1927 Nüfus sayımında ben erkeklerin oranının kadınlara göre çok daha düşük olmasını beklerdim. Nüfus sayımı sonuçlarına göre erkeklerin nüfustaki oranı %48,1 imiş. Arkadaş biz yıllarca o savaş senin bu savaş benim dört bir cephede savaşmadık mı? Sadece Çanakkale’de yüzbinlerce kişi can vermedi mi? Nasıl olur erkeklerle kadınların oranı neredeyse aynı? Ya kadınlar da erkeklerle beraber savaşa gitti ve şehit oldu, ya da geride kalan kadınlarımız bir şekilde ortadan kayboldu. Tam bir dedektiflik hikayesi. Bu arada nüfus sayımı sonuçlarına Tüik’in yayınladığı ve Orhan Karaca’nın bana gösterdiği şu kaynaktan bakıyorum.
Iyi o zaman dedim, 1935 yılındaki nüfus sayımı daha detaylı, ayrıca yaş gruplarına göre nüfus dağılımını da veriyor. Oraya bakınca belki esrar perdesi aralanır dedim. Baktım ve karşıma çok daha ilginç bir tablo çıktı. 24 yaşın altındaki nüfusa baktığımız zaman, yani 1911 ve daha sonrasında doğanlar arasında 4,8 milyon erkeğe karşılık 4,3 milyon kadın varmış. Önce aklıma Moğolistan’dan kadın ithal etmek geldi, sonra saçmalama, konuya konsantre ol dedim. 1911 sonrasında doğanlar büyük ihtimalle savaşa gitmeyen gençlerimiz. Bunlar hastalık vs. gibi nedenlerle ölüyor olmalarına rağmen, tek bir cinsiyeti hedef alan bir etkene maruz kalmıyorlar. Doğumda erkek/kadın oranı aşağı yukarı eşit olduğuna göre ve 1911-1935 arasında henüz ultrason ile cinsiyet keşfi ve neticesinde kız bebeklerin hamileliklerini kürtaj neticesinde sonlandırma teknolojisi Çinliler tarafından icat edilmemişti. Kız çocuklarını doğar doğmaz da öldürmediğimize göre ortada rakamlara girmeyen 500,000 kadınımız var demekti. Kadınlarımız nereye kayboldular? Aslına bakarsanız o dönemlerde ortalama hayat beklentisi 35 yıl civarında seyrettiğine göre hesaplara girmeyen kadın sayısı nüfus sayımına kadar yaşamını da yitirenleri hesaba katarsak 700 civarında olmalı idi. Aynı gizemin 25 ve üstü yaşlardaki kadınlar için de geçerli olduğunu düşünürsek ortadan kaybolmuş kadın sayısının 1 milyonu aştığını görebiliriz. Aşağıya nüfus dağılımı tablosunu koyuyorum, kendiniz bakın, sonuçlar gerçekten de çok ilginç.
Nereye kayboldu 1 milyon kadınımız?
4 Yorum Var.:
1935 yilinda ebeveynlerin, okula gondermemek ya da sirf gerek gormedikleri icin kizlarini nufusa kaydettirmemesi, rakamlardaki dengesizlige katki yapiyor olsa gerek.
Bu arada Canakkale savasindaki sehit sayisi yuzbinler degil, 57,000 asker. Tarih kitaplari kayip sayisi olan 250 bini (olu, yarali, asker kacagi, esir, vs...) sehit sayisi yapmis.
Canakkale savasindaki sehit sayisi
Tum 1. Dunya savasinda Osmanli'nin asker kaybi 770 bin, sivil kaybi 2 milyon 200 bin! Cephede olenlerin hemen hepsi erkek ama cephe gerisinde olenlerin sayisi, cephede olenlerin sayisinin 3 kati ve de muhtemelen cephe gerisinde olenlerin cogu kadin (erkekler askeri hizmette oldugu icin).
4 yıl süren milli mücadele, daha iyi yonetilmis. Ordunun insan kayıbı, kazanılan zafere ve mevcuduna kıyasla daha hafif. Bütün cepheler dahil,muharebe meydanlarında 9167 kişi(662 subay ve 8505 er)şehit olmuş.Aldıkları yaradan daha sonra ölenler ise 53 subay ve 1665 er.
Kurtulus Savasi Bilancosu(sayisal Olarak Asker Subay Kayibimiz)
Selamlar,
Bu dönemlerdeki nüfus sayımlarını yorumlarken dikkatli olmak gerekir. Zira;
(1) Osmanlı'nın düzenli nüfus sayımları 19. yy'de yapılmaya başlanmıştır(1831). Ancak bunlara, düzenli ve güvenilir diyebilmek mümkün değildir. Sadece erkeklerin sayıldığı tahrirlerin geleneği devam etmektedir.
(2) Cumhuriyet kurumları Osmanlı kurumlarından tevarüs etmiştir. Ancak savaşın hemen sonrasında bunların tam kapasite çalıştığını söyleyebilmek mümkün değildir.
(3) En önemlisi de Cumhuriyet dönemi nüfusu hakkında konuşulacaksa; kaybedilen topraklardan gelen göçler ve büyük kısmı 1923-24 yılında gerçekleşen mübadele hesaba katılmalıdır.
Nüfus sayımlarının ve nüfus hareketliliğinin bu dinamikleri göz önüne alınırsa sayım sonuçlarının yorumlanması daha anlamlı olacaktır.
Ek: Yukarıdaki yoruma bir katkı yapmak adına; 1. Dünya Savaşı'nda cephelerde yaşanan ölümlerin dört katı cephe gerisinde yaşanmıştır. Bu Osmanlı'ya has bir durum değildir. Savaşın diğer tarafları da aynı sorunlarla karşılaşmışlardır. Bunun sebebi de 19. yüzyıldaki plansız sanayileşme sonucu nüfusların belli merkezlerde yoğunlaşması ve önleyici sağlık hizmetlerinin paralel bir hızda gelişememesidir. Sadece 1918 yılındaki İspanyol Nezlesi salgını 8.000.000 (Sekiz Milyon) insanın canını almıştır, ki bu cephede hayatını kaybeden insanların toplam sayısından daha fazladır.
Milleplateaux'in kizlarin nufusa kaydettirilmemesi aciklamasi disindaki aciklamalar nufus dagilimini aciklamiyor. Erkek/Kadin oraninin yuksekligi sadece Osmanli, savas, Kurtulus, mubadele donemlerinde yuksek degil, 1930 sonrasinda dahi oran %110.
Cephe gerisindeki olumlerin asker olumlerinin rakam olarak 4 kati olmasi bana cok mantikli gelmedi. Nufus sayim sonuclari, asker sayisi, vs.ile birlikte Excel'de bir simulasyon yapmak lazim.
Yorum Gönder