Issizlik Sigorta Fonu Nedir?

TOBB Baskani Rifat Hisarciklioglu dahiyane bir fikir ile issizlik problemine cozum bulmus. Hurriyet'in haberine gore Hisarciklioglu soyle demis:

"İşsizlik Sigorta Fonu’nda biriken kaynağın 25 milyar YTL’ye ulaştığına dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, "Türkiye’nin en önemli sorunu istihdam. İşsizlik fonunun kaynağının, kuruluş amacına uygun kullanılması halinde 1 milyon kişiye iş sağlanabilir" dedi. TÜRKİYE Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin bir numaralı gerçek meselesinin istihdam olduğunu belirterek, "1 Nisan 2007’den başlamak üzere 2 yıl süreyle tüm Türkiye’de her ilave istihdam artışında, tüm sosyal güvenlik primi, işsizlik sigortası fonundan karşılanmalı" dedi."

Bak anasini yahu, biz niye dusunemedik bu zekice cozumu. Rifat Hisarciklioglu aslinda Sinan Aygun veya Oguz Satici'dan daha mantikli yorumlarda bulunan bir kisi. Bazen gercekten de dogrulari soyluyor. Demek ki amaci bizi 25 milyar YTL'lik cilginliklar yapmaya sevketmekmis.

VOB nedir?     Taksi Şöförü   Borsa Tüyoları?   Olasılık nedir?   Enformasyon Nedir

Yukaridaki oneriyi okuyan vatandas Issizlik Fonunda biriken paranin oyle bos bos oturdugunu falan zanneder herhalde. Kayitlarda 25 milyar YTL fazla gorunmesi ortada para oldugu anlamina gelmez. Nasil Sosyal Guvenlik Sistemi her sene 25 milyar YTL acik verdigi zaman biz paralari agactan toplayip emeklilere vermiyorsak, Issizlik Fonu icin topladigimiz paralari da gommuyoruz. Bir hesapta toplanan fazla paralar diger hesaplarin verdigi aciklari karsilamak icin kullaniliyor. Tum butce geneline baktigimiz zaman hala acik verdigimiz goruluyor. Bu aciklarin uzerine bir de zaten kayitdisi calisip vergi kaciran sirketlere tesvik vererek aciklarin iyice buyumesini istemek Sark kurnazligindan baska bir sey degildir.

Bilmeyenler icin bir kez daha soyleyelim, ortada 25 milyar YTL gibi bir rakam yok, bu sadece kagit uzerinde. O yuzden harcayacak, har vurup harman savuracak bir miktar da yok. Istihdam vergilerinin dusmesi icin yapilmasi gerekenler basit, ama Hisarciklioglu'nun anlattigi kadar da basit degil. Yapilmasi gerekenler sunlar:

1. Kayitdisi isci calistirmak kazayla islenen bir suc degildir, bilincli ve sistematik bir sekilde yapilir. O yuzden kayitdisi isci calistiranlarin yakalanip suclu bulunmalari halinde tum mal varliklarina el konmasi kanun olarak benimsenmeli. Kayitdisini ihbar eden calisanlara tekrar is bulana kadar issizlik maasi baglanmasi da kanuna eklenmelidir. Kayitdisi calistiranlara kayiticerisine gecmek icin 30 gun sure taninmalidir.

2. Kanunun yururluge girdigi sureden 30 gun sonra denetimler arttirilmalidir. Bu sadece defter uzerindeki denetimleri degil, undercover (isci kiligina giren) kisiler kullanilarak sucustu yapilmalidir.

3. Bes on kisi yakayi ele verdikten sonra kayitdisi calistirmalarda onemli azalmalar kaydedilecek, bir cok kayitdisi calisan islerini kaybedecektir. Iste bu noktada bu kisiler daha cok isvereni ihbar edecek ve kayitdisi problemi onemli olcude ortadan kalkacaktir.

4. Kayiticine girenlerin orani arttikca istihdam uzerindeki vergilerde azaltilmaya baslanip uzun vadeli istihdam artisinin onundeki en onemli engellerden bir tanesi boylece ortadan kaldirilmis olacaktir.

Cozumun en zor kismi siyasi irade kismidir. Simdiye kadar siyasi irade olmadigi icin kayitdisi problemi cozulememistir. Ilk asamada issizlige ve kaosa yol acacak bu tur bir eylemin icerisine girmek her babayigidin harci degildir; bir cok ekonomik basarisini takdir ettigimiz AKP hukumetinin en basarisiz oldugu konu budur.

25 Yorum Var.:

Adsız dedi ki...

SKYTUG;
ÜZGÜNÜM AMA COK CAHILCE BIR YAZI. SANIRIM HİÇBİR İŞLETME TECRÜBENİZ VE BİLGİNİZ YOK. BU TÜR BASKICI, UZLAŞMADAN UZAK ÇALIŞMALAR İLE SONUÇ ALINAMAZ. VE EN ÇOK SİGORTALI İŞÇİ ÇALIŞTIRAN VE HERŞEYİ İLE RESMİ ÇALIŞMAYA ÇALIŞAN FİRMALAR EN ÇOK CEZALANDIRILIR. ÇÜNKÜ ONLAR DÜZENLERİNİ RESMİ OLDUKLARI İÇİN ŞEFFAF KURARLAR. İŞÇİLERİ KAYIT ALTINA ALMA İŞİ ÖNCE TAMAMEN KAYITSIZ İŞ YERLERİNİN TESPİTİ, ONLARIN DÜŞÜK VERGİ ORANLARI İLE RESMİYETE TEŞVİKİ VE TÜM BU ALT YAPILAR HAZIRLANDIKTAN SONRA BAHSETTİĞİNİZ TEDBİRLER İLE MÜMKÜN. ÖYLE ATIP TUTMAKLA OLMUYOR. İŞVERENİ VEYA GİRİŞİMCİYİ FAZLA BUNALTMICAN. NE YATIRIM YAPAR NE DE İŞ YAPAR.KOYAR PARASINI FAİZE SONRA AĞLAR HERKES İŞSİZLİK DİYE. BU ÜLKEDE UYGULAMA DA BİRŞEY DEĞİŞECEK İSE FEDAKARLIĞI VATANDAŞLARI İÇİN DEVLET YAPMALI. AYRICA İŞSİZLİK SİGORTASININ PARASININ BAŞKA BÜTÇE AÇIKLARINA HARCANMASI İŞÇİ VEYA İŞVERENİN SORUNU DEĞİL VE BU KESİNTİLER İŞSİZLİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İÇİN YAPILIYOR AMA PARA BAŞKA AÇIKLARA KULLANILIYOR. SONRA BİRİSİ ÇIKIP BUNU HATIRLATINCA SUÇLU OLUYOR. BU DA SONUÇTA DEVLETE ÖDENEN Bİ ÇEŞİT VERGİ DEĞİL Mİ? BUNUN NEREYE HARCANDIĞININ HESABINI SORMAK VATANDAŞIN HAKKI DEĞİL Mİ? İŞTE PARA KAYITLARDA VAR GERÇEKTE YOK, BU PARA BÜTÇENİN DİĞER TARAFLARINA KULLANILMIŞTIR OLDU BİTTİSİYLE OLMAZ. YAZARLARA HER FIRSATTA SALLAMAYI BİLİYORSUNUZ LÜTFEN SİZLERDE BİRAZ BİLİNÇLİ YORUMLAR YAPIN. TÜRKİYENİN GERÇEKLERİNDEN GERÇEKTEN ÇOK UZAKSINIZ.

SAYGILAR;

Blog Sahibi dedi ki...

Sayin Skytug,

Yazidan pek fazla anlasilmiyor galiba ama benim onerim revenue-neutral bir oneri yani ortalama istihdam vergilerinde bir artis icermiyor. Su an olan durumu aciklayayim:

Bir ulkede iki kisi yasarmis, kayitdisi Hasan ile kayitici Basan. Ulkenin topladigi istihdam vergisi 100 YTL imis ve bu verginin hepsini Basan verirmis. Basan Hasan'dan rahatsiz imis cunku Hasan'in odemesi gereken vergiler de Basan'in sirtina yuklenirmis. Sonra bir gun Ekonomix diye birisi cikmis demis ki bir kanun gecirelim, kayitdisi calisanlarin canina okuyalim, dunyayi onlara dar edelim. Skytug da demis ki, olur mu kayitdisi calisan adami bunaltmayacaksin yoksa adam ne yatirim yapar ne de is yapar. Uygulamada bir sey degisecek ise fedakarligi vatandaslari icin devlet yapmali demis.

Simdi Sayin Skytug devletler paralari agactan toplamaz, o yuzden de devletler hic bir zaman fedakarlik YAPAMAZ, fedakarligi her zaman vergi veren insanlar yapar. Siz diyorsunuz ki Turkiye'deki kayitdisini bitirmenin yolu kayiticindekilerin kayitdisindakilere tesvik vermesidir, onlari fazla sikmadan, dusuk vergi oranlariyla cezbetmeye calismasidir. Sizin adaletten pek haberiniz yok galiba. Hic apartmanda oturmadiniz galiba. Apartmandakilerin yarisi aidatlarini odemedigi zaman da ayni cozumu mu onerirsiniz?

Aidatini odemeyen ya odemeye baslasin ya da ciksin gitsin kardesim, ben salak miyim baskasinin aidatini odeyecegim?

Biz diyoruz ki Basan 100 YTL yerine 50 YTL odesin, Hasan da Basan'in sirtindan gecinmeye devam edecegine 50 YTL odesin. Siz ise "BU TÜR BASKICI, UZLAŞMADAN UZAK ÇALIŞMALAR İLE SONUÇ ALINAMAZ. VE EN ÇOK SİGORTALI İŞÇİ ÇALIŞTIRAN VE HERŞEYİ İLE RESMİ ÇALIŞMAYA ÇALIŞAN FİRMALAR EN ÇOK CEZALANDIRILIR." diyerek yaptigimiz oneriyi anlamadiginizi ortaya koyuyorsunuz.

Ekonomik olarak nelerin gerceklesecegini aciklayayim. Istihdam vergileri azalacagi icin Basan eskisinden cok daha fazla isci calistiracak ve istihdami arttiracaktir. Boylece kayitici calisanlar odullendirilmis olacaktir. Su an vergi kaciran uyaniklar icin ise istihdam vergileri artacagi icin bu kisiler daha az kisileri calistiracaklardir. Neticede toplam vergilerde degisiklik olmadigi icin toplam istihdamda da degisiklik olmayacaktir.

tersaci dedi ki...

Oneriler harika. Benim aklıma takılan tek nokta işsiz kalanlara verilecek olan işsizlik ücretinin Avrupada'kine benzer işsizlik artırıcı etkisi. Bu ücret düzenli ve kesintisiz ödenirse bu kişileri iş aramaktan caydırıcı bir faktör haline gelebilir. Bunu ya süre olarak (mesela 3-4 ay işsizlik maaşı ödenir, sonra kesilir) ya da ücret üzerinden (normalde aldığı ücretin bir kısmı verilir) ya da bunun her ikisi birden (her ay daha yüksek oranda kesinti) uygulanması ile giderilebilir. Ama bu çözümlerin hepsi de "ihbar etmenin" çekiciliğini azaltacaktır. Denge nasıl sağlanabilir, ben çözemedim.

mr. brooks dedi ki...

Toplam istihdamda uzun vadede degisiklik olmayacak yazinizda dediginiz gibi. ama kisa vadedeki olumsuzluklara hicbir hukumet oy kaybetmeyi goze alarak onay veremez. bu biraz iki ucu pis degnek gibi siyasiler acisindan. secimden sonra belki o turden duzenlemelere gidilebilir. tek parti hukumeti olmasi bir bakima dezavantajdir, cunku secmenler tarafindan tum fatura sadece kendilerine kesilir.
...
sundugunuz oneriler radikal olmanin da otesinde bence. (mala mulke el koyma filan) siyasetciler bundan daha az maliyetli seylere bile sicak bakmiyorlar.
...
onerileriniz genelde denetimi artir, cezayi daha da yukselt mantigina dayali. bu zamana kadar boyle yurudu isler yanilmiyorsam.
ilk onerinizin uygulanmasinin maliyetinin cok cok fazla olacagini dusunuyorum. ayrica kimse patronunu ihbar etmeye istekli olmaz. biraz kulturel bir durum... patronu ihbar etmenin etik olmayacagini dusunecegi icin degil, calisma arkadaslarinin isini kaybetmesine sebep olmak agir gelebilir insanlara.
...
bir diger konu;
25 milyar ytl'nin sadece kagit uzerinde olmasi ne degistirir? kimse ortada bos bos duran bir para oldugunu soylemiyor aslinda. sonucta elbette bu para issizlere dagitilmayacaksa faizlerin dusmesi degerlendirilecek, ama bunun icin toplanmadi. bu mantiga gore deprem icin toplanan vergilerin hazine borclanmasinda kullanilmasini da makul karsilamak gerekir. belli bir hizmeti sunacaginizi vadederek vergi topluyorsaniz, o hizmet beklenir. sebebi ne olursa olsun eger o hizmet verilmezse, (issizlik fonu icin toplanan parayi baska yerde kullanirsaniz) halki kandirmis olursunuz ve vergi odemeye isteksizlik artar. kayitdisinin sebeplerinden biri de devlete olan guvensizliktir.
hisarciklioglu'nun onerisindeki mantik "devlet parayi toplama amacina daha uygun kullansin". oneri gelistirilmeye muhtac olabilir ama bence isler bu mantikla yurumeli.
...
ayrica "kayitdisi"dan sadece prim odemeyenleri anlamamak lazim, bir de maasi dusuk gosterip dusuk prim odeyenler var.
...
Ali Babacan'in masasinda issizlik fonundan yararlananlarin genisletilmesine yonelik bir tasari uzun zamandir bekletiliyormus. secime dogru o da yururluge girebilir.
...
yazi biraz butunlukten uzak oldu, kusura bakmayin.
saygilar.

mr. brooks dedi ki...

Hisarciklioglu'nun onerisini yeni yeni okuyorum. Ugur Gurses yazisinda soyle bir ifade aktarmis oneri hakkinda:

"İlave 1 milyon kişiye istihdam sağlayabilecek bu önerinin mali yükü fonun sadece yıllık faiz geliriyle karşılanabilecek."

yani cilginligin boyutu cok da fazla degilmis.

Blog Sahibi dedi ki...

1. Kanunun yururluge girdigi tarihten sonraki 12 ay suresince gecerli olmak uzere, Ihbar edenlere ve ihbar edilen sirketlerde calisanlara 12 ay sureyle asgari ucret baglanir, bu sure icerisinde is bulanlara geri kalan odemeleri yapilmaz.

2. Detaya girmek istemedigimden soylemedigim bir nokta var. Iki cesit isveren oldugunu dusunelim: ahlakli ve ahlaksiz. Ahlaksiz isveren kayitdisi isci calistirmayi goze alan isverendir. Ahlakli isveren ise sadece kayitici calisandir. Tum isverenler ahlaksiz ise bahsettigim onerinin toplam istihdam uzerinde bir etkisi olmaz. Ancak isverenlerin bir kismi ahlakli ise dusen istihdam maliyetlerinden dolayi eskiden is kurmayi ekonomik bulmayan bu kisiler is kuracak ve toplam istihdamda ahlakli kisilerin oraniyla paralel bir artis gozlemleyebilecegiz. O yuzden uzun vadede rekabetci oldugumuz sektorlerde istihdam artisi rekabetci olmadigimiz sektorlerdeki istihdam azalisindan cok daha fazla olacaktir. (Rekabetci olmadigimiz sektorlerde kayitdisinin daha yaygin oldugunu varsaydim, niye?) O yuzden, bu projenin hem buyume hem de istihdam uzerinde uzun vadeli etkisi pozitiftir.

3. Evet onerilerin temelinde cezalari ve denetimleri arttir felsefesi vardir. Hayir, bu zamana kadar isler boyle yurumedi. Kanunlari yapmaktan daha onemlisi yapilan kanunlarin uygulanmasidir, Turkiye'de kanunlarin uygulanmasinda problem vardir. Milyarlarca YTL'yi kaciranlar/dolandiranlar cok ufak cezalarla isin icerisinden siyrilmaktadirlar. Bunun bir cok ornegini bu blogda daha once gosterdik. Daha yeni Alattin Cakici'nin muebbet hapsi "agir tahrik" ve "iyi hal" goz onune alinarak 18 yila indirildi; yakinda cezanin 3'te birini yatip "super" iyi halden hapisten cikar kanimca. Anlatabiliyor muyum? Anlatamiyorsam blogda "Cavit Caglar" diye arama yapin.

4. Patronu ihbar etmeme meselesine gelince. Ihbar denetimlerde kullanilacak yontemlerden bir tanesi. Yaraticiliginizi kullanin, DHKP-C gibi teror orgutlerini ortadan kaldirabiliyorsak kayitdisi calistiranlari istedigimiz taktirde neden ortadan kaldiramayalim? Maasi dusuk gosterenleri de belirlemek o kadar zor olmasa gerek.

5. 25 milyar YTL'nin sadece kagit uzerinde olmasi su sonucu dogurur: yapacaginiz harcamaya bir sekilde kaynak bulmaniz gerekir. Emeklilere yapilan odemeler sene ortasinda yil boyunca toplanacak primleri gectigi zaman "kusura bakmayin, bu kadar prim topladik, geri kalan 6 ayda odeme yapamayacagiz" mi diyoruz?

6. 25 milyar YTL'nin senelik faiz getirisi 5 milyar YTL'dir. 1 milyon yeni isci icin senede 5 milyar tesvik demek isci basina 5000 YTL tesvik demektir. Bu kadar para harcayacaksam TOBB'u niye araya sokayim ki, giderim kendim 1,000,000 tane asgari ucretten devlet memuru alirim, diger maliyetleri kismak icin de adamlara "hic ise gelmeyin, ay basinda bankamatikten maasinizi cekin" derim. (Bakiniz Milliyetci Sifirci Partisi)

6. Biz kucuk devlet ve dusuk vergileri savunuyoruz. Tesvik vererek issizligi kisa vadede azaltirsiniz, uzun vadede arttirirsiniz. Simdi issizlik niye yuksek zannediyorsunuz? (Bakiniz: hurmalar) Rifat Beyin onerisi uzun vadede issizligi arttirmaktan oteye gitmez. Nasil Demirel issizligi azaltmak icin emeklilik yasini 38 dusurerek bizi simdiki belanin icerisine soktu ise, Rifat Bey'in onerisi de bizi yeni problemlerin icerisine sokacaktir. Detaylarina girmeyecegim simdilik.

Adsız dedi ki...

Baris,

Issizlik odemelerinin amaci ihbari tesvikten ziyade gecis surecini kolaylastirmaktir, o yuzden 1 sene ve asgari ucret ile sinirli tuttum. Yoksa dedigin gibi issizlik odemeleri Amerika'da bile insanlari tembellige sevkediyor ki, Turkiye'de ayni sonucu dogurmamasi imkansiz.

Ote yandan issizlik odemelerini sadece ilk 12 ay icerisinde yakalanan sirketlere yapacagiz, daha sonra yakalananlara boyle bir odeme yapilmayacak. O yuzden de bu programin butceye verecegi hasar bir seferlik. Finansmani ise ilk sene artacak vergi gelirlerinden ve el konulan mallarin satisindan saglanacak, 12 ay sonra ise hem odemeler azalacak hem de vergi oranlari dusurulecek. Vergi oranlarindaki azalma uygulamanin basarisinin bir fonksiyonu olacak.

Ekonomix

Adsız dedi ki...

Bir kaç saptama yapmak isterim:
1- Kayıtdışılığı işveren kadar, çalışan da tercih ediyor çünkü nette eline geçen tabii ki kayıtiçinde alacağı paradan az da olsa daha fazla. Bir de muhtara gidip kendine yeşil kart uydurursa, her şey yolunda demektir. Hele “seni asgari maaştan sigortalı yapayım, gerisini de açıktan veririm” diyen bir işveren her zaman tercih sebebi.
2- Meseleye yanlış yerden bakıyorsunuz. Nihai noktadaki denetim kaynaktaki denetimden çok daha verimli sonuçlar verir. Yani, her vatandaşın vergi kimlik numarası varsa, her vatandaş da sene sonunda gelir beyannamesi vermelidir.
3- Keza, eğer CHP tarafından engellenen yeni ticaret kanunu inşallah bir gün devreye girerse, tüzel kişilerin de çok daha şeffaf olmaları ve finansal tablolarını denetletmeleri söz konusu olacak. Aynı şekilde yeni bankacılık risk düzenlemeleri de kayıtdışılığı ciddi şekilde azaltıcı etkiye sahip. “Taksim meydanında 3 kişi sallandırdım mı, bu işi çözerim” şeklindeki yaklaşımlar çok da etkili olmaz doğrusu. Ama, Türkiye'de "rule of law"un olmadığı yönündeki görüşünüze de %100 katılıyorum.
4- 25 milyar TL tabii ki var. Her ay bütçeden SSK’ya yapılan transferlerin bir kısmı da işsizlik sigorta primlerini kapsıyor. Hatta kamunun net borç stoğu hesaplanırken bu meblağ düşülüyor. (http://www.hazine.gov.tr/stat/netdebt.xls) Yok, hükümet her ay bu parayı transfer yapıp gibi gösterip, başka yerlere harcıyor diyorsanız, o zaman hükümet de kayıtdışılık yapıyor desenize. Gene de bu para yok diyorsanız olmayan paranın 5 milyar faiz geliri nereden kaynaklanıyor, onu da anlamadım ya.

Adsız dedi ki...

Sayin r.mutt,

1. Dogru bir tespit. Yine de problemin buyugu tamamen kayitdisi calistiranlar. Tekstil sektorunde 2.5 milyon calisan oldugu soyleniyor, 750 bin kisi kayitli. Turizmde 1.5 milyon kisinin calistigi soyleniyor 250 bin kisi kayitli. Ayrica undercover denetciler bu durumlari da tespit edebilirler.

2. Devlet memuru kitligimi var? Kaynakta da denetim yapin, nihai noktada da.

3. Kayitdisini azaltmak icin bahsettiginiz cozumler de kullanilabilir. Dedigim gibi tek bir cozumu secmek zorunda degiliz, hepsini bir arada kullanabiliriz.
"Sallandirmakla problemler cozulmez" seklindeki muhalefetleri bir turlu anlamiyorum. Bundan 13 sene once PKK'ya karsi saldiriya gectigimiz zaman da "zor kullanarak bu problem cozulmez" denmisti,5 yil icerisinde problem buyuk olcude cozuldu. Artik her gun 10+ askerimiz sehit olmuyor, koyler mezralar karakollar basilmiyor. Buyuk problemleri tek bir yontem kullanarak cozemezsiniz, bir cok farkli acidan yaklasmaniz gerekir. Her seyi en ince detayina kadar yazmami benden beklemeyin artik.

4. 25 milyarin faizi meselesini cuneyt bey gundeme getirdi, benim vurgulamaya calistigim nokta 25 milyarin faizinin de az bir miktar olmadigi idi. Anlasilmamis sanirim. Bir kez daha anlatmaya calisayim. Vazgectim, yaziyi iyi okuyun kendiniz anlamaya calisin, bence yeterince acik ifade etmisim.

Genel olarak guzel noktalara deginmissiniz. Vergi beyanname sisteminin kayitdisini nasil azaltacagini biraz daha acarsaniz daha iyi olacak.

Ekonomix

Adsız dedi ki...

Sn. Ekonomix haksizsiniz ve hatalisiniz.

oneri hem mantikli hem de uygulanabilir.

istihdam yuklerinde turkiye % 42 ile dunya birincisi (bkz.oecd)

buna ragmen bir fon kurmus her ay para topluyorsunuz sonra da bu fon ile faiz disi fazla hesabini denklestiriyorsunuz.

zugurt fakirin zengin fonu var yani.

bu fonun bir amaci da issizin is bulmasini saglamaktir.

bu oneri sayesinde ham kayitli istihdam artar hem de kayitdisi istihdam kayda girer.

ne yazik ki gozleri faiz disi fazla hsabindan baska bir sey gormeyenler, issiz birinin cektögi sikintilari yasamayanlar bunu bilmez.

tersaci dedi ki...

Sayın matlas,
size pursuit of happyness filmini tavsiye edicem.

Adsız dedi ki...

ekonomix'in hesabinda yanlislar var.
soyleki, 5 milyar ytl faiz gelirini 1 milyon isciye bolunce kisi basi 5 bin ytl. tesvik var demis.

ama bu 5 bin ytl. yillik hesap.
yani ayda 416 ytl. eder ki, bu paraya memur calismaz.

ekonomix'in ikinci hatasi, bu oneri uzun vadede issizligi artirir iddiasidir. ama bir temeli yoktur.

bu oneriyi ben tulumbaya ilk suyun pompalanmasi olarak goruyorum. biliyorsunuz su pompasi calismadan once bir miktar su basilir sonra pompa calisir.

anlamadigim, niye hemen oneri tu-kaka edilir ki. istihdam maliyetlerinde dunya sampiyonu, issizlikte ilk siralarda olan, en hizli buyudugu yilda bile yeterli istihdam saglamayan bir ulkede "klasik ezberleri bozan" biraz cesur yaklasimlara ihtiyac vardir.

hadi diyelim hic yeni istihdam saglamadi, o zaman zaten bir maliyeti olmaz. Yok dedinldigi gibi uzun vadede tutmasa bile allah askina tum maliyeti 3-4 milyar ytl. bu para da kimsenin cebine girmiyor, donup dolasip tekrar prim olarak devlete geri donuyor.

son soz Baris icin; w.smith'in gercekten iyi filmelerinden biri ama fazla melodramdan hoslanmadim

Adsız dedi ki...

İstihdam piyasasindaki sorunlarin temelinde de yapisal problemlerimiz yatmaktadir ve yapisal sorunlara cozum ancak yapisal reformlarla saglanacaktir.

Bu kapsamda da, istihdam piyasasindaki yuksek mali yuklerin ve istihdami zorlastiran mevzuat uygulamalarinin duzeltilmesi gerekmektedir.

TOBB’un onerisi; elbette yapisal reformlarin yerine gececek bir cozum degildir. Ancak yapisal reformlar bu soruna uzun vadede kalici cozumler getirirken, kisa vadede istihdam artisina ivme kazandiracak, insanlara umut verecek acilimlara ihtiyac oldugu aciktir. Bunun niye gerekli olduguyla ilgili birkac rakam vermek istiyorum.

2002-2006 arasinda tarim-disi sektorlerdeki toplam istihdam artisi 2,4 milyondur. Ama ayni donemde tarim istihdaminda 1,4 milyon azalma yasanmistir. Bu durumda son 4 yildaki net istihdam artisi sadece 1 milyon kisidir. Oysa bu donemde nufus artisinin 5 milyon kisi, istihdam piyasasina katilimin ise 3 milyon kisi oldugu tahmin edilmektedir. Demek ki is aramak durumunda olan her 3 kisinin ancak 1’i is bulabilmektedir.

Fon’da biriken kaynagin tamami, dogrudan (prim odemeleri) veya dolayli olarak (Fon portfoyundeki DİBS faizi gelirleri) Turk halkinin kisitli kaynaklarindan saglanmistir. Buna ragmen pratikte bu Fon, faiz-disi fazla hesabinda ve net borc stokunun hesaplanmasinda kullanilir hale gelmistir. Oysa İssizlik Sigortasi Fonu’nun amaclari arasinda; “yeni bir is bulmak” da gecmektedir.

Onerinin asil etkisi ise, artacak yeni ve/veya kayitli istihdam sayesinde, sosyal guvenlik sisteminin de olumlu etkilenmesi ve artacak kayitli istihdam sayesinde, istihdam maliyetlerinde kalici dususu saglayacak prim indirimlerinin onunun acilmasidir.

Zira gerek Hukumet, gerekse İMF, Sosyal Guvelik Sistemi’ndeki yuklerde indirim yapilabilmesinin, kayitdisiligin azaltilmasiyla, yani sistemin buyumesiyle de alakali oldugunu soylemektedir.

İlave istihdam halinde Sosyal Guvenlik Prim yuklerinin Fon tarafindan karsilanmasinin mali yuku (ortalama 800 YTL. aylik brut ucret uzerinden) bir kisi icin yillik 3,300 YTL.dir (1 milyon kisi icin 3,3 milyar YTL). Fon’un yillik faiz gelirinin ise 2007’de 3,5 ila 4,1 milyar YTL. arasinda olmasi tahmin edilmektedir.

İlave saglanacak istihdam ile birlikte (ister yeni istihdam, ister kayitdisi istihdamin kayitli hale getirilmesi olsun), gelir vergisi tahsilâti da baslayacaktir. Bu durumda, yukaridaki 800 YTL. aylik brut ucret baz alindiginda, kisi basina ilave yillik 1,500 YTL. civarinda gelir vergisi tahsil edilecektir. Bu durumda Fon’dan karsilanan kaynagin yaklasik % 45’i vergi olarak kamu butcesine geri donecektir.

Suphesiz bu oneri ideal ve uzun vadeli bir cozum degildir. Ama iktisadi oldugu kadar giderek buyuyen ve sosyal bir meseleye donusmekte olan istihdam konusunda, artik daha hizli ve kararli adimlar atmak zorunda oldugumuz da aciktir.

Bir taraftan yapisal reformlarla sisteme uzun vadede cozum saglanirken, bu uzun vadeyi gormemizi saglayacak adimlarin da kisa vadede atilmasi zorunludur. Oneride vurgulanan 2 yillik sureden kasit da kuvvetle muhtemelen, bu sure zarfinda, yapisal reformlarin hizla tamamlanmasi ve sistemin uzun vadede saglikli bir sekilde calisir hale getirilmesidir.

Blog Sahibi dedi ki...

Guzel tartisma oluyor.

Karsiligi olmayan devlet harcamalarinin uzun vadede issizligi arttirdigini soyluyorum. Niye soyluyorum bunu? Cunku ekonominiz yillik %5 ortalama hizda buyuyor, vergi oranlarinin sabit kaldigini varsayarsak devletin vergi gelirleri her sene %5 oraninda artacak demektir. Bu sene ekstradan X lira harcarsaniz buna vereceginiz reel faiz %10 olduguna gore vergi gelirlerindeki artis borcunuzundaki artisin altinda kalacak ve borcunuz exponential olarak buyuyecektir. 90'li yillarda yedigimiz hurmalar yuzunden borcumuz katlanarak buyudu ve son 6 yildir cok yuksek faizler vererek bunu kontrol altina almaya calisiyoruz. Bu yuksek vergiler yuzunden istihdamdaki artisimiz guduk kaliyor.

Ikinci nokta su: bende yuksek istihdam vergilerine karsiyim, ama butceyi denklestirmeden vergilerin indirilmesine de karsiyim. Emeklilere yaptigimiz odemeleri azaltmayi onerin, bunun karsiliginda istihdam vergilerinin azaltilmasini onerin destekleyeyim. Paralar havadan toplanmiyor, bir yere harcama yapmak istiyorsaniz baska bir yerden kismaniz lazim.

Yapisal reformlar konusundaki goruslere de tamamiyla katiliyorum. Piyasalar hala serbest rekabete tam olarak acik olmadigi icin tekel veya oligopol yapilara hemen her sektorde rastliyoruz. Bunlar hem istihdami hem de buyumeyi azaltan faktorler. Bu alanda yapilacak cok sey var.

"istihdam uzerinde rekor vergiler var" sehir efsanesine gelirsek. Ulkedeki calisanlarin yarisi kayitdisi calisiyor, kayitici calisanlar icin vergiler yuksek olabilir ama ortalamada en dusuk vergileri biz veriyoruz (%0 ve %42'nin ortalamasini siz hesaplayin).

Diger bir sehir efsanesi de "kendi kendisini odeyen vergi kesintileridir". Vergi oranlarini arttirirsaniz vergi verenlerin sayisinda artis olacaktir ama bu cogu zaman toplanan vergiyi arttirmaz azaltir. Yani vergi oranlarini azaltmak demek vergi gelirlerini azaltmak demektir. O yuzden vergi oranlarindaki dususlerin bir sekilde finanse edilmesi gerekir.

Ozetle soyleyeyim. Istihdam uzerindeki vergilerin azaltilmasini (hem de kalici olarak azaltilmasini) ben de destekliyorum. Ben ayrica kaynak olarak sizin yaptiginiz gibi borclanmayi degil, kayitdisi calisan sirketlerin (denetimler ve yuksek cezalarla kayit icerisine cekilmesi vasitasiyla) odemesini oneriyorum. Siz ise bana anladigim kadariyla borclanma ile (issizlik fonunu bu is kullanirsaniz bu sefer diger harcamalar icin borclanmamiz gerekecek) bu isin finanse edilmesini oneriyorsunuz.
Gecmiste yapilan hatalardan ders almamisa benziyorsunuz. Bana daha mantikli onerilerle gelin.

mr. brooks dedi ki...

tobb'un onerisiyle devletin asgari ucretten memur (nasil olacak bilmiyorum) arasindaki fark 2 sene sonra kayitici calisan sayisinin artmasi.
...
bu oneri kabul edilirse ve harcanan paranin yerine yeni borclanmaya gidilirse brut borc stogu degisecek mi?
...
%42 ile %0in ortalamasini neden aliyoruz? vergi odeyene yuksek zaten. odemeyenler vergilerden sikayetci olmasa gerek. vergilerin yuksek oldugu sehir efsanesi degil.
...
hukukun islemedigi ve kayitdisini tespitin cok zor birsey olmadigi konusunda size katiliyorum. butun konular sonunda hukuka dayanir zaten. bu duzelmedikce hicbir formul islemez, bu duzeldikten sonra ise cok kompleks formuller uretmeye gerek kalmaz.
...
konu uzerine ercan kumcu da birseyler yazmis:
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/6113755.asp?yazarid=7&gid=61
selamlar.

Adsız dedi ki...

skytug
işveren ve işçi açısından uygulamanın basitleştirilmesi çok faydalı olur. Yani bir işçinin işten çıkartılması yada yeniden işe alınması basit ve ucuz olmalı. Bu bir iş ve işçilik piyasası ise ne kadar kolay işlerse o kadar sağlıklı olur ve kayıt altına girmesi kolaylaşır. İşten çıkarma zorlaştıkça işverenler işe aldıkları yeni elemanları resmiyete dönüştürmek istemiyor. Çünkü bırakın ödediği primleri ama işten çıkarma için ödediği maliyet yükseldikçe ve çıkarma zorlaştıkça, bu resmiyetten kaçış yaratıyor.
Birde şundan bahsetmek istiyorum; tedbir amaçlı uygulamalar alındığı taktirde ilk yakalanacak olanlar her sektördeki ihracatçılar olacak; bundan hiç şüpheniz olmasın. Çünkü onları satışları tamamen resmi yani kaçıcak delikleri yok ama maliyetleri hep uydur kaydır. Çoğu şirket kabaca incelendiğinde kayıtsız eleman çalıştırdığı ortaya çıkacaktır.Birde şu var her sektörde bir kısım firmaya gayri resmi çalışma istisnası tanınmış; mesela tekstil,Laleli piyasası.Bütün zincir gayri resmi üretimden satışa kadar, peki devlet bunu biliyor mu elbette ama dokunmak işine gelmiyor. Maliye memurları şişli de fiş kontrolü yaparken, lalelinin kenarından bile geçmiyor. EE başlı başına haksız rekabet, kayıtsızlık, yani ne ararsan var. Ve sektör içinde tamamen kayıtsız çalışan bir grup oluşuyor. Bu ağ içinde çalışanları tespit etmeniz çok zor çünkü ortada denetlenicek şirket yok, vergi kaydı yok,sigortalı çalışan yok. YOK YOK YOK. Maliye bir incelemeye başlarken ilk işi kayıtlarından rastgele bir grup şirketi denetlemek. Zaten sorun burda; adamın devletin hiçbir yerinde kaydı yok ki sen onu denetleyesin. Ustalık burada zaten sen o adamları bulup tespit edeceksin ve belki birkaç uyarıdan sonra canını yakacaksın. Yoksa çık yola rastladığın ilk 10 şirkete gir; hepsinde kayıtsız çalışan vardır; kapat onları; bu öncelikli çözüm değil. Uygulamaların hakkaniyetli olması lazım ki kabul görsün. Orda 20 senedir hiç kayıtsız çalışana dokunan yok, burda 20 çalışandan 3 tanesi kayıtsız diye şirket kapat, insanlar isyan eder. Önüne ne gelirse kes,biç ile bu iş olmaz. Adalet terazisini çok dikkatli kullanmak lazım.

Adsız dedi ki...

SKYTUG;
EKONOMIX DEMİŞKİ;
"istihdam uzerinde rekor vergiler var" sehir efsanesine gelirsek. Ulkedeki calisanlarin yarisi kayitdisi calisiyor, kayitici calisanlar icin vergiler yuksek olabilir ama ortalamada en dusuk vergileri biz veriyoruz (%0 ve %42'nin ortalamasini siz hesaplayin).
Siz bile sırf bu yazdığınız ile bugünkü koşullarda bir şirketin çalışanlarını tamamen kayıtlı yapmasının imkansızlığını kanıtlıyorsunuz.Yani idealist biri çıksa her çalışanını tamamen kayıtlı yapsa yok olmaya mahkum. Çünkü rakiplerinin maliyeti çok daha düşük.
Teşekkürler...

Adsız dedi ki...

sn. ekonomix

konuya fazlasiyla akademik ve olumsuz yaklasiyorsunuz.

Bir tarafta, yuksek istihdam maliyetlerini kabul ediyorsunuz, sonra kayıtdisindan yakiniyorsunuz.

Kayıtiçi calisma artmadan, vergi inmez diyorsunuz. Ama vergi inmeden kayitdisinin inmeyecegini de gozardi ediyorsunuz.

Kayıtdisiliga cozumu sadece cezalandirma ve denetim ile saglamak istiyorsunuz.

Ekonomi, polisiye tedbirlerle yonlendirilemez, kendi mecrasinda akar.

Yuksek istihdam maliyetleri varken, kimde kayıtli isci calistirilmasini beklemez. Bunu da zaten kabul ediyorsunuz.

Ben TOBB’un onerisine su acidan sicak bakiyorum.

Yuksek istihdam maliyetli ile kayıtdisilik, ayni düzlem uzerinde iki uc nokta. Ama bunlari bir araya getirecek bir mekanizma yok.

TOBB’un onerisiyle, azaltilacak istihdam maliyetleri, katıticine gecisi cazip kilacak.

2 yil sonra bu mekanizma son erdiginde, artmis olan kayitici calisma sayesinde duzelen sistemde, vergi indirimi yapmak kolaylasacak.

Bunun 3 milyar ytl maliyetini cok da abartmayalim. İssizligin toplumsal (artan suc) ve ekonomik makliyeti (atil kalan isgucu) cok daha buyuktur.

Adsız dedi ki...

CüneydYasin, konu üstünde Ercan Kumcu'nun da birşeyler yazdığını belirtmiş ama daha sonraki katılımcılar bu yazıyı ya okumadı ya da ciddiye almadı galiba. Oysa oldukça ciddiye alınması gereken bir yazı. Geçmişte benzer fonları nasıl istismar ettiğimizi ve sonuçta nelerle karşılaştığımızı ortaya koyuyor.

Arkadaşlar, işsizlik sigortası fonunun amacı yeni istihdam yaratılmasına yardımcı olmak değil, işsiz kalmış olanların yeni bir iş bulana kadar sefil duruma düşmesini önlemektir. Ne kadar iyi niyetli olursa olsun (cehenneme giden yollar iyi niyet taşlarıyla döşenmiştir diye bir laf var sanırım) siz bu fonu bir kere amacı dışında kullanmaya kalkarsanız bunun sonu gelmez. Emin olun ki TOBB'un önerisi gerçekleşse ve hatta beklenen yönde sonuçlar alınmasa bile 2 yıl sonra yeniden benzer uygulama gündeme gelecektir. Fondaki parayı başka amaçlara tahsis etmek isteyenler de elleri daha güçlenmiş olarak (madem onlara verdiniz bize de verin diyerek) ortaya çıkacaktır. Geçmişimiz bunun örnekleriyle dolu. Biz reçel kavanozunu bir kez ele geçirdik mi dibine kadar boşaltmadan bırakmayız. Bence bu tür fonların kurulmasını sağlayan yasalara değiştirilmesi bile teklif edilemeyecek bir madde olarak "amacı dışında kullanılamaz" maddesini eklemek lazım. Bu fon daha çok yeni olduğu ve de yararlanma şartları biraz katı tutulduğu için bu kadar para birikmiş durumda. İlle de birşey yapılacaksa yararlanma şartları biraz esnetilebilir. Birgün fondaki paranın daha büyük bölümünün işsizlik ödemelerine gittiği günler de gelecek. Fonu amacı dışında kullanmaya kalkarsak fonun açık vermeye başladığı günleri de çok geçmeden görürüz. O gün geldiğinde bu açığı kim kapatacak acaba? TOBB'mu yoksa vergi mükellefleri mi?

Tolga

Adsız dedi ki...

"İşsizliğe çareyi IMF ile paylaştık"
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu Fransız heyetiyle gerçekleştirilen çalışma yemeği sonrasında 1 milyon kişiye iş olanağı sağlamayı hedefleyen önerileriyle ilgili değerlendirmede bulundu... devamı
http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=61608&KOS_KOD=4&ForArsiv=1

Adsız dedi ki...

Okuyucularimizin katkilarini ozetleyelim

1. Skytug, emek piyasalarinin serbestlesmesi gerektigini belirtiyor. Kesinlikle katiliyorum.

2. Skytug, uygulamanin (denetlemelerin) istisnasiz herkese yapilmasini istiyor. Ozunde katiliyorum, ama oncelik vermek durumunda olacaksak denetimlere hic vergi vermeyen sirketlerden (kayitlarda gorulmeyen) baslanmasi tercihimdir. Ama tabii ki sira herkese gelecektir.

3. H.C. Gur ise israrla devletin kayitdisinda calisanlari tesvik ederek kayiticerisine girmelerini kolaylastirmak istiyor. Alismis kudurmustan beterdir, kayitdisinda calismak kayiticerisinde calismaktan her zaman daha avantajlidir. Bu avantaji azaltmanin iki yolu var, kayiticinin yuklerini azaltmak, kayitdisi calistirmanin yuklerini arttirmak. Birinci cozumun bize ciddi maliyeti var, ikinci cozum mevcut kanunlarin uygulanmasini gerektiriyor ve dusuk maliyetle onemli yol katedeilecegimiz bir cozum. Kaldi ki ikinci cozumu gundeme getirmezseniz istediginiz kadar "tesvik' verin insanlar yine kayitdisinda calistirmayi tesvik edeceklerdir.

4. Tolga da guzel bir noktaya deginmis, biz de her zaman soyleriz. Problemlerin uzerine para dokerek cozmek genelde gelecekte daha buyuk problemler yaratir. Izlememiz gereken patika devlet butcesinin giderek kuculdugu ve bunun akabinde vergilerin azaldigi bir patika olmalidir. Bugun sanayicilere vereceginiz "tesvikleri" yarin ciftciler isteyeceklerdir. Hisarciklioglu secim yilinda oldugumuzdan uyaniklik yaparak vergi veren vatandastan sanayicilere bir servet transferi gerceklestirmek istiyor. Hukumetin bu yanlisa dusme ihtimalini yuksek gordugumu de belirtmeliyim.

5. Energy onerinin IMF'yede goturuldugunu belirtmis. IMF isin icerisine girerse sanayiciler bu tesviki alamazlar. Bence kendileri adina yanlis, ulke icin dogru bir adim olmus, ama IMF'nin hukumet uzerindeki etkisinin de azaldigini belirtmeliyim.

Bu yazinin sonuclarini yeni bir yazida toparlamanin zamani geliyor.

Ekonomix

Adsız dedi ki...

Muthis bir fikir tartismasi oluyor, zevkle takip ediyorum.

Bence iki goruste de dikkate alinmasi gerekli yonler var.

Ekonomix’in emek piyasinda yapisal duzenlemeler ile daha esnek ve istihdam-dostu bir is ortami yaratma fikri dogru.

Ama hala ve israrla dikkate almadigi bir hatasi var. H.C.Gur de bu noktada hakli;

Bunlarin etkisi ancak uzun vadede gorulur.

Peki kisa vadede ne olucak, isizler ne yapacak, umitsiz ve issiz bir genclikle gelecek olmaz.

Bugunu kurtarmadan gelecek insa edilemez ki,

Kimse issizlik fonu’nun israf edilmesini istemez

Ama her yil, is bulan insandan daha fazlasinin is aradigi bir ulkede, asil israf, hic kullanilmayan bir kaynak biriktirmektir.

Bir de duzeltme; issizlik fonu’nun amaclari arasinda “is bulmak” da gecmektedir. Yani bu fonun kullanilmasi, kurulus amacina uygundur.

Adsız dedi ki...

ben nispeten kucuk bir isverenim.

kayitdisinin polisiye onlemlerle cozulebilecegine inanan ve TOBB'un kayitdisi istihdami tedricen (zamana yayarak) azaltabilecek onerisine karsi cikan ekonomix acaba su gercegin farkinda mi;

bir isveren, asgari ucretten ise aldigi bir isciye odedigi net asgari ucretin % 70'i kadar vergi ve prim oder (iscinin vergisini ve primini de ısveren oder, zira ucretli calisan biri sadece eline gecen net ucrete bakar)

Daha net soylersek;
net asgari ucret: 403 YTL.
vergi + sos.guv.primi: 280 YTL.
istihdam yuku : % 70 (280/403)

Blog Sahibi dedi ki...

Asgari ucretin uzerindeki vergilerden haberdar olup olmadigimizi soran okuyucumuzu iki Aralikta yazdigimiz iki tane yaziya yonlerdirmek istiyoruz.

1. http://ekonomiturk.blogspot.com/2006/12/asgari-ucret-683-ytl.html

2. http://ekonomiturk.blogspot.com/2006/12/yuzde-nasil-hesaplanir.html

Usenirsiniz diye ozetleyeyim. Ilk yazida verilen verginin 280 YTL oldugunu, vergilerin yuksek olmasinin sebebinin devletin gecmiste ve bugun yaptigi harcamalar oldugunu belirtiyorum. Ustu kapali olarak da "vergilerin azalmasi icin devletten aldigimiz avantalardan vazgecmemiz gerekir" mesajini veriyorum ama anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az.

Ikinci yazida ise asgari ucretin %41'inin vergi oldugunu, sizin belirttiginiz gibi %70'inin degil. Haa, %41 cok yuksek bir rakam ve azalmasini saglamanin yolu devletin harcamalarini kismamiz. Devletin isverene verdigi tesvikleri arttirarak toplam vergilerin azalacagini beklemek safliktir. Bugun isveren ister, yarin ciftci, obur gun memur, daha sonra emekli... Doksanlardan ders almamissiniz derken bunu kastediyorum.

Tekrar soyleyeyim, vergilerin kalici olarak azalmasini istiyorsak, devletin harcamalarini azaltmamiz gerekir. Tam tersini savunmami beklemeyin benden.

mr. brooks dedi ki...

http://lattakian.blogspot.com/2007/03/uzun-vadeli-zmler-vs-ksa-vadeli-zmler.html
bu vesileyle nadiren de olsa yazi yazdigimz blogumuzun reklamini yapalim...