Verimlilik Ne Demektir - I: evvel zaman içinde

Tartışmaların alevlendiği konulardan biraz sıyrılıp, bir kaç yazımı verimlilik ne demektir konusuna ayıracağım. Önce bir masalla başlayayım:

“Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde okyanusun ortasında, Hırtistan adında minicik bir ada varmış. Topu topu 500 aileden oluşan Hırtlar’ın ne dış dünyadan, ne de başka insanlardan haberi varmış. Hırt erkekleri her gün denize açılır ikişer balık tutar, evde bekleyen hanımları da ikişer ekmek yapar, böylece herkes günde bir ekmek bir balık tüketerek yaşamlarını sürdürürlermiş. Başka bir gıdaya da ihtiyaç duymazlarmış. Ancak zamanla Hırt kadınları günde iki ekmek yerine dört ekmek yapabilir duruma gelmişler. Kimsenin buna bir itirazı olmamış. Artık herkes günde iki ekmek ve bir balık yiyebilir duruma gelmiş. Hırt erkekleri çalışkan kadınları ile gurur duyuyorlarmış. Ancak bununla bitmemiş. Çalışkan Hırt kadınları, daha iyi beslenmenin de verdiği heyecanla, günde dört değil sekiz ekmek yapmayı da başarmışlar. Ancak bu, akşam eve iki balıkla dönen Hırt erkeklerini o kadar sevindirmemiş. Çünkü günde bir balık, dört ekmek için az gelmekteymiş. Hırt erkekleri kafa kafaya verip bir çözüm bulmuşlar. “Bundan sonra”, demişler, her iki aileden sadece bir kişi ekmek yapacak, diğer kadın bizimle birlikte balık tutmaya gelecek. Bulunan bu harika çözüm herkesi memnun etmiş. Artık her iki aileden bir kadın evde kalıp sekiz ekmek yapıyor, diğer üç kişinin getirdiği altı balıktan her ailenin payına ekstra birer balık daha düşüyormuş. Derken, elinde kalın bir klasörle, ortaya bir köşe yazarı peydahlanmış. Aslında Hırtistan’da işler hiç de iyi gitmiyormuş. Rakamlarla ortaya koymuş ki, toplam ekmek istihdamı kısa bir sürede yüzde 50 oranında azalarak toplam 500 kişiden 250 kişiye düşmüş. “Yakında”, demiş, Hırt ekonomist, “bu hızla giderse, ileride ekmek üretecek kimse kalmayacak aç kalacağız!”

Bütçe Nedir    iktisat Nedir    Borsa Yorumları    Regülasyon Nedir    Türkiyede Ödenen Vergiler, Vergi Türleri

Verimlilik konusunu anlatırken, daha önce, Krugman’dı sanırım, benzerini bir yerlerde okuduğum ve sıkça kullandığım bu basitleştirilmiş masalı severim. Önce ekonomik büyüklükleri analiz edelim. Başlangıçta Hırtistan Gayri Safi Hasılası 1000 ekmek ve 1000 balıktan oluşuyor. Kişi başı gelir, yani tüketim, de 1 ekmek + 1 balık. Kısa süre sonra GSH 2000 ekmek ve 1000 balık’a yükseliyor. Kişi başı gelir de 2 ekmek + 1 balığa. Bir sonraki aşamada ise ekmek istihdamı yüzde 50 düşerken toplam GSH 2000 ekmek ve 1500 balığa yükseliyor. Kişi başı GSH da 2 ekmek + 1.5 balığa yükseliyor.

Peki bu örneği Türkiye’ye uyarlayabilir miyiz? Bir tek şey aynı kalmak şartıyla evet. Ekmek sektörünü tarım+sanayi, balık sektörünü de hizmet sektörü olarak alırsanız, rakamları da bu gözle analiz ederseniz ne dediğimi anlarsınız.

Aynı kalan şey mi ne?

Hırt ekonomist, hırt olarak kalıyor, gazetelerde köşe yazarlığı yapmaya devam ediyor.

9 Yorum Var.:

Adsız dedi ki...

Bu yazıdan alıntı yapabilir miyim acaba ?

Uğur Gürses

Blog Sahibi dedi ki...

Sizin nezdinizde tum okurlarimiza da soylemis olalim, kaynak gosterdiginiz muddette yazilarimizdan alinti yapabilirsiniz.

e-recep dedi ki...

Peki bu örneği Türkiye’ye uyarlayabilir miyiz? Bir tek şey aynı kalmak şartıyla evet. Ekmek sektörünü tarım+sanayi, balık sektörünü de hizmet sektörü olarak alırsanız, rakamları da bu gözle analiz ederseniz ne dediğimi anlarsınız.

Türkiye ile analoji kurmak gerekirse, şöyle bir manzara ortaya çıkar.

Balık yakalayanların ve ekmek yapanların %30'u işsizdir. Ancak Hırtistan istatistik kurumu bunu bir şekilde düşük göstermektedir. Onların üretmedikleri ancak adanın ihtiyacı olan ekmek ve balık az ilerideki Zırtistan adasından ithal edilmektedir. Karşılığında da sürekli borçlanılmaktadır. Borcun faizi yüksek olduğu için Zırtistan'dakiler durumdan pek memnundur, borç alanlara "siz üretmeyin, biz size borç da veririz, mal da" demektedirler.

Hırtistan sakinlerinin borçları sürekli artarken, Zırtistanın bir borç vermeyi keseceği gün gibi aşikardır. "Artık borcunuzu ödeyin" dediklerinde, Hırtistanlılar borç ödemek için adalarının nadide manzaralı koylarını Zırtistanlılara satmak zorunda kalacaklardır. Hatta o koylarda Zırtistanlıların işçisi olmaya bile razı olacaklardır.

Deniz dedi ki...

Ugur Gurses'in Radikaldeki yazisi:
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=205060

Blog Sahibi dedi ki...

Tesekkurler Deniz.

Adsız dedi ki...

harika...hırtistan pasaportlu zırtistan köşeyazarlarına da o koyda birer villa düşer artık....

sevgiler,
t.

Adsız dedi ki...

Bize hirt demenizi esefle karsiladik.

Hirtistan halki

Gøkberk dedi ki...

Krugman'ın enflasyonu anlatırken kullandığı "Çocuk bakım kooperatifi"ni andırıyor ve daha farklı bir durum hakikaten onun kadar iyi anlatıyor.

tersaci dedi ki...

Selam gokberk,

Bahsettigin ornek para arzının işleyişini ve etkilerini anlatması açısından mükemmel bir örnektir. Krugman da başkasından alıp kullanmıştır zaten. Dileyenler aşağıda verdiğim linkten okuyabilirler.

Baby-sitting the Economy
http://www.pkarchive.org/theory/baby.html