Issizligin Kaynagi Keynesyen Politikalar

Hursit Günes Milliyet gazetesinde yayinlanan 29 Kasim 2006 tarihli yazisinda monetarizmin muhasebesini yapiyor. Friedman’ci politikalarin, 1970’lerde ekonomilerin stagflasyona (enflasyonla birlikte gelen durgunluk) sürüklenmesiyle popüler hale geldigini, enflasyonla mücadelede basarili olmakla birlikte issizlige çare olmadigini ileri sürüyor. Günes’in analizi enflasyonla issizligin ters orantili oldugunu ileri süren Phillips egrisine dayanmaktadir. Halbuki böyle bir iliskinin yalnizca kisa dönemler için geçerli oldugu, uzun vadede enflasyonla issizlik arasinda buna benzer bir baglantinin kurulamayacagi kanitlanmistir. Örnegin Amerika uzun yillardir enflasyonu kontrol altinda tutarken, issizlik oranlarini düsük seviyelere indirmeyi basarabilmistir. Enflasyonla mücadele programlarini issizligin sorumlusu olarak göstermek büyük bir haksizliktir. Aksine issizligin temel sebebi Keynesyen ekonomi politikalarin ta kendisidir. Genisletici maliye politikalarinin faizlerin ve vergilerin artmasina yol açarak özel sektör yatirimlarini disladigini biliyoruz. Avrupa kitasindaki yaygin issizligin kaynagi monetarizm degil, asiri korumaci politikalarla emek piyasasinin esnekligini yitirmesi, gerçekçi olmayan asgari ücret seviyeleri ve sosyal güvelik sisteminin tasinamaz hale gelen maliyetleridir. Sayin Günes’in monetaristlerin tavsiyelerine kulak asilmadigi ve devletin özel sektör aleyhine sürekli olarak genisletildigi saptamasi dogrudur. Yapilanlar popülizmden baska birsey degildir ve Türkiye’de devletten beslenmeyi aliskanlik haline getiren baski gruplarinin etkisi altindaki bizzat sag iktidarlar tarafindan gerçeklestirilmistir. Sonuçlarini biliyoruz. Artan borçlar, yükselen enflasyon ve faizlerin tetikledigi krizlerlerle yerinde sayan bir ekonomi. Lütfen kendi deneyimlerimizi de göz önüne alalim. Türkiye 2001 yilindan bu yana siki maliye politikalari uyguluyor. Bu politikalarla enflasyonu kontrol altina almayi basarirken, yüksek büyüme rakkamlarindan feragat etmedik. Faizler düstü, yillardan beri ilk defa özel kesimin ekonomideki agirligi artti. Üstelik devlet bütçesinde egitim, yatirim ve sosyal güvenlik alanlarina ayrilan pay oransal olarak yükseldi. Nüfusun hizla artmasina, niteliksiz isgücünün yüksekligine ragmen büyüme sehirlerde istihdam yaratabilmekte. Daha iyisi basarilamiyorsa ardinda yatan sebep ‘enflasyonun düsürülmesi’ degildir, Türkiye’nin gerçekleriyle uyumlu olmayan kati emek piyasasi, çok kademeli vergilendirme ve bir türlü niteligini artiramadigimiz isgücü arzdir.

Devalüasyon Nedir    Verimlilik Nedir    Altın Yorumları    Hedge Fon Nedir    Resesyon Nedir    Nükleer Santraller

Günümüzde paranin tanimlanmasindaki zorluklar, sermaye hareketlerinin serbestlesmesi para politikalarinin etkin bir sekilde kullanilmasini zorlastirmaktadir (Bknz. ‘Bye bye Friedman’). Buna karsin piyasalarin daha fazla liberalizasyonu, devletin ekonomiden elinin eteginin çekmesinin gerekliligi dün oldugu gibi günümüzde de geçerliligini korumaktadir .

ahmet çavusoglu

4 Yorum Var.:

Adsız dedi ki...

"Halbuki böyle bir iliskinin yalnizca kisa dönemler için geçerli oldugu, uzun vadede enflasyonla issizlik arasinda buna benzer bir baglantinin kurulamayacagi kanitlanmistir"
Bu cümlenin iceriğine diyecek birşeyim yok yalnız son kelimesi sosyal bilimlerde, özelde ekonomide, bilim metodolojisi açısından hatalı gibi duruyor. Sizin daha iyi bildiğiniz bir konu muhakkak ama isbat yapılırken bütün olasılıkları gözönünde bulundurmamız gerekir. Halbuki sosyal bilimler için daha yaşanmamış bir gelecek yani test edilmemiş durumlar söz konusudur. Dolayısıyla hiçbirşeyi kanıtlayamayız sadece önermelerimizi, bugüne kadar gerçekleşmiş örneklerin üzerinde belli metodlar deneyip güçlendiririz.
s

ahmet dedi ki...

Sayin keynesian006,

Yapmayin lütfen. Türkiye'de tapinma malzemesi olarak kullanilan yeterince materyal var zaten. Friedman ve Keynes. Bunlarin ne kadar büyük iktisatcilar oldugunu hepimiz biliyoruz. Benim burada ve 'bye bye Friedman' yazimda yapmaya çalistigim; söz konusu iktisatçilarin hangi görüslerinin günümüzde uygulabilir oldugunu tartismak. Örnegin, genisletici maliye politikalari izleyerek 'tam istihdam' noktasina gelebilir miyiz ? Issizlik sorununu çözemedigini düsündügümüz liberal politikalara devletin müdahaleleriyle alternatif yaratabilir miyiz ? Kamunun harcamalarini artirarak yarattigimiz talep ne gibi sonuçlar dogurur ? Özel sektör yatirimlarini bu yöntemle tetikleyebilir miyiz ? Devletin 'kocaman' hale gelmesi sosyal problemlerimize çözüm müdür ? Bütün bunlarin uzun uzun tartisilmasi gerekir. Büyük iktisatçilari yalnizca övmek veya yernek yeterli olmaz.

Yine de söz konusu yaziyi hatirlattiginiz için tesekkür ederim. Bence de okunmasi gerekiyor.

sagilarimla,

ahmet dedi ki...

Tugba hanim,

Yazimin bu kadar 'ince' bir elestiriye konu olacagini tahmin edemezdim. Uyariniz için tesekkür ederim.

Evet, söylediginiz gibi bu cümlede bir sakatlik var. Hatta birden çok. Phillips egrisinin ne kisa vadede geçerli oldugu kanitlanabilir, ne de uzun vadedede geçersizligi. Her iki durumu da yanlislayan örnekler bulunabilir. Ancak 'kontrollü deney' yapamadigimiz için örneklerle bir yere varmak kolay olmaz. Her ne kadar bu egrinin gözlemlere dayanarak çikartildigi iddia edilse bile, hep 'a priori' bir tez oldugunu düsünürüm. Eger enflasyon düsünüyorsa, satinalma gücü zayifliyor demektir. Bu durumu issizlikle ödeslestirebiliriz. Gördügünüz gibi hiç gözlem veya deney yapmadan akil yürütmeyle sonuca ulasabiliyoruz. Ayni akil yürütmeyi biraz daha ilerletirseniz tam ters sonuçlar verir.
Metod sorunu beni asiyor. Çok fazla sey konusulabilir. Ben yalnizca sunu söylebilir ki, gerçeklerin olgularin toplami oldugu yaklasimina çok sempati duymam. Ayrica istatik yönetemler kullanilarak falanca hipotezin gerçek olma ihtimali yükseldi, filancanin azaldi seklindeki yaklasimlarin geçerliliginin pek olmadigini düsünürüm.

saygilarimla

Adsız dedi ki...

eski bir yazı olsa da ve yorum kısmının okurlar tarafından bundan sonra takip edilmeyeceğini düşünsem de ilk yapılan yoruma bir şerh düşeceğim.

"Nasıl İsa'nın dinini İsa'nın izinde yürüdüğünü iddia eden havarileri başkalaştırdıysa, Keynes'in öğretilerini de onun hemen ardından gelen takipçilerinin başkalaştırdığını düşünmüşümdür hep. (Hicks'in IS-LM eğrilerini bu düşünceyle değerlendirmek gerekir.)"
denmiş.

Hicks'in IS/LM analizi bildiğim kadarıyla Keynes'in editörlüğünü yaptığı bir dergide yayınlanmıştı ilk olarak. O bakımdan başkalaşmış bir düşünce olduğunu sanmıyorum.

cuneydyasin