Bir Olcum Hatasinin Anatomisi

Bir okurumuz guzel bir soru yoneltmis:
Oncelikle Imalat Sanayinde Calisanlar Endeksi ile Hanehalki Isgucu Anketi, imalat sektorunde calisanlar kisilerin miktarini simdiye kadar nasil olcmus ona bakalim:
"İyi güzel de bu imalat sanayi üretimde çalışanlar endeksinin verileriyle hanehalkı işgücü anketinin verilerinin bu kadar çelişmesini verdiğiniz rakamlar gerçekten açıklayabiliyor mu? İstihdamdaki payları yüzde 24 olsa da imalat sanayiinde istihdam artarken büyük işletmelerdeki istihdamın da artması daha mantıklı olmaz mıydı? Ne yani imalat sanayi istihdamında yaşanan artış sadece küçük işletmelerden mi kaynaklanıyor? Sizce burada imalat sanayi üretimde çalışanlar endeksinin artık eskimiş olması (baz yılı 1997 idi galiba) ve temsil yeteneğini kaybetmesi gibi bir durum da olamaz mı?" Tolga

Tutumluluk Nedir    Nükleer Enerjinin Zararları    Nükleer Kirlilik    Nükleer Nedir    Fraktallar    Sosyalizm Nedir



Eger Imalat Sanayinde Calisanlar Endeksi'ne bakarsak 1988'den bu yana son 18 senede istihdamin mutlak olarak %30 azaldigini goruyoruz. Yani calisan insan sayisi 1988'den bu yana artmayi bir yana birakin 100'den 70'e dusmus. Sadece 1988-1993 arasinda %25 azalmis. Oysa ayni donemde sanayi uretimi %32, milli gelir %20 artmis. Bir gariplik yok mu bunda?

Hanehalki Anketi ise %60 arttigini soyluyor.

Sizce bunlardan hangisi daha dogru? Bu arada korelasyonun iki veri arasinda eksi 0.74 oldugunu da ilave edeyim.

Bence meselenin ozu su: Calisanlar endeksinde yer alan isletmeler duzenli olarak yenilenmiyor. Sadece 2006'da yeni kurulan sirketlerden bahsetmiyorum. 1997-2006 arasinda kurulan yeni isletme sayisini da dusunun. Ikinci bir husus, yeni bir isletme bir sure sonra buyuse bile endeksi dahil edilmiyor. Endeksde daha once olup da kuculen isletmeler ise endeksde kalmaya devam ediyor.

Benim prensibim su: Hangi istatistik, hangi amacla kurulmus ve hesaplaniyor ise, o istastigi o amac icin kullanmak. Turkiye'de issizlik-istihdam nasil gelismis diye Hanehalki Anketine bakilir. Gelir dagilimi nasil degismis gormek icin Gelir Dagilimi Anketi kullanilir (Gungor Uras'in yaptigi gibi milli gelirde gida harcamasi nasil degismis diye bakilmaz). Enflasyon oranini anlamak icin Tuketici veya Uretici Fiyat Endeksi kullanilir, milli gelir deflatoru kullanilmaz. Issizligin boyutunu anlamak icin issizlik oranina bakilir. Keyfe gore issizlik icin yeni tanimlar kullanilmaz.

(ornek vereyim: Faik Oztrak ve diger bazi yazarlar son zamanlarda issizlik orani olarak is aramayan insanlari da ekliyorlar. Oysa 2005'de oyle yapmiyorlardi. Neden? Cunku issizlik orani dusmuyordu. 2006'da issizlik orani dusmeye baslayinca yeni bir tanim icat ettiler. Eger ayni tanimi 2005 yilinda kullansalardi, o tanimla issizligin 2000 yilinin altina dustugunu bulacaklardi. Sayilar soyle olacakti: 2000 Haziran'da %19.9, 2005 Haziran %%19.5. Siz hic issizligin nasil kriz doneminin altina indigine dair bir yazi okudunuz mu 2005'de Faik Oztak'dan? )

4 Yorum Var.:

Adsız dedi ki...

Tuğrul Bey,

Cevabınız için teşekkür ederim. Fakat bir konuda sizden farklı düşünüyorum. Eğer bir değişkende ölçüm hatası varsa, hangi amaç için üretilmiş olursa olsun, onu kullanmak doğru değildir. Sizin de kabul ettiğiniz gibi imalat sanayiinde üretimde çalışanlar endeksinin imalat sanayi istihdamındaki gerçek gelişmeleri yansıtmıyor olma ihtimali çok yüksek. Bu durumda imalat sanayiindeki verimliliği bu endeksi kullanarak hesaplamak da yanlış olur. Madem Hanehalkı İşgücü Anketi (HİA) verilerinin imalat sanayi istihdamındaki gelişmeleri daha doğru yansıttığını kabul ediyoruz, o zaman verimliliği de bu verilere dayanarak ölçmek lazım. Nitekim ben böyle yaptım ve HİA'daki imalat sanayi istihdamı verileri ile milli gelir istatistiklerindeki imalat sanayi verilerini kullanarak bir verimlilik endeksi hesapladım. Benim hesapladığım verimlilik endeksi (BE) ile TÜİK'in verimlilik endeksinin (TÜİK) değerleri karşılaştırmalı olarak şöyle:

Yıllar BE TÜİK
1989 80.2 54.7
1990 88.3 60.5
1991 86.7 69.8
1992 85.1 78
1993 101.4 86.2
1994 84.1 82.1
1995 95.3 90.4
1996 95.5 93.8
1997 100.0 100
1998 100.6 100
1999 92.5 105.2
2000 96.2 114.5
2001 89.7 113.2
2002 95.1 124.6
2003 105.2 133.8
2004 111.6 144.8
2005 110.2 152.9
2006 113.8 162.5

Not: İki endeksin de baz yılı 1997=100. Henüz 2006 yılı milli gelir verileri açıklanmadığı için hesaplar 2006'da imalat sanayiinde büyümenin yüzde 6 dolayında olacağı varsayımıyla yapılmıştır.

İsterseniz bu verileri bir grafik haline getirip öyle bakın. Verilerin gösterdiği şey çok açık. İmalat sanayi üretiminde çalışanlar endeksi gerçeği yansıtmadığı için TÜİK'in hesapladığı verimlilik endeksi de gerçeği yansıtmıyor. TÜİK'in endeksi verimlilik artışlarını olduğundan çok yüksek gösteriyor. 2005'te verimlilik düştüğü halde TÜİK'in endeksi verimlilikteki artış devam etmiş gibi gösteriyor. 2006 yılındaki verimlilik artışı da TÜİK'in endeksinin gösterdiğinden çok düşük olacak gibi görünüyor.

Eğer ülkemizdeki ekonomi politikası yapıcıları TÜİK'in verimlilik endeksine dayanarak politika geliştiriyorlarsa vay halimize. TÜİK'in imalat sanayi üretimde çalışanlar endeksini bir an önce revize etmesi gerekiyor.

Bu arada presiplerinizi sayarken belirttiğiniz diğer örneklere katılırken enflasyonla ilgili örnektekine katılmadığımı da söyleyeyim. "Enflasyon oranini anlamak icin Tuketici veya Uretici Fiyat Endeksi kullanilir, milli gelir deflatoru kullanilmaz" demişsiniz. Halbuki bence milli gelir deflatörünü kullanmak çok daha doğrudur. Neden derseniz tüketici ve üretici fiyat endeksleri sadece içerdikleri sepetteki ürünlerin fiyatlarındaki değişimi ölçerken, milli gelir deflatörü ekonomideki tüm mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki değişimi ölçer. Buna rağmen tüketici ve üretici fiyat endekslerinin daha yaygın kullanılmasının nedeni her ay için veri sunabilmesidir. Milli gelir deflatörü gelişmiş ülkelerde bile üç aylık bazda elde edilebilir. Bildiğim kadarıyla gelişmekte olan birçok ülkede ise milli gelir verileri hala ancak yıllık olarak hesaplanabilmektedir. Bu arada sizin çalıştığınız kurumun da (Dünya Bankası) enflasyonu ölçmek için daha çok milli gelir deflatörünü kullandığını belirtmek isterim.

Saygılar

Tolga

tugrul dedi ki...

Tolga Bey,

Yorumunuz icin tesekkur ederim.

Ben, imalat sanayi calisanlar endeksinde bir olcum hatasi oldugunu soylemiyorum. O endeksi, Turkiye'de imalat sanayinde kac insan calisiyor sorusuna cevap olarak kullanirsaniz yanlis yaparsaniz diyorum. Endeksler hangi amac icin hazirlanmis ise o amac icin kullanilmalidir diyorum. Sanayi endeksinin amaci, istihdami olcmek degil ki, olcum yanlis olunca endeksi suclayalim.

Sanayi endeksinin 3 amaci var. Bir, aylik uretim degerlerini olcmek. Iki, isgucu maliyetindeki gelisimi olcmek. Uc, verimliligi olcmek.

Bu amacla, belli sayida isletmeden olusan sabit bir denek kumesinin zaman icinde nasil bir degisim gecirdikleri izleniyor. Burada anahtar kelimeler BELLI SAYIDA ve SABIT. Butun isletmeleri gozlemlemeye imkan yok. O yuzden ornekleme sayisi sinirli. Ote yandan ornek seti, donemden doneme devamli degismiyor. O yuzden ayni isletmelerin davranislarindaki degisimi inceleyebilirsunuz. Obur turlu, buldugunuz deger bir davranis degisimini mi yoksa ornek setindeki degisimi mi yansitiyor bilemezsiniz.

TUIK’in imalat sanayinde calisanlar endeksini revize etmesi neden gerekli olsun? Endeksin amaci calisan insan sayisini olcmek degil ki. Yapilan sey su: Atiyorum, 100 tane isletme ele aliniyor. Bu 100 isletmenin ozelligi toplam uretimin buyuk kismini yapmalari. Bu 100 isletme icin uretim, calisan, ucret endeksleri hazirlaniyor. Sonra bu endekslerden verimlilik endeksi hesaplaniyor. Bazi yazarlarimizin yaptigi yanlis, calisan endeksini Turkiye’de imalat sanayinde calisan kisilerin endeksi gibi kullanmalari. 100 isletmede calisanlar ile bunu yapamazsiniz, cunku uretimde calisan insanlarin ancak beste birini kapsiyorlar. Peki ne yapabilirsiniz? Uretim ile ilgili istatistiklerde (buna verimlilik de dahil) kullanabilirsiniz. Niye? Cunku katma degerin buyuk kismini onlar yapiyor.

Diyorsunuz ki imalat sanayindeki verimliligi bu endeksle hesaplamak yanlis. Neden? Endeks, toplam istihdami olcmedi diye mi?

Bahsetmis oldugunuz "BE" endeksi ekonomistlerin ve MB'nin zaten hesapladigi bir endeks (referans olarka verdigim Enflasyon raporunda bununla ilgili bir grafik bile var). Ama o endeks gercekte neyi olcuyor? Bir ulkede calisan ortalama bir kisi basina yaratilan katma degeri. Iyi de bizi ilgilendiren bu degil ki. Ozellikle kucuk olcekli (ve bir olcude orta olcekli) isletmelerin davranislari ekonomiye yon vermiyor. Ekonomiye yon verecek kadar uretim veya ihracat yapmiyorlar.

Verdigim referansa (MB raporu) gidip bakarsaniz goreceksiniz ki endeksde yer alan isletmler toplam uretimin %90'ini temsil eden orta ve buyuk olcekli firmalar. O yuzden, sanayi uretim yapisini gayet iyi temsil edebilirler. Bildigim kadari ile Amerika’da ve Avrupa’da istatistik kurumlari, “BE” endeksi ile verimliligi olcmuyor. Sinirli sayida ve buyuk olcekli isletmelerin endekslerini kullaniyorlar.

Baska ulkeler icin de “BE” endeksini ve TUIK-vari verimlilik endeksini kiyaslarsak, BE’nin daha kotu sonuc verdigini gorecegimizi zannediyorum. Olcek ekonomisinin dogal bir sonucu.

Aslinda prensipler kisminda soyle demeliydim: Istatistikler kendi amaclari icin kullanilmali ve bir konuda birden fazla endeks varsa, tek bir endekse bagli kalinmalidir (yani insan sonucu begenmeyince, baska bir endekse kaymamalidir).

Deflator, TEORIK olarak ekonomideki tum mal ve hizmetlerdeki fiyat degisimini olcer. Ama pratikte neyi olcer? Ben buna cevap veremiyorum. Cunku cevap sabit ve cari GSYIH nasil hesaplanmis ona bagli. Mesela TUIK, deflatoru, cari fiyatlarla olculen GSYIH’nin sabit fiyatlarla olculen GSYIH’a bolumu olarak hesapliyor. GSMH ve GSYİH büyüklükleri cari ve 1987 fiyatları ile hesaplanmakta. Ve diyor ki ”Örneğin, sabit fiyatlarla artış hızı, imalat sanayi ve madencilik sektörlerinde cari yıl ve bir önceki yıl üretim miktarlarının, bir önceki yıl ortalama fiyatları ile çarpılmasıyla hesaplanırken; mali kuruluş ve devlet hizmetlerinde, reelleştirme, çalışan sayısında meydana gelen değişime bağlı olarak yapılmaktadır.” Yani bu ne demek??? Bir de soyle diyor “GSMH içinde yer alan mal bileşimlerinin aynısını kapsayan bir fiyat endeksi söz konusu olmadığı gibi, tüm sektörlerin reelleştirilmesi de aynı yöntemle yapılmamaktadır.” O zaman hangi yontemle yapiliyor?

Ben bu yazilanlardan deflatorun neyi temsil ettigi sonucuna varamiyorum. Siz anladiysaniz bana anlatin. Bu konuda Ekonomiturk’de soyle bir yazi gecmisti: http://ekonomiturk.blogspot.com/2006/04/cpi-vs-gdp-deflator.html.

Son olarak, Dunya Bankasi’nda enflasyonu olcmek icin deflatore bakildigini, samimi olarak soyluyorum, ilk defa sizden duydum.

saygilar,
t.

Adsız dedi ki...

Tuğrul Bey,

İşi inada dökmüş durumuna düşmemek için şu yazıyı yazıp yazmamakta epey tereddüt ettim. Fakat bu tartışmanın yararlı olduğunu ve sizin de art niyet beslemeyip sadece bazı konulardaki bilgilerimi paylaşmaya ve arttırmaya çalıştığımı anlayacak kadar olgun olduğunuzu düşündüğüm için yazmaya karar verdim.

Verimlilik konusu ile ilgili olarak verdiğiniz kaynaktaki yazıyı daha önce de okumuştum. Sizin yazınızı okuduktan sonra aynı kaynağa gidip orada yazılanları bir kez daha okudum. Eğer ben okuduğumu yanlış anlamıyor isem, orada da benim dediklerime benzer şeyler yazıyor. Lütfen şu bölümü dikkatle okuyun:

"İmalat sanayinde çalışanlar endeksinin türetilmesine yönelik
anketin, alt sektörler bazında katma değerin yüzde 89’unu oluşturan firmalara uygulanması
nedeniyle, bu firmalardaki verimlilik ve birim maliyet gelişmeleriyle tutarlı genel fiyatlama davranışını daha iyi yansıtması beklenebilir. Buna karşılık, Hane Halkı İşgücü Anketi verilerinin ekonomideki genel istihdam ve dolayısıyla istihdam kaynaklı talep artışlarına daha iyi gösterge olması beklenmelidir. Öte yandan, Hane Halkı İşgücü Anketi’nin kayıt-dışı istihdamı temsil gücündeki göreli üstünlüğü, imalat sanayindeki verimlilik artışlarının sürdüğü yönündeki verilere ihtiyatlı yaklaşma
gereğini doğurmaktadır. 2005 yılı üçüncü üç aylık dönem Hane Halkı İşgücü Anketi verileri, tarım
dışı faaliyetlerde ücretli çalışanlarda kayıt-dışılık oranının geçen yılın aynı dönemine göre arttığını göstermektedir. Kayıt-dışı istihdamda gözlenen artışın, İmalat Sanayi Çalışanlar Endeksi hesaplanırken kullanılan örneklemde de gerçekleşmiş olma olasılığı, kısmi işgücü verimliliğinde görülen yüksek oranlı artış yorumlanırken temkinli olunmasını gerektirmektedir."

"Kısmi işgücü verimliliğinde görülen yüksek oranlı artış yorumlanırken temkinli olunması" ne demek? Bu TCMB'nin de bu endeksin gerçeği yansıtmayabileceğini kabul ettiği anlamına gelmiyor mu? İşte ben bunun için TÜİK'in bu anketleri yenilemesi gerektiğini söylüyorum. TÜİK artık 10 yıl önceki TÜİK değil. İletişim altyapısındaki gelişmeler onun da imkanlarını güçlendirdi. Geçen yıl bir TÜİK görevlisi benimle bir anket yapmaya gelmişti, elinde verileri direkt olarak sisteme girebildiği bir el bilgiyasarı vardı. Yani demek istiyorum ki TÜİK bu anketleri her yıl, her yıl olması bile 2-3 yılda bir yenileyip daha sağlıklı veri üretebilir. Bizi de bilmece çözmeye çalışmaktan kurtarabilir.

Deflatör konusuna gelince. Doğrusu bu konuda yazdıklarınız benim için epey yararlı oldu. Ben sabit fiyatlı GDP serisinin böyle hesaplandığını bilmiyordum. Cari fiyatlı serinin miktar çarpı cari yıl fiyatı, sabit fiyatlı serinin miktar çarpı 1987 yılı fiyatı şeklinde hesaplandığını sanıyordum. Eğer hesaplamalar dediğiniz gibiyse (ki gidip kendim okumadım ama size güvenim tam öyle diyorsanız gerçekten öyledir) GDP deflatörünü enflasyon olarak tanımlamak gerçekten de sorunlu olabilir.

Son olarak Dünya Bankası'nın enflasyonu ölçmek üzere deflatöre bakıp bakmadığını konusuna değineyim. Ben yıllardır Dünya Bankası'nın yayınladığı World Development Report (WDR) ve World Development Indicators (WDI) adlı yayınları takip ederim. Dünya Bankası'nın internetteki veri tabanını da çok kullanmışlığım vardır. Bu yayınları takip ederken bende Dünya Bankası'nın enflasyonu daha çok GDP deflatörünü kullanarak takip ettiği yönünde bir izlenim oluştu. Sizin yazınızdan sonra acaba yanlış bir izlenimemi kapılmışım diye gidip bu yayınlara bir daha baktım. Hayır, gördüğüm kadarıyla yanlış izlenime kapılmamışım. WDR 2007'nin arkasındaki ek tablolardan ekonomik aktivite ile ilgili olanına (Table 4) bakarsanız, enflasyon ölçüsü olarak GDP deflatörünün kullanıldığını göreceksiniz. WDI 2006'nın Economy başlıklı dördüncü bölümüne bakarsanız (özellikle basılı metindeki s.190 ile s. 192'den başlayan recent economic development başlıklı tablo), orada da enflasyon ölçüsü olarak GDP deflatörünün kullanıldığını görürsünüz.

Saygılar

Tolga

tugrul dedi ki...

Tolga Bey,

Yorumunuz icin tesekkur ederim. "Inat" etmenizin en cok bana yarari olur, cunku benim bir seyler ogrenmeme yardimci olursunuz. Sonucta (burasi biraz bencil olacak ama) benim sizi ikna etmemin bana bir faydasi olmayacak. Sizin beni ikna etmeniz ise bana yarayacak!!!

Dunya Bankasi'nin WDI'de deflatoru kullandigi simdiye kadar hic dikkatimi cekmemisti. Ilk defa sizden duydum derken samimi olarak soylemistim. Belki de deflatore karsi onyargimdan, belki de DB yerine IMF veri bankasini kullandigimdan dolayi WDI'ne dikkat etmeden yorum yapmisim. Haklisiniz, Dunya Bankasi deflatore bakiyor. Neden oyle yaptigini ilk firsatta Wolfowitz'e sormak lazim.

TUIK'in deflator ile ilgili yapmis oldugu aciklamanin tam metni su linkde: http://www.die.gov.tr/Duyuru/MGH-Duyuru100406.doc

Imalat Sanayi Endeksi ile vurgulamaya calistigim sey su. TUIK, bu anketi yenilese bile calisanlar endeksi, sanayi istihdamini olcemeyecek. Endeksin amaci bu degil. Bir ornek vereyim. ISO’nun acikladigi Turkiye'nin en buyuk 500 sanayi kurulusuna bakin (sayilar ISO’nun sitesinde mevcut). 500 firmanin yaptigi uretim ve ihracat, 2005’de, Turkiye;nin toplam imalat sanayi uretim ve ihracatinin yaklasik %60’ina yakindir. Sadece 500 firma. Bunlarda kac insan calisiyor biliyor musunuz? 500 binden az. Demek ki Hanehalki anketinde gozuken diger 3.5 milyon calisan, uretimin ve ihracatin yaridan azini yapiyor. Boyle bir durumda, TUIK ornek setini yenilese bile, elindeki set uretimi ve ihracati temsil eden ama istihdami temsil etmeyen bir set olacak. Verimlilik hesaplamasinda esas olan uretim yapisinin verimliligi ve dis ticarette rekabet durumu olduguna gore, neden az uretim veya az/sifir ihracat yapan isletmeler verimlililik hesaplamasinda yer alsin? Yoksa haklisiniz. TUIK anketleri bence de sik araliklarla yenilemeli. Ama benim tahminim, endeksler yillik bile olsa, ilk mesajinizda gosterdiginiz “BE” ile “TUIK” farkliligi devam edecektir.

Son olarak, butun istatistikler bir hata payi tasir. Bu durumda bence yapilmasi gereken sey bir ekonomik durumu incelerken devamli surette ayni istatistigi kullanmaktir. Verdiginiz ornekte MB, endeks gercegi yansitmayabilir derken, enseksin temsil yetenegini kaybettigini, yenilenmesi gerektigini isaret etmiyor (mamafih endeksin yenilenmesinden memnun olacagina eminim). Kayit disi istihdam sebebiyle, sirketlerin rapor ettikleri calisan sayisinin gercegi yansitmiyor olabilecegini soyluyor. Siz ornek setini yenileseniz bile kayit disi istihdami kayit altina almaniz mumkun olmayacak. Bu durumda, kayit disi istihdamdan dolayi, verimlilik oldugundan yuksek olculmeye devam edecek.

Ancak kayitdisi isithdam ulkemizde (seneden seneye farklilik gosterse de) her zaman olan bir sey. Eger donemler itibari ile cok yuksek oranda artmiyorsa (ki buyuk olcekli firmalarin kayit disilik oranlarini arttirmalari daha zor olacaktir), o zaman sahip oldugunuz endeks zaten her sene verimliligi oldugundan yuksek gosteriyordur. Bu durumda 5 dakika ileri olan bir saate sahip olmak gibi, ekonominin verimliliginin seviyesi hakkinda degil ama yillik degismesi hakkinda bir fakir sahibi olabilirsiniz.

t.