"Kumarin, sonucu belirsiz iktisadi faaliyetlerden ayirici yani; ortada katma deger yaratmaya dayali bir faaliyet olmamasidir bence. Malın değeri sabittir ve şansa bağlı olarak el değiştirir. Ticarette ise tüccarın kari konur. Sonucun belirsizligi kumar kriteri degildir."
Finansal piyasalarda islem gerceklestirdiginiz zaman insanlara iki turlu hizmet sunmus oluyorsunuz. Birincisi piyasaya derinlik kazandiriyorsunuz, boylece diger insanlar icin islem maliyetleri azalmis oluyor. Ikincisi islem goren mallarin degeri hakkinda insanlara bilgi veriyorsunuz. Eger verdiginiz bilgi gercekten dogru ise, sizin aldiginiz malin (hisse senedi nedir, doviz kuru, opsiyon, vs.) fiyati yukariya cikiyor ve siz verdiginiz hizmetin karsiligini aliyorsunuz.
Yukaridaki mantigin yanlisi nerede biliyor musunuz? Doviz kuru piyasalarinda alim satim yapanlar bilir, fiyatlar anlik degisir. Siz simdi tanesini $1.3987 aldigini 1000000 adet euroyu 15 saniye sonra $1.3989'dan satip $200 kar ederseniz bu kariniz gercekten sizin sundugunuz hizmetin bir sonucu mudur, yoksa rastgele hareket eden anlik doviz kurlarinin sonucu mudur? Bana sorarsaniz neticede az veya cok sansin sonucu para kaybedip kazanacaksiniz. Haa, euroyu 1 yil elinizde tutup (dogru analiz yaptiniz diyelim) $1.4695'den sattiniz diyelim. Neticede yapmis oldugunuz $70060 karin ne kadari gercekten sizin analiziniz sonucu? Bana sorarsaniz $1 bile sansa bagli kazanmis veya kaybetmis olsaniz bile bu kumardir. (Cogu haram olan bir seyin azi da haramdir)
Ote yandan tamamen beyin gucune (sansa degil) dayali bir oyun olan satranci para karsiligi oynadiginizi dusunelim, diyelim ki kazanan kaybedenden $10000 alacak. Bu faaliyetinizi reklam yaparak duyurdunuz ve bir TV istasyonu ile anlastiniz, ulke capinda 100 kisi duzenlediginiz yarismaya katildi. Toplanan para yarismanin nihai galibine odul olarak verilecek. Ayrica TV gelirlerinden elde edeceginiz parayi da her katilimciya oynadiklari oyun sayisiyla orantili olarak dagitacaksiniz. Yani bir yandan da "izleyicilere" bir hizmet sunuyorsunuz. Bu satranc turnuvasina katilmak kumar midir?
Ticaret de yukaridaki ornek gibidir: bir yandan insanlara bir hizmet verirsiniz ve bunun karsiliginda kar edersiniz, ote yandan sansa bagli olaylar kariniz azalir veya artar. Cevaplamamiz gereken sorular sunlar: Elde ettiginiz karin tamami mi helaldir, yoksa sadece verdiginiz hizmetten kaynaklanan kismi mi? Bu ikisini birbirinden her zaman ayirmak kolay midir?
Bu konu ile diger alakali bir yazi ise Borsa Nasıl Oynanır? En Sağlam Tüyolar baslikli yazimizdir.
1 Yorum Var.:
Faiz konusundaki uc yazınızıda okudum. Bu konuda benimde bazı fikirlerim var.
Oncelikle yorum yapabilmek icin elbette tanımlara ihtiyacımız var. Ve dindeki faizin reel faiz olduğunu varsayalım şimdilik. (Ki bu kesin değildir, cünkü kimi bilginlere göre (Bunlardan biri Gazali) faiz; t0 anında borç olarak aldığınız x malının karşılığında t1 anında verdiğiniz x+ "epsilon" miktarının epsilion kısmıdır. Bu durum Gazali de kolay anlaşılması için buğdayla örneklendirilmiştir. Bir çelik buğday a bir çelik buğday verirsiniz.
İlginç olan buğdayın fiyatının da mevsime gore değişmesidir(reel olarak, yada goreli olarak diğer mallara göre). Daha makro dusunursek, bi spekulatorseniz N celik buğdaya N celik buğdayı değişirseniz farklı zamanlarda, inanılmaz değer kazanabilir ya da kaybedebilirsiniz.
Bu argumanlar basit gibi gorunsede oyle kolayca bi tarafa atılamaz. Çünkü bundan 1400 yıl once ne reel faiz nede enflasyon bilinen tanımlanmış kavramlardı muhtemelen..En azından o coğrafyada,, Herneyse...)
Dindeki faiz dediğiniz gibi reel faiz olsun diyelim. Idealde faiz anlaşmasını risksiz gibi görsekte gerçek hayatta her anlaşmanın olduğu gibi faiz anlaşmasınında bir çok riski vardır alışveriş şeklinize göre. Fix ten alıyorsanız işler kötü giderse negatif reel faiz bile kazanabilirsiniz. Değişkende ise bankanın batması,, dünya savaşı gibi denkleme katmadığımız kücük ama türlü riskler vardır. Yani her faiz anlaşması oyle kesin kazanırım abi diyebileceğimiz bir anlaşma değildir.
Bir başka konu ise faiz "contract" ının özüne indiğimizde bu anlaşmanın bir kira kontratına çok benzediğini fark ederiz. Taraflardan biri sermayesini belli bir süreliğine bi başkasına kiralar, karşılığında da bir miktar para alır. Özellikle fix borçlanma buna çok benzer. Bu durumda Ev = Para diye düşünürsek Ev'e kira alabiliyorken paradan neden almayalım, para kolay mı kazanılıyor?. Aynı şey değiller mi ? (Gerekirse eskime masraflarınıda çıkarırız kira gelirinden,, ki bu da stopaja benzetilebilir)
Ticaret konusuna gelince, Hz.Muhammed'in ünlü bir hadisi var "paranın onda dokuzu ticarettedir" diye. Bu hadis tam neyi anlatır anlamak zordur. Cünkü eğer monopol bir tüccarsanız fiyatı siz belirlersiniz. Yani inanılmaz karlar edebilirsiniz. Ama "perfect competition" da N tane şirket varsa ancak karnınız doyar, hatta piyasadan silinebilirsiniz bile. Kim icin gecerlidir bu hadis ??
Bir başka konu ise ticaretteki kazançın hic sorgulanmamasıdır. Mesela adamın biri A noktasında 10 liraya aldığı malı B noktasında 20 liraya satıyorsa bu faizden daha insaflı bir kazançmıdır. Burda güya anlaşma yapılıp söz verilmez. Ama tuccarın amacı baştan bellidir. Malını alacak adamdan siparişi alır işi garantiler sonra gider tedarikçiden malı temin eder. Birçok faiz işleminden daha az risklidir ve çok daha fazla kazandırır.
Bi başka konu ise "Katılım Bankaları". Bence bu konuda da işin özüne bakmak mantıklı olacaktır. Katılım Bankalarının coğunluk gelirinin yaptığı ortaklıklardan geldiğini soylemişsiniz,, Olmasa bile ,, bir kısmı bile olsa bütün portföyü etkileyecektir gelir kalemleri açısından("faizin azıda coğuda haram" prensibinden)
Ekonomi ve finans dersleri genelde iyi bir ögrenci olarak bugun finansal enstrümanları yada mal ve mülk gibi herhangi bir "asset" i kullanarak istediğinz dinde istediğiniz tanımı kullanın o dine uygun neredeyse faizdekine yakın (özellikle fix) belirsizlik aralığıyla gelir elde eldebilirim. Önemli olan ne kadar risk (variation) istediğiniz. (tabi minimium transaction özgürlüğü olması gerekir, ki bütün dünya dinleri belli miktarda "transaction" a serbestisi tanır,, belkide en tutucusu "islam"dır)
Katılım bankalarınında yaptığı tam olarak budur. Arkadaki transactionlar farklı olabilir ama sonuçta reel olarak cok cok yuksek olasılıkla enflasyonun üstünde kazanç sağlanır. Ki faiz anlaşmarındaki durumda budur.
Sonuç olarak günümüz dünyasında,, bence geçmiştede reel gelirin 0 olacağı risk free bir "transaction" yapmak neredeyse imkansızdır. O yüzden şahsi kanaatim müslümanların bu işin felsefesine dalmadan bankalar arasında rasyonel davranmalarıdır. Yanlız bir tercih yapılacaksa etik, topluma fayda sağlayan alanla yatırım yapan fonlar tercih edilebilir. Devletede borç verilebilir. Bu ben ve benim gibi bir çok memur ve işci cocuguna:) sağlık sistemindeki hastalara ve daha bir cok insana iyi işler icin fon olarak gidebilir)
Bu konu orneklerle sonsuza gonderilebilir :) ama şimdilik yeter galiba,,
Saygılar,, Zeneca
Yorum Gönder