Komünizm nedir iktisat Nedir Devlet Üniversiteleri Eğitim Nedir Dejavu Nedir Bilgi Nedir Wifi Nedir Teknoloji Nedir
neyse yazıya geri donelim, yazı IMF'in calısmasına refere ederek, yandaki grafiği veriyor. bu grafik G-20 yi oluşturan gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin brüt kamu borcunun GSYİH'ya oranını göstermekte. IMF'in temel aldığı senaryoya göre, gelişmiş ülkeleri oluşturan 10 g-20 ülkesi 2014'de % 114 borc/GSYİH oranına ulaşıyor, krizden cıkısn beklendiğinden daha olumsuz buyume oranlarıyla gerceklestigi olumsuz sanaryoda ise (worst-case) bu oran % 150'yi bulabiliyor! bu arada gelişmekte olan ülkelerin nisbeten daha iyi bir konumda oldukları da görülüyor.
aşağıdaki iki grafik ise IMF'in calısmasından, uzun vadeli trendi ve dunyanın nasıl ciddi bir kamu borc sorunu ile karsı karsıya oldugumuzu gostermesi acısından faydalı. hemen alttaki 1. grafik, g-20 gelişmiş ülkeleri için kamu borcundaki 1980-2010 dönemindeki gelişimi gösteriyor. kamu borcu/GSYİH oranının Küresel Krizle birlikte ciddi bir artış eğilimine girdiği daha popüler ifadeyle "yoldan çıktığı" açıkca görülüyor. ikinci grafik ise, 1. grafikte bahseilen kamu borcu GSYİH oranındaki yıllık değişimi sergiliyor. her iki grafikte özellikle gelişmiş ülke ekonomilerinin çok ciddi bir kamu dengesizliği sorununun başında lduğunu ve büyük olasılıkla bu gisişatın sonuclarının da uzun donemli buyume açısından ciddi olumsuzlukları taşıyacağını gösteriyor bize.
Küresel Kriz, ABD nin gevsek para politikasının serbest piyasaları yanlış yönlendirmesi sonucu ortaya cıktı. Konunun ciddiyeti ve tum dunyayı bir ucurumdan aşağı atabileceği korkusu o kadar abartıldı ki, para politikası faizlerin sıfıra cekilmesi ve piyasaya dogrudan para enjekte etmeye varıncaya kadar son haddinde kullanıldı. bunun yetersiz olabileceği görülünce (büyüme rakamları) maliye politikası denize dusenin sarıldığı yılan görevi gördü. para politikasındaki gelişmelerin ilk sonucu, doların dunya paraları karsısında dususe gecmesi oldu, bunun ikinci etabı doların rezerv para ozelliginin tartışılması olarak kendini gösterebilir, hatta kimi oncu tartışmalar yapılmaya başlandı bile. likiditedeki artış, dolardaki dusus, g-20nin genişleyici maliye pol. acıklamaları ile birleşince borsalar tum dunyada ve bizde yukselişe gecti. Bir diğer ifadeyle dunya fedakarlığını Keynes'e guvenerek fazlasıyla yaptı, şimdi ise "ekonomik sistemin" cevabını bekliyor.
Ben su anda dunyanın "Stand By" modunda olduğunu dusunuyorum, her iki yone de evrilebilir. aşağı dogru bir ilerleyiş, bu fedakarlıkların ardından (ozellikle gelişmiş ülke ekonomileri için) tam bir felaket olur. yukarı dogru ilerleyiş ise (ki bu benim dusundugum) onunde ciddi bir ayaga kelepçe taşıyor (bkz. resim ve bu yazı). İşte ben de bu noktada diyordum ki, kriz sonrası borclanma imkanlarındaki daralma kacınılmaz gozukuyor, gecen yazıda dedigim gibi "ballı" bir ulke degiliz, sermaye acıgımız var o halde kendimizi ilerde bu sermayeye daha fazla muhtac etmeden, mikro ve yapısal reformlara odaklanarak, kriz sonrası kurulacak sisteme dikkatimizi yogunlaştırarak geçirelim, bu son pakette zaten yeterince bozulan dengeyi iyice bozacak gibi gozukuyor. Dunya ve Turkiye umarım kazın ayagının farklı oldugunu gordugunde cok gec kalmaz. saygılar.
2 Yorum Var.:
Guzel yazi olmus, eline saglik.
dogru soylersin de...
senin bu gorduklerini herkes (yetkililer) goruyor aslinda. ama siyasi sonuclarindan cekinildigi icin boyle kisa vadeli cozum arayislari revacta. diktatorlukler degil de demokrasiler oldugu surece de bu boyle devam edecek. ortada basbakanimizin "bekara kari bosamak kolaydir" dedigi durum var yani.
Yorum Gönder