EFT Nedir? Faşizm nedir? Özel Üniversiteler Devlet Üniversiteleri Türk Bilim Adamı
Sorun bununla da sinirli degil. Bir kez yukardaki görüse inandiginiz zaman geri kalan hiç bir seyi yerli yerine oturtamassiniz. Örnek mi ? Mahfi bey’e kulak verelim:
‘’ ... faizin düsürülmesi halinde yabanci kaynak girisinin azalarak kurun yükselmesine yol açacagi, bunun ithalati bir miktar frenleyip ihracati tesvik edecegi için cari açigi düsürecegi ileri sürülerek elestiri oklari Merkez Bankasi'na yöneltiliyor. Bu iddialar dogru. Yani faiz düsürülürse kur yükselir ve cari açik azalir. Dogru ama bunlar olursa enflasyon da sapabilir. Çünkü düsük faiz yalnizca yabancilarin degil yerli tasarruf sahibinin de davranisini etkiliyor. Kurun yükseldigini gören yerli tasarruf sahipleri tasarruflarini yabanci paraya çevirebilir. Yani yeniden para ikamesi baslayabilir. Ondan öte tasarruf etmeyi birakip harcamalarini artirabilirler. Bunun sonucunda da enflasyon yükselebilir.’’
Kur yükselirken faizleri düsürebilir miyiz ? Bir taraftan TL deger kaybederken, tasarrufçularin daha ucuza kredi vermeye razi olabileceklerini gözümde pek canladiramiyorum. Aslinda Mahfi bey’de canlandiramiyor ki, daha dördüncü cümlede ‘yerliler de tasaruflarini yabanci paraya çevirebilir’ diyor. Peki yerlisi yabancisi parasini dövize çevirirken kredi maliyetleri nasil düsecek ? Mayistaki sermaye çikisi sirasinda, TL deger kaybederken faizler düstü mü yükseldi mi ? Dahasi ‘düsen faizle vatandas tasarruf yapmayi birakip harcamalarini artirabilir’ diyor. Bir ülkede tasarruflar düser, harcamalar artarken cari islemler açigi nasil azalir Sayin Egilmez ? Üstelik faizlerin yükselmesi enflasyon yaratiyor ! Bu kadari da fazla.
‘’Genellikle, kriz ve dalgalanma halleri hariç bunlardan birisi yüksekse öteki düsük kaliyor. Örnegin Türkiye'de kur son yillarda neredeyse degismeden kaldigi halde yil sonu hedefini esas alacak olursak bugünkü reel faiz yüzde 16 gibi inanilmasi güç bir orana ulasiyor. Türkiye, AB ile tam üyelik müzakeresi içinde oldugu için riskleri düsüyor. Bu kadar yüksek faiz, düsük riskle birlesince Türkiye bütün zamanlarin en büyük yabanci kaynak girisini yasiyor’’
Bu paragaraftan siz ne anliyorsunuz ? Egilmez %16 reel faiz derken sanki bugünü kastediyormus gibi. Ancak bu dönemde AB’ye ile riskleri azalttigimiz söylenebilir mi ? Evet, dogru bütün zamanlarin en büyük sermaye girisini yasiyoruz ama gelen sermayeyi yüksek faizle mi topluyoruz ? Dogrudan yatirimlar 2005 yilinin Ocak-Kasim döneminde 6.4 milyar dolarken 2006’nin ayni döneminde 17.3 milyar dolara yükseldi. Buna karsin portföy yatirimlari 11.1 Miyardan 8 Milyar dolara düstü. Üstelik portföy yatirimlarinin önemli bir kismi ‘faizin düsük oldugu’ Ocak – Nisan döneminde gerçeklesti. Hangi dönemden bahsettiginizi anlamiyorum, bence böyle bir dönem hiç yasanmadi bundan sonra da yasanmayacak.
‘Yüksek faiz, düsük kur’ teorisine abone oldugunuzda isler nasil da sarpa sariyor görebiliyor musunuz ? Çogunlugun söyledigini tekrarlayarak kendimizi garantiye alamiyoruz. Baskalari yapsa neyse, ama sürekli olarak okudugum bir iktisatçinin (Iktisat nedir) kalkip ‘tasarruflar düserken cari islemler açiginin azalacagi’, ‘yüksek faizin enflasyon yaratabilecegi’ gibi seyleri iddia etmesi çok moral bozucu.
Gelecek Cumartesi, kendi ‘tahminlerinizden’ nasil yararlanabileceginiz konusunda bir kaç tavsiyede bulunacagim. Sizlerin görüslerinizden de yararlanmayi umut ediyorum. Tasarruflarinizi degerlendirirken veya üretiminizi programlarken; ‘faiz su olacak, büyüme bu olacak’ seklinde sayilar içeren tahminlerin size faydasi oluyor mu ? Hiç zannetmiyorum. O zaman niye yapiliyor bu tahminler ?
ahmet çavusoglu
0 Yorum Var.:
Yorum Gönder