Avrupa Para Birliği, Euroizasyon ve Makroekonomik İstikrar

blogumuz yazarlarindan c.onat, paul krugman'in nyt'daki bir yazisindan bahsedip asagidaki soruyu sormus. ben de sorusunu kisaca yanitlamaya calisacagim. soru su:


Bir ara TL'den sıfır atacağımıza Euro'ya geçelim diyenler vardı. Öyle bir şey yapma imkanı var mıydı, olsaydı ve tercih etseydik bizim durumumuz ne olurdu merak ediyorum. Ekonomist arkadaşlar fikirlerini paylaşırlarsa sevinirim.


bir defa, sunu hatirlatalim. para birimi olarak euro kullanmakla, avrupa para birligine girmek farkli seyler. ekvador, panama gibi ulkelerin para birimi olarak amerikan dolarini benimsemeleri gibi, bir ulke tek tarafli olarak euro'yu benimseyebilir. (birincisine dolarizasyon, ikincisine bu terimden hareketle euroizasyon deniyor.) bunun para birligine uye olmaktan farki, birligin ortak merkez bankasinin uyguladigi para politikasinda soz sahibi olunmamasidir. yani, tek tarafli olarak euro'ya gecmek, para politikasindaki soz hakkindan tamamen vazgecmek demektir. bu rejimler icin, sabit (cipali) doviz kuru rejimlerinin ileri boyutu diyebiliriz. doviz kurunu bir cipaya baglamak da, sermaye hareketlerinin serbest oldugu durumda, para politikasini serbest bicimde uygulamaktan vazgecmeyi taahhut etmek demektir. ulusal para birimini birakip bir para birligine girmek ya da baska bir parayi tek tarafli kabul etmek, bundan geri donus cok zor ve maliyetli olacagindan, bu taahhudun cok daha baglayici ve inandirici olmasini saglar.

Demokrasi Nedir   Küresel ısınma Nedir  Özel Üniversiteler    Bilgisayar Nedir    Teknoloji Nedir

peki, oncelikle avrupali ulkeler icin, ortak para biriminin getirdigi artilar ve eksiler neler? bunun bir faydasi, para birimi ortak olunca doviz kuru dalgalanmalari da olmayacagindan, bunlarin yaratabilecegi belirsizliklerin ortadan kalkmasidir. bu da mal ve hizmet ticareti ile emek ve sermayenin serbest dolasimini olumlu etkileyip verimlilik artisi saglar. eger avrupa ulkeleri arasinda tam bir ekonomik entegrasyon saglanacaksa, bu onemli bir meseledir. bir baska faydasi ise, ulkelerin gevsek para politikasi kullanma egilimlerinin baglayici ve inandiri bir sekilde ortadan kalkmasidir. misal, ortada drahmi diye bir para kalmadigi icin, yunan hukumetinin butce aciklarini para basarak kapatma gibi bir imkani da kalmamistir. bu, parasal istikrara katki saglar; lakin ote yandan, ulkenin kendi ekonomik sartlari birligin para politikasiyla uyusmadiginda, ekonomik dalgalanmalari belirginlestirebilir. ornek verecek olursak, yunanistan avrupa para birliginde olmasaydi sunlar olacakti. bir, diger avrupa ulkeleriyle ekonomik iliskilerinde drahmi-euro kurunun seyri belirleyici olacakti. iki, yunanistan butce aciklarini senyoraj geliriyle kapatmak icin para basabilecekti. uc, kisa vadede fiyatlar ve ucretlerin yeterince esnek olmamasi durumunda ortaya cikacak asiri ekonomik daralmaya karsi, istikrar amacli genislemeci para politikasi uygulayabilecekti. ekonomiye keynesci bir perspektiften bakan krugman, kose yazisinda bu ucuncuyu one cikartip vurguluyor. ayrica, ikinci ihtimalin ortadan kalkmasinin da, mali disiplini garanti etmedigini goruyoruz.

bunlardan yola cikarak, bizi para birligine almayacaklarini da hesaba katarak, tek tarafli olarak euro'ya gecseydik ne olurdu, degerlendirelim. oncelikle, ab ile ticaret hacmimiz turkiye'nin milli gelirine oranla kucuk sayilir. dolayisiyla, ticaretteki verimlilik artisinin cok ciddi bir etkisi olacagini sanmiyorum. ikincisi, gecmisteki deneyimlerimizden, turkiye'nin mali istikrarinin doviz kuru rejimine bagli olmadigini rahatlikla soyleyebiliriz. ucuncusu, zamaninda euro'ya gecseydik, bugun enflasyon problemimiz kalmazdi; ama mali istikrarin bununla dogrudan baglantili olmadigini da hesaba katinca, bunun koca ulkenin para politikasinin kontrolunu tek tarafli olarak avrupa merkez bankasina birakmak icin yeterli bir sebep oldugunu dusunmuyorum. her seyi de ab'ye havale etmeyelim, degil mi? turkiye ekonomisinin makroekonomik istikrarini kendi basimiza saglayabilmeliyiz. hukumetimizden ve burokratlarimizdan bunu beklemeyeceksek, ne bekleyecegiz?

3 Yorum Var.:

Hüseyin MEÇO dedi ki...

almanlar zeki,çalışkan,azimli,üretken bir millet iki dünya savaşı yaptılar 3.süne hazırlanıyorlar.doğu almanya yı para ile satın almadan önce yaptıklar gözden kaçmasın.çekoslavakya da çalışma yaptılar,avusturya hep onların,yugoslavya içinde slovenya bölgesi zaten onlarındı.isviçre de bir takım işler yapıyorlar.belçika hollanda polonya da yine çalışıyorlar.türkiye de abd kürtlere oynuyor almanlar alevi lere.ırak ta afrika da da varlar.rusya ve çin ile ayrı yakınlaşmaktalar.yine bugün slovenya avusturya koridoru ile belki kuzey italya ile akdenize indiler bile.v.s.
almanlar inatçı millet.şimdi de yunanistanı teslim alacaklar.fransa biraz yol verse kim bilir ne olur.

euro alman tekelindedir.yiğit bulut euro bölgesinin çökeceğinden bahsediyor.euro belki bir kumpastır kimse bilmez almanya nasıl çöker mümkün mü.ayrıca japonlarda güçlü insanlar verim alamadıkları topraklardan nice teknik işler çıkardılar.beyinleri olmasa idi.şimdi afrika ülkeleri gibi olurlardı.v.s. v.s.

birde somali li korsanlar var.kaçırdıkları gemiler bir limanda duruyor.niye kimse dokunamıyor.çin afrika da kuvvetleniyor...dünya paraya doydu başka türlü yeniden şekilleniyor.hepsi o.

biz kendimize bakalım.

C.Onat dedi ki...

Teşekkürler. Aydinlatici bir yazi olmuş.

ekşi iktisat dedi ki...

bir de, krugman'in buradaki derdi avrupalilar'a tavsiye vermekten ziyade, amerikalilar'a keynesyen politikalarin faziletlerini anlatmak. euro falan bahane, mesele ic politika. oyle oldugu icin, ekonomik ve siyasi entegrasyon icin euro'nun onemini es geciyor. oysa, bu en az ulusal/bolgesel para politikalarinin esnekligi kadar onemli olmasaydi, ornegin amerika'da da california ile new york'un ortak para birimi kullanmasina karsi cikmasi gerekirdi.