Ege Cansen'e okuma listesi

Geçenlerde "Benden bu kadar" başlıklı bir yazı yazmıştım. Aslında başlığı yanlış atmışım. Yazının içeriğini okuyanların da anladığı gibi aslında "şimdilik bu kadar" demek istemiştim. Çünkü kafam sürekli siyasi gelişmeler üzerine yoğunlaşıyordu ve seçimlere doğru gider iken de bu kadar siyasi yazı yazmasam belki daha iyi olur diye düşünmüştüm. Fakat aradan geçen sürede medyada öyle yazılara rastladım ki bunlar hakkında bir iki çift laf etmemek için kendimi zor tuttum. Nihayetinde bugün Ege Cansen'in yazısını görünce daha fazla dayanamadım ve klavyeyi tekrar elime aldım. Çünkü Ege Bey enflasyon-büyüme ilişkisi üzerine bir yazı yazmış ve tabiri caizse benim çöplüğümde ötmüş. Yalnız ötüşü pek doğru olmadığı için kendisine bir iki çift laf etme hakkını bana vermiş oldu.

EFT Nedir?  Faşizm nedir?  Özel Üniversiteler  Devlet Üniversiteleri  Türk Bilim Adamı

Ege Bey yazısında "Kural olarak, büyüme ile enflasyon indirme arasında ters ilişki vardır. Yani, büyümeden fedakárlık etmeden, enflasyonu düşürmek mümkün değildir" diyor. Türkiye'de son beş yılda ekonomi büyürken enflasyonun düşmesini ise o meşhur "yüksek faiz-düşük kur" politikasına bağlıyor. Herhalde Ege Bey 40 yıl kadar önce üniversitede okurken kendisine enflasyon-büyüme ilişkisinin böyle olduğunu öğretmişlerdi. Hani şu meşhur Phillips eğrisi analizi. Ancak aradan geçen sürede enflasyon-büyüme ilişkisine yönelik literatür bir değil iki kez değişti, beyefendinin haberi yok. Önce 1980'li yılların başlarında başlayan çalışmalar enflasyon ile büyüme arasında ters yönlü bir ilişkinin mevcut olduğunu gösterdi. Daha sonra 1990'lı yılların ortalarından itibaren ise bazı araştırmacılar bu ilişkinin yüksek enflasyon oranlarında negatif, düşük enflasyon oranlarında pozitif olduğunu buldular. Yani Türkiye'nin yüzde 8-10'luk seviyeye gelene kadar büyüme devam ederken bir taraftan da enflasyonu düşürmesinde hiçbir gariplik yok. Şimdi Ege Cansen'e bu konuda internetten ulaşılabilen kaynaklardan oluşan kısa bir okuma listesi vereceğim. Umarım bunları okur da bir daha bu konuda yazı yazacağı zaman aynı yanlışı yapmaz. Haa, konu hakkında bilgi sahibi olmak isteyen okuyucularımız da bu okuma listesinden yararlanabilir tabii.

Ege Cansen için okuma listesi:

1) Michael Bruno and William Easterly, "Inflation and Growth: in Search of a Stable Relationship", 1996.
2) Atish Ghosh and Steven Phillips, "Warning: Inflation May Be Harmful to Your Growth", 1998.
3) Mohsin S. Khan and Abdelhak S. Senhadji, "Threshold Effects in the Relationship Between Inflation and Growth", 2001.

Belki İngilizcesi kıttır, bir iki de Türkçe kaynak vereyim:

4) TÜSİAD, "Enflasyon ve Büyüme Dinamikleri", 2002.
5) Orhan Karaca, "Türkiye'de Enflasyon-Büyüme İlişkisi: Zaman Serisi Analizi", 2003.
6) Metin Berber ve Seyfettin Artan, "Enflasyon ve Ekonomik Büyüme İlişkisi: Türkiye Örneği", 2004.

Bu arada Güngör Uras da meydanı boş buldu iki gündür desteksiz sallıyor. Uras'ın dünkü ve bugünkü yazılarını okuyanlar ekonominin beş yıldır küçülmekte olduğunu, ihracatın da başaşağı gittiğini sanacak. İstatistiklerde 2004-2006 arasında Türkiye'de yapıldığı görülen yatırımlar da gerçekte Patagonya'ya yapıldı herhalde. Dua etsin ki vaktim yok. Şu anda yarına yetiştirmem gereken bir raporla uğraşıyorum. Bu sıkışık zamanımda şu yazıyı yazmak için bir saatim gitti. Adamlar bir sürü yalanla yanlışı harmanlayıp ekonomi yazısı diye gazetelere basıyor bir de üstüne para alıyor. Biz ise onların belkide yarım saatte falan yazdıkları yazıları eleştirmek için gidip veri falan ararken bedavadan değerli vaktimizi harcıyoruz. Bir de üstüne iki tane geri zekalı okuyucu çıkıyor büyüyen ekonomiye büyüyor diyoruz diye bizi AKP yalakası olmakla suçluyor. E ne yapalım kardeş büyüyor. Büyüyen ekonomiye sırf AKP'ye muhalefet yapacağız diye göz göre göre küçülüyor mu diyelim. Ne yapalım, Ahlah'tan okuyucularımızın çoğu böyle değil. Değerini anlayanlara emeğimiz helali hoş olsun.

7 Yorum Var.:

Adsız dedi ki...

Sayın Ekodok ve değerli okuyucular sizlere bugun girdigim bir sinavdaki soruyu sormak istiyorum bu konudaki dusuncelerinizi gercekten merak ediyorum. Ekodok'un yazdığı "Sakın AKP başarılı olmuş olmasın" başlıklı yazıdan sonra daha çok düşünmeye başladım.

Soruyu aynen aşaığda veriyorum ve sizlerden yorumlarınızı bekliyorum.

"Sıkı para politikasi ve hizli büyüme yüksek faize yol açmıştır. Harcamalar artmış ve harcamalar kamu kesminde değil, özel kesimde yapılmıştır." bu ifadeye katılıyormusunuz neden veya neden değil?

Adsız dedi ki...

"Bir de üstüne iki tane geri zekalı okuyucu çıkıyor büyüyen ekonomiye büyüyor diyoruz diye bizi AKP yalakası olmakla suçluyor"
Okuyucuya böyle bir sıfatı takma hakkını sana kim veriyor? Bir açıklayabilirsen sana zahmet....

Adsız dedi ki...

Sayın Ekodok/Ekonomix,

Yorumlarınızda, yazılarınızda bu kadar ukala olmak zorunda mısınız? Bütün yazarlar tukaka, ekonomiden anlamaz, beşpara etmaz, kendi aralarında atıp tutan, ulusalcı felaket tellalları..Bir siz, bir çok yönlü televole yorumcusu, pardon iktisatçısı Deniz Gökçe ve bir de Uğur Gürses ve avaneniz ekonomiden anlıyor öyle mi?? Bu nasıl bir yaklaşımdır, insanları çok afedersiniz aptal yerine koymaktır, olacak iş değil?!!

Ukalalık iyi bir şey değildir. Bunu size öğreten olmadı mı şimdiye kadar? Yoksa Amerikalardan Türkiye'ye bakmak mı sizi bu hale getirdi?

Adsız dedi ki...

Sayin Anonim,

Bu blogu zorla okutmuyorlar bize... Begenmiyorsaniz okumazsiniz olur biter. Bu kadar ofkelenmenizin anlami var mi? Sonucta ben kendi adima bu blog sitesinden genellikle hosnutum ve okumaya devam ediyorum. Beni rahatsiz eden bir hal alirsa, birakiveririm gider. Elestirmek istiyorsaniz, acin siz de bir blog sitesi. Burayi linkleyerek, siz de tipki buradaki yazarlarin bazi gazete yazarlarini elestirdigi gibi elestiriler yapin. Sizin soylemleriniz de hosumuza giderse, sizin blogu da takip ederiz. Su anki yaklasiminiz biraz anarsistce. Nacizane fikrimdir.
T'Pol

Adsız dedi ki...

Herhalde iş yoğunluğunuzdan dolayı Ege Beyin yazısındaki bazı satırları atlamışsınız. Kendisi sizin alıntıladığınız cümlesinden hemen sonra "Ancak ekonomi, çok değişkenli ve düz bir çizgide gitmeyen (non linear) bir "sebepler ve sonuçlar" ilişkisidir. Hiçbir zaman tek bir sonuç, tek bir sebeple izah edilemez. Çünkü daima ortada birbirinin etkisini yok eden veya kuvvetlendiren sebepler vardır. Türkiye'nin hem enflasyonu indirip hem de büyümeyi sağlaması işte böyle bir karmaşık olaydır." diyor.

Yazının asıl iddiası ise bugünden sonra enflasyonu ortadan kaldırmak için büyümeden feragat edilmesi gerektiği. Ki bu noktada farklı bir şey söylemiyorsunuz. (Khan'ın yazısında da %11-12 gibi bir threshold'dan söz ediliyor.)

Bir de bu konu iddia ettiğiniz gibi uzmanlık alanınız ise, rica edeceğim yazdığınız 1-2 economic paper'ı post edin de biz de bilgi sahibi olalım.

Adsız dedi ki...

vermis ya, kor musun

Adsız dedi ki...

Pardon. Ekodok'un gerçek ismini bilemediğim için.
Abdülhak Şenhacı, Orhan Karaca, Metin Berber ve Seyfettin Artan'dan hangisi acaba? Tabi, Atış Hoş (!) da olabilir.