Kim Korkar Hain Kurttan?

[Yazinin basligina bakip, "hain", "kurt" laflari akliniza bir sey getirmesin. Konumuz Turk ekonomisi]

Gecen yilin Mayis ve Haziran aylarinda meydana gelen finansal dalgalanma ile Turk ekonomisi, 2001 yilindan bu yana ilk defa bu buyuklukte bir sinavdan gecmis oldu. Sekilde gorulecegi uzere faiz, doviz rezervi, ve doviz kurundaki aylik degisimlerin ortalamasindan meydana gelen finansal kriz endeksi, 2006 yilinin Haziran ayinda ortalama degerinden 1.89 standard sapma boyu yukseldi. Kiyaslamak gerekirse ayni endeksin gosterdigi degisim 2004 Mayis’inda 1.79, 2002 Haziran’inda 1.87 ve 2001 Subat’inda 6.93 degerlerini almisti.

EFT Nedir?  Faşizm nedir?  Özel Üniversiteler  Devlet Üniversiteleri  Türk Bilim Adamı



Bu siddette bir dalgalanma yasayan Turk ekonomisinin ilerleyen aylarda ne sekilde tepki gosterecegi herkesin merak ettigi bir konuydu. Gecmis tecrubeler olumlu beklentileri destekler mahiyetteydi. Nitekim 2002 ve 2004 yillarindaki dalgalanmalarin reel sektor tarafindan nisbeten hasarsiz atlatildigini ve ekonominin sene sonunda yuksek buyume hizini tutturdugunu goren bir cok ekonomi yorumcusu, Merkez Bankasi’nin faiz arttirimlarini ragmen ic talebin canli kalacagini dusunmekteydi. Hatta bir takim uzmanlar, Merkez Bankasi’nin faiz silahini kullanarak ekonomiyi sogutamayacagini, disaridan dusuk faiz ile doviz cinsi borclanan bankalarin ve reel sektorun ekonomiyi canli tutacagini savunuyordu.

Eylul ayinda aciklanan ikinci ceyrek buyume rakamlari bu ongoruleri destekler mahiyette cikti. Ekonomi buyumete devam ediyordu, ic talep canliligini koruyordu, MB’nin faiz silahi ise yaramamisti.

Ardindan Agustos, Eylul ve Ekim ayi sanayi uretim degerleri ust uste dusuk cikip, bir de ucuncu ceyrek buyumesi %3 civarina gerileyince bu sefer yorumcularimiz 180 derece cark edip baska bir uc tarafa yoneldiler. Ekonomi resesyona surukleniyordu. Bir grup yazara gore bunun sebebi yuksek faizler, digerlerine gore ise yabanci sermaye girisindeki yavaslama idi.

Derken iki hafta once aciklanan Kasim ayi sanayi rakamlarinin %10’un uzerinde bir buyume gosterdigi ortaya cikinca donus hareketi 360 dereceye tamamlandi.

Bugunku yazimizda 2006 yilinin bir ozetini yapip ne olup bittigi konusunda rakamlari konustaracagiz.

Once reel sektor ne durumda ona bakalim. Asagidaki tabloda, ucer aylik donemler itibari ile sanayide kapasite kullaniminin, sanayi uretiminin ve imalat sanayi uretiminin bir onceki senenin ayni donemine gore nasil degisitigini goruyoruz. Kapasite kullanimi birinci ceyrekte, daha cok hava kosullari sebebiyle bir miktar azalmasina ragmen sonraki uc ceyrekte artmaya devam etmis. Benzer bir goruntu uretim rakamlarinda da goruluyor. Eger ic ve dis talebe daha duyarli olan imalat sanayi uretimine bakarsak, yila yavas bir sekilde basladiktan sonra ikinci ceyrekte %9.3 buyumus, ucuncu ceyrekte hiz kesmis, ucuncu ceyrekte (Aralik ayi rakamlari aciklanmadigi icin sadece Ekim ve Kasim aylarina bakiyoruz) tekrar yuksek bir buyume sergilemis. Reel sektordeki gelismelerin diger bir gostergesi olan yeni acilan sirket sayisida da benzer bir gorunum arzetmekte.



Reel sektorun bu sekilde zig zag cizmesine sebep olan faktorler ne olabilir? Ic talep mi, dis talep mi, yoksa her ikisi birden mi?

Once ic talebin gostergelerinden biri olan yabanci sermaye girisinden baslayalim. Asagida ticari kesimin, bankalarin ve reel sektorun disaridan temin ettikleri kredilerin ceyrek bazda aylik ortalama degerlerini goruyoruz. Ilk ceyrekte 3.9 milyar dolar ile baslayip ardindan istikrarli bir sekilde azalma gostermis ve son ceyrekte (Aralik ayi odemeler dengesi raporu yayinlanmadigi icin sadece Ekim ve Kasim aylarini biliyoruz) eksi bir deger almis. Ozel kesimin disaridan sermaye talebi durmus. Ilginc olan husus, uluslararasi likidite kosullarinin ikinci ceyrekten sonra toparlanmasina ragmen kredi talebinin canlanmamasi. Ayni grafikte, Turkiye’nin uluslararasi finans piyasalarindaki risk primi ile Amerikan Hazinesinin 10 yillik tahvil faizlerinin uc aylik ortalama degisimini goruyorsunuz. Birinci ceyrekte Turkiye’nin (minimum) borclanma faizi %6.46 iken ikince ceyrekte 100 puana yakin artarak %7.33 olmus. Sonraki aylarda 50 puana yakin dusmus ama kredi talebi azalmaya devam etmis. Demek ki, ozel sektorun disaridan sermaye almasini engelleyen baska faktorler var. Hmmm? Acaba ne olabilir?



Acik olan husus yabanci sermaye girisinin ic talebi destekler mahiyette olmadigi.

Sirada bankacilik ve finans piyasalari var. Acaba ic talebe ne sekilde destek veriyorlar? Asagida yeni acilan tuketici kredilerindeki ve toplam banka kredilerindeki degisimi, Merkez Bankasi parasinin ve dar tanimli para arzi M1’in ceyrek donemler itibari ile reel olarak (yani enflasyondan arindirilmis) nasil degistigine bakiyoruz. Tuketici kredileri ilk ceyrekte %96 buyudukten sonra yilin ikinci yarisinda gecen seneye gore azalmaya baslamis. Ayni durum bankacilik sektorunun verdigi toplam kredilerde de (tuketici arti isletme kredileri) gozukuyor. Yani bankacilik sistemi eskisi kadar kredi vermiyor. Piyasadaki para talebi de kesilmis. Acaba bu gelismelerin uygulanan para politikasi ile bir alakasi olabilir mi?



Son olarak ic talebin oncu gostergelerinden olan tuketim mali ithalatina bakalim. Fiyat degisimlerinin etkisinden arindirmak icin brut rakamlara degil, miktar endekslerine bakmayi tercih ediyoruz.



Tuketim mali ithalati yilin ilk yarisinda yuksek oranlarda artis gosterdikten sonra, son iki ceyrekte negatif degerler almis (son ceyrek rakamlari Aralik ayini ihtiva etmiyor).

Sozun ozu: Ic talebin buyumeye yaptigi katki kesilmis durumda. Ne disaridan yabanci sermaye talebi, ne kredi talebi, ne para talebi , ne de ithalat rakamlari ic tuketimin canlandigina dair hic bir bulgu icermiyor.

O zaman sanayi sektorunun buyumesini kim sagliyor? Cevap asagidaki sekilde gizli:



Ihracat miktar endeksi yilin ilk ceyreginde %3.1 oraninda cuzi bir artis gosterdikten sonra, yilin ilerleyen aylarinda Avrupa ekonomilerindeki buyumenin hizlanmasi ile toparlanmis ve yilin son ceyreginde artis hizini %15’e cikarmis. Her ne kadar Aralik ayi ihracat rakamlari henuz belli degilse de Ihracatci Birlikleri kayitlari Aralik ayinda ihracatin %19, Ocak ayinin ilk 20 gununde ise %50 arttigini gosteriyor (Gecen sene hava kosullari sebebiyle calisilan is gunu sayisi Ocak ayinda eksik gerceklesmisti. O yuzden hem buyume rakamlarinin hem dis ticaret rakamlarinin 2007’nin ilk iki ayinda yuksek gelmesi normal karsilanmalidir. Simdiden uyariyoruz.)

Yani neymis? Son iki ceyrekten beri ekonomiyi surukleyen dis talepmis, ic talep degil.

2007’de ne olur? Merkez Bankasi su anki para politikasini surdurdugu muddetce kimse ne disaridan gelecek yabanci sermayeden ne secim sebebiyle gevsetilmesi muhtemel maliye politikalarindan medet ummasin. Merkez Bankasi kredi musluklarini kapatmis durumda. Ic talebin basini kaldirmasina izin vermeyecektir. Turkiye’nin sansi, ekonomik buyume maratonunda yerli tuketicinin dusurdugu batonu, dis talebin yerden alip ekonomiyi kosturmaya devam etmesidir. Sansimiz yaver giderse Avrupa ekonomileri yilin ilk yarisinda buyumeye devam eder (Almanya’da KDV oranlarindaki artis ve Italya’da butce acigini azaltmaya yonelik onlemler buyume hizini yavaslatabilir). Bu arada ic talebin zayifligi, petrol ve diger emtia fiyatlarini dusmesi, ve emlak piyasasindaki durgunluk sayesinde (kiralar neden yuksek oranda artmaya devam ediyor zannediyorsunuz?) enflasyon dusmeye devam ederse ve hukumet secim politikalari uygulamazsa, Merkez Bankasi Hazira’dan itibaren fazileri dusurmeye baslar. Ic tuketim tekrar batonu geri alir ve ekonomi buyumeye devam eder.

2 Yorum Var.:

Blog Sahibi dedi ki...

Muneccim gibi adamim yahu, benim 3 hafta once yaptigim tahminleri yazi yapmissin yahu.

Rakamlara bakarak herkes (kim ise bu herkes?) analiz yapar, onemli olan iskembeden sallayarak yorum yapmaktir. Salla soyle, de ki "yuksek faizler talebi patlatir, ekonomi sert inis yapar". Ya da sadece iki degisken arasindaki iliskiye bak ve diger tum faktorleri goz ardi ederek "ihracatin tek yolu doviz kurunun arttirilmasidir" diye milleti galeyana getir. Hatta iyice gaz verip dolar almaya tesvik et.

Milletin nabzina gore serbet ver, olmuyor, boyle ezber bozan yazilarla ancak kendine "dusman" kazanirsin.

Adsız dedi ki...

Selam,

Teker teker ülkelerle olan dis ticaret verilerine Dis Ticaret Müstesarligi'nin sayfasindan kolaylikla ulasmak mümkün.

O da olmazsa Merkez Bankasi'nin EVDS'nde var zaman serileri, ülkeleri secip bakmak mümkün.

Cüneyt