Kapitalizmin krizi

Communism is the longest route from capitalism to capitalism, goes an old Polish joke.
Büyük Buhran'ı anlamak insanoğlunun nereden baksanız otuz yılını aldı. Üzerinden yaklaşık seksen yıl geçmis olmasına rağmen bugün bile Büyük Buhran'a ilişkin analizlerde fikir birliği bulamazsınız. Fikir ayrığı hem buhrana neden olan faktörleri, hem de buhran sonrası uygulanan ekonomi politikalarının etkilerini kapsar. Eskiden, okullarda Büyük Buhran'dan çıkışın ancak devlet harcamalarının arttırılması ile (yani Keynesyen reçetelerle) mümkün olduğunu öğretirlerdi. Ancak efsanelestirilmis, kolaycı Keynesyen reçetelerinin geçerliliği fazla uzun surmedi. Ekonomi literatüründe aşağı yukarı son elli yıl, Keynesyen politikaların neden olduğu felaketleri anlamaya çalışmakla geçti.

Bugün gelinen noktada ise krizin daha henüz üstündeki ateşi soğumadan, kimilerinin kafasında krizin nedenleri o kadar net ki şaşırıyorsunuz. Aç gözlü kapitalistler, bankacılar, spekülatörler hemen baş suçlu olarak ilan edildiler. Bana kalırsa, bu krizin nedenlerinin tam olarak anlasılabilmesi otuz olmasa bile bes-on yili bulacak. Ama insanları vahşi kapitalizm, aç gözlü bankacılar masalları ile kandırmak daha kolay. Böylece daha kolay taraftar bulabiliyorsunuz.

What is Insider Trading Anomaly
Recent Academic Studies on Insider Trading
How to Profit Legally From Illegal Insider Trading
Insider Trading in Netherlands
Insider Trading Returns
Inside Information About the Massive Insider Trading Probe
Definition of Insider Trading
Is Insider Trading Legal?
How Insiders Use Private Information and Don’t Get Caught?
SEC Regulation on Insider Trading: Section 10b

Gerçekte sadece kapitalist bankacılar, spekülatörler değil bütün insanlar aç gözlüdür. Ama aç gözlülük zamana göre değişen bir durum değildir. İnsanlığın aç gözlülük seviyesine tespit etmek mümkün değil. Ama insanlar son bir kaç senede bir anda az aç gözlü oluvermediler. Krize neden olduğu söylenen kapitalistler, bankacılar, spekülatörler bugün kar peşinde koşuyorlarsa dün top peşinde koşmuyorlardı. Az buçuk istatistik/ekonometri bilen birisi bilir ki değişmeleri (variation) sabitle (constant) açıklayamazsınız. Dolayısıyla aç gözlü bankacıların/kapitalistlerin hırslarının bugünkü krize neden olduğu tezi pek inandırıcı değil.

Kapitalizme vahşi diyerek saldıranların hiç değinmedikleri bir durum var. O da devletin daha vahşi olduğu. Amerika’da devlet merkez bankası ile el ele vererek krizin ayak sesleri duyulmaya başladığından (2007 yazı) bu yana her türlü şaklabanlığı yapıyorlar. Gerek Fed eliyle, gerek federal hükümet eliyle geniş kapsamlı, yanlış saymadıysam 15-16 müdahale paketler halinde gerçekleştirildi. Yenileri de yolda. Yapılan açıklamalar teyit ediyor ki, istisnasız her paket ekonomiyi durgunluktan kurtarma amacı ile meşrulaştırılmış. Hatta ilk paketlerde amaç “durgunluğun önüne geçme” şeklinde ifade edilirken, daha sonra “ekonomik durgunluğun etkilerini hafifletme” haline, daha sonra da “durgunluğun buhrana dönüşmesini engelleme” seviyesine ulaşmış. Ancak her operasyon bir önceki operasyonunun koşullarını aratıyor.

Bütün bu paketlerinin olumlu ya da olumsuz etkilerini zaman gösterecek. Bir tarafta yapılan operasyonların kısa dönemli çözümler üreterek krizin etkisini hafiflettiğini ya da zamana yaydığını iddia edenler var. Bir de açıklanan her paketin var olan sorunları çözme yerine sorunun bir parçası haline geldiği tezi var. Bu, ikinci tez bana daha inandırıcı geliyor. Ekonomik aktörlerin kaybettiği güveni tesis etmek merkez bankalarının (aslında devletin de) varsayılan görevleri arasında. Bugün ise hem merkez bankaları hem de devlet erkanı güvensizliğin baş unsuru haline geldiler. Açıklanan paketlerin ise hastanedeki arkadaşınızı ziyarete giderken aldığınız bir buket çiçekten farkı yok. Hastayı iyileştirmiyor, ama arkadaşınız sizin hakkınızda olumlu düşünüyor.

Devletin açıkladığı kurtarma paketleri ekonomiyi kurtarmaktan daha çok, koltuk sahiplerinin kendilerini kurtarma işlevi görüyor. Bir de sesi çok çıkan, devlet erkinin yakınında duran, “devlet ulufe dagıtsa da faydalansak” temennisiyle bekleyen akbabaların keselerini doldurmaya yarıyor. Bunun faturasının bir gün çıkmayacağını düşünmek aptallık değilse saflıktır. ABD’de yapılanlar, bu faturanın mümkün olduğunca en kalabalık olan alt kesimin sırtına yıkılması çabasıdır. ABD başta olmak üzere devletin ekonomiyi kurtarma planı geçmişte işlememiştir, bugün de işlemeyecektir. Devleti kim kurtaracak onu merak ediyorum. Aynı durum, ülkeleri kurtarmak için kollarını sıvayan IMF için de geçerli.

Bugünkü krizin nedenleri analiz edildiğinde öne çıkan faktörlerden biri, politikacıların oy toplamak için herkese bir ev vaat etmesi (affordable housing), bunun sonucunda da devlet destekli kurumların ortaya çıkmasıydı. Şurada devlet destekli bu kuruluşların desteklediği politikacıların listesi, destek miktarı ile birlikte yer alıyor. Listedeki ilk üç isimden en az ikisi size tanıdık gelmesi gerek. Biraz daha altlara da inerseniz tanıdık başka isimler de bulabilirsiniz (12,19).

Bundan on ya da yirmi yıl sonra bugünkü kriz hakkında yapılan analizlerin bugün yazılanlarla örtüşmeyeceğini tahmin etmek zor değil. Bugün ortaya çözüm diye ortaya konan akorbatik hareketlerin olumsuz etkilerine kıyasla ne kadar olumlu etkisinin olduğunu görmek o kadar uzun süre de almayabilir. Sırada da bu seçimlerde sık sık tekrarlanan “affordable healthcare” vaadi var. Bu plan da uygulanırsa, siz asıl o zaman seyreyleyin hengameyi.

Para politikasının politikacıların eline bırakılamayacak kadar ciddi bir iş olduğunu anlamak uzun zaman aldı. Nihayetinde bağımsız merkez bankaları en anlamlı sonuç olarak ortaya çıktı. Merkez bankası bağımsızlığı (Central Bank Independence) bugün ekonomi biliminde önemli bir yer teşkil ediyor. Bana öyle geliyor ki, gerekli dersler alınırsa bugün yaşadığımız krizin uzun dönem sonuçlarından biri de politikacılardan bağımsız maliye politikasının oluşturulması olacaktır (Fiscal Policy Independence). Fiyasko ile sonuçlanması kaçınılmaz doksan yıllık bir başka deneyin çöküşünün daha sonra mı, yoksa daha önce mi gerçekleşeceği ise henüz belli değil.

Ek: How Did We Get into This Financial Mess?
by Lawrence H. White

6 Yorum Var.:

bliyaal dedi ki...

Gerçekten de 10 seneden önce bu kriz tam manasıyla anlaşılmaz. Esas gerekli olan ise, 29 krizinden sonra Keynes’in yaptığı gibi bir paradigma değişikliği yaratacak bir iktisatçının ortaya çıkması. Ortodoks iktisat çok kısırlaştı.

Mister No dedi ki...

Bliyaal Bey,
Bu on yıl içinde aşağıdaki linkteki ikinci grafikte yapılanın işe yarayıp yaramadığını da göreceğiz.
http://krugman.blogs.nytimes.com/2008/11/28/was-the-great-depression-a-monetary-phenomenon/

(Deney gibi)

Cuneyt Kazokoglu dedi ki...

Alman Spiegel dergisinde bundan birkac hafta önce Zürih üniversitesinde iktisat psikolojisi konusunda profesörlük yapan Ernst Fehr ile bir sohbet yayinlandi. Sohbetin ana unsuru bu kriz isiginda insanlarin cok acgözlü olup olmadigi, ne kadar egoist oldugu vs.

Almanca bilenler suradan okuyuversin:

http://wissen.spiegel.de/wissen/dokument/07/56/dokument.html?titel=%2250+Prozent+reine+Egoisten%22&id=61366570&top=SPIEGEL&suchbegriff=50+prozent+reine+egoisten&quellen=&vl=0&qcrubrik=artikel

Okuyamayanlara da google translator falan gibi bir seyle tercüme etmelerini tavsiye ederim.

Gerçekte sadece bankacılar, spekülatörler değil bütün insanlar aç gözlüdür. Ama aç gözlülük zamana göre değişen bir durum değildir. İnsanlığın aç gözlülük seviyesine tespit etmek mümkün değil

Fehr iste tam da bu isi yapiyor denekler üzerinde calisarak. Anlattigina göre, insanlarin %50'si kendini düsünürken sosyal amaclari da gözetirken diger %50'si sadece bencillik üzerine kurulu bir sekilde hareket ediyor. Adamin arastirmalarini cok detayli okumadim, fakat bu konuda cok calisma oldugunu biliyorum. Arastirilirsa bulunabilir.

Dolayisiyla "bütün insanlar acgözlüdür, kabak cekirdegi fiyatinin cikacagina dair bahsin bahsinin bahsini paketleyip satan bankacilar sudan cikmis ak kasiktir" demeye getiren yorumlari en hafif tabiriyle safca buldugumu belirteyim.

Olay "suclu" aramak degil, fakat "kendi sistemlerinde" yanlis giden seyleri acikca konusmaya serbest piyasacilarin da cesareti yoksa bir sonraki balonu bekleyebiliriz beraberce.

Allahtan bir sey kaybetmedim su son olaylarda, yoksa kalayi basardim bankacisina da serbest piyasacisina da...

Adsız dedi ki...

Liste çok aydınlatıcı, yok aslında birbirimizden farkımız tadındaymış.

Hüseyin MEÇO dedi ki...

kapitalizm hiçbirşeyle bağdaşmaz.önüne geleni savurur.kim sağlamsa onu tutar.para kazanmak esastır.işine bakacaksın.birde insan kendini yetiştirmeli,ekmeği ve başarıyı nerede bulursa oraya gitmelidir.yaşam boyunca psikolojimiz çok önemli.öldüm bittim tamam buraya kadar hiç denilmemelidir.başarı herkesin eline mutlaka gelir.aramak lazım...
yağ yakmaya alışmışsan yağ gelir,mum yakmaya alışmışsan mum gelir.fizana bile giderim boşuna denmemiş.
başarı için değişemiyorsan,çevreni değiştir.ömür dediğin nedir ki?

kökdemir dedi ki...

1. insan denen şey fundementalist bir aç gözlüdür.
2. devlet denilen supergüçlü şey güçlü olana hizmet etmek için vardır. her toplumda değişir bu toplumda da sermayedir bu.
3. devletin başında bulunanlar da bürokrat ya da politikacı bu genetik görevi yerine getirir egemen güç adına.
4. kurulu hegemonyayı ayakta tutmak adına ikinci ve üçüncü şıkların yanlış olduğuna kalabalık ne kadar inandırılırsa o kadar egemenlik sağlam olur.
5. eğer 2 ve 3 ün doğru olduğunu herkes bilir ve ona göre davranırsa o toplumda egemen güç olmaz.
6. önce yalnız olduğunu hisseden tekilliğini gören insana korku salınır. sonra yaşamak için öldür denilir. 2. ve 3. şık imanı silinmiş olur.
7. bu insanın genel tarihidir.