Ihracat, Inciler, Mantik

Girisimci bir okuyucumuzun bize gonderdigi mektuba verecegimiz cevabi sizlerle de paylasmak istiyorum. Oncelikle okuyucumuzun gonderdigi mektuba bir bakalim:

Farklı görüşleri duyabilmek adına yazılarınızı takip etmeye başladım. Ben tekstil ihracatı yapıyorum; 34 yaşındayım 20 sene tecrübem var.Sizler kadar olmasa da şöyle böyle ekonomi konusunda bilgi sahibiyim diyebilirim. Kafamı kurcalayan birkaç konu var sizinle paylaşmak istedim.
Kurları fazileri...vs bir an hepsini unutun. Sattığından daha fazla satınalan birisi nasıl kalkınır ? Yani ithalat ihracattan fazla olacak ama ülke doğru yolda olacak?

Bütçe Nedir    iktisat Nedir    Borsa Yorumları    Kredi Faiz Oranları    Türkiyede Ödenen Vergiler, Vergi Türleri

Dikkat ülke büyür demiyorum; çünkü geleceğe dair birşeyleri ipotek altına verir ve gayet güzel büyürsünüz. Önemli olan günlük büyümek değil; kar edebilecek mekanizmayı kurmaktır. Sizce türkiye kar edebiliyor mu yada edebilecek yolda ilerliyor mu?

Sayfanızda ekonomi yazarlarından inciler var; dikkat ettim çok da güzel çalışmalar var, kafama takılan Sn Deniz Gökçe'den hiç inci yok? Kendisi size göre hep doğru mu yazıyor, incisiz mi yani; yoksa arada sırada sizi desteklediği için ona dokunmuyor musunuz?
Yada tamamen aynı fikirde misiniz? Kendisinin tekstil ile ilgili birkaç pırıl pırıl incisini zamanında şahsen tespit etmiştim.

Son olarak bazı konularda blog üyelerinin aynı konu üzerine alt alta yorumlar yazdığı görülüyor; gördüğüm tek eksik belki yanılıyorumdur; hiç aranızda herhangi bir üretim içerikli şirkette çalışan var mı? Birçok ekonomist gerçek üretimi ve hassasiyetlerini bilmediği ve fiilen üretimde bulunmadığı için mantıktan uzak yorumlar yapıyor. Mesela son günlerde söz konusu olan MIsır'a yatırım yapma fikri.Dikkatlice incelenirse oldukça mantıksız tarafları olduğu görülebilir..
.

Ithalati ihracatindan buyuk olan bir ulke dogru yolda midir? Ihracatin ve ithalatin buyukluklerine bakarak bir ulkenin dogru yolda olup olmadigi sorusuna cevap veremeyiz. Burada onemli olan ithalatin ve ihracatin icerigi ve surekliligidir. Icerikten ne kastettigimizi aciklayalim. Turkiye gibi hammadde, aramali ve yatirim mali ithalati yapan ulkelerdenseniz cok bir problem yoktur. Yaptiginiz ithalat sizin uretkenliginizi ve toplam kapasitenizi arttiracak, gelecek yillarda daha da fazla ihracat yapmanizi kolaylastiracaktir. YTL deger kazanmasina ragmen ihracatimizin son 4 yilda %130 artmasini nasil acikliyorsunuz?

Sinirli miktarda petrol rezervi olan ve ihracat yapan bir ulke dusunun. Bu ulkenin ihracati da ithalatindan cok daha fazla olsun. Sizce bu ulke dogru yolda midir? Ihracati daha fazla arttirmanin bir yolu daha fazla petrol satmaktir, boyle bir politika dogru bir politika midir? Genellikle ihracati (ozellikle tek bir sektordeki asiri ihracata sahip ulkelerde) ithalatindan cok cok fazla olan ulkelerin para birimleri deger kazanir (bknz. Dutch Disease). Bu ulkeler yuksek miktarda ihracata devam mi etmeliler, ihracatlarini azaltmali midirlar, yoksa yatirim mali ithalatina hayvan gibi yuklenip ulkelerinin baska sektorlerde de rekabetci bir konuma yukselmesini mi saglamalilar?

Goreceginiz uzere ulkenin dogru yolda olup olmadigina cevap verebilmek icin bugun ihracat ve ithalatin ne oldugu degil, gelecekte ne olacagi, ve ulkenin rekabet gucunun ne olcude degistigi onemlidir. Biz burada Turkiye'ni ithalat yapmasinin yapmamasindan cok daha dogru oldugunu daha once defalarca vurguladik.

Inciler konusuna gelince, arsivlerimize bakarsaniz Deniz Gokce hakkinda yazdigimiz cok sayida yazi oldugunu goreceksiniz. Bu yazilarda Sayin Gokce ile ayni fikirde olmadigimiz bir cok nokta oldugunu da farkedeceksiniz. Bazi okuyucularimiz benim Deniz Gokce oldugumu veya onunla bir yakinligim oldugunu dusunuyor. Bu sorunun cevabini vermem icin gereken kosullari su yazida aciklamistim. O kosullar gerceklesmeden bu sorunun cevabini maalesef aciklamayacagim.

Aramizda uretim icerikli sirkette calismis olan var mi sorusuna soyle muglak bir cevap vereyim. Var. Ama olmasa da farketmez. Onemli olan yapilan yorumlarin kalitesidir. Uretim tecrubesi olan birisi imalat sanayindeki verimsizliklerin, israflarin, bilgisiz yoneticilerin daha fazla farkindadir. Bana sorarsaniz ekonomistlerin uretim tecrubesinin olmamasi sirketlerimiz acisindan cok daha iyi, yoksa cogu devletci/mudahaleci ekonomist yerine liberal ekonomist olurdu.

Misir'a yatirim yapma konusuna gelince. Ben dinden fazla anlamam ama peygamberimiz Sayin (hazret kelimesinin turkcesi sayin degil mi?) Muhammed'in "dusuk maliyet Cin'de olsa bile gidiniz" dedigi rivayet olunur. Misir'a giderseniz bazi maliyetleriniz dusecek, bazi maliyetleriniz de artacaktir. Hesabi siz yapin, genel maliyetlerde dusus varsa ve ustleneceginiz ekstra risk fazla degilse Misir'a yatirim yapilmasinda mantiken bir sakinca gormuyorum. Yalniz bu maliyetlerin ve risklerin hesaplamasini bizden beklemeyin.

(Altın yorumları)

7 Yorum Var.:

Adsız dedi ki...

Bence insanlara artik cari acik ve odemeler dengesinin farkini ogretme zamani geldi. Siz daha detayli girersiniz olaya ben basit bir ornek verip anladin sen onu diyerek birakacagim.

Bir ekonomi farzedelim. Tum tuketim ithalattan karsilaniyor ve ithalat da dis kredilerden finanse ediliyor. ihracati da sifir olsun diyelim. GDP'de C ve NX birbirini goturdu kaldi sifir. bir bakmisiz bu insanlar yawas yawas kendileri de birseyler uretmeye calisiyorlar. O yuzden fevkalede de yatirim yapiliyor ulkede. Yatirim olanaklari malum genis olunca bunlari disaridan finansman bulmak da zor olmuyor. Tekrar bakmisiz hesaplara, GDP=I olmus (G'yi vergiyi bosverin devleti yoksayiverin canim bu seferlik onlar cok derinde nasilsa) Sonuc ne olmus: cari acik tuketim kadar, ama odemeler dengesi artida ve GDP kadar. Bu ulke yatirim yapmaya devam ettikce buyur efendim. Yatirim yapmaya devam edebilmek demek de sizin ekonomniz olgunlastikca yeni firsatlar yaratabilme kabiliyetinize baglidir. Bu da en basit growth denkleminde teknoloji carpanidir. Ornegi iyi anlatabildiysem isi bilen uzmanlarin cari acik uyarilarinda neden borclarin cevirilebilirligi vs. gibi konulardan bahsedildigini anlarsiniz ayrica umarim.

Adsız dedi ki...

merhaba;
bendeniz sozkonusu mailin yazarıyım.Yanlıs anlamadıysam turkiyenin bugunku ithalatının gelecekte ihracatını arttıracagını soyluyorsunuz. peki ucuz ithalat sebebiyle kapanan ureticilerin ve oralarda calısanların issizliği ne olacak? Diyebilirsiniz ki bu bir degisim sureci ve kurbanlar verilmek zorunda, bu da olabilir ancak bütün bu politikalar hep aynı kesimin fedakarlık yapmasını gerektiriyor. Bunun sonu hiç hayırlı değil bence, işsiz ve umutsuz bir gençlik çok tehlikeli. Her türlü etkilenmeye açık. İhracatın çektiği bir sanayileşme sizce daha sağlıklı olmaz mı?

Rekabetçi olmak...
Ya 5 senedir kurlar aşağı yukarı aynı yerlerde ama bütün ytl giderler zamlanıyor. Bu ortamda herhangi bir sektörde herhangi bir ihracatçı nasıl rekabetçi olabilir?
Sevgili Junior ın verdiği şu formüllerden bi tane de bu denklem için vermesini rica ediyorum...
Sakın verimlilik demeyin, bu artık bir bahane oldu, ne zaman bi ihracatçı isyan etse çözüm verimlilik. Nasrettin hoca yem masrafından kurtulmak için eşşeğini açlığa alıştırmaya çalışmış, 1 gün 2 gün devamlı daha az yemek vermiş 1 hafta 2 hafta derken eşşek çok az yemeğe alışmış derken bi sabah hoca bi bakmış eşşek ölmüş.Ya bizim kısmete bak tam da aç yaşamaya alışmıştı demiş. İhracat arttı artmasına da acaba karlılık ne durumda? Yani katma değer üretmek ve ihraç etmek değil ki bu. Zaten kar edemedikçe ayakta kalmanın tek çaresi her ne pahasına olursa olsun daha fazla ciro yapmak. Bu da ihracatı arttırıyor bence. Yoksa rekabetciligin guclendiginden falan degil.

Blog Sahibi dedi ki...

Her yazimizda devletin ekonomi genelinde neler yapmasi gerektigini siralayacak vaktimiz yok. Yine de her firsatta kayitdisi ekonominin azaltimasi gerektigini, emeklilik yasinin 65'e yukseltilmesini, saglik harcamalarinin kisilmasini, vs. belirtiyoruz. Bunlarin neticesinde artacak vergi gelirlerinin istihdam uzerindeki vergilerin azaltilmasinda kullanilmasi gerektigini soyluyoruz. Mevcut sistemde kayiticinde calisanlar kayitdisinda calisanlari subvanse ediyor.

Issizligi azaltmanin yolu devlet destekli ihracata dayali bir sanayilesme politikasi degildir. Issizligi azaltmanin yolu ulkenin yasal sistemini reform etmek, girisimcilerin onlerindeki engelleri kaldirmaktan gecer. Bu durum bizi ihracata mi yollar, yoksa hizmet sektoru kaynakli bir buyumeye mi onu zaman gosterir. Ben bir kesimden birseyler alinmasina ve baska bir kesime verilmesine cogunlukla karsiyim.

Bazi kesimlerin uzerine digerlerinden fazla yuk bindigini soyluyorsunuz. Bunu onlemenin yolu yukarida soyledigim devletin temel gorevlerini yapmasidir. Bunun disinda her seferinde sektor bazli duzenlemelere gidilmesi problemi komplekslestirmekten baska bir ise yaramaz.

Kar edememenin ihracati ikiye katladigi gorusunuze katilmiyorum bu arada, mantikli degil.

Adsız dedi ki...

dinden anlasanız şaşardım zaten...bazı blog yazarlarında dindar olmadıklarını özellikle belirtmek gibi bir alışkanlık var...
merak etmeyin..zaten kimse de sizin dindar olduğunuzu düşünmüyor, ya da dinle ilgili görüşlerinizi de merak etmiyor...komplekslerinizi açığa vurmayın...

Adsız dedi ki...

ayrıca bi de şunu ekleyelim.. parantez içinde sordugunuz için söylüyorum sadece: "hazret", saygın demek, "hazret-i" ise sayın..dogrudur, lakin "hazret-i" hitabı din uluları için kullanılagelmiş, hitaptan ziyade saygı belirtir olmuş.. (bu saygıyı ise bir hristiyan bile göstermekten kaçınmaz bence) Hazret-i yerine Sayın Muhammed demeniz ise, bir yabancı olsanız ve dilimizi kültürümüzü sonradan ögrenseniz tamam ama değilseniz bana kasten yapılmış bir şey gibi geldi.. madem yabancı kelime yerine Oktay Sinanoğlu olup Türkçe kelime kullanalım diyorsunuz, o zman nickiniz neden Türkçe değil, yoksa sadece arapça farsça kelimeler mi yabancı dil sınıfına giriyor hazret-i ekonomix (!)

timur

Adsız dedi ki...

Bu hazret meselesi tamamen counteratak'lik bir durum. Haci yetis imdadimiza!

Adsız dedi ki...

hacı hocamız biraz rahatsız,hasta. beni gönderdi.Ekonomiturkün pek nezih olan yayınlarının, hacı abimizin görüşleriyle ve kızışması muhtemel bir ortamla, yalnız "commentlerde" olabilecek bir kirliliğe sebebiyet vermek istememektedir.

Bu konulardaki görüşleri yazılmıştı "hacının yerinde".elçiye zeval olmazmış. itirazı olan Hacıya küfretsin,onu tekfir etsin.dergahının yeri belli,o alışıktır (laf aramızda ihtiyarladıkça bunaklaşıyor hacı,fosfor bitti herhalde beyninde)

timura özel mesajı:öğrenmeyi öğren!!!gereksiz ve zırva yazılarınla insanları meşgul etme. vakit nakittir.hoş sen bunlarıda anlamazsın ya git "imla klavuzu" oku.