Çift Haneli Büyüme Tahmini Yapan Ilk Ekonomist Kim

2010 yılının ilk çeyreği için çift haneli büyüme tahmini yapan ilk ekonomist kim sorusunun cevabını bu blogu okuyan okuyucular biliyor. Bundan 4,5 ay önce Türkiye’deki en yüksek büyüme tahminini biz yaptık, 2010 yılının ilk çeyreğinde de büyümenin çift haneye ulaşacağını ilk biz söyledik. Rakamların açıklanmasına daha 1,5 ay vakit var ama istatistiklerin bileşenleri yavaş yavaş ortaya çıkıyor. 2010 büyümesi için karamsar olmasa da orta şekerli tahminlerden birini yapan Deniz Gökçe bugün yazdığı yazısında 2010 yılının ilk çeyreğinde %15, tamamında ise %5’in üzerinde bir hızla büyüyeceğimizi söyleyerek kendisinin de sene başında yaptığı %4,5-5 aralığında olan tahmininin çok muhafazakar kaldığını kabul etmiş oldu.

2010 GSYH ve Büyüme Oranı Tahminleri 2010 büyümesi konusunda Türkiye’de yazılmış en iyi ekonomi yazısıdır, bunu da yazıda yapılan analizlerin doğru çıkmasından anlıyoruz. Aynı yazı içerisinde ülkenin önde gelen ekonomistlerinin tahminlerini de bulabilirsiniz. Yazının en can alıcı cümlesi ise kendimden emin bir şekilde söylediğim şu sözlerdir:

“Benim tahminim ise %6. Piyasadaki en iyimser ekonomist olmama rağmen yukarıda yaptığım analize dayanarak benim yaptığım tahminin isabetli çıkması olasılığının herkesten daha yüksek olduğunu düşünüyorum.”

Yazıyı da şu sözlerle bitirmişim:

Bundan 15 ay sonra TÜİK 2010 yılının tamamı için büyüme rakamlarını açıkladığı zaman ise kimsenin aklına “blogun birinde yazan bir ekonomist vardı, sanki o buna benzer bir şeyler demişti” düşüncesi gelmeyecektir :-(

Peki insanların aklına ne gelecek onu da söyleyeyim: “Bir ekonomi blogu vardı bir ara takip ediyordum, Ilhan mıydı neydi yazarının adı, adam kaliteli ekonomi yazılarını okumaya gelen ziyaretçinin 50 katı ziyaretçiyi 5 dakikada yazdığı Deniz Baykal yazısıyla çekti, ben de nedense sinirlendim, bir daha okumadım. Şimdi eminim 150 bin ekstradan ziyaretçiye aslında herkesin okuması gereken bir kitabın reklamını yapmak yerine sadece 50 kişinin okuduğu kaliteli yazıları malak gibi yazmaya devam etmediğine çok pişmandır

Yeri gelmişken kaliteli yazılar yazmaya malak gibi devam edeceğimizi söyleyelim. Kitabın reklamını yapmak için başka bir fırsat çıkarsa onu da değerlendireceğiz. Organik olarak satılmadı kitap (kendi kendini sattiramadi), ya kalitesi gerçekten yetersiz, ya da yeterince reklamını yapıp kitabı şişiremedik. Okuyanlardan kitap hakkında detaylı yorum göndermelerini istedik, kimse bir iki satır “çok güzel olmuş, şimdiye kadar okuduğum en iyi 5 kitaptan bir tanesi” dışında çok detaylı bir yorum göndermedi maalesef. Sizlere daha önce söyledim, kitap dandikse söyleyin ben buradan kendim duyururum zaten, reklamını yapmayı da bırakırım diye. Satış rakamlarından anladığım kadarıyla çok süper bir kitap olmamış, Uğur Gürses, Deniz Gökçe de nezaketlerinden dolayı iyi yorum yazmışlar kitap hakkında demek ki. Kitap kötüyse onu söyleyin bari, daha fazla vakit kaybetmeyelim.

18 Yorum Var.:

Emin Tolga Akgoz dedi ki...

Yayinevinin dandik olabileceğini hiç düşündünüz mü? Liberte yayınlarından çıkan hangi kitap yüksek satış rakamlarına ulaşabilmiş? Kitabı tanıtmak sizden çok yayınevinin bir sorumluluğu değil mi?

Öbür türlü ebook ve isteyene baskılı ciltli versiyon şeklinde kitabı yayınevine ihtiyaç duymadan da çıkarabilirdiniz. Ankara'da hiçbir büyük kitabevinde kitabınızı göremiyorsam, o kitap tabi ki satmaz.

Emin Tolga Akgoz dedi ki...

Ayrıca sizin amacınız güncel ekonomi konusunda bilgisiz kitlelere ulaşmak. Liberte yayınları ise anladığım kadarıyla sizin fikirlerinize zaten yatkın olan liberal kişiler tarafından takip ediliyor.

Dolayısıyla o yayınevinin ve sitenin sinirli sayidaki takipçileri de sizin kitabınızdaki fikirleri kendileri için biraz basit bulmuş olabilirler.

Editor dedi ki...

Emin,

Ankara'da Dost Kitabevine kitabin dagitiminin yapildigi soylendi bana. Orada olmadigi konusunda emin misin?

Kitapevlerine dagitim konusunda aksaklik oldugunu biliyorum zaten, basilan kitap sayisi cok az oldugu icin kitabin tum kitapevlerine dagitimi muhtemelen mumkun olmayacak. Bir sonraki baskida bu problemler giderilir. Simdilik hala hazirlik asamasindayiz.

Benim bahsettigim dusuk satis rakamlari Liberte websitesi uzerinden yapilan satis rakamlaridir. Blogun okuyucularinin hemen bu kitabi kitleler halinde almamalaridir. Liberte'nin websitesine bizim adimizi duymadan kendi basina gidip kitabi alacak kimse olmadigi icin blogun mudavimlerinin ilk 2-3 hafta 50 civarinda kitap satin aldigini biliyorum. Beni hayal kirikligina ugratan da bu oldu. Ben isterdim ki blogdan ilk duyuruyu yaptigimizda 100 tane, ilk 3 hafta icerisinde de 250 tane kitap satilsin.(Bahsettigim blogun okuyucularidir)

Blogu senelerdir takip eden adamlar kitabi almadiktan sonra diger insanlarin almasini nasil beklerim?

Editor dedi ki...

Neden Kitap Kendini Sattirmadi Diyorum?

Diyorum ki, blog okuyuculari kitabi ilk ciktiginda hizli bir sekilde alip yayinevinin elindeki stoklari 2 haftada bitirselerdi, simdiye ikinci baskisi yapilmis Turkiye'deki buyuk kitapevlerine dagitimina baslanmis olurdu. Bu yuzden kitap kendi kendini sattiramadi diyorum. Yoksa blogun okuyucusu olmayan bir cok kisi neticede kitabi alacak rahatlikla 1000-2000 tane kitabi satacagiz. Ondan suphem yok zaten.

Kitap piyasalara bomba gibi dusmedi, aslina bakarsan bir kac yapragi zor oynatti. Ben bundan 15 sene once Cem Yilmaz'in ilk gosterilerinden birine gittigim zaman Cem Yilmaz'in cok meshur olacagini gosteri sonunda hissetmistim. Gosteriye bir kere gidenler bir daha gidiyor yanlarinda da iki kisiyi daha goturuyorlardi. Ekonomi Turk kitabinda ayni seyi gozlemlemedim dogrusu. O yuzden kitap kendini sattirmadi dedim.

Emin Tolga Akgoz dedi ki...

Ankara'da Dost kitabevine yaklaşık iki hafta önce gittiğimde görememiştim. D&R'a da yakın zamanda gittiğimde ne yeni çıkanlarda ne de ekonomi-işletme bölümlerinde göremedim.

Gözümden kaçmış da olabilir.Raflardaki yerleşim ile ilgili filan da birşey olabilir.(Bu da yayınevi ile alakalı birşey aslında)

Yolum tekrar düştüğü zaman kontrol ederim. Kasiyerlere sorarım.

Açıkçası kitabın ilk 3 haftada 50 kişiye satılabilmiş olmasının başarısızlık mı yoksa normal mi olduğu konusunda net cevap veremiyorum. Yani benzer tecrübelere sahip Türk blogları var mı? Bunu bilmeden başarısız demek yanlış olur bence.

Blogu düzenli takip edenlerin çok ilgi göstermemesinin sebebi olarak ise aklıma birkaç şey geliyor:

1 - Blogu takip etmek bedava olduğu ya da insanlara en azından öyle geldiği için, blogu takip eden biri iş kitap satın almaya geldiğinde çok pasif davranıyor olabilir. Ne de olsa bedavaya ulaşabildiğini düşündüğü birşey için para istemiş oluyorsunuz.

2 - Blog okuyucularının bir bölümü zaten fikirlerinizi bildiklerini ve kitabın blogun bir tekrarı olduğunu düşünüyorlardır.

3 - Kitapla beraber paralı blog uygulamasını başlattınız. Farkında olmadan blogun takipçilerini kitabı almak veya paralı bloga üye olmak arasında seçim yapmaya zorlamış olabilirsiniz.


Bunun dışında Türkiye'de organik satış yapabilmiş kitaplar, ya kişisel gelişim ya da komplo teorileri türünde oluyor. Ünlü romancıların tanıtımını da zaten medya yapıyor.

İnsanlar birbirine epey nadir kitap öneriyorlar. Önerdikleri zaman da genellikle kendilerini ilginç göstermek amacıyla oluyor.(Bu tüm dünyada böyle olsa gerek.)

Cem Yılmaz'ın durumunda ise hem yaptığı iş organik olarak yayılmaya çok müsait -herkes arkadaşına esprileri yapıyor-, hem de Cem Yılmaz hemen hemen Türkiye'nin ilk standup'çısıydı.

Dolayısıyla benzer bir başarıyı ekonomi gibi bir konuda tekrar etmek çok zor olsa gerek. Yani ekonomiyle ilgili öyle bir kitap yazıcaksınız ki, o kitaptaki şeyleri anlatarak birisi ortamdaki en ilginç kişi olacak.

Bunlar benim kişisel fikirlerim tabi, uzman filan kesinlikle değilim.

DaesAgelmar dedi ki...

İnan Bey kitap konusunda hemen başarısız olduğunuzu düşünmeyin. Blog fanatik olarak takip edilse de kitabı değerlendirebilecek kişiler elbette az olacaktır. Bence kötümser olmayın gerçekten okumayı seven kitle kitabınıza yönelecektir

DaesAgelmar dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Düşünce dedi ki...

"kitabı alan biri olarak bir sataşma söz konusu olduğu için söz hakkı istiyorum sayın başkan" geçen haftalarda mecliste en çok kullanılan cümleler bu şekildeydi bende bu yüzden bir kaç şey söylemek istiyorum.

kitabı bir alan neden bir daha alsın? neden arkadaşlarına tavsiye etsin ? bunların ikisi de yanlış

1-kitaptaki yazıların çoğu zaten internette mevcut. o yazılara girizgah şeklinde bir kaç paragraf cümle ile bağlanan yeni yazıların dışında birşey var mı ? zaten o yazılarda "bakın biz demiştik" şu tarihte barış şöyle demişti yiğit bulut böyle demişti deniz gökçe böyle demişti asaf savaş böyle demişti ama gördünüz bizim dediğimiz enflasyon çıktı biz süperiz" şeklinde normal yazılar arasına koyu şekilde yerleştirilen eski yazıların dışında birşey yok. bu yazılar ilkkez kitapta olsa bir orijinalliği olabilirdi ama 2007-8-9 yıllarına ait belirli bir haaftanın-dönemin konusu olan gündeme dair yazılar taktir edersinizki ekonomi dünyası için oldukça eskidir.

2-arkadaşlarım eğer daha önce ekonomitürk bloğunu bilmiyorlarsa ben nasıl tanıtmalıyım diye düşündüm. bir tanesine şöyle dedim "abi doktoralı iyi okumuş çocuklar köşe başı tutmuş dinazor yazarlara çok feci ayarlar vermişler şöyle böyle yapmışlar bunları ben gerçi iki sene önce internetten okumuştum sen hala okumadıysan kitaba 10tl ver ve sende oku" karşıdan gelen soru : "yazılar hala internette var mı ? "

ehhhhh ıhhhhh "var"

"bu kitabı almak zaten başlı başına ekonomik anlayışa göre ters niye alayım internette olan yazılardan oluşan kitabı?"

şeklinde aldığım cevaba neyse ben sana vereyim benimkiden şöyle bir göz gezdir bakalım...şeklinde durumu kurtarmaya yönelik cevap veriyorum.

dolayısı ile ne cem yılmaz örneği,ne ahde vefa örneği,ne de ulan bu millet okumuyor serzenişi pek mantıklı değil. kitap 2000 bin falan da satmaz.libertede kelepir kitaplar kısmana düşmesi an meselesi.

bu demek değildirki kitap kötü,gereksiz,saçma v.s

kesinlikle kitabın yazılarını ikikez(bloğa yazıldığı zaman ve kitaptan) okumuş biri olarak gayet eğlenceli olduğu gibi kısmen doyurucu bilgilerle donatılmış diyebilirim. ama bana ççekici gelmesi bu yazıların ilk yazıldığı vakit bende uyandırdıkları "vaybe" ya da "heh işte bende bunu diyorum" hissinin vermiş olduğu arka plandır.

dolayısı ile kitap orijinal olmadığı için satılmıyor. ayrıca bence sizde de fazlasıyla bir ümit söz konusu. hiç merak ettiniz mi iletişimden çıkan polanyinin kitaplarıı,remziden çıkan gülten kazgan kitabı ya da yıllardır köşe yazan fatih özatayın en son çıkardığı ve fevkalade güncel olan krizleri anlattığı kitabı kaç satmış ? ekonomi köşesi yazan tüm yazarlar bu kitabı köşelerinde tanıtmışlardı hiç araştırma yaptınız mı ? dolayısı ile bence fazla üzülmeyin.

Editor dedi ki...

Dusunce,

Bravo, nihayet bekledigim detayda kitabin bir analizi yapildi. Acaba diger arkadaslar da senin gibi mi dusunuyor diye merak ediyorum, onlar da yorum yazarlarsa iyi olur.

1. Kitaptaki yazilarin cogu blogda var ama blogda degisik zamanlarda daginik bir sekilde temel konular uzerine yorum yapiliyor. Kitapta ise bir konudaki en ilginc yazilar akici bir sekilde bir araya toplaniyor. Bunun bir katma degeri yok mu?

2. Insanlar blogda yazilmis yazilari saatlerce harmanlamayi duzenli bir kitabi okumaya tercih mi eder diyorsun, ya da eski yazilara erisimi kapatmak kitabin satisina olumlu yansir mi?

3. Kitabin orijinal olmamasinin sebebi eski konulari mi tartismasi yoksa senin bu yazilari ve fikirleri daha onceden okumus olman mi? Blogumuzdaki yazilari hic okumamis birisine yazilar orijinal gelir mi yoksa "bunlar da eski yazilar bana simdi gundemde olan konular ilginc geliyor" seklinde mi dusunurler? (Eski konulara kitapta yer vermemizin nedeni 3 sene once cari acik, buyume, dolar, enflasyon, konusunda yapilan tahminlerin abuklugunu bugun rakamlar aciklandigi icin gormemizdir. Baksana ben bu sene basinda yazdigim ve 2010 senesinde en yuksek buyume tahmini yaptigim yaziyi koysaydim kitaba buyume rakamlari belli olmadigi icin insanlar yaptigim tahminlerin ve analizlerin dogru olup olmadigini bilemeyeceklerdi)

4. Kitabin bundan sonraki baskilarinda ne tur degisiklikler yaparak kitabi daha orijinal ve ilginc hale getirebiliriz?

Düşünce dedi ki...

ilk önce dilim döndüğünce sorularınıza cevap vereyim.sonra haddimi aşarak bir kaç tavsiyede bulunayım tam olsun.
1)yazıların tek bir kitapta toplanmasının katma değer oluşturması okuyana göre değişir. eğer ben bu yazıları daha önce okuduysam,tavsiyesini aldıysam ve okumaya niyetim varsa kuşkusuz son derece katma değeri yüksek bir değere sahip olur ancak ben,yazar,kitap,kitaptaki hurafeler,dönemler,tartışmalar çekişmeler v.s hakkında hiç bir şey bilmiyorsam bana pek katma değer sağlamaz diye düşünüyorum.
2) alt ve orta düzeyde ekonomi ile ilgilenen hiç bir kimse için adını sanını duymadığı birisinin internette olan yazılarına ekstra para verip alacağını düşünmüyorum. bu kesim sizin hitap ettiğiniz kesim. bu kesimin deniz baykal videolarına olan ilgisi, tuğrulun,barışın,ekodukun,ekonomix`in enflasyon,işsizlik hakkında 2008 yılında söylediklerine ve sizin kutular halinde "kural 1-2-3" tarzı vermiş olduğunuz bilgilere oranlarsak devede kulak kalır. dolayısı ile ilginin bu kadar az olduğu bir şeyin "bedava" şeklinde bir ikamesi olması (bakınız ikame malın fiyatının talebe olan etkisi econ101) kuşkusuz talebi etkiliyordur. ancak bunun çözümü kesinlikle ve kesinlikle yazıların kaldırılması değildir. şayet yazılar kaldırılırsa kitabın check edilme gibi bir durum söz konusu olmazki bu da kaynakçada gösterilen makalelerin toplatılması gibi bişi olur.
3-orijinal değil derken iki şeyi kastedmeye çalışmıştırm a)yazılar ilk defa yayınlanmıyor ve başka yerde var b) ilgi çekici değil. yani malumun ilanı. kimse yaman törünerin 25 eylül 2006 da işkembeden salladıklarının (sayfa 41) aslında ne olduğunu merak etmez. bu açıdan çok fazla ilginç/çekici/ abd de kullanılan manası ile sexy konular değil.

Düşünce dedi ki...

tavsiyeler.

1-bence kesinlikle ve kesinlikle siz ve diğer yazarların uslubunu ve backroundunu kullanarak başka bir projeye imza atmalısınız. yani bu şekilde bir derlemeden ziyade kitapta geçen "kural"ları genişletip örnek olarak diğer işkembeden sallamaları vermelisiniz. yani bence kitabı tersten yazmalısınız. nasıl ? mesela "borç ve yiğit" başlıklı yazıda kural 5-6 (sayfa 50) olarak verdiğiniz kuralları daha geniş anlatıp örnek olarak bakınız bu işi bilmeyen yazarlar var deyip güngör uras ve yiğit bulut örneklerini gösterebilirsiniz. yani iki satır kural için 3 sayfa yiğit bulut ve güngör uras okumak zorunda bizi bırakmamalısınız.
2-benim ve arkadaşlarımın lisans döneminde karşılaştığımız sorunlar sonrası aklıma gelen bir projeyi söyliyeyim. TR de malesef ekonomi kitapları yazılmıyor yazılamıyor. dolayısı ile ekonomi okuyan öğrenciler ekonomi sayfasındaki bir haberi kitaplarındaki konularla bağdaştıramıyor. mesela çok iyi hatırlıyorum bir kaç sene önce türkiye ihracat meclisi bütün gazetelere tam sayfa ilan vererek merkez bankasının faiz politikasını eleştirmişti ertesi gün hoca derste çocuklar ne alaka demişti ? sınıfta bu işi anlayan çok fazla kişi olduğunu malesef söyleyemeyeceğim. dolayısı ile bu ve benzeri konuları sizin uslubunuzla sıkılmadan okunacak bir kitap çok iiyi olabilir. detaylarını uzatmıyorum.
(pazarlama tavsiyeleri)
3- kitabınızın ön sözü ve arka kapağı kesinlikle değişmeli. arka kapağı büyüteç ile görünen ufak yazılardan sıyrılmalı,eşiniz oliviada teşekkür ettiğiniz ön sözde atıfta bulunduğunuz "ekonomiyle ilgilenenlere" diye kestirip attığınız kısma kesinlikle "özellikle iktisat ve işletme öğrencilerine" şeklinde bir ibare eklemelisiniz türkiyede binlerce işi gücü olmayan,ders çalışmayan bu alanda öğrenci olduğunu unutmamalısınız. kitabın ön ya da arkasında kendisinden bahsedildiğini ögren öğrenci kitabı benimseyecektir. bunu denemiş test etmiş biriyim inanabilirsiniz.
4- üniversitelerin birinci sınıf derslerine gidene hocalara bu kitabı bedava göndermeli ve "tavsiye" ricasında bulunmalısınız. yani saçma sapan bloglara tanıtım ricasında bulunacağınıza "hocam, hangi kitabı tavsiye edersiniz" şeklinde hergün yüzlerce soruya muhatap olan öğrencilerin hocalarına "inan doğan`ın" kitabını diyecek hocalara rica etmelisiniz.
5-çarpıcı bir başlık gerekiyor. bakınız abd de "the instant economist" başlığıyla çıkan bir kitap etkileşim yayınlarından "bir günde nasıl ekonomist olunur ? " şeklinde çevrilerek çıktı bu kitap duyduğum kadarıyla beklenenin üstünde bir satış rakamlarına ulaştı. kitap 100 sayfa civarı ve içeriği "kar eşittir toplam gelir eksi toplam maliyet"(sayfa 49) ya da "yatırım kararları faiz oranlarına bağlıdır."(sayfa 27) dolayısı ile içerik olarak sizin 10da biri etmeyen kitap sizin satışlarınızın misli fazla rakamlara ulaşmış. (tüketiciler rasyonel olmayabiliyorlar :) )
6-yayınevi ve kitapçılar çok önemli bazı yayınevlerinin içi boş olsa bile kitaplar çok satıyor.aynı şekilde kitapçıların raflarında sadece bir kitap dursa bile kesinlikle satılıyor.bunlara istanbuldan örnekle NT kitapçıları, D&R, gibi.
son
bir de şu bilgisayar nedir borsa nedir yazılarınız yerine "iktisat öğrencilerine kitap tavsiyesi" şeklinde yazılar kaleme alınız rica ederim :)) kitap tanıtımı için bundan iyi google cümlesi mi olur ?
bir de olumsuz eleştirilere kızmayın lütfen. fikir özgürlüğünden bahsederken bloğa gelen bir eleştiri sonrası "beğenen okur beğenmeyen defolsun" minvalli yazılar bence çok çelişkili. bana karl popperın hoşgörü paradoksunu hatırlatıyorsunuz bazen.

“Sınırsız hoşgörü, hoşgörünün yok olmasına yol açacaktır. Eğer sınırsız hoşgörüyü hoşgörüsüz olanlara da gösterirsek, eğer hoşgörülü bir toplumu hoşgörüsüzlerin saldırısından korumaya hazır değilsek, o zaman hoşgörülüler ve onunla birlikte hoşgörü yok olur."

saygılar.

bliyaal dedi ki...

Maalesef kitap en olmayacak yayınevinden çıkmış. Liberte Yayınları (kitabın üzerinde Liman Yayınları yazması bir şeyi değiştirmiyor) yerine fazla tanınmayan başka bir yayınevinden çıkartsaydınız kitabın kitapçılarda bulunma şansı daha fazla olurdu.

Ben bu tarz bir kitap alacağım zaman bunu internetten ısmarlamam. Kitabın içini görmek isterim. Bu kitabın diğerlerinden ne farkı var diye bakarım, çünkü piyasada bu tarz pek çok kitap var. Ekonomitürk kitabının özelliği ne? Niye bu kitabı alayım? Ekonomitürk sitesinde ya da internette kitap satan yerlerde yazanlara niye inanayım? Tüketici olarak malın kalitesini doğrudan kendim kontrol etmek isterim. Dolayısıyla, eğer elime alıp içini kontrol edemiyorsam kitabı almam. İşte mesele buraya geldiğinde Liberte Yayınları tekliyor, çünkü neredeyse hiçbir kitapçıda kitapları satılmıyor. Yayınlarını doğrudan tüketicilere sunamıyor, çünkü dağıtımı kötü.

Bir defasında Atilla Yayla bana Liberal Düşünce dergisini D’n’R kitapçılarında satmadıklarını, çünkü para istediklerini söylemişti. Elbette para isteyecekler – serbest piyasa ekonomisi bu! Benim bildiğim kadarıyla bugün Taksim’de Liberte Yayınları sadece Pandora’da bulunuyor – o da sadece birkaç tane. Bir de ara sokaklardan birindeki bir kitapçıda Liberal Düşünce dergisi satılıyordu, ama sanırım artık satmıyor. Galiba geriye sadece Beşiktaş’taki Kabalcı Kitabevi kalıyor. Eh, Taksim gibi özellikle hafta sonları tüketici kaynayan gibi bir yerde dahi bu kitabı bulamazsanız, başka nerede bulacaksınız? Liberte Yayınları piyasayla ilgili kitap basar, ama onları piyasada nasıl satacağını bilmez.

Unknown dedi ki...

Çok iyi "finance" bilen ama "marketing" bilmeyen yazar dostumuz çok fena çuvalladı. Hocam yazılarını, değerlendirmelerini beğenir, okurdum. Bence Türkçe yazan en iyi blog yazarıydın. Hatta köşe yazan ekonomi yazarlarından bile daha iyiydin. Biz seni öyle tanıdık, öyle sevdik. Keşke hep öyle kalsaydın!

cucu dedi ki...

düşünce'nin tavsiyelerinin çoğu dikkate değer. örneğin, bir günde ekonomist nasıl olunur? diye bahsettiği kitap topu topu 120 sayfa ve içinde de cidden pek bir şey yok sizin kitaba göre. nette satıldığı yerlere baktım ve kitapyurdu.com da satıldığını gördüm. yorum yapan var mı diye baktığımda kitap hakkında okuyanlar tarafından 34 yorum bırakıldığını görünce oldukça şaşırdım. yorumları okuduğumda çoğunun ekonomi-iktisat öğrencisi olduğu da anlaşılıyor. işte sizin ulaşmaya çalışmanız gereken kişiler bu gençler, önce bunlara okutmalı, bu meraklı veletlere. bu kişiler 2-3 bin alsa bile yeter. bu kişiler kitaptan etkilendi mi reklamını herkesten daha iyi yaparlar merak etmeyin. düşünce'nin tavsiyelerini dikkate alın derim.

Editor dedi ki...

Kitabin pazarlama stratejisini universite ogrencilerini hedefleyecek sekilde belirledik zaten, ilk baskinin yarisi on siparis neticesinde kafasi calisan bir universitemizde bu donem ogrencilere "ek okuma kitabi" olarak okutuluyor.

Benim anlamadigim ve anlamaya calistigim nokta blogu takip eden fanatik okuyucularin neden kitaba bekledigimin cok altinda ilgi gostermis olmasidir. Onlardan hem kitabi ciktiginda almalarini hem de simdi kitabin icerigi hakkinda ayni Dusunce'nin yazdigi gibi detayli yorum yazmalarini beklerdim.

Kitabin ilk baskisi biraz da deneysel oldu. Ikinci baskida ne tur iyilestirmeler yapabiliriz onlari merak ediyorum ve duymak istiyorum. Vefasizlik dedigim budur, biz bir yaziyi yazmak icin 1-2 saat zaman harciyoruz ama bir kac kisi haricinde kimse 6 saatte okuyabilecekleri bir kitap hakkinda oturup bir saat elestiri yazmiyor.

Bu arada Dusunce'ye vakit ayirip cok guzel bir elestiri yazisi yazdigi icin tesekkur ederim. Bana email adresini gonderirse kendisini Ekonomi Turk 2 bloguna 6 ay ucretsiz uye yapacagimi da belirteyim.

Düşünce dedi ki...

mehmet niyazi`nin dahiler ve deliler kitabını okumuştum yıllar önce orada bir yazar başka bir yazarın yazılarına,şiirlerine yönelik "dost" yazarların yaptığı yoruları eleştirirken şöyle bir tabir kullanmıştı "bunlar ödünç kaşımalar" evet malesef bu blogtada sizi boyna ödünç kaşıyan insanlar vardı. ne demek ödünç kaşımak ?

uzun uzadiya bol rakamlı grafikli ekonomi ile ilgili, siz ya da diğer yazarlar bir yazı yazıyorsunuz yorum kısmına "çok güzel tespitler gerçekten.uzun zamandır okuduğum en güzel ekonomi yazılarından biriydi." şeklinde tüm ekonomi yazılarının altına koyulabilecek kalıp yorumlardan öteye gidemeyen yorumlardır ödünç kaşımalar.

yani neden güzel,neden çok güzel buldum,"grafiğin şu noktasındaki yorumunuz gerçekten önemliydi,benim daha önce böyle böyle bir fikrim vardı sizin bu yazınızdan sonra değişti" gibi yazıya özel yorumlar yok. isterseniz yazıları tekrar gözden geçiriniz ve bahsettiğim önemli ya da sizin tabirinizle "kaliteli" yazılara yazılan yorumlara bakın yukarıda söylediğim yorum tarzının dışına çıkacak kaçtane yorum göreceksiniz ? bu açıdan fanatik gibi algılamanız belki bu yüzden sizi yanıltmıştır. yani anlamadığınız nokta olan "madem bu kadar fanatik var kitaba neden ilgi bu kadar düşük" dolayısı ile en baştaki fanatik "assumptionızı gözden geçirmelisiniz. çünkü fanatik olan insan elbette birşeyler yapmaya çalışır.

örnek verelim hemen

bakınız http://bit.ly/93YgOp buradaki yazınıza gelen ve çok sağlam bir argümanla sizi desteklediğini sanan arkadaşımız ne demiş: "bu blogu hiç aksatmadan takip etmem 3-5 aydan fazla olmamasına rağmen 4 yıllık iktisat eğitimimde edindiğimden çok daha fazla "doğru" bilgi edindim. böyle bir blog takip edilmez mi, böyle bir kitap alınmaz mı:)"
şimdi bu arkadaş gibi bloğu övüyorum derken 4 sene boş boş okula gittiğini,iktisattan bişi anlamadığını "ödünç kaşımalar"la açıklamaya çalışanların fanatikliği bana american mortgage piyasalarındaki balonları hatırlatıyor.

ancak politika,güncel olaylar,gibi herkesin derin bilgi sahibi olduğu yazılara yapılan yorumlar fevkalede oluyorlar. hatta bazen yorumlar yazılar arasında kaybolmasın diye ana sayfaya koyduğunuz bile oldu diye hatırlıyorum.

ama ben yine de girişimcilik ruhunuzla ekonomi eğitiminizi birleştirip ve elbette daha farklı bir strateji çizerek çok iyi eserler vereceğinize inanıyorum.



bu arada ben, sizin hiç karşılık beklemeden yazdığınız yazılara aynı ile mukabelede bulunarak yorum yazmak isterim yani son yazınızdaki 6 aylık ücretli bloğu takip etme iltifatınıza teşekkür ederim ama kabul edemiyorum. anlayışla karşılayacağınızı umuyorum.

saygılar.

Unknown dedi ki...

Kitabı ben de Liberte'nin internet sitesinden aldım. Piyasaya çıktığı ilk haftaydı sanırım. Hala elime ulaşmadı ancak kitap. 2 hafta önce aradılar kargo firması adresimi bulamamış o yüzden kitap tekrar onlara gitmiş. İzmir'in göbeğinde oturuyorum bu arada.
Bu haftasonu bir iş içimn Ankara'ya gideceğim. Liberte Yayınları'na uğrayıp almayı düşünüyorum kitabı umarım sorun çıkarmazlar. Herhalde bir ilk de olacak internetten aldığım kitabı almak için yayınevine gideceğim.:)
Demek istediğim yayınevinin dağıtım konusunda sorunları olabilir.

Kubilay dedi ki...

Bir bilgi vereyim, geçen cumartesi itibariyle ilk baskı bitmiş.