Israil Filistin'den Bana Ne? Ifade Ozgurlugu

Gecen haftasonu "Israil Filistin Savasi ve Ermeni Meselesi" baslikli bir yazi yazdim, elliden fazla yorum geldi. Yazinin amaci Israil'i desteklermis gibi gorunup okuyuculardan tepki almak, sonrasinda da Turkiye kanunlari Israil'le benzer durumda olan Turkiye aleyhine laf soylememize izin vermiyor o yuzden Israil'e de laf soylenmemeli demekti. Tabii ki yazinin amaci Israil'i desteklemek falan degildi, Israil'in de hakli ve haksiz taraflari olsa da bana ne Israil'den. Ayni sey Filistin icin de gecerli. Turkiye'nin o kadar cok derdi var, onlar bitti simdi bir de bunlarla mi ugrasacagiz?

Turkiye'de insanlar beyinleriyle degil kalpleriyle dusunuyor. Israil-Filistin meselesinde de kendimizi Filistinlilere yakin buldugumuz icin Filistinlileri destekliyoruz. Peki ya PKK ile mucadelemizde kimi destekliyoruz? PKK da Filistinliler gibi kendilerini ozgurluk savascisi olarak goruyor. Junior yeni bir yazi yazmis, Sirnaklilar kendilerine dagitilan bedava ampulleri icerisinde dinleme cihazi olabilir diye kiriyorlarmis. Adamlari paranoyak yapmayi bile becerdik yani. Israil'i bir tarafa birakalim ve biz Turkiye'de Israil gibi olmamak icin neler yapabilirizin uzerinde calisalim.

Nükleer Nedir    Yatırım Fonları    Taksi Şöförü   VOB nedir?  IMF Nedir   Borsa Tüyoları  Borsa Nedir  Zaman Nedir  Pi Sayısı Nedir

Turkiye'de ifade ozgurlugu yok. Eskiden solcular sikayetciydi, sonra da dinciler. Garip gurup nedenlerle Turkiye'yi 2-3 yilda bir rezil eden bu durumdan kurtulmamizin zamani geldi de gecti bile. Ifade ozgurlugu olmadigi icin soyledigi bir laftan dolayi 10 ay hapis yatan Tayyip Erdogan'in artik ifade ozgurlugunu getirmesi lazim. Yoksa ifade ozgurlugu olmadigi icin ben de kendisi de ileriki bir tarihte mahkemelerde surunup hapse girebiliriz. Bugun Turkiye'de ifade ozgurlugu olmamasinin en buyuk suclusu Tayyip Erdogan'dir. Bes yildan uzun bir suredir buyuk bir cogunlukla devletin basindadir. Artik cumhurbaskan'i da kendisinden oldugundan anayasayi kolaylikla degistirip Turkiye'ye ifade ozgurlugunu getirebilir. Ayrica bu anayasanin degistirilemez uc maddesinden bir tanesi de degildir. Bu uc maddeden laikligi degistirmeye cesaret edebilen Tayyip'in ifade ozgurlugunun onundeki engelleri kaldirabilecek cesareti de vardir.

Not: Dusunce ozgurlugu de ne kadar gerizekali bir ifade degil mi? Politikacilar da cikip "Turkiye'de dusunce ozgurlugu vardir" diye geyik sallarlar.

8 Yorum Var.:

Kubilay dedi ki...

Aslında düşünce özgürlüğü terimi yerine "ifade özgürlüğü" kullanılabilir. Hindi gibi düşünmenin bir anlamı yok. düşündüğünü ifade etmek serbest olmalı.

kaan dedi ki...

bu ülkede anayasayı yapan asker değil midir?öyle kolaylıkla değişmez anayasa.toplumsal mtabakat filan hepsi hikaye.kimin borusu ötüyorsa o yapar anayasayı

bliyaal dedi ki...

Tayyip’in kendisi değil miydi, “şu gazeteleri okumayın, bunları almayın,” diyen? “Bu adamın” başında olduğu bir hükümet mi çıkaracak bu kanunları?

İşte bir örnek: AB’ye uyum yasalarından biri olan “Kişisel Bilgilerin Korunması Hakkında Yasa” taa 2003 yılından beridir meclisten kanun olarak çıkmayı bekliyor. Yasa 3 kez mecliste kadük olmuş. Bir tane daha: YARSAV Adalet Bakanlığı’na dava açtı. Nedeni de bakanlığın müfettişlere, yargıç ve savcıların telefonlarını mahkeme kararı olmaksızın dinleme yetkisi vermesi. Tabii bakanlık aksini iddia ediyor.

Mister No dedi ki...

Tayyip Erdoğan bir Danimarka ziyaretinde karikatür krizini doğulu yöntemlerle halledeceğini sanarak bu konuyu Danimarka başbakanına açmıştır.Danimarka Başbakanı Rasmussen'in cevabı :"Hükümetimiz, medya yayınlarını kontrol edemez, etmemektedir" şeklinde olmuştur.
Türkiyedeki ifade özgürlüğünü genişletmeyi geçelim, başka ülkelere basını kontrol etmeyi dayatmasın yeter. Bu arada Danimarka müslümanlara karşı en hoşgörülü yaklaşan Avrupa ülkesidir.

syzer dedi ki...

Valla ifade özgürlüğü önemlide,artık eleştirmekte yasak galiba.Bütün eleştirenler ergenekon operasyonunna gidiyor.

Mert Nuhoglu dedi ki...

Kelime tartışması yapmayalım. Düşünce veya ifade özgürlüğü, bu önemli değil. Bırakın insanlar hangisini kullanırsa, kullansın. Sizin yanlış bulduğunuz bir kavram, başkası farklı bir açıdan bakar, anlamlı hale gelebilir.

Tayyip Erdoğan'ın düşünce özgürlüğünün önünün açmasına gelince, bu konuda çok ümitli olmasam da, bir ihtimal olabilir diye düşünüyorum. Bizim toplum olarak önemli sorunlarımızdan biri, demokrasiyi ve hukuku öncelikle kendimiz için istiyor oluşumuz. Dolayısıyla AKP'nin bu konuda gerekli girişimlerde bulunması, ancak AKP'nin de ifade hürriyeti konusunda kendisini sıkışmış hissetmesi durumunda mümkün görünüyor. İlk hükümete geldiklerinde veya 367 meselesinden sonra, bu konularda ciddi bir çabaya girmişlerdi, sonra gündem değişince, her şey unutuldu.

Unknown dedi ki...

Don't forget the West Bank

By Dror Etkes

Tags: West Bank, Gaza, Hamas

The world's attention is focused on Gaza right now, with protesters, diplomats, politicians and journalists almost completely attuned to that small strip of land. According to Haaretz, for example, the unblinking eyes of more than 400 foreign correspondents have been reporting from alongside the Gaza-Israel border for over a week now, 24 hours a day. It is precisely at such times - when reporters, foreign leaders and the Israeli security apparatus are distracted - that the most destructive events tend to happen in the West Bank, the other Palestinian entity, where Israeli rule and Palestinian life are more consistently intermeshed. This is exactly the sort of moment when major expansions in settlement infrastructure are likely to occur, and settler aggressiveness becomes more overt.

Such settlement growth occurred in 2001-2003, during the height of the second intifada, and in 2006, during the Second Lebanon War, as well, when attention was focused elsewhere, much as is true of Gaza today. During the second intifada and primarily during the interval between the rise of Ariel Sharon's government, in March 2001, and the Aqaba summit in June 2003, the number of illegal settlement outposts doubled, reaching 102. Over the course of the bloody summer of 2002, I personally witnessed settlers, backed by the IDF, fencing off thousands of dunams of private Palestinian land.

This era was a test for the Israeli government, an examination of its ability to enforce the laws of the state on Israeli citizen-settlers. And, for the most part, the government failed that test. The massive land grabs during those years were undertaken with unconcealed encouragement from the Israeli government, which used them as another way to punish Palestinians for the unrest.

http://www.haaretz.com/hasen/pages/ShArt.jhtml?itemNo=1054154&contrassID=2&subContrassID=4&sbSubContrassID=0&listSrc=Y

Unknown dedi ki...

Boş işler müdürlüğünü bırak da kendi işine bak.
PKK ile Filistin i nasıl aynı kefeye koyuyorsun? PKK ile İsrail demek istedin herhande. Toprak işgal eden ve işgal etmeye devam edeni biz mi yanlış biliyoruz. İşine gelen tarafları alıp allayıp pullama. Türkiye de insanlar beyinleriyle düşünmüyor dedin de, sendekinin beyin olduğunu mü sanıyorsun. Herşeyde duygular da önemlidir. Yoksa Yaratan tarafından insana böyle bir donanım verilmezdi.
İfade özgürlüğünün ülkemizde günden değiştirmek için nasıl kullanıldığını görüyorsun dimi?
İnternette de ağzı olan konuşuyor. Suyu çıktı. Şimdi bu çeşitlilik mi?