Milli bankalarimizi nereye kadar koruyabiliriz ?

Güngör bey, Tugrul beyin yazisini okudunuz sanirim. Bence hemen kosup, 'saf ve temiz' oldugu anlasilan bu vatandasimizi, 'yabanci bankalarin temsilcileriyiz' diye kandiran dolandiricilarin elinden kurtarmalisiniz.

Bu hikayeyi 'bir yerlerden' hatirliyorum sanki.. 2002 yilinda, TL toparlanmaya basladiginda 'nasil olurda Türkiye gibi bir ülkenin parasi kendiliginden degerlenebilir, olsa olsa kötü niyetli spekülatörlerin aldatmacasidir' diye düsenen bir grup, suçluyu aramis ve Ingiltere'de bulmustu. Erdal Saglam hikayeyi kaleme alanlar arasindaydi. Senaryo oldukça benzerdi. Yalniz o versiyonda 'kötü kalpli' yabanci bankalar ülkemizde avlanmiyorlardi da, bizim içimizden çikan 'kötü kalpli' bankalar Ingiliz bankalarini kullaniyorlardi.

Simdi söyleyeceklerim beni baglar. Özince, yalnizca Türkiye'nin saygin olarak nitelendirmek istedigim bir bankanin genel müdürü olmayip ayni zamanda Bankalar Birliginin Baskani'dir da. Bu pozisyona gelmis birisinin komplo teorilerine konu olacak sekilde karnindan konusmamasi gerekirdi diye düsünürüm. Bildigi ne varsa kamuoyuyla paylasmali, suç unsuru olusmussa elindeki delillerle birlikte adliyeye basvurmasi gerekirdi.

Bütçe Nedir    iktisat Nedir    Borsa Yorumları    Regülasyon Nedir    Türkiyede Ödenen Vergiler, Vergi Türleri

Kendimize sunu sormaliyiz : 'ulusal fonu' çok kisitli olan bir ülkenin 'ulusal bankasinin' 'ulusal' etiketinin bize ne faydasi olur ? Türkiye Cumhuriyeti vatandaslarindan istenen nedir ? Eski düzende oldugu gibi 'sicak parayi' ülkemize tasimak adina onlara ayricalik vermemiz mi ? O zaman çok kazaniyorlardi ama girdikleri risk ayni ölçüde fazlaydi. Riskleri tasiyamayinca üzerimize kaldilar, zararlarini vergilerimizle fitil fitil ödedik. Simdi onlardan bekledigimiz daha az risk alip daha az kazanmalari. Tipki dünyanin bütün normal bankalarinin yaptigi gibi. Aldiginiz riskleri uzun vadelerde tasiyabilecek sermaye yeterliliginiz yoksa lütfen 'spekülatörlerin' cirit attigi piyasalara girmeyin. Benim burada bir vatandas olarak söylecek lafim olmali elbette. Çünü siz yikilirsaniz benim üzerime devrileceksiniz. Halbuki disardan gelenin aldigi riskleri tasimak, zararlarini karsilamak zorunda degilim. Mayis ayinda ünlü bir Israil'li spekülatör, Türkiye'de aldigi pozisyonlarin zararlarini karsilamak için varliklarini satmak zorunda kaldi. Bedelini bizler ödemedik. 'Milli çikarlarimizi gözetmek adina milli bankalarimizi korumaliyiz' deniyor. Evet ama 'milli çikarlarimizi korumak', birilerinin alip digerlerinin verdigi düzene indirgendiginde bu ülkeyi bir bütün olarak tutmak zorlasir. Yatirimcilarimiz spekülatörlügü beceremeyecekse sosyalizmi tercih etmeliyiz ! Bunu hep söylerim.

ahmet çavusoglu

7 Yorum Var.:

Adsız dedi ki...

Bence burada dikkat edilecek nokta dalgalı kur rejiminde merkez bankasının para politikası açısından elinde kalan en önemli aracın faiz silahı olduğu ama bankalarda artan yabancı oranının sonunda bu silahıda etkisiz hale getireceği korkusudur ki bu da ekonomiyi koordine gücünün merkezden yabancı bankalara kaymasını sağlayacağı endisesidir.
İtalyan Merkez Bankası başkanının yabancılara banka satışına karşı çıktığı için istifa ettiğini hatırlarmısınız?

Tunç K.

Adsız dedi ki...

Küreselleşen finans piyasasında genel anlamda, dışa açılan Türk piyasasında özel anlamda, küçük mevduat bankalarının yaşam şartları ağırlaştı.

İşte bu nedenle küçük bankalar, bir büyük banka tarafından satın alınmaya mahkum. İşte bunun için küçük mevduat bankalarımız yabancı alıcı arayışına girdi. Yabancılar küçük mevduat bankalarımızı kolaylıkla alıyor.

Fakat yabancılar sadece küçük mevduat bankalarımızı satın almıyor. Büyük bankalarımızdan da pay satın alıyor.

Fakat küçük bankalar ile büyük bankaların bekleyişleri farklı.

Mevduat bankaları halktan para toplayarak bu parayı değerlendirme arayışındadır. Halktan para toplamak için şube açmak, reklam-tanıtım harcaması yapmak gerekir.

Günümüzde pazardan büyük pay almış, çok şubeli bankalarla az şubeli mevduat bankalarının rekabet şansı kalmadı.

Geçen bir yıl içinde satılan küçük ve orta büyüklükteki bankaların satışını bu yaklaşım çerçevesinde değerlendirmek gerekir.

Anlaşıldığı kadarı ile önümüzdeki dönemde küçük büyüklükteki mevduat bankalarında çoğunluk hisseleri satışı devam edecek.

tugrul dedi ki...

Tunc Bey,

Bankacilik sisteminde yabanci oraninin artmasi neden MB'nin faiz silahini sayiflatir?

t.

Adsız dedi ki...

Tuğrul Bey,

Yabancı bankalar faizler düşükken yurt içinde topladıkları mevduatları yurt dışına,yüksekken yurt dışında topladıkları düşük faizli mevduatları yurt içine kaydırabildikleri için ülkelerin merkez bankalarının para politikalarının tersine yerli bankalardan daha rahat hareket edebilirler.Sonuncu durumda da sıkı para politikasını yumuşatabilip merkez bankasının politikaları olumsuz etkilerler.

Tunç K.

tugrul dedi ki...

Cevabiniz icin tesekkur ederim Tunc Bey. Ama neden yerli bankalar da ayni arbitraj firsatindan faydalanmasinlar? Artik gunumuzde bu isin maliyeti, zorlugu o kadar yuksek midir?

Adsız dedi ki...

Tuğrul Bey,

Tabii faydalanabilirler ama ölçek açısından baktığınızda,imkanları,ürün çeşitliliği ve bu konulardaki stratejik bilgileri açısından baktığınızda hem etkileri hem isabeti yerli bankalardan daha fazla olur.

Tunç K.

ahmet dedi ki...

Tunç bey,

Anladigim kadariyla sizin endiseniz su: Merkez Bankasi faiz indirdiginde yabanci ortakli bankalar bu mevduatlari daha yüksek faizli ülkelere gönderebilirler, halbuki yerli bankalarin transfer kapasitesi sinirlidir !
Bu cümlede bir degil tam üç tane tartisma götürür varsayim var. Bunlari daha sonra tartisabiliriz. Söyle kisaca üzerinden geçeyim. Birincisi, faiz oranlarini karsilastirmak için basit aritmetik kullanamayiz. Böyle bir hasabin yapilabilmesi için gelecekteki kurun bilinebiliyor olmasi gerekir.
Yerli mevduatin bazi bankalarca disariya gönderilmesi konusunu ben hatirliyorum. Bu 2001 yilinda gerçeklesmisti. Bazi vatandaslarimiz bu yönteme gittiler. Ama onlarin dertleri yüksek faizden gelir elde etmek degil, konsolidasyon (Kemal Dervis bunu da düsündüklerini söylüyor) ihtimaline karsi tasarruflarini kurtarmakti. O günlerde hazinenominal faizi %120 ile kagitlar dagitiyordu hatirlarsiniz. Gönderdikleri para neredeyse sifir getiri sagliyordu. Peki bu bankalar olmasaydi vatandas ne yapacakti dersiniz Tunç bey ? Öyle kös kös oturup paralarini bankalarda mi tutacaklardi ? Hayir. Derhal çekip, altin veya dövize dönüstürüp gömeceklerdi ! Her durumda bize yar olmayacakti. Bankalar müsterilerinin o zamanki psikolojisine uygun olarak taleplerine cevap vermeye çalistilar, yoksa kafalarina hiç yoktan bu tür seyler sokmus olmalari imkansiz.
Sizin emeklilik sigortaniz var mi ? Bu enstrümani kullanarak tamamen kanuni çerçeve içinde, istediginiz ölçüde yabanci yatirim yapabiliyor musunuz ? Üstelik disariya göndermeseniz bile her an paranizi son kurusuna kadar dövize çevirebiliyor musunuz ?
Siz TL'nin degerine konsantre olmussaniz, bunlar arasinda fark yok.
Sunu da unutmayin, sizin disariya gönderdiginiz para sermaye tranferi anlamina geldigi için cari açigimizi düsürecektir. Bu Eger Cansen, A. Savas Akat gibi
iktisatçilar için ülkemiz için son derece faydalidir.
Bu konuda konusulacak çok sey var, daha sonra devam edelim lütfen.

saygilar.