611... 1917... 1923...

Taraf'tan Ahmet Altan'ın bugunki yazısından...
"Roni dünkü yazısında Kemalist “çağdaşlığı” eleştirirken şöyle diyordu: “Çağdaşlığı ‘1923 Türkiye’sine ve tek bir kişinin mutlak idaresine duyulan özlem’ olarak yorumlayan...” Bu tek cümle ve “tarihî” vurgu aslında Kemalizm’in özünü ortaya koyuyor. Üstelik sadece Kemalizm’in değil, sosyalizmin ve Müslümanlığın da çok temel sorunlarından birine değiniyor bence.

Nükleer Nedir    Yatırım Fonları    Taksi Şöförü   VOB nedir?  IMF Nedir   Borsa Tüyoları  Borsa Nedir  Zaman Nedir  Pi Sayısı Nedir
Şu Mardin’deki katliama bakın. Katiller Müslüman. Mescitte namaza duran insanları gözlerini kırpmadan tarıyorlar. Bu ilk değil elbette. Camide epeyce insan öldürüldü İslam tarihi boyunca. Ama 2009’da bunun hâlâ sürmesi, büyük bir ihtimalle kendileri de Allah’a inanan, namaz kılan, oruç tutan insanların, “ibadet eden” kurbanlarını mescitte taramaları, bir “Müslüman ahlakının” en azından inançlı insanların bir kısmında henüz kökleşmediğini gösteriyor. Yüzde doksan dokuzunun Müslüman olduğu söylenen bu ülkede, yolsuzlukların, hırsızlıkların, cinayetlerin, suikastların nasıl yaşandığını görüyoruz. Demek ki bu toplumda Müslüman ahlakı, inananların ruhuna pek nüfuz edememiş. Eğer “ahlakına” sahip değilsen o dine de sahip değilsindir. Benim bilebildiğim kadarıyla, din ibadetle değil, “ahlakla” başlar. Ahlak yoksa, din yoktur. Peki, bunca Müslüman’ın yüzlerce yıldan beri yaşadığı bu topraklarda İslam ahlakı neden köklenemedi?
Elbette bu sorunun cevabını benden çok daha ehil biçimde verecek insanlar var ama ben onların hoşgörüsüne sığınarak kendi görüşümü söyleyeyim. Gerçekten sağlam ahlaklı Müslümanların çoğu, kendi dinlerinin yaşanma biçimi olarak, Müslümanlığın çıktığı tarihin şartlarındaki yaşama biçimini görüyorlar. Bir Müslüman’ın 2009’da nasıl yaşaması, nasıl bir ahlaka sahip olması, hızla değişen hayatla nasıl bir ilişki kurması gerektiğine dair sağlam tasavvurları ve önerileri pek yok. Böyle yapmadığınızda, inançla hayat arasındaki bağı sağlam tutamazsınız, o bağ kopar ve oluşan boşluğa “ahlaksızlık” sızar. Sanırım bugün olan da bu. Müslüman âlimlerimiz, 2009 yılındaki hayatla İslam’ı biraraya getirecek yeni bir yorum, yeni bir anlayış ortaya koyamıyorlar, “din” hep “geçmişe bakmak, geçmişe hayran olmak” olarak algılanıyor. Dinin etkileyiciliği ve sahiciliği zedeleniyor. Müslümanlar, Müslümanları mescitte öldürüyor o zaman. ... Aynı zamansal kopukluğu solda da görüyoruz. ... Kemalizmin durumu da böyle." devamı yazıda.

12 Yorum Var.:

vanmemet dedi ki...

sosyal süreçleri üretim ve coğrafi süreçlerden ayrı tutarak değerlendiren zavallı tın kafalar, öldürme gibi insanın biyolojik benliğine işlemiş bir davranışı neden sonuç mantıklılığı yerine evrensel ahlak gibi dogmatik bir mantığa sararak "bu nasıl oluyor diye" sorabiliyorlar. daha çoook sorarsınız bu kafayla. evinde silah bulunduran bir kişi öldürme ya da ölme realitesini şuuruna zaten kabul ettirmiştir. şartlar baskı yapmışsa mekanının, kişinin ve daha bir sürü şeyin bir önemi var mı?

hostrans dedi ki...

Bahsettiğiniz vahşet olaylarının hiçbiri müslüman toplumlara özgü değildir.Temel dini eğitimlerini kilisede alan insanların nasıl olup da 6 milyon museviyi katlettikleri de böyle açıklanamaz,Amerikalıların 1 milyona yakın ıraklıyı nasıl öldürdüğü de.Ancak müslüman toplumları "daha geri" buluyorsanız bunun sebebi tarihte gizlidir.Onuncu yüzyıla kadar ipek yolu ticaretini elinde bulunduran müslümanlar biyolojiden astronomiye her alanda avrupadan ileri idiler.O zamanın New York u Bağdat idi.Bilim maddiyat işidir.Haçlı seferlerinin başarısızlıkla sonuçlanması batılıları dünyayı öbür taraftan dolaşmaya itti.Magellan,Kolomb ve Güney Amerika uygarlıklarının yağmalanması vs. gerisini biliyorsunuz.Müslümanların gerilemesi tam da ipek yolunun devreden çıkması dönemine rastlar.Bu açıdan bakıldığında Osmanlının çöküşün tohumlarını daha kurulurken bünyesinde taşıdığını söylemek abartma sayılmaz.
Kemalizm in konu ile ilgisini anlayamadım.Atatürk "..cehalete alabildiğine prim verin ve katil yetiştirin" mi demiş ?

Bu blogda olağanüstü iktisat haberler ve yorumları buluyorum ve okuyorum.Ancak "iktisat beşeri bir bilimdir,dolayısıyla siyasetten soyutlanamaz,dolayısıyla liberalizm demokrasi feşmekan bahanesine sığınarak Atatürk e cenahlardan saldırabilirim "şeklinde düşünülüyorsa bundan vazgeçilmesini öneririm.Yarım yamalak sosyolojik tahliller yerine iktisatın rakam dünyasına dönersek daha iyi olur bence.Atatürk e höt demeye atıfta bulunduğunuz yazar bozuntularının ne beyni ne de kasları yeter..

Unknown dedi ki...

bence yazarın bahsettiği inançların ve ideaların çağa ayak uydurmak için yeniden yorumlanması gerektiği. tabii yeniden yorumlarken ruhu kaybetmemek lazım. yoksa yazar müslümanlığa da kemalizme de karşı çıkmıyor. sadece çağın gereksinimlerine göre şekil değiştirmeleri gerektiğini söylüyor. bu görüşe bende yüzde yüz katılıyorum. dünya da değişmeyen tek şey değişimin kendisi. bu yüzden yazdıklarının önemli olduğunu düşünüyorum.

GABRIEL dedi ki...

Zangirt köyü verimli bir ermeni süryani köyü imis 1915 ve inin bir kismi cariye olarak kullanildiktan sonra arazi bu celebi ailesine verilmis ve kemalist devrimle !!!
Zangirt köyü Bilge olmus .
PKK ye karsi köy korucusu !! aranirken eski defterler aranmis ermeni süryani katliaminda iyi görev !! görmüs katiller aranmis ve bulunmus adamlara silah verilmis adamlar allah icin iyi katil 1915 teki kahramanligi sürdürmüs .
Islama gelince bildigim kadari ile tc de bir!!!!! tek imam 1,5 milyon ermeni 500000 süryani ve 400000 pontoslunun katlinden özür diledegini duymadim 2009 de bile .
kürt celebiler de sasriyor ermeni Süryanileri kitle halinde öldürürken kimse itiraz etmedim pkk ci de öldürüken simdi 44 kisicik öldürülürken niye bu bagiris
adamcagizlar adam öldürme serbest diye düsünüyor
devlet ise ermeni süryani öldürmek pkk li öldürmek serbest dedik diyork

Pasha dedi ki...

Olaya ben cok basit bakiyorum. Bircok insan icin Kitabi okuyup uymak yerine, kendi kitabini yazip herseyi ona uydurmak daha kolay geliyor. O zaman da Ataturkculugun ya da muslumanligin isine gelen kismini alip en temel kisimlarini unutanlar ortaya cikiyor. Bu tipler icin Ataturk ilkeleri ya da islamin farzlari diye bir kavram yok zaten. Kendilerine bir isim vermek gerekiyormus, Ataturkcu ya da musluman diye sifatlar secmisler. Bu sifatlar genelde soyle cumlelerde kullaniliyor: Ben muslumanim o yuzden bana boyle davranamazsin. Halbuki soyle olmaliydi: Ben muslumanim, oyleyse su sekilde davranmaliyim.

Hasan MERT dedi ki...

bazı yorumları okurken öyle gülüyorum ki karın kaslarım şekillendi:) Yarım yamalak tarihsel analizlere girip hoca edasıyla yarım yamalak sosyal analizler yapmayın diyen mi ararsın, tarihsel bilgiler ve belgeleri bir kenara atıp "işkembeleri" gibi engin veri kaynaklarını kullanan mı?

Yazar toplumumuzun istisnasız her bireyinin utanç duyması gereken bir olayı irdeleyip, belirli bir kesimi değil tüm toplumu harekete geçirecek, dur bir dakika bizler nerede hata yapıyoruz? diye sorduran bir yazı kaleme alıp bir de çözüm getirmiş: "Hepimiz, olduğumuz şeyi gerçekten olmak için 'bugünü' anlamak zorundayız.
Hayat bugün yaşanıyor çünkü.
Geçmişte yaşanacak bir yaşam yok hiçbirimiz için."

İşte bu blog gibi eğitim seviyesi yüksek bir mecrada paylaşılan yorumları görünce karamsarlık çöküyor ve nerede yanlış yapıyoruz diye sürekli soruyorum. İnsanların birbirini anlamak yerine saflarını daha sık tutmaları gerektiği kazınmış sanki toplumun bilinç altına. Hemen burada dahi saflara katılıp kendilerini saflaştırmışlar aslında. Toplumun bu denli derin şekilde saflara bölündüğü zamanlarda tarihin zamanın hiç bir önemi yoktur bence. En ileri medeniyeti de kursak yıl 2523 de olsa fark etmeyecek. Herkes kendi safını korumanın derdinde olacak çünkü.

Mister No dedi ki...

Gabriel,
İmamlar TC devletinin memurudur.Devletin memuru imamın çıkıp özür dilemesi fazla yüksek bir beklenti.Belki özürdiliyoruz kampanyasına katılanlar arasında imamlar da vardır,bilemiyoruz.Akademisyenler arasında nasıl çıkıyor asıl ona şaşırmak lazım. İyi ki de çıkıyor.Onlar da memur olduğu için dedim.

hostrans dedi ki...

"Hepimiz, olduğumuz şeyi gerçekten olmak için 'TARİHİ' anlamak zorundayız.

Safları sıkı tutmanın bir anlamı var.Ama sen bunu anlayamazsın Hasan.

Yarım yamalak psikolojik analizlere de ihtiyaç yok.Neşelenmek için aynaya bakman yeterli.

Hasan MERT dedi ki...

tarih herkesin bir saniye tereddüt etmeden saygı duyduğu, duyması gereken bir bilim dalı. Ama insanı anlayamayan tarihi nasıl anlayacak? Alınganlığınız ve hırçınca saldırışınız tarih kökenli olduğunuz izlenimini veriyor.

Sosyoloji insanı odağa alan bir bilim dalı. Siz kendi alanınızı o kadar yüceltmişsiniz ki başka alanlara saldırmakta bir sakınca görmüyorsunuz. Tarihi anlamak için, gülmek ve neşelenmek için ben sana bakıyorum, her kim isen isimsiz kahraman.

Safları sık tutmanın anlamı herkesin anlayabileceği kadar yalın. Gizemli hale getirmeniz ya düşüncelerinizi ifade edemeyişinizi gösterir ya da daha vahimi düşünemeyişinizi...

hostrans dedi ki...

Tabii hırçın olacağım.Aslında her gün meydana gelmemesi mucize olan ama muhtemelen hergün değilse bile her hafta aritmetik toplamda rahat zuhur eden bir olaya"bu nasıl oluyor?" diye bakmanın hiçbir mantığı yok.Bir takım ilkellerin yaptığı vahşeti bahane edip müslümanlığın altından girip kemalizm ve sosyalizmin üstünden çıkmanın ne anlamı var? Bunlar bunu yaparlar kardeşim.. Şaşılacak olan yapmamalarıdır.Hem okul hem cami maalesef geç gitmiştir buralara.

Yazının eleştirdiği insanların "sözüm ona kemalistler,müslümanlar ve sosyalistler" olduğuna inanmak isterdim ama maruf yazar bunu hep yapıyor.Gardrop Atatürkçüleri üzerinden Cumhuriyetçilere,mürteciler üzerinden müslümanlara,ortanın cahil solcuları üzerinden sosyalistlere maksatlı olarak yükleniyor.Sadece romanla kalsa belki iyiydi ama benim bazı şüphelerim var.Yazıları benim için dış destekli olduğuna yeterince kanıt ama günün birinde daha da somut kanıtlar bulunacağını düşünüyorum.

Irakta bir milyon insan öldürülüyor.Bu memlekette hiç kimsenin gıkı çıkmıyor ama bir avuç neandertal kendilerinden bekleneni yapınca hemen müslümanlık ve Cumhuriyet sorgulanıyor.İyi valla..

Sen sağa sola işkembenle güleceksin sonra da karşıya hırçın ve alıngan damgasını yapıştıracaksın.Entel dantel yazarın sana fazla birşey öğretemese de provokatörlüğü iyi öğretmiş.

Hasan MERT dedi ki...

kullandığın dil, benim kullanabileceğim bir seviyede değil, size cevap vermem seviyemi kaybetmem anlamına geleceğinden burada cevap vermeme hakkımı kullanacağım. Belirtmeden geçemeyeceğim; "Entel dantel yazarın", "provokatör" kelimelerini benimle aynı cümlede kullanman dahi yazdıklarımdan hiç mi hiç bişey anlamamış olduğunu kanıtlıyor, yani "saflara katılıp kendilerini saflaştırmışlar aslında" demiştim ya ibare sana cuk oturdu.
Daha ileri analiz ve değerlendirmeleri yararsız bulduğumdan burada sonlandırıyorum.

Unknown dedi ki...

Yorumum şu,
1- Türkiyede din hiçbir zaman hayatın şekillenmesinde rol oynamadı. Halk dini siyasi ve töresel amaçları için kullandı. Hayatında farz olan 5 vakit namaz kılmayanların vacip olan bayram namazında camiyi doldurması buna örnektir.
2- İslamın yasakladığı kan davası, ırk temeline dayalı ayrışmalar asla göz önüne alınarak siyasi ve hayati tercih yapılmadı.
3- Sünnet gibi dini kavramlar çerçevesinde din töresel etkinlik ve diğerinden ayrışma aracı olarak kullanıldı.
4- olaydan önce Ahmet Türk'ün özgür kürt yaldızlı çerçevesinde ve yıllardır en büyük türk kavramı çerçevesinde bize ırka dayalı ayrışmaları empoze edenlere karşı şu manşetler atılsaydı."Kürtler birbirini öldürüyor" Şarampole yuvarlanan otobüste 20 türk öldü" eroinci 3 kürt yakalandı. sahte rakı üreten 4türk yakalandı.ne oldi renginiz soldi. Durmadan kürt türk kavramlarını kullanıp duruyorsunuz.