Cari Acik Kapandi, Ulke Kurtuldu mu?

Evvel zaman icinde kalbur saman icinde develer kose yazari iken, ayilar ortalikta cari acik cari acik diye dolasirken Turkiye'nin $25 milyar cari acigi varmis. Biz "cari acik iceride insanlar yeterince para biriktiremedigi icin buyumek icin disaridan buldugumuz sermayedir aslinda" diye insanlari sakinlestirmeye cabalayip, buyumek istemiyorsak o zaman cari acik da vermeyiz diyorduk. Nitekim yilin ilk yarisinda aylik 4-5 milyar dolar sinirina dayanan cari acigimiz Kasim ayinda cika cika 0.5 milyar dolar cikmis.

Kapitalizm Kapitalist nedir  Faşizm nedir?  Fraktal Nedir  Kırmızı Başlıklı Kızın Hikayesi  Çernobil Faciası

Ben simdi size sorayim, bu iyi bir haber midir yoksa kotu bir haber midir? Kuresel likidite bollugunda yuksek buyume rakamlarini kendi basarilariymis gibi gosteren Tayyip Erdogan simdiki dandik rakamlarin sorumlulugunu aliyor mu uzerine? Aralik ayinda otomotiv sektorunun kapasite kullanim orani %45 olmus, bunun bayram etkisiyle falan alakasi yok, nasil aciklarsiniz? Biz aciklayalim.

Bundan 3 sene once nasil Tayyip Erdogan'i basarili sonuclardan dolayi kutladiysak ve desteklediysek bugunku kotu sonuclarin sorumlusu olarak da kiniyor ve elestiriyoruz. Kuresel kosullar bozulmadan bu ulkenin buyume orani %7'lerden %4'lere dusmustu zaten.
Okuyucularimiz ne dusunuyor?

9 Yorum Var.:

Unknown dedi ki...

İsrail tek başına arabları yendi diyenlere debka file dan bir başlık.

US consigns 3,000 tonnes of "ammunition" to Israel

January 10, 2009, 11:22 AM (GMT+02:00)

The US Navy's Military Sealift Command is hiring a merchant ship to carry the arms on two separate journeys from the Greek port of Astakos to Israel in mid-to-late January, according to Reuters. A 'hazardous material" designation on the manifest mentions explosive substances and detonators, but no other details. One broker said that the size of a shipment of this kind has not been seen for years. DEBKAfile's military sources note that the Israel's air, ground, tank and sea offensive against Hamas in Gaza entered its 15th day Saturday, Jan. 10.

Not : Tek başına türkiyenin ekonomik sonuçlarını vermenin bir anlamı yok, türkiye ile aynı gruptaki ülkeleri karşılaştırmalı vermek lazım. Avrupada otomobil satışları %60 düşen ülkeler var. Bir de keramet dervişte demiştiniz. Kemal Derviş geçen sene kriz geliyorken Türkiyenin 5-6 büyümesi yetmez en az 7.5 -10 büyümesi lazım diye yorum yapmıştı.

Junior dedi ki...

"dikkat ve kararlilik icinde cari acigin milli gelire oranini yuzde 4'e cekecegiz" ifadesini 2007 secim programina ekleyen CHP muhalefetinin basarisi olabilir belki. Ah bir de iktidara gelseler cari fazla bile verecegiz.

KS dedi ki...

Bunun nasıl bir eleştiri olduğunu anlamadım. Türkiye malum onlarca yılını içe kapanık ekonomi politikalarıyla kaybetti. Bir o kadar yılı da iç kargaşalar ve yolsuzluklar nedeniyle kaybetti. Son yıllarda uluslararası likidite bolluğu olmuş ve daha önce bunları değerlendiremeyen Türkiye, bu kez değerlendirme başarısını göstermiş ve hiç olmadığı kadar doğrudan yabancı yatırım çekmiş. Krediler de cabası. Ee küresel kriz çıkınca doğal olarak büyüme hızı düşecek.

Tasarrufları yeterli olmayan bir ülke nasıl büyüyebilir Tasarrufları artırarak tabiki, ama kolay mı bu?

Orhan Karaca'nın aşağıdaki web sayfasında Kore, Türkiye ve Çin'ş büyüme kaynaklarına göre karşılaştırmasına bakınız.

http://orhankaraca.blogspot.com/search?q=cari+a%C3%A7%C4%B1k+kore

Kısca, ya cari açık ya tasarruf! Üçüncü şık var mı?

Aynı yazının son paragrafları:

"Gördüğünüz gibi Çin'in tasarruf oranı eskiden beri yüksek. Bu da cari açık vermeden nasıl hızlı büyüyebildiğini açıklıyor. Fakat Çin'in hiç dış borcu da yok değil. Bulabildiğimiz veriler, 1980'li yıllarda dış borçlarının hızlı bir yükseliş gösterdiğini, daha sonra durulduğunu gösteriyor.

Bazı iktisatçılar da diyor ki: "Efendim, madem öyle biz de Çin kadar tasarruf edelim". Fakat tasarrufları o kadar artırmak pek de kolay değil. Hele dışa açık ve de demokratik bir ülkede. Ayrıca Çin'in yüksek tasarruf oranına bu kadar imrenmenin de doğru olmadığını düşünüyorum. Çünkü bir toplumun bu kadar yüksek tasarruf yapması, doğal olarak, tüketiminin az olduğu anlamına gelir. Peki bir toplumun tüketimi neden düşük olur? Burada benim aklıma iki şık geliyor. Birincisi, herşeye sahip oldukları için fazla tüketim yapmaya gerek görmüyor ve gelirlerinin büyük kısmını tasarruf ediyorlardır. İkincisi, tüketim yapmak istiyor ama bu isteklerini gerçekleştirecek malları bulamadıkları için mecburen gelirlerinin büyük bölümünü tasarrufa yönlendiriyorlardır. Sizce Çin'de bu şıklardan hangisi geçerli olabilir?"

Blog Sahibi dedi ki...

Sayin KS,

Normalde kizardim herseyi heceletmeyin diye ama bu sefer yazi cok kisa oldugu icin elestiriler de cok ustu kapali olmus.

1. Elestirdigimiz nokta cari acigin yuksekligi degil dusuklugudur. Cari acigi dusurmenin dogru yolu mikro reformlarin yapilmasidir, yoksa buyumeyi dusurerek babam da cari acigi dusurur. (Arsivlerimizde mikro reform diye bir arama yapin)

2. Asil elestirdigimiz sey ise %7.5larda gezinen buyume oranimizin 2008'in son ceyreginde EN IYI IHTIMALLE %-3'e gerilemis olmasi.

3. Ucuncu olarak elestirdigimiz kisilerse bundan 2-3 sene once cari acik yuksek diye yaygara koparan ama asil amaclari Erdogan'i elestirmek olan Ege Cansen, Yigit Bulut takimidir.

4. Madem elestiriden bahsediyorum, bir de sizi elestireyim. Orhan Karaca'nin bloguna gitmis bakmissiniz da 2006'nin Eylul-Aralik doneminde biz cari acik tartismasinin kralini burada yaptik, bizim arsivleri karistirsaydiniz gormus olurdunuz.


Sayin havzali,

Avrupa ekonomisi %2 daraldi diye sizin cebinize giren birsey mi var? Her koyun kendi bacagindan asilir. Turkiye'nin buyume hiz %7.5'den %-3'e dusmus, yani 10 puandan fazla dusus var. Avrupa ekonomisi %2'den %-2'ye gerilemis, 4 puanlik dusus var.

Turkiye'nin tabii ki %7 buyumesi lazim, zaman iyiyken %8-9, zaman kotuyken %5 buyurseniz ortalamada %7'yi yakalarsiniz. 3 sene once bizimle benzer durumda olan Hindistan 2008'de %7 buyuyecek mesela. Bizim 2008 buyumemiz niye %1'lere geriledi?

ahmet dedi ki...

IMF 'gittiginden' beri dogru dürüst, ise yarar bir seyler yapildigina sahit olmadik. Hafizam beni yaniltiyorsa lütfen arkadaslar beni uyarsin.

Buna karsin bozucu pek çok şey yapildi. Örnegin enerji fiyatlari uzunca bir süre politik gerekcelerle sabit tutuldu. Bir süreligine sanal bir hosluk yaratildik. Bu dönem zarfinda vatandasin yapacagi enerji tasarrufu engellendi. Halbuki agir bir tabloyla karsilasmamak için bu çok onemiydi. Mizrak torbaya sigmayinca yüksek zamlarla bindirme yapilarak sanayimiz soka sokuldu (Global krizden önce).

Vergi indirimi politikalarinda da çok büyük yanlislar yapildi. Önceligi dolaylı vergilere verilerek tüketim azdirildi. Sonuç olarak cari islemler açigini kapatmak için ülkenin borçlanma gereksinimi artti. Borç bulup aldiklarimizi tüketim için harcayip bitirdik. Bugünlere bir sey kalmadi, borçlardan baska.

Vergi iadesi kaldirilarak kayitdisilik azdirildi. Araba, benzin, cep telefonu, içki, sigara disinda devlet vergi olarak ne topluyor ? Bir kaç kurum ve kaynaktan kesilenleri bir kenara birakacak olursak AKP iktidarinda Türk vatandasi vergi vermiyor. Daralan ekonomide bu vurdumduymazligin karsiligini çok agir ödeyecegiz. Maalesef yalniz onlar degil hepimiz.

Reformlardan geri adimlar da oldu. Örnegin ihale kanunda yapilan degisiklerle devlet harcamalarindaki usulsüzlerin önü açildi. Arkadaslar, bu paralar bizim cebimizden cikiyor. Parasi olmayanlarin ise umudu bile kalmiyor.

Bunlara benzer pek çok populist politika. Burada siralamakla bitmez.

Krize girmis olmamizi yapilan yanlislara direk olarak baglamak zor. Ancak krizi hakketigimizden çok daha agir yasacak olmamizin baslica sebebini iki IMF arasinda uygulanan populist ekonomi politikalarina rahatlikla baglayabiliriz.

KS dedi ki...

Mikro reform'un cari açığı nasıl düşüreceği konusunda bilgilendirmeye ihtiyacım var. Mesela ithalatı düşürerek mi?

Dane dedi ki...

Hep bu lafi duyuyorum ama ne oldugunu tam anlamis degilim.Kisaca;bu mikro reformlar ne?
Askeri harcamalara tam denetim getirilmesi mi?Ihale yasasinin yeniden yapilandirilmasi mi?Vergi oran ve dilimlerinde degisiklik mi?Yoksa siyasi reformlar mi?

Blog Sahibi dedi ki...

Siz once kendiniz mikro reform yapin arkadaslar. "Armut pis agzima dus" felsefesine devam ettiginiz muddetce cok sey ogrenemezsiniz. Kendiniz arastirin, bulun.

Biz burada umitlerimizin tamamini kaybedene kadar mikro reform konusunu onlarca yazida anlatmaya calistik, bu konuda bir konu basligimiz da var. Arsivlerimizden bulabilirsiniz.

Bize guvenmiyorsaniz ekonomi bakaniniz Sayin Mehmet Simsek'in secimlerden once verdigi, secimlerden sonra unuttugu sozlere bakin, iste kendi agzindan:

http://ekonomiturk.blogspot.com/2007/07/kiz-seni-yerler-yerler.html

Unknown dedi ki...

Ben bir sene önce Kemal Derviş "7,5-10 aralığında uzun süre büyümeliyiz" diyordu derken büyüme kötüdür demek istememiştim. Bütün dünya resesyon beklentisindeyken 6 ay sonrasını göremediğine vurgu yapmıştım.Avrupanın %4 küçülmesinden bize ne her koyun kendi bacağından asılır demişsiniz. İktisatçı olarak görüşünüz buysa buna bir diyeceğim yok. Son olarakta Avrupadaki düşüşlerin oranının türkiyedekinden aşağıda olduğunu vurlamışsınız. Biliyorsunuzki avrupadaki bazı ülkeler 40 yıldır (36 olabilir) ilk defa ekonomisinde gerileme yaşıyor. Buna da banane derseniz, Yaşasın dünya konjektüründen bağımsız kalkınma hamlemiz diye slogan atarak bitiriyorum.