70 saat kuralı ve bazı ilave prensipler

Sevgili Editör'ün 70 saat kuralı bayağı sağlam bence. Bu sene bir sertifika sınavı için yaklaşık 40-45 gün boyunca bu tempoda çalışmaya çalıştım da bayağı zor iş olduğunu gördüm. Gerçi ben artık 40'ın üstündeyim ama benden çok daha yaşlı olup da çok yoğun tempoda çalışabilen üst düzey yöneticiler var. Belki de bana ders formatında çalışmak zor gelmiştir. Konsantre olmak zaman zaman çok güç geldi. İş hayatı yoğun olsa bile iş çeşitliliği ve hareket sanırım daha iyi geliyor.

Editör'ün İngilizce ve bilgisayar programlama konusunda söylediklerine kesinlikle katılıyorum. İngilizce artık neredeyse okumayı ve yazmayı bilmek kadar gerekli hale geldi. Internet çok önemli bir kaynak ve bunun büyük bölümü de İngilizce. Ofis programlarını çok etkin ve özelliklerini çok iyi bilerek kullanabilmek bile önemli bir fark yaratıyor.

20 yılı aşan bir süredir iş hayatının içindeyim. Değişmeyen, gelişmeyen ve dönüşmeyen kimseye ekmek yok. Özellikle gençler bunu çok iyi bilmeli. Benim yarı yaşımda olup da Excel'i benim kadar kullanamayan, o nedenle de kendi yapması gereken işi bana yıkmaya çalışan çalışanlarım ve iş arkadaşlarım var. Doğal olarak bu hoş bir durum değil. "Ben onu bilmiyorum" diyen çalışma arkadaşlarıma birşey yapamasam da, bunu söyleyen çalışanlarımı tez vakitte değiştirmek gibi planlar yapmam mümkün, öyle değil mi?

Bir de tabii işyerinde uzun saatler kalıp, çalışıyor görünmenin çalışmak anlamına gelmediğini, bunu hiçbir yöneticinin yemediğini herkesin bilmesi lazım.

Önemli bir iş yetiştirdiniz, kendinizle gurur duyuyorsunuz ve yöneticiniz de naçizane bendenizim diyelim. Eğer son imzayı atmam için bana getirdiğiniz evrakta yazım hataları varsa, aldığınız döküm sayfaya iyi oturmamışsa, dahi anlamına gelen "de" ve "da"ları bitişik yazdıysanız benim açımdan iyi bir iş çıkartamadınız demektir. Anlaşılır, düzgün ve kısa yazılar yazabilmek, yazım hataları yapmamak ve altına imzanızı koyacağınız evrağın kağıda güzel oturması çok önemlidir çünkü, yaptığınız iş sizi temsil eder. İşinize ve daha önemlisi kendinize duyduğunuz saygının göstergesidir.

Neyse...

Reeskont Nedir  Bütçe Nedir  Aritmetik Ortalama Nedir   Hisse Senedi Nedir   Bilanço Nedir   Akreditif Nedir  Tahvil Nedir    Broker Nedir    Portföy Nedir  Tutumluluk Nedir  Varlık Barışı Nedir  Evrim Teorisi Nedir  Reyting Nedir

2 Yorum Var.:

ofpetek dedi ki...

Birçok genç arkadaş işin başındaki yöneticilerin sırf kıllık olsun diye yukarıda bahsedilen sayfayı muntazam kullanma, imla ve dilbilgisi kurallarına uyma konularında hassasiyet gösterdiğini düşünebilir. Ancak içerik kadar şekil de önemli hatta bazen içeriğin de önüne geçiyor.
Örneğin çok ciddi olduğunu düşündüğünüz mahkemelerde hakimler bir dilekçeyi ellerine aldıklarında "tipine bakıp" okumaya ya da okumamaya karar veriyorlar. Paragraf başları, bölüm başlıkları, koyu, italik, hem koyu hem italik, büyük harfle yazılmış ifadeler, satır aralıkları vs. sonuç olarak yakışıklı bir dilekçe hazırlamanız gerekiyor. Sizin meramınızı anlatırken içtihat, doktrin, ne yazdığınız daha sonra gelen bir husus. Ezcümle yaptığınız her işin sizi temsil ettiğini bilerek yapın, yine de olmuyorsa dönün kendinize bir çekidüzen verin, beğenmeyen gitsin demeyin.

Özkan D. dedi ki...

zarfa değil mazrufa bakın denemeyecek tek alan da bu galiba.
yazışma.
bir insan müdürlük seviyesine gelmiş, yüksek lisans yapmış ama herkes'e herkez yazıyorsa bu insan bir yerlerde yanlış yapmış demektir. tez zamanda o yere göndermek gerekir.