede düzelecektir diye düşünüyorum.

Unknown dedi ki...

Çok ve gereksiz üniversite açılıyor, eğitim kalitesi düşük gibi savların hepsi saçma. abd da kaç üniversite var. üniversiteler iş ve işçi kurumumu. okursun aldığın bilgi ile bişeyler yaparsın başarılı olursan para kazanırsın.Bu yılda 20 gün çalışan fındıkçının bu parayla bir yıl boyunca rahat rahat geçinme talebi gibi. günde 1 saat çalışan insan istediği bölümü, bölüm bittikten sonra yine 1 saat çalışarak KPSS falan hepsini kazanır. yok kazanamıyorsa koyun gütsün, pidecide çalışssın. ne yapalım bari. biz de iki sene master yaptık iş bulamadığımızdan yoksa bilime olan merakımızdan değil. Adam ziraat mühendisi yok şu kadar mezun varmışda yok devlet iş veremediği bölümü niye açıyormuşda. Yav git hayvancılık yap diyorsun işine gelmiyor çalışmak. Çevremde Orman mühendisi var ziraat mühendisi var gelin çiçekçilik yapalım besicilik diyorum. hiç düşünmüyorlar ama akşama kadar car car atıyorlar. Bedava veya az ücretle bilgisayar kursları on parmak daktilo kursları var belediyelerin falan ama kimse gitmiyor. gitse düzgün öğrenmiyor. mahkemeler düzgün yazı yazacak eleman bulamıyor. herşey yalan. üniversiteler dahada çoğalsa özellikle vakıf üniversileri. boş gezenlerin cahil olmasından sa üniversite mezunu olmasında ne kötülük var. hademede universite mezunu olsun. kardeşim ne yüceltiyorsunuz şu mezuniyeti. vay anasını sosyoloji bitirmiş, ne yapalım hemen öğretmenlikmi verelim. niyeki? sosyolog olsun.

flatline dedi ki...

ben de devletin üniversite eğitimini bedavaya yapmasını saçmalık olarak görüyorum.sanıyorum dünyada lisans eğitiminin bu derce abartıldığı başka bi yer yok.türkiyede hangi bölümden mezun olursanız olun sanki işin bütün detaylarını kapmış şekilde, piyasanın önünüze kırmızı halı sererek beklediği bir eleman olmanız gerektiği kanısı var.
30-40 sene önce belki her lisans mezunu bu muameleyi görüyordu.ancak bugün kalifiye&teknik eleman arzı inanılmaz ölçüde arttı ve durum ortada.lisans öğretimi piyasa tarafından eğitilebilir iş gücü olarak görülmeye başlandı.sonuçta bu kamu yönetimi bitiren herkesin kaymakam olacağını düşünen amcaların ve teyzelerin,mezunların çok büyük çoğunluğunun bankalarda veznedarlık gibi işler yaptıklarını görünce verdikleri tepkilerden çokda farklı değil.

Yavuz KIR dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Yavuz KIR dedi ki...

Mesele bence su: Hayatimizin direksiyonu bizim elimizde, ister sag seritten sureriz isterse sol seritten. Bazen yol bozuk olur, bazen yola tanker devrilir, ki bunlar sistematik sorunlardir, yapilacak birsey yoktur. Birde aracin surucusune kalan seyler vardir. Yani yola erken cikmak, mola verdigin yerleri iyi ayarlamak, hatta bazen arabayi da surmemek, tren ile gitmek falan filan.

Analojinin sonucu su: Tabii ki ulkemizde cok sorun var ama mesele butun bunlara "ragmen" bireyin akilli olmasi, yoksa nesiller boyu sistemi elestiririz, olan yine bize olur.

Editor'de , bende , O Radikal gazetesinde ki beyefendi de, OSS nin sikintisi yasamis insanlariz.

Inanin hayatimda "akilli" davranmasaydim, su an bulundugum yerlere gelemezdim. Yani bende TR de yetistim, orada egitim hayatimin cogu gecti, OSS ye kufur etmem gereken, sisteme muhalif olmam gereken, cok zaman oldu, ama eger onlara enerjimi harcasaydim, bugun O Radikal deki beyefendi kadar bile toplum da yerim olmazdi.

Birey olarak ne yapabiliriz, sisteme "ragmen", lutfen ona odaklanalim. Bol sanslar :)

Bu arada Editor'u yakindan taniyan bir olarak, kendisi ukala gorulebilir, ama uslubunun sertligi aslinda o Radikal deki beyefendinin daha iyi karar almasi icin duydugu heyecandan olmustur, o ve TR de onun gibi bircok genc icin bu umudu tasiyan birisi.

Zaten EkonomiTurk un misyonu da budur, Editor misyon ile celismis olur, zaten aksi olsaydi..

Hüseyin MEÇO dedi ki...

iyi bir lise yada üniversite bitirmiş genç neden başarısızdır.

1.iyi insanlardır..çıkar ile kazancı karıştırırlar.

2.terbiyeli insanlardır..o kadar ki biri iki yapmanın peşinde koşmazlar.

3.telaş yapmazlar...rahat geniş insanlardır.

4.tembellerdir...çalışmazlar çalışmak işlerine gelmez.

5.umursamazlar...gelen şansları bile kullanmazlar.

6.patavatsız insanlardır.........

7.başkalarının yardımlarını her zaman görmüşlerdir. buna alışmışlardır.

8.annem babam bana bakıyor çalışıpta ne yapacağım düşüncesine sahiplerdir.

9.her zaman çekilmeyi seçmişlerdir.

10.ihtiyarlığı düşünmezler.

uzun bir süre oldu depremden bahsetmiyorum.

istanbul ve kuzey girit depremi bizi bitirecektir.dikkatli ve hazırlıklı olmalıyız.

ege de bir sürü yıkık tarihi kalıntılar var.bizde aynılarını yaşamayalım.