İslamda faiz ve Türkiye'de yüksek faiz meselesi

Taha Kıvanç ismiyle yazan Fehmi Koru (Cumhurbaşkanı'nın roommate'i aynı zamanda) bugünkü yazısında Cumhuriyet'in kaptanı İlhan Selçuk'a giydireyim derken aynı tuzağa kendisi düşmüş. Biz şu küçücük blogta üzerimize vazife olmayan ve iyi bilmediğimiz konularda yazı yazmaktan çekinirken İlhan Selçuk'un din ve Kuran hakkında, Fehmi Koru'nun da ekonomi ve faiz konusunda yazması ancak cahil cesareti dediğimiz durumla açıklanabilir.

Aslında durum oldukça simetrik görünüyor. İlhan Selçuk ırkçı İttihatçıların günlük bülteninde (gazete demiyorum dikkat edin) kaptan köşkünde, Fehmi Koru da AKP'nin bülteninde kaptan köşkünde. İlhan Selçuk din ve Kuran konularında bilgi sahibi değil, aklı sıra Kuran'dan ayetleri alt alta sıralayıp dalgasını geçecek. Fehmi Koru da ekonomi konusunda bilgi sahibi değil o da "yüksek faiz politikası uygulanıyor" tezinden hareketle aklı sıra sözümona faiz politikasını eleştirecek.

Fehmi Koru demiş ki:
"Türkiye'nin en yüksek faizle paranın el değiştirdiği ülkelerden biri olduğu doğru elbette. Son 20 yıldır uygulanan finans politikaları yüzünden Türkiye 'sıcak para tiryakisi' oldu; parayı çekebilmek için de ona yüksek getiri sağlamaktan başka çare yok. Hükümetler de sırf 'Con Ahmet'in devr-i daim makinası' durmasın diye yüksek faizden vazgeçemiyorlar. "

Yapmayın Fehmi Bey. Gazetede okumasam yukarıdaki paragrafı bizim e-recep yazdı zannedecğim. Ufak bir hatırlatma yapalım. Bizim e-recep adında bir okuyucumuz vardı. Güngör Uras'ın proxy'si gibi çalışıyordu. Güngör Uras'la aynı masada rakı içmiş olmasını ekonomiden iyi anladığının kanıtı olarak sunmuştu yanlış hatırlamıyorsam. Bir müddet yorumlarda nilüfer ve erecep isimlerini kullanarak terör estirmişti. Sonra "bir kitap okudu hayatı değişti", hidayete erdi. Dünyadaki bütün kötülüklerin kaynağının Rothschild ailesinin olduğunu keşfettikten sonra alemlere veda etti. Kendi blogunda bu durumu şöyle açıklıyor:

"Internet'te yaptığım kısa bir araştırmadan sonra karşıma korkunç bir komplo teorisi çıktı. Yabancı kaynaklı bu yaygın teoriye göre tüm dünyadaki Merkez Bankaları, Masonik bir cemiyetin kontrolünde. Biraz daha eşeleyince dünyadaki tüm bankaların da aynı Masonik cemiyetin kuklaları olduğunu anladım. Eşeledikçe hayretim artıyordu. Sonunda çok şaşırtıcı sonuçlara ulaştım.Hazırlamış olduğum bu bloga gelince, evet, sorununun kökenini ve teorik çözümünü doğru tespit etmişim. Ancak bahsettiğim teori doğru ise, benim önerdiğim çözümün pratik olarak çözüm üretmesi imkansız. Yanlış duymadınız, bu sorunun çözümü yok. Çünkü Masonik bu dev cemiyet herşeye her zaman hakim. Nasıl planladılar ise öyle olmuş, nasıl planladılar ise öyle de olacak. "Bunca cari açığa rağmen bu para nasıl ve neden içeri girmeye devam ediyor" diye düşünmeyi bırakın. Çünkü anlamı yok. Para giriyor, çünkü onlar öyle istiyor. Bir planları var, Türk toplumuna, siyasetine şekil verecek ve yeni bir raya sokacaklar. Belki de nadasa bırakacaklar. Bilemiyorum. Tahmin bile edemiyorum. Yüksek faiz - düşük kur işi de onlar ne zaman planladılarsa o zaman bitecek. Bize düşen, sadece oturup beklemek."

Fehmi Koru'nun yazısına geri dönelim. Tıpkı İlhan Selçuk'un Kuran'dan bir kaç ayeti alt alta yazması gibi Fehmi Koru da bir kaç uyduruk medya uzantısının yaptığı değerlendirmeleri genel doğrular olarak alıntılarsa ortaya böylesine komik bir durum çıkar. Şimdi faiz oranlarının birer sonuç olduğunu mu anlatsak, yüksek olduğu iddia edilen faiz oranlarının daha bir kaç yıl öncesine göre (hele bir de 1990'lı yıllarla karşılaştırsak nasıl olur?) oldukça düşük olduğunu mu göstersek, meselenin Con Ahmet'in devri daim makinası olmadığını mı anlatmaya çalışsak bilemedim.

Diğer yandan Fehmi Koru'nun görüşlerine başvurduğu "uzman" kişi de nasıl uzmansa aşağıdaki değerlendirmeleri yapmış:

"Türkiye'deki Müslüman çevreler faiz yasağına kişisel ve ticarî hayatlarında sıkı sıkıya uyuyorlar. Bankayla çalışması mutlaka gerekiyorsa, paralarını faiz getirmeyen cari hesaplarda tutuyor inançlı insanlar. Ticari hayatını İslâmî esaslara göre düzenleyen sanayiciler, tüccarlar da banka kredisi kullanmıyorlar. Görüştüğüm kişi, “Son yıllarda büyüyen Anadolu sermayesi bu başarısını bankalarla faizli iş yapmamasına borçlu; kredi alanlar battı, onlar dimdik ayakta” dedi bana."

Hatta daha vahim durum da şu:
"İslâm'ın faiz yasağı herkesi bağlamasına rağmen, kamu alanı bu yasağın dışında sayılıyormuş: “Kamuya ait hükümler farklıdır. Devletten-devlete muamelelerde mütekabiliyet esası vardır sözgelimi. Kendi vatandaşlarına farklı, yabancılara farklı usuller uygulayabilir devlet. Ayetleri okuyunca anlaşılıyor zaten: Faiz yasağı bireyler içindir. Buna rağmen, dünyayı faiz çirkinliğinden kurtarmak üzere çaba gösteririz.”"

Suyundan da koyun sayın uzman! Faiz yasağı bireyler içinmiş. Yani sen kredi alamazsın ama şirket kurup alabilirsin. Yok ya! Bu da modern "kabültü vehebtü" hikayesi sanırım. Dini bu gibi uzmancıkların elinde oyuncak ederseniz durum bu! Ekonominin durumu da farklı değil ya neyse.

Bu arada neredeyse unutuyordum. Ekonomi Türk'ün kaptan köşkünde oturan Ekonomix İslamda faiz konusunu daha önce işlemişti: bir, iki, üç, dört. Daha sonra da Dr Jekyll şu yazısıyla tartışmaya katılmıştı.

Bu yazıyı İlhan Selçuk'un düştüğü durumla dalga geçen Fehmi Koru'nun aynı duruma düştüğüne ve ortadaki çarpık zihniyetin her iki yakada da farklı olmadığına dikkat çekmek için yazdım. İslamda faiz ve Türkiye'deki faiz oranları birbiribden farklı konular. İleride farklı yazılarda bu konuları işleriz.

Ekonomix'e özel not: Soros Ekim ayı paralarını yatırmadı. Bu yüksek faiz düşük kur politikasını bedava savunamam, ona göre.

Fehmi Koru'ya özel not: Yazınızın sonunda "İlhan Selçuk'un şu sıralarda dinî konulara özel bir ilgi göstermesi takdire şâyan. Başka soruları olursa, bu işleri bilen uzman, cevaplamak üzere hazır bekliyor." demişsiniz. Ekonomi konusu ilginizi çekerse Ekonomi Türk olarak sorularınızı cevaplamak için hazır bekliyor olacağız.

0 Yorum Var.: