Kayip Dagcilar ve Kurtarma Ekibi

Bundan 10 gun once Oregon eyaletinde 3 tane dagci kar firtinasi gelecegini bile bile tirmanisa cikiyor ve neticede kayboluyorlar. Bu gerizekalilari bulmak icin de gecenlerde orduyu harekata gecirdiler, onlarca helikopter, yuzlerci kisiden olusan kurtarma ekibi kullanarak arama calismalari yogun bir sekilde devam ediyor. Bu haber de son 1 haftadir ana haber bultenlerinin en cok verdigi haberlerin basinda geliyor. Adamlara yazik mi? Bu arada kurtarma calismalarina su ana kadar $2.5 milyon harcandigini da belirteyim.

Bu haberin bizimle ne ilgisi var diye dusunuyorsaniz soyleyeyim, bizim devlet de surekli kurtarici rolune soyunarak veya soyundurularak kimi zaman dere yatagina kacak ev yapmis selzedeleri, vergi kacirmak ve yuksek getiri elde etmek icin offshore'a para cikarmis uyaniklari, piyasa ekonomisinden (ekonomi nedir?) anlamayan findikcilari cuval dolusu para harcayarak kurtarmisti. Yani mesele dagci veya selzede meselesi degil. Mesele, bilerek risk alanlari devletin kurtarip kurtarmamasidir.

Cogu hayalperest devleti toplumdan bagimsiz bir varlik (belki de Allah) olarak gorur. Devlet istese tum sorunlari cozebilir diye dusunurler. Devlete "baba" diye hitap ederler. Oysa gercek boyle degildir. Devlet paralari agactan toplamaz, yoktan var edemez. Paranin kaynagi dolayli ve direkt vergileri odeyen vatandaslardir, vergi sistemi hicbir zaman adil olamayacagi icin kimi vatandaslar devletten aldiklarindan az, kimi vatandaslar ise devletten aldiklarindan cok vergi oder. Devletin verdigi hizmetleri arttirmanin yolu birilerinden ya bugun daha fazla vergi almaktir, ya da borc alinarak yuku gelecek nesillerin uzerine yikmaktir. Yani her seyin bir bedeli vardir, hic bir sey bedava degildir. Bizim halkimizin anlayamadigi sey budur. Yillar sonra borclar birikip tonla faiz odenmek zorunda kalindigi zaman ise saskinliklarini gizleyemezler cunku devlet denen kavrami anlayamamislardir.

Tutumluluk Nedir    Nükleer Enerjinin Zararları    Nükleer Kirlilik    Nükleer Nedir    Fraktallar

Umarim siz devletin verdigi her bir hizmetin karsiliginin er ya da gec odenmek zorunda kalinacagini anlamissinizdir. Bunu kavradiktan sonra dagda bilerek riske giren dagcilari veya turlu turlu zedeleri devlet kurtarmali mi sorusunun cevabini vermek cok kolay.

Cevap hayir. Kurtarmasin. Bize mi sordular daga cikarken? Bu adamlari kurtarmak icin vatandaslardan (bunlarin arasinda cocugunu doktora goturemeyen cok yoksul insanlar da var) vergi adi altinda para toplanmasi ve bu sekilde israf edilmesi ne dogrudur, ne de adildir.

Peki bir dahaki sefere ne yapabiliriz, insanin yuregi uc kisiyi dag basinda olume terketmeye elvermiyor diyorsaniz soyleyelim. Cevap sigorta. Bu tur kaybolma tehlikesi iceren riskli faaliyetlerde bulunan kisiler daha onceden kisi basina $100-$200 civarinda bir sigorta ucreti oder ve yanlarina yerlerini gosteren GPS sinyallerinden alirlarsa hem bunlari bulmasi kolay olur, hem de maliyetini baskalari ustlenmemis olur. Unutmayin, piyasa mekanizmasi icerisinde bir cok seyin cozumu vardir. Her seyin icerisine devleti sokmaya gerek yoktur.

5 Yorum Var.:

Adsız dedi ki...

Marksist "iktisat" ile liberal veya "soğal" iktisat arasındaki fark işte bu.

Biri kendisinin dahi tutarlı hale getiremediği kurmaca bir dünya ile diğeri, olmakta olanı izahla uğaşıyor.

Her işe devlet sokuşturulmadan nasıl yaşanırın güzel bir örneği idi...


Zevkle okuyorum, lütfen devam...

2035temekli dedi ki...

Bende dağcılıkla uğraşan biri olarak yazınızı okudum. Türkiye için şunu söyleyebilirim. Bu tip kurtarmaları ne iş yaptığını hala bilemediğim sivil savunma yapamamaktadır. Hatta bir iki eğitimlerini mensubu olduğum üniversite dağcılık kulubu sivil savunmaya vermiştir. Ellerinde inanılmaz malzeme ve ekipman vardır. Fakat ne hikmetse binalardan dışarı çıkıp çalışmazlar. Türkiyede dağ kazalarında üniversite klupleri ve de diğer sivil toplum örgütleri yada o bölgedeki yerel halk yapar haberlerde her daim sivil savunma dan bahsedilir ama aslında sivil savunmanın dağda birini bulduğu pekde vakii değildir.
Bu alanda da ismi ilk sayılabilecek kurum AKUT ve diğer benzeri STK lardır.
Saygılarımla

adatopoulos dedi ki...

Bence siz, burada harcanan 2,5 milyon doların dağcıları kurtarmaya değil, TANITIMA harcandığını es geçiyorsunuz. Olay ŞOV yapmaktan ibarettir. Dağcılar bahane, siyasi rant şahanedir.

Sokaktaki tabelalara "AKP Belediyesi'nin yeni icraatı hedehödün açılışına bütün halkımız davetlidir!" yazmaktan, maç oynanırken altta "Mazot 1 YTL olacak!" reklamı vermekten temel olarak bir farkı yoktur ama tabii çok daha sansasyonel, çok daha şoven, dolayısıyla çok daha büyük bütçelidir.

Oregon senatörü, valisi, belediye başkanı ya da bilmediğim bin türlü politikacı türüsü bu işin RANT'ını yer. Amerika da, teknolojisinin falan ne kadar ileri olduğunu bir kere daha yedi düvele kanıtlar.

Bu arada çocuğunu doktora götüremeyen babanın oğlu çift taraflı zatülcemp'ten geberir, ama zaten bütçeden 2.5 milyon tasarruf yapsak da geberecektir.

Ayrıca kusura bakmayın da (hızımı alamadım :) "çocuğunu doktora götüremeyen baba" edebiyatı da başka bir şovenliktir. Nitekim, çocuğunu doktora götüremeyen babaların derdine çözüm bulmak, çok başka bir tartışmanın konusudur ve o tartışmaya başlarsak işin içine sosyologlar, feylesoflar falan da maydonoz olur (ya da o hakkı kendilerinde bulur) zira bu olguyu salt ekonomi bilimiyle açıklayamayız.

Saygılar

P.S: Ya ben Cem Uzan'ın mazotu nasıl 1 YTL yapacağını buldum ha. Adam birimi değiştirecek, yani 1 litre yerine yarın litreler halinde satılmaya başlanacak mazot, 1 YTL olacak böylece. Yaaa pazarlarda deve kadar tabelaya "domates 3 milyon" yazıp altına küçük puntolarla yarın kilo diye ekleyen şark kurnazı halkımın başına Cem Uzan'ı layık görmüyor musunuz? Hem de en kurnası o be! Ne eksiği var ki, domatesleri taban fiyattan alıp kamyonlarla denize döken diğer yurdum politikacılarından?

Adsız dedi ki...

Selam,

Bunlar tabii dogru laflar da fazlasiyla farazi kaliyor. Siz "bana mi sordular firtinali havada daga cikarken, gebersin kerizler" diyen bir politikacinin bir daha secilebilecegini düsünebiliyor musunuz?

Ayni sey bizde de gecerli. Marifet sel yatagina ev kuran salaklari sel baskininda kurtarmak ya da kurtarmamak degil. Sel yatagina ev kurdurmamak. Eger kanunlari kimsenin iplemedigi bir ortamda sel yatagina ev kurmak bu kadar kolaysa bu "kurtaralim mi kurtarmayalim mi" muhabbetini cok yapariz, devlet de -hele de simdiki iktidarin tabaninin ekonomik olarak hangi kitle oldugunu düsünürsek- her seferinde paralari savurarak kurtarma operasyonlari düzenler.

Adsız dedi ki...

benim ödediğim vergilerden 40 çocuklu adamlara yeşil kart dağıtan devlet,dağcılar içinde üç kuruş hacasın bi zahmet.