Türkiyeden yaşanan beyin göçünü ise zekasıyla başarısıyla arkadaşlarından ayrılmış, Türkiyenin en iyi okullarında okumuş, 1 tanesine sahip olmak için yaklaşık 1000 öğrencinin ilkokul 1. Sınıftan başlayarak 17 yıllık bedava eğitim sürecinden geçirilmesi gereken, nadide bireylerin Amerikaya, Kanadaya, Almanyaya, Fransaya, Japonyaya yada İngiltereye gitmesi olarak tanımlayabiliriz.
Dünyada beyin göçü ilk olarak 1960’lı yıllarda başlıyor ve önce doktorlar mühendisler sonra da bilim adamları arasında oldukça yaygınlaşıyor.[1]
Demokrasi Nedir Küresel ısınma Nedir Özel Üniversiteler Bilgisayar Nedir Teknoloji Nedir
Uluslararası eğitim enstitüsünün verilerine göre Türkiye 2004-2005 yılında Amerikaya 12035 öğrenci göndermiş. [2] Ayrıca UNESCO`nun 2006 da yayınladığı rapora göre Almanya, ABD, Fransa ve İngiltere ağırlıklı olmak üzere Türkiye 2004 yılında toplam 52.000 Türk öğrenci yurt dışında eğitim almış.
Tansel, Aysit and Gungor, Nil Demet, 'Brain Drain' from Turkey: Survey Evidence of Student Non-Return. Career Development International, Vol. 8, No. 2, pp. 52-69, 2003.
Beyin göçünü engelemenin yollarından bence en önemlisi üniversitelere performans kriteri getirmektir. Şu an üniversitelerimizde siyasi destek yada gruplaşma sayesinde haksız bir şekilde öğretim üyesi olmuş akademisyenlerin sayısı hiç de az değildir. Zira öğretim üyelerimizin bir bölümü doğru düzgün ingilizce bile bilmemektedir. Murat Çokgezen de blogumuzda yazdığı bir mektupta bu konuya değinmişti. Bence artık Türk üniversitelerinde öğretim görevlisi olmak şu ankinden daha zor olmalı ve üniversitelerimizde öğretim görevliliğine olan ilgiyi artırmak için de belli kriterlere sahip öğretim üyelerine ciddi maaş katkısı ve akademik çalışmalarında ciddi destek verilmeli. Bunun kriteri de tabiki uluslararası tanınırlığı olan akademik dergilerdeki yayınlar gibi uluslararası düzeyde kazanılmış başarılar olmalı. Türkiyede şu anda Profesör ünvanını taşıyan iki farklı hocanın bilgi düzeyleri ve eğitime olan katkıları eşit olmadığı gibi maaşları da eşit olmamalı. Bu sayede belki yurt dışına gönderdiğimiz yetenekli gençleri tekrar ülkemize çekebiliriz.
Bu yazımızda beyin göçü nedir sorusuna cevap vermeye çalıştık. Unutmayın iyi ile kötüyü ayıramazsak iyiye sahip olamayız. Bu nedenle de başka ülkelerde sunulan daha iyi imkanlara sahip olmak için yurt dışına gitmiş gençlerimizi suçlayarak bu sorunu çözemeyiz.
2 Yorum Var.:
güzel bir konu işlemişsiniz.ancak ekmek nerede ise oraya elbette gidilmeli.birde kirli beyinler var ki.izin verirseniz bu siteyi takip edenler zarar görmesin diye açıklamak istiyorum.
cep telefonuma gelen mesaj.
değerli abonemiz pepsi yaşatır seni +5757 başlattığı son cep çekiliş sonucu hattınız 10.000 tl para ödülü kazanmıştır.bilgi işlem için 0531 242 16 96
aradım kibar bir insan ikametgah bilgimi istedi vermedim.ödülü nasıl alacağım ben her yere gelirim dedim.ikametgah bilginiz şart dediler vermeyeceğimi anladıklarında kredi kartın var mı dediler kart numaralarını ve kartın arkasında bulunan emniyet numarasını sorduklarında ben bunlara giydirdim.telefonu kapattılar.
türkcell i aradığımda böyle kampanya olmadığını belirttiler.
aynı numarayı bir daha aradım.telefonu açan olmadı telefonum belli ya.
lütfen dikkat böyle ödüllere kanmayalım.
sayın editörüm bu adamlara başka türlü zarar veremeyiz.sitemizi okuyanlar zarar görmesin diye güncel tutma şansımız var mı.
Serkan bey güzel bir konuya değinmişssiniz. Evet Türkiyede beyin göçü çok fazla. İyi fırsatları yakalayan kalifiye kişiler bu fırsatları değerlendiriyor. Üniversitedeki tespitiniz çok doğru. Kesinlikle siyasal güç olmadan ögretim görevlisi olmanız ve yükselme şansınız bulunmamaktadır. Ayrıca bence bir hocanın profesör olması için alanında mutlaka önemli bir icat ve keşfin ardından olmalı. Aksi takdirde şimdiki gibi ortalıkta Prefesörden geçilmiyor ancak diğer ülkelerdeki gibi yeni keşif icadımız bulunmamakta. Bilimsel makale sempozyumlarla puan toplayarak profesör oluyorlar. Ancak bilime bir katkıları yok malesef.
Yorum Gönder