Google’dan önce Yahoo, Microsoft, Altavista, Ask, Excite, vs. daha adını hatırlayamayacağım bir çok arama motoru vardı piyasada. Ancak bunlar arama yaptığınız konuyla ilgili sonuçları oldukça yüksek bir sıklıkla karşınıza çıkararak başarısız bir performans sergiliyordu. Bunun nedeni de web sayfası tasarlayan kişilerin bu motorları aldatıcı teknikleri kullanarak, çoğu zaman da binlerce anlamsız kelimeyi içerisinde barındıran sayfalar hazırlayarak, motorları yanıltmaları idi. Google ise internette demokrasiyi keşfederek bu problemi minimuma indirerek yaratıcıları için $100 milyar dolarlık bir servet yarattı. Bir sayfanın arama motorlarında öne çıkması için sadece arama yapılan kelimelerin bir sayfada olması yetmiyordu artık. Bir sayfaya başka bağımsız sayfalardan verilen linkler bir seçimde kullanılan oylar gibi sayılarak en fazla oy alan sayfalar arama sonuçlarında ilk sıralarda gösterilmeye başlandı. Diğer bir yenilik ise her sayfanın aynı (eşit) ağırlığa sahip olmaması idi, yani bazı sitelerin verdiği oyun değeri bir değil o sayfaya verilen diğer linklerin değeriyle orantılı olarak 10, 100, 1000, hatta 10000 kabul ediliyordu.
Buna karşılık web tasarımcıları yeni teknikler geliştirmek zorunda kaldılar. Bu tekniklerin en etkili olani ise link değişimi yapmak ve link satın almaktı. Bir sitenin verdiği oyun değerini ölçen sisteme pagerank deniliyor ve logaritmik bir sistem kullanıyor. Pagerank’i 2 olan sayfanın değeri pageranki 1 olan sayfanın aşağı yukarı 6 katı; pageranki 3 olan bir sayfanın değeri ise pageranki 2 olan sayfanın 6 katı, pageranki 1 olan sayfanın ise 36 katı. O yüzden pageranki yüksek olan bir sayfadan link almak sizin sayfanızın değerini arttırmak açısından daha önemli hale geldi. Web tasarımcıları ise yüksek değere sahip sayfalardan link almak için belli bir miktar reklam ücreti ödemeyi seçmeye başladılar ve bunun da piyasası oluşmaya başlandı. Herhangi bir sayfaya sitenizden verdiğiniz linkin parasal bir değeri var anlayacağınız. Bu da işin ekonomik yönü.
Bu bilgilerin ışığında biz de sizlere Google’da ilk sayfada çıkacak bir yazıyı nasıl yazabileceğinizi anlatacağız. Bu yazıyı yazmamızın bir sebebi yazar kadromuza yeni yazarların katılması ve bu konularda bilgilerinin olmaması. Ikinci sebebi ise sitemizde yazılan yazıların başkaları tarafından çalınarak etkin bir şekilde kullanılmasını engellemek.
1. Yazının Başlığı
Birincisi yazı yazmaya başlamadan önce yazacağınız konuda en çok kullanılan terimlerin ne olduğunu bulmanız. Bir örnekle anlatayım. Mesela ben geçenlerde Jale Özgentürk’un Moğollar hakkında yazdığı yazıyı eleştiren bir yazı kaleme almıştım. Şimdi bu yazıya afilli, ekzantrik bir başlık atabilirdim veya herkesin attığı gibi “Moğollar 20 bin erkek istiyor” bir başlık da atabilirdim. Ilk durumda arama motorları attığım başlıktan yazının Jale Özgentürk hakkında olduğunu bilemezler. Ikinci durumda ise düzinelerce websayfası (gazetelerin ve o gazetelerin attığı başlığı kullanan diğer sitelerin) ile rekabet etmek zorunda kalacaktım. Ben ise Jale Özgentürk, Moğollar ve Harem Fantezisi şeklinde bir başlık atarak hem arama motorlarında kullanılacak kelimeleri başlığa taşırken Harem Fantezisi gibi ilginç bir ifadeyi de kullanarak yazının 10 tane arama sonucu arasında kullanıcının dikkatini çekmeyi başarıyorum.
Şimdi gidin ve Google’da “Jale Özgentürk” kelimelerini bir aratın. Ilk sayfada 8. sırada benim yazdığım yazı karşınıza çıkacaktır. Aradan 2 ay geçse ve Moğollar hakkında söylenilen bu sözler unutulsa dahi insanlar Jale Özgentürk hakkında başka bir konuda onun adını kullanarak arama yaparlarsa bu sayfa karşılarına çıkmaya devam edecek. Bir de kötü başlığa örnek verelim. Blogumuzun eski yazarlarından baris benim Atatürk ve Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki ekonomik performansımız üzerine yazdığım "Atatürk Yönetiminde Türkiye Ekonomisi: 1924-1929" baslikli yazıyı eleştiren bir yazıyi Ters Aci blogunda yazmış ve “Rakamların dayanılmaz cazibesi” şeklinde bir başlık kullanmış. Yazının içeriği gayet geniş ve güzel (cevabımı daha sonra vaktim olunca vereceğim) ama yazının başlığı yukarıda dediğim gibi ekzantrik bir başlık. Google’da kim, kaç kişi “rakamların dayanılmaz cazibesi” şeklinde bir arama terimi kullanıyor? Bu demektir ki bu yazı bugün ve gelecekte Google’dan pek bir izleyici çekemeyecek ve yazı tarihin derinliklerine gömülecektir. Oysa oldukça öğretici bir yazı.
(Google’da hangi kelimenin kaç defa arandığını görmek için Google Keyword Tool sayfasına gidin ve oradan Turkish, Turkey ve Exact Match opsiyonlarını seçerek arama yapın. Hem aradığınız kelimelere ait istatistikleri hem de benzer kelimelere ait istatistikleri görebilir ve başlık seçerken bu aracı kullanabilirsiniz. Ben öyle yapıyorum.)
Bu arada Mahfi Eğilmez’in bizim kendisi hakkında yazdığımız yazılarla hiç oralı bile olmaması, bu yazıları görmezlikten gelmesi ve eleştirilere karşılık başını kuma gömmesi sanildiginin aksine genellikle oldukça başarılı bir stratejidir. Ben de baris’in yazdığı yazıya aynı muameleyi yapar ve onun sitesini ve yazının tamamını yayınladığı entelektuel.com sitesini takip edenlerin dışında diğer insanlara ulaşmayacağını bilerek rahat ve huzurlu bir hayat sürdürebilirdim (şunun şurasında kaç kişi bu iki siteyi takip ediyordur değil mi?). Başını kuma gömme stratejisinin çalışmayacağı durumlar da vardır. Birincisi yazının yazarı bir gün karşınıza sizin hakkınızda yazdığı yazıları derlediği bir kitap ile çıkabilir ve kitabına “Ekonomide Hurafeler ve Gerçekler” adını verebilir; kitap da piyasada tutunmayı başarırsa o kitaptaki eleştirilere zamanında cevap vermemenin bedelini geç de olsa ödemiş olursunuz. Ikinci durumda ise diğer internet siteleri sizi eleştiren bu yazıya link vererek Google aramalarında en üst sıralara çıkmasını sağlayabilirler, ondan sonra yıllarca bu yazı peşinizi bırakmayabilir.
2. Yazıya Başka Sitelerce Verilen Linkler (Bağlantılar)
Güzel bir geçiş oldu bu. Yazınıza çok uygun bir başlık atmanız onun websitelerinde en üst sıralara çıkmasını garanti etmeyecektir. O zaman her önüne gelen güzel bir başlık atar ve internetteki tüm trafiği sitesine akıtırdı değil mi? Google internette atılmış onca güzel başlık arasından hangilerini ilk sayfaya koyacağına yukarıda bahsettiğim gibi o sayfalara verilen linklere bakarak karar veriyor. Benim Jale Özgentürk hakkında yazdığım yazıya internette bir kaç kişi link verdi, bir sürü Moğolistanlı öğrenci de facebook, friendfeed gibi kişisel sayfalarından link verdiler ve benim yazım lehine Google’da oy kullanmış oldular. Başkasının sitesinde okuduğunuz bir yazıyı beğeniyorsanız ve o yazıya dikkat çekmek istiyorsanız yapabileceğiniz en iyi şey sitenizden veya facebook/friendfeed/twitter sayfanızdan link vermektir. Sokakta müzik çalan adamın şapkasının içerisine para bırakmakla veya alkış tutmakla eşdeğerdir bu.
Bizim blogun da müdavim bir çok okuyucusu var. Onlardan bir kaç isteğim olacak. Bu blogda beğendiğiniz yazı olduğunda sitenizden yazının başlığının üzerine link koyarak kısa bir yazı yazın. Siz de güzel bir yazı yazdığınız zaman yorumlara link bırakarak veya email ile linkini göndererek benden aynısını karşılık olarak isteyin. Bahsettiğim linkler sayfanın kenarındaki linkler değil, yazıların içinde geçen linklerdir. Bu linkler hak eden yazıların arama motorlarında en üst sıralara çıkmasını sağlayacaktır. Aksi halde beğendiğiniz yazılar kaybolacak, Google bile bulamayacaktır bu yazıları.
Link verirken dikkat etmeniz gereken ikinci nokta ise linki verirken kullandığınız kelimelerdir. Bir örnekle kavramı açıklayayım. Google’da “ekonomi turk” şeklinde bir arama yaptığınız zaman neden ilk sırada Ekonomi Türk sitesi çıkar diye merak ettiniz mi? Bir çok websitesinde, özellikle gazetelerin ekonomi sayfalarında Ekonomi ve Türk kelimeleri yanyana çıkar, buna rağmen Google neden Hürriyet gibi pagerank’i 8 olan bir siteyi ilk sırada göstermez de bizim naçizane blogumuzu ilk sırada gösterir? Nedeni basit. Bizim blogumuza link veren bir çok site “Ekonomi Türk” yazıp sonra bu iki kelimenin üzerine sitemizin ekonomiturk.blogspot.com adresini iliştirirler de ondan. Google bizim adresi “Ekonomi Türk” kelimeleriyle iliştirmesi gerektiğini öğrenir böylece.
Bundan dolayıdır ki bir siteye link verirken yazıya buradan ulaşabilirsiniz deyip, “buradan” kelimesinin üzerine linki koymayın. Yazı hangi konu ile alakalı ise o kelimelerin üzerine linki koyarsanız daha verimli olur verdiğiniz link. Özellikle yazının yazarı yukarıda bahsettiğimiz gibi güzel bir başlık kullanmışsa, yazının başlığını kullanın ve linki başlığın üzerine koyun. Beğendiğiniz bir yazı için bundan daha iyi başka ne yapabilirsiniz bilemiyorum, çok önemli bir konu. Mesela baris yukarıda bahsettiğim yazısında (tekrar ikinci kere aynı yazıya link vermeye gerek yok) bizim Mahfi Egilmez hakkinda yazdığımız yazıdan övgüyle bahsetmiş ve “Mahfi Eğilmez’i fena yakalamış ve haklı olarak da hırpalamış” ifadesini kullandıktan sonra yazının linkini “haklı olarak da hırpalamış” kelimesinin üzerine koymuş. Eğer linki aynı cümlenin içerisinde geçen Mahfi Eğilmez kelimelerinin üzerine koymuş olsaydı çok daha fazla makbule geçecekti çünkü yazı Mahfi Eğilmez hakkında ve Google’da insanlar genellike arama yaparken “Mahfi Eğilmez” kelimelerini kullanarak arama yapıyorlar “haklı olarak hırpalamış” kelimelerini değil.
3. Yazı Içerisinde önemli kelimelerin belirlenmesi
Bu konu diğer önceki iki konuya göre çok önemli değil ama yine de dikkat edilmesinde fayda var. Birincisi yazının başlığında kullandığınız ifadenin aynısını yazının ilk iki paragrafında kullanmaya çalışın ve bu kelimeleri “bold” yaparak arama motorlarına diğer kelimelerden daha önemli kelimeler oldukları mesajını verin. Bunun uygulaması nasıl yapılır merak ediyorsanız bu yazının başlığına ve ilk paragrafına tekrar bakın.
Ikinci önemli nokta ise yazı içerisinde kullandığınız anahtar nitelikteki diğer kelimeleri kullanarak daha önceden blogunuzda yazmış olduğunuz diğer yazılara link verin. Böylece eğer birisi blogunuzdaki bir yazıyı aynen çalıp kendi sitesinde kullanırsa hem bu durumu farketmeniz kolaylaşacaktır hem de o siteden sizin sitenize binlerce link verilecektir. Ayrıca böyle yaparak okuyucularınızı da blogda yazılmış eski alakalı yazılara yönlendirmiş oluyorsunuz ve o yazılar gün ışığına çıkıyor tekrar. Kendi sitenizden kendi sitenizdeki diğer yazılara link vermek arama motorlarında üst sıralara çıkmanıza fayda etmiyordur diye düşünüyorum ama tam da emin değilim.
Ben hangi yazılara link vereceğimi Google’ı kullanarak “Ekonomi Türk” + “anahtar kelime” kelimelerini aratarak karar veriyorum. Böylece google’da hangi yazı daha üst sırada ise o yazıya link vererek konu ile en alakalı ve popüler yazıyı tespit ediyorum. Her yazıya 10-15 tane böyle link verdiğimi farketmişsinizdir son zamanlarda. Açıklaması bu.
Sonuç:
Yukarıda anlattıklarımın yapılması yazdığınız yazıların arama motorlarındaki popülerliğini arttıracaktır, ancak en önemli faktör ortaya güzel bir yazı çıkarmak ve insanların da bu yazılara kendi istekleriyle link vermesidir. Ben blogumuzu takip eden okuyucularımızdan beğendikleri yazılarımıza link vermelerini rica ediyorum, kendilerinin güzel yazılarına da bize haber vermeleri durumunda link vereceğimizi duyuruyorum. Yazdığımız yazılar sadece 300-500 kişi tarafından okunmasın, milyonlarca internet kullanıcısı var.
Bu yazıyı beğendiyseniz, “çok güzel yazı” şeklinde yorum bırakmanızdansa yazının başlığını kullanarak ve blogunuzda kısa bir yazı yazarak link vermenizi tercih ederim.
4 Yorum Var.:
çok güzel yazı. :=)
http://entelektuel.com/google-aramalarinda-ilk-sirada-veya-sayfada-cikacak-yazi-nasil-yazilir/
biraz bekleyelim.
aydinlatice bilgiler,cok guzel bir yazi.
2 saat geçmedi, google amca indeksledi entelektuel.com'u da blz: http://www.google.com.tr/search?rlz=1C1CHMG_trTR299TR303&sourceid=chrome&ie=UTF-8&q=Google+Aramalar%C4%B1nda+ilk+S%C4%B1rada+veya+Sayfada+%C3%87%C4%B1kacak+Yaz%C4%B1+Nas%C4%B1l+Yaz%C4%B1l%C4%B1r%3F
Ekonomiturk'ten sonra 2. sırayı verdi benim başlığıma, aynı başlığı birebir kullanmıştım. Buranın pagerankı 4 entelektuel.com 2 olduğu için burası en üstte, ikinci olmasa birinci olmazdı diyelim.
Bunların hepsi safsata ve boşuna zaman kaybıdır.Google overoptimization u farkeder ve işinizi bitirir.Bu nedenle algoritmasını sürekli geliştirir, değiştirir ve gizli tutar.Adwords un yardım sayfalarına bakarsanız ne dediğimi anlarsınız.Google da meşhur olmanın tek bir yolu vardır.Dürüstlük...
Ne kadar çok orijinal içerik yaratırsanız o kadar link alır ve o kadar ilgi merkezine -yani ilk sıralara- oturursunuz.
Çok fazla zaman ve para kaybettikten sonra ne dediğimi anlayıp keşke bu hokkabazlıklar yerine kendi işimize daha fazla zaman ayırsaydık diyeceksiniz.
Yorum Gönder