Kuresel Isinma Konusunda Carpici Gercekler

Bundan uc ay once Kuresel Isinma baslikli bir yazi yazmistim. Ben kuresel isinmanin insanlar tarafindan yaratildigi teorisine kuskuyla bakanlardanim. Boyle dusunmemin sebebi elimizde istatistiksel bir kanit olmamasi idi. Bugun bu konuda yeni seyler ogrendim ve hakli oldugum konusundaki inancim biraz daha artti.

Mahalanobis bu konuda bir yazi yazmis ve o yazida bazi rakamlar veriliyor. Oncelikle kuresel isinma teorisinin ne oldugundan bahsedeyim, ondan sonra rakamlarin ne anlama geldigini daha iyi anlayacaksiniz. Kuresel isinmanin insanlar ve sanayilesme nedeniyle olustugunu dusunenler sunu soyluyorlar. Insanlar araba, elektrik, dogal gaz vs. kullanarak CO2 (karbondioksit) uretiyor; bu karbondioksit dunyanin isinmasina neden olan greenhouse gazlarindan bir tanesi oldugu icin dunya insanlar yuzunden isiniyor.

Basit teori degil mi? Cozum olarak da oncelikle tasarruf yapmamiz oneriliyor; ama en onemlisi devletin gunes, ruzgar, ethanol gibi daha az CO2 ureten cozumlere "tesvik" vermesi isteniyor. Bu tesviklerin senelik maliyetinin ise yuzlerce milyar dolari bulmasi isteniyor.

Lafta fena durmuyor, hatta cogu insan destek bile verebilir boyle bir harcamaya. Ama simdi verecegim rakamlar sizleri saskina cevirecek, dumur olacaksiniz. Insanlarin araba, elektrik, komur, dogalgaz vs. kullanarak urettikleri toplam karbondioksit dunyada bitkiler, hayvanlar, yanardaglar, vs. tarafindan her sene uretilen karbondioksitin %2'si kadar. Yani dunyada her sene 100 birim karbondioksit aciga cikiyorsa bunun sadece 2 birimi bizim tarafimizdan uretiliyor. Dunyada uretilen karbondioksit ise kuresel isinmaya neden olan gazlar icerisinde sadece %15'lik bir agirliga sahip.

Yani kuresel isinmaya sebep olan gazlarin sadece %0.3'u insanlar tarafindan uretiliyor (%2 * %15 = %0.3). Tekrar edeyim, insanlarin kuresel isinmadaki paylari sadece %0.3; %99.7 baska faktorler kuresel isinmaya neden oluyor. Simdi kendilerine bilimadami diyen ama paranin agacta yetistigini dusunen gerizekalilar gelip devletlerin maliyeti yuksek teknolojiler icin bosu bosuna milyarlarca dolar harcamasini istiyorlar. Neden? Urettigimiz karbondioksit miktari %10-15 azalsin diye. Yani insanlarin kuresel isinmadaki paylarini %0.30'dan %0.25'e dusurmek icin her sene milyarlaca dolari sokaga atalim diyorlar.

Kafanizi biraz calistirin da kuresel isinmaya neden olan %99.7'lik faktorlerden bir tanesini ortadan kaldirin, problem cozulsun.

Kuresel isinmada insanlarin payi %1 bile degil, adamlar butun dunyayi ayaga kaldirdilar. Guleriz aglanacak halimize!!! Basinda beri bu sozde bilimadamlarinin devletten "kaynak" kapmak pesinde oldugundan supheleniyordum, suphelerimde hakli oldugum ortaya cikiyor.

Insan irki sona erse bile, yeryuzunde bir tane bile insan kalmasa kuresel isinma ayni cizgide devam edecektir, cunku kuresel isinmaya sebep olan gazlarin %99.7'si insanlarin disindaki faktorler tarafindan uretilmektedir. Konu bu kadar basit.

Update: Maliyetler konusunda da bir kac rakam vereyim. Sadece petrolden bahsedecegim, komur, dogalgaz, vs.den bahsetmeyecegim. Dunyanin gunluk petrol tuketimi 85 milyon varil civarinda. Ortalama $60/varil petrol fiyatlarindan hareketle gunluk petrol icin harcadigimiz rakamin $5 milyarin uzerinde oldugunu hesaplayabilir. Demek ki dunya ulkeleri petrol icin yillik $1862 milyar harciyormus. Simdi petrole bir cesit alternatif olarak ortaya atilan ve tesvik verilen ethanol'un maliyeti petrolun su anki maliyetinden %50 daha fazla (yani 1 varil ethanolun maliyeti $90-100 civarinda seyrediyor). Ethanol uretimi hala dusuk seviyelerde ancak tesvikler sayesinde mumkun. Ayni maliyet rakamlari gunes enerjisi veya ruzgar enerjisi icin de gecerli (onlar da mevcut yontemlere gore pahali alternatifler). O yuzden bize sunulan cozumler, bizim, bu para agaclardan toplanmayacak, pompa basinda, elektrik ve isinma faturasi olarak odememizi ongoruyor. Bize denilen "abi enerji icin niye 60 lira oduyorsun, bak burada alternatif bir urun var, 90 YTL, bundan al". Enerji talebinin %20'sini bu pahali "alternatifleri" kullanarak karsilamanin maliyetini sizlere baska bir ev odevi olarak veriyorum.

Bu arada ben "insanlar tasarruf yapmasin, veya alternatif urunleri kendi rizalariyla kullanmasin" demiyorum. "Isteyen istedigini yapmakta ozgurdur, devleti ve tesvik mekanizmasini kullanarak faturayi bu pahali urunleri kullanmayi istemeyenlere odetmeyin" diyorum.

16 Yorum Var.:

Adsız dedi ki...

Selam,

Yine kuyuya tas atma durumu söz konusu daha önceki yazida oldugu gibi.

Benim düsüncem küresel isinmaya insanlarin neden oldugundan ziyade insanlarin küresel isinmayi arttirici bir tavir icinde bulunmalari.

Ve beni en cok rahatsiz eden, küresel isinmaya karsi "abi benim payim %0.3, banane yaaa" yaklasimi.

Sehir icinde 100km'de 20 litre yakan bir jip kullanmak yerine 4.5 litre yakan bir Toyota Prius kullanmanin, hatta toplu tasita binmenin neresi kötü? Küresel isinma bahânesi ile olsun olmasin, cevreye duyarli bir hayat sürmenin zarari ne? Atiyorum, ek maliyeti ne? Amerika'da bir fon yöneticisi olarak cöp ayrimi yapmanin ek maliyeti nedir? Ya da her gün ise giderken araba yerine toplu tasit kullanmanin?

Hadi bu yazinin konusu bu degil diyelim. Kezâ ayni sekilde alternatif enerjilere harcanan paralar... Alternatif enerjilere harcanan para sokaga atilan para degildir. Su bir gercek ki petrol peak oil teorisinin gösterdigi kadar karamsar bir sekilde olmasa da er gec tükenecek. Ve beseriyet ne kadar cabuk fosil yakita olan bagimsizligini azaltabilirse o kadar iyi. Burada Malthus'umsu bir felâket senaryosu yazmayacagim, zâten öyle bir durum da söz konusu degil fakat eninde sonunda arabaya benzin kalmayacak (galonu 3 dolar oldu diye yaygarayi basiyor sizin oradakiler).

Isvec 2020 yilinda tamamen petrolden bagimsiz olmayi planliyor. Uc bir örnek, biliyorum. Fakat Cin bugün Amerika kadar enerji tüketecek olursa ihtiyac duyacagi petrol miktari 90-95 milyon b/d. Bütün arzdan daha fazla. Bu tarz bir dünyada yasiyoruz.

Bütün bunlarin, etkisi %0.3 olsa bile rüzgâr, günes, dalga vb. enerjilere yatirim yapmanin, fosil yakitlarin bitecegi günlere simdiden hazirlanmanin neresi kötü?

Ha olay ekonomik olarak yaklasip "tesvik muhalefeti" yapmak mi?

Küresel isinma teorisi karsitlarinin -ve yanilmiyorsam sizin de- gözden kacirdigi nokta bu. Küresel isinma korkusuyla ya da o korku olmaksiniz, beseriyet kendine fosil yakitlardan bagimsiz enerji kaynaklari bulmak zorunda. Ve su anda küresel isinma korkusu bu arayisi cok güzel bir sekilde fisekliyor. Ben sahsen bu durumdan fazlasiyla memnunum.

Belki küresel isinmayi durdurmak elimizde degil (IPCC'nin raporu dönüm noktasi olarak 2020'yi veriyordu) fakat daha cevreci yasamak, gelecekte tükecenegi kesin fosil yakitlari ikâme edecek teknolojilere yatirim yapmak elimizde. Küresel isinmain cok genis kitleler icin bir "din" oldugunun, kismen gülünc bir takinti oldugunun ben de farkindayim, fakat bu "benim payim %0.3, banane yaa" demenin bahânesi olmamali.

Ki maalesef burada sizin belki dedigim gibi ortami gazlamak amaciyla ya da baska nedenle gösterdiginiz yaklasim cevreye duyarsizligin bahânesi oluyor coklukla.

Cüneyt

Hamis: Daha kesin sayilar isterseniz: Insanoglu yilda yaklasik 25 milyar ton CO2'den sorumlu. Tabii kaynaklardan gelen CO2 ise 400 milyar ton. Elbette 400 milyarlik kisim icin bir seyler yapmak daha mantikli fakat bizim elimizde olan bu 25 milyarlik bölümü azaltmak. Bu 25 milyar tonun %26'si enerji üretimi, %19.5'i endüstri, %13'ü trafik, %8'i meskenler, %30'u tarim ve ormancilik, %2.6'si cöplükler.

Simdi bu hesaba göre, yilda 425 milyar ton CO2 cikiyor. Bunun 3.25 milyar tonu trafikten kaynaklaniyor. Bu durumda AB normlarinin pesinde 1997'de üretilen arabalardan cikan ortalama CO2 miktari olan 180g/km'nin 2005'te 160g/km'ye düsmüs olmasi gereksiz teknolojik gelisme midir yoksa güzel bir gelisme mi?

Anlatmak istedigim bu. Küresel isinma ve bu isinmada insanin payi hakkinda belki cok kara bir resim ciziliyor tahtaya fakat su da bir gercek ki (bu özellik sadece Türkler'e özgü degil) resim kararmadikca, yazlari terlemedikce, tepemize orkanlar inmedikce kicimizi kipirdatmiyoruz. Kicini kipirdatmayanlar da ayni burada yazanlarin arkasina saklaniyorlar iste. "Benim payim %0.3, bana giren cikan ne?"

Adsız dedi ki...

Bu arada demin yazarken unuttugum da su (cevirmeye üsendim, Wikipedia'dan):

On Earth, the major natural greenhouse gases are water vapor, which causes about 36–70% of the greenhouse effect (not including clouds); carbon dioxide (CO2), which causes 9–26%; methane (CH4), which causes 4–9%; and ozone, which causes 3–7%. The atmospheric concentrations of CO2 and CH4 have increased by 31% and 149% respectively above pre-industrial levels since 1750. These levels are considerably higher than at any time during the last 650,000 years, the period for which reliable data has been extracted from ice cores.

Yani en iyi ihtimalle sera gazlarinin ceyregi CO2. Bu bir.

Ikincisi insanoglunun sera gazlarinin artmasindaki etkisi sadece "gaz salgilamakla" degil. Buna ek olarak sera gazlarinin olusmasinin önündeki engelleri kaldirmasi. En önemlisi orman katliami. 1990-2007 arasinda Endonezya ormanlarinin 1/4'ünü kesti mesela. Dünyada saatte 300 futbol sahasi kadar orman kesiliyor.

Sonra "benim payim %0.3" derken bir de son 420.000 yilin CO2 oranini gösteren su grafige bakin:

http://en.wikipedia.org/wiki/Image:Carbon_Dioxide_400kyr-2.png

Benim aklima grafige bakinca acikcasi endüstriyel devrimden bu yana olusan ziplamada nedense insanoglundan baska bir etken gelmiyor.

Tekrar sizin yaklasima dönmek gerekirse: Evet bütün bunlarin dünyadaki sicakligin artmasi ile baglantisi olmayabilir. Fakat bu resmi düzeltmeye calismak, bunun icin tesvik vermek, "benim payim %0.3, parami sokaga atiyorlar" diye mizmizlanmaktan daha iyi bir yani yok mu?

Cüneyt

Adsız dedi ki...

Ekonomilerde herseyin bir fiyati olduguna inaniyorsak, endustriyel gelismenin de bize bir maliyeti olduguna niye inanamiyoruz? Cevre kirletmek finansal acidan "beles" ise bu hakikaten beles oldugu manasina gelmez kanimca..

Oncelikle %2 CO2 olayina kafam yatmadi. Volkanlardan, curumeden ve okyanuslardan kaynaklanan CO2 bir sekilde dengeleniyor olmali ki tarihsel olarak monoton bir artis yok. Bu durumda bizim ekledigimiz %2`nin en ufak bir kismi bile doga tarafindan dengelenemiyorsa monoton bir artis soz konusu olacaktir. (ki okudugum kadari kadari ile ancak yarisi dengeleniyormus).

Kaldi ki olay sirf daha cok CO2 uretmek de degil. Cuneyt Bey`in de belirttigi gibi atmosferden CO2 toplayacak agaclari da yok ediyoruz.

Saygilarimla
L.A

Adsız dedi ki...

Bence zihin kurcalayıcı güzel bir yazı olmuş, insanı araştırmaya sevk ediyor.

Teknoxia

demir dedi ki...

sizin yazdıklarınızın "çarpıcı gerçekler", dünyadaki aşağı yukarı bütün bilim adamlarının ağız birliğiyle belirttikleri "tehlike çanlarının çaldığı" uyarıları ise nedense safsata olarak yorumlanmış bu yazıda.bir kere bu açıdan bile yazının yanlı olduğu belli benim görüşüme göre.buna ilaveten ne tür bir sonuca varıyor bu yazı:küresel ısınma yok mu, söylenenler yanlış mı diyor yoksa bir gerçek var ve ona çözüm olarak yazıda belirtilmemiş başka çözümler mi getiriyor?o değil de bu doğrudur demekle olmuyor arkadaşlar, durumun vehameti ortada.diğer yorum yazan arkadaşlar da güzel değinmişler ilgili noktalara.banane yaa yaklaşımlarıyla biryere varamayız.her gün bilim insanları uyarılarda bulunuyor.çözüm üretme vaktidir zaman.ne gerekiyorsa yapılmalı.birbirimizin fikirlerini çürütmek için çabalamak yerine(ki bu yazı sadece onu amaçlar görünmekte) soruna odaklanıp daha iyi çözümler üretmenin çabasını göstermeliyiz.kesinlikle kuyuya taş atma evet bence de.kirli hava sadece küresel ısınmaya değil beraberinde birçok hastalığa da davetiye çıkarıyor.şehirlerin üzerine çöken kirli hava bulutlarını temiz enerjiye dönmeden önleyemezsiniz.bakınız enerji kısıtlansın demiyorum,kaynakları yenilensin.artık fosil yakıtların bu dünyayı taşıyabileceği nokta çok tan geçilmiştir.bunların hepsi için öneriler işte o çok bulunan, yazıda yazarın elinin kenarıyla ittiği yüksek meblağlarla yapılacaksa da yapılsın.ben kimsenin keyfi için normalin 3-4 katı fazla zehirli gaz salan araçları kullanacaklar diye hastalık solumak istemiyorum.konu bu derece açık.bunun ekonomisi yapılsın bir de onu görelim.

Adsız dedi ki...

Hayir hiç de o kadar basit değil;Dünyanın bugune kadar hiç olmadığı kadar hızlı ısındığı dönemin ekonomik büyümenin katlanarak arttığı 20.yy a rastlaması imkansız.

Zaten ekonomik teorinin en yumuşak karnını fiyat mekanizmasının doğal kaynakların optimum tüketilmesinde yetersiz kalması oluşturuyor.Ürünler fiyatlandırılırken negatif dışsallıkları malesef içselleştirilemiyor.

insanların c02 salınımı zaten hiçde öyle az değildir. Bunu tartışmak bile saçma

Egemen ekonomik teori bence alternatifsiz şekilde en iyi olmakla beraber mükemmellikten çok uzak.Ne Çevresel iktisat ne deEkolojik iktisat henüz bu konulara tatminkar bir çözüm üretemedi.Gelecekte hem yeni teknolojilere geçmez zaruri olacak hemde "fiziksel" üretim/tüketim artışını kısıtlamak.

Fatih

Adsız dedi ki...

Yukarida degindigim hicbir argümana cevap vermemissiniz, bilhassa wikipedia’dan linkledigim grafik hakkindaki görüslerinizi merak ediyorum.

Update diye eklediginiz bölümde de bayagi eksiklikler var. Madem konu maliyet, ben de birkac rakam vereyim:

Günlük tüketim 85 milyon varil, 60 dolardan yilda 1862 milyar dolar harcaniyor, OK. Fakat bu para havaya ucmuyor, burada bir transfer söz konusu. Yani petrol ya da petrol ürünü ihrac eden ülkeler haliyle sizin gibi „günde 1.8 trilyon dolar harciyoruz ya“ diye düsünmüyorlar.

Ethanol’ün maliyeti petrolun maliyetinden neden %50 daha fazla oluyor, onu anlamis degilim. Brezilya’da 1980’lerin basinda 1 galon benzine esdeger ethanol üretim maliyeti 3.2 dolarken, bugün 95 cent civarinda. 1 varil 42 galon, bu da yaklasik bir 40 dolar maliyet yapar 1 varil ethanol basina. Üretimdeki verimlilik artisi sayesinde hektar basina 70’lerin sonunda 320 galon ethanol alinirken bugün 710 galon ethanol aliniyor. Bu Brezilya icin böyle. Su anda Brezilya’da otomobil ve hafif kamyonetlerin yakit ihtiyacinin %40’i ethanol ile karsilaniyor.

Siz bu rakamlari göz ardi edip burada kendi tezinizi desteklemek icin Amerika örnegini veriyorsunuz. Amerika’da ham petrol 70 dolar oldugu zaman ethanol’ün galon maliyeti $1.80 oluyor. Benzinin ise maliyeti $1.85. Yani ham petrol 70 dolari gecince Amerika’da ethanol üretimi ekonomik olarak mantikli, altinda ise hükümet asagi yukari 80 cent/galon civarinda tesvik veriyor ethanol üreticisine, 1 varil ethanolün maliyetini 40 dolar civarinda tutabilsin diye. Bugün Amerika’da toplam ethanole uygun tahilin sadece %15’i ethanol üretimine ayriliyor. US National Corn Growers Assoc.’a göre tahil fiyatlarinin falan icine etmeden bu oran %35’e kadar cikabilir.

Bugün dünyanin en büyük ethanol üreticisi Amerika. Buna ragmen Amerika’nin günlük benzin ithali yuvarlak hesap 1 milyon varil!! Düsünün, ethanole tesvik veriyor diye sikayet ettiginiz Amerika günde 1 milyon varil benzin ithal ediyor, nisan ayinda bu rakam 1.096 milyon varil/gün idi. Kuzey Avrupa’dan Amerika’ya ithal edilen 1 varil benzinin fiyati ne kadar biliyor musunuz? 86 dolar, yani günde salt benzin ithal masrafi yol gideri olmaksizin 86 milyon dolar, cünkü buna yol masrafi dahil degil. 80bin ton hacimli bir tankerin Med’den US Atlantic kiyisina gitmesi gecen hafta 280 dolar/tondu.

Bu yilin ikinci ceyreginde Amerika’nin benzin talebi gecen yila oranla 120 bin varil/gün artacak tahminlere göre. Toplam talep 9.42 milyon varil/gün benzin. Simdi siz günde 1 milyon varil ithal eden, bu harici bagimliligini düsürmek icin ethanole tesvik veren bir ülkede kalkmis, ethanole tesvik vermeyin, biz gene deli gibi benzin ithal edelim diyorsunuz. Ethanolün verdiginiz rakamlardan cok daha ucuza üretilebildigini göz ardi edip.
Yukarida da dedim, 3 dolar/galon oldu sizin orada fiyat, millet yaygarayi basiyor. Muhtemelen siz de sikayetcisinizdir bu durumdan, bekleyin, daha cikacak mecburen.

Ayrica bu maliyetler –gene atlamissiniz- seker kamisi ve misirdan üretilen ethanol icin. Gözardi ettiginiz bir faktör de bu. Bugün misirdan üretilen ethanol Amerika’da hektar basina 400 galon, seker kamisindan 600 galon/hektar. Önümüzdeki yillarda selulozik ethanol üretilecek. Bu rakamlar da hektar basina 2000 galona kadar cikabilecekler. Selulozik ethanol bu sayede ham petrolün 44 dolarin üstünde oldugu fiyatlarda benzin ile devlet tesviki olmaksizin rekabet edebilecek.

Elbette ethanol endüstrisi daha cok yeni. Tamamen dogru bu. Fakat günde 1 milyon varil benzin ithal eden Amerika’da ethanole tesvik verilmesini „bu para agaclarda yetismiyor“ diye elestirmek de kanaatimce abesle istigal oluyor biraz.

Bütün bu muhabbeti rüzgâr ya da günes enerjisi icin de sürdürebiliriz. Elbette benzin ile bugün mukâyese edildiginde bu teknolojiler yer yer pahali, kismen devlet tesvikine muhtac vs. Fakat günün birinde benzin tükenince ne yapacaksiniz? Ha ben 30 yasina gelmedim, benzinin tükendigini görmeyecegim muhtemelen. Siz benden yaslisinizdir, siz de görmeyeceksiniz. Fakat bu teknolojilere, fosil yakitlara alternatif teknolojilere yatirim yapilmasini tamamen destekliyorum. Bu parayi vergilerimle verdigimi bile bile.

Cüneyt

ekşi iktisat dedi ki...

valla rakamlar bana fazla bir sey ifade etmiyor. insanlarin kuresel isinmaya neden olan gazlarin uretimindeki payinin %0.3 olmasi ciddi bir sorun mudur, degil midir, bilmiyorum. acikcasi bir iklimbilimci olmadigi icin ekonomix'in kredibilitesi vardigi sonucu kuvvetle destekleyecek kadar yuksek de durmuyor. yine de ekonomix'in degindigi su nokta dikkate deger: cevreci politikalarin bir maliyeti var.

nasil herkesin evinin temizligi icin harcayacagi para ve zaman sinirliysa, dunya uzerinde de cevre politikalarina harcanacak kaynaklar kisitlidir. yani buyume ve gelisme beraberinde cevre kirliligini getirir; kirliligi azaltmaninsa bir maliyeti vardir. dolayisiyla cevre dostu teknolojileri savunurken bunlarin sosyal rasyoneli olup olmadigini goz onune almak gerek. kisaca, iktisatci olarak, bir fayda/maliyet analizi yapmaliyiz.

buradaki asil sorun ise cevre politikalarinda maliyetin buyuk olcude maddi olarak olculebilmesine ragmen, faydanin etik ve insani boyutlarinin da bulunmasi. mesela bugunku cevre politikalarinin maliyeti bugun yasayan insanlar uzerinde olacakken faydalari daha cok gelecek kusaklara kalacak. insanlar torunlarinin refahini dusunmek zorunda mi? ya da mesela buzullar eriyince kutup ayilarinin yasam ve beslenme alanlarinin daralmasi umurumuzda olmali mi? bunlara karsilik bizim buyuk, rahat ve hizli arabalarda seyahat etme hakkimiz yok mu?

tabii ekonomix'in vardigi sonuc dogruysa, cevre politikalarinin marjinal sosyal faydasi sifira yakin demektir ki o zaman hem maddi hem insani tum sorunlar tumden ortadan kalkiyor. eger oyleyse fosil yakitlar basta olmak uzere tukenebilir kaynaklari sonuna dek kullanmaktan daha akilci bir cozum yok demektir. ama sanki bu da fazla kestirme bir cozum gibi. yok mu bir iklimbilimci bizi aydinlatacak?

Blog Sahibi dedi ki...

Cuneyt Bey,

Yazinin amaci kuresel isinma argumanina karsi bir argumani ortaya koymak idi.

Bu argumanlarin dogrulugunu yanlisligini bir tarafa birakalim. Tesvik meselesini tartisalim.

Birincisi ben petrol fiyatlarinin yukselmesinden sikayetci degilim, hatta sevincle karsiliyorum. Hatirlarsaniz sene basinda 2007 yilina iliskin tahminlerimi yaparken okuyucularimiza "petrol $50'a yaklasirsa yatirim yapin" tavsiyesinde bulunmustuk. Tabii okurlarimiz ne yapti ben pek bilemiyorum ama ben Ocak ayinda petrol $52 iken bir enerji sirketine yatirim yaptim. Bu bakimdan petrol fiyatlarinin yukselmesi nedeniyle pompa basinda daha yuksek bir fatura oduyor olmama ragmen yatirimlarimin degeri arttigi icin bu durumdan sikayetci degilim.

Sikayetci olmamamin ikinci nedenini aciklayayim. Yuksek petrol fiyatlari icin en iyi cozum yuksek petrol fiyatlaridir. Piyasaya "tesvik" vererek mudahale etmeye gerek yoktur, petrol fiyatlarinin yukselmesi girisimciler icin yeterince buyuk bir tesvik ortaya cikarmaktadir zaten. Bundan 150 sene once insanlar aydinlatma icin balina yagi kullanirken de "balinalarin sonu tukenmeye yuz tuttu, karanlikta kalacagiz" argumanlari yapiliyormus. Simdi de ayni argumani petrol icin yapiyoruz. Serbest piyasa sistemi icerisinde careler tukenmez.

Insanlarin kavrayamadiklari basit kavramlardan bir tanesi de serbest piyasanin cozum uretme kapasitesidir. Goruyorum ki siz de bunu gormezden geliyorsunuz.

Ben ne diyorum, benim parami kullanarak saga sola tesvik vermeyin diyorum. Adamlar bu teknolojileri gelistirerek zaten birgun zengin olacaklar, gelecegin zenginlerine bugun niye para verelim ki?

Soylediklerinizde haklisiniz, her teknolojinin maliyeti ayni dedil, Brezilya iklimsel avantajini kullanarak ethanol'u ucuza uretiyorsa uretsiz. Bu, biz de ayni maliyete uretebilecegiz anlamina gelmez.

Dogrudur, teknolojiler gelisecek ve yeni kaynaklar kullanarak enerji uretmeye baslayacagiz. Hatta bu yeni teknolojijlerin maliyeti de dusecek. Ama benden bugun Toyota Prius'a binmemi beklemeyin, neden? Cunku bu teknoloji icin odeyecegim fazladan para benzinden saglayacagim tasarruf miktarindan daha fazla oldugu icin. $3000 tasarruf etmek icin $5000 harcamak benim icin bir gerizekalilik ornegidir. Bundan 7 sene once $300'a 128 MB hafizaya sahip MP3 calar aldin mi diye sorun bana? Cevabi biliyorsunuz.

Isteyen Toyota Prius alabilir, gunes enerjisi panelleri de taktirabilir, bunlara karismiyorum. Ama lutfen benim odedigim vergilerle Prius alanlara tesvik vermeyin.

Bundan 10 sene sonra bu teknolojilerin maliyeti dustugu zaman ben de bu teknolojiye sahip urunlerden kullanmaya baslarim merak etmeyin.

Benim soyledigim basit: devlet hic bir seye karismasin, tesvik vermesin. Hangi urunun maliyeti ucuz ise o urun piyasayi eninde sonunda ele gecirecektir.

Son olarak sunu da belirteyim, Ben cevre dusmani birisi de degilim, aksine bu teknolojilere yatirim yapan sirketlerin hisselerine de yatirim yaptigimi belirtmeliyim. Bundan 4-5 ay once $85'a JCI ticker'ina sahip bir sirketi portfoyume de ekledim. Bunun ne anlama geldigini aciklamama gerek var mi?

Adsız dedi ki...

Valla sizin yaklasiminiz da gayet makul bir yaklasim. Hakli oldugunuz yanlar var.

Serbest piyasanin cözüm üretme yetisini hafife almiyorum. Yukarida da dedigim gibi, Malthus'umsu senaryolar cizmiyorum. Öyle "petrol tükenecek, hepimiz ölecegiz, arabalar gitmeyecek" muhabbeteinde de degilim. Yok öyle bir durum zaten.

Ben sahsen tesvikin de iyisi-kötüsü oldugunu düsünüp toptan reddetmeyenlerdenim. ArGe'ye, teknolojiye istedigi kadar tesvik verebilir bence devlet. 20 yil sonra karsiligini katbekat alacaktir zaten. Teknolojilerin patentleri icin olan yarista tesvikle benim ülkem öne cikacaksa neden tesvik verilmesin?

Gene tesvik konusunda:
Amerika'nin yillik "light-duty vehicle" yakit talebi 140 milyar galon. Bunun su anda %3-4 kadari, yani diyelim 4.5 milyar galonu ethanolden kaynaklaniyor. Galon basina 80 cent tesvik diyelim, senelik 3.6 milyar dolar tesvik demek bu.

Yillik 4.5 milyar galon (145 milyon varil) benzin ithali icin gereken para yol masrafini gene haric tutarak bugünün fiyati ile 12 milyar 470 milyon dolar, yani ethanole verilen tesvikin 3.5 kati.

Buna ithalattan bagimsizlik vs. gibi politik ve gelecege yönelik gayet mantikli nedenleri de ekleyin, neden tesvik verilmesin Amerika'da ethanole?



Bir de sizinle aramizdaki fark ben de bir "idealizim mark-up"inin olmasi. Sahsen verdigim verginin bir yere carcur edilecekse bu tarz seylere carcur edilmesini tercih ediyorum. Keza kisisel harcamalarda da öyle. Burada naylon poset bedava, kumas poset parayla. Simdi naylon poset bedava diye kumas posete para vermeyeyim mi yoksa daha cevreci, bir defa alip 10 yil kullaniyorum, naylon poset cöp oluyor vs. diye kumas posete para mi vereyim? Ben parayi verenlerdenim. Geceleri rahat uyumama yardimci oluyor.

Ha bir de "seneye fiyati daha hesapli olacak" yaklasiminiza da her alanda katilmayacagim. Bir seye ihtiyacim oldugunu düsünüyorsam 3 ay daha beklemeyip aliyorum maalesef. En son 19" CRT monitörüm vardi, TFT monitörlerin fiyatlari sürekli düsmesine ragmen gözlerime kiyamayip bir tane aldim. Biliyorum, 6 ay sonra 100 Euro daha ucuz olacak. Seneye muhtemelen ayni paraya cok daha iyisini alabiliyor olacagim. Bilmem anlatabildim mi?

Cevre düsmani olup olmamaniza gelince o konuda yorumda bulunmak bana düsmez zaten. Yatirimlarinizi idealizm mi, pragmatizm mi (ya da ikisinin hangi oranlarda birlesimi) yönlendiriyor siz daha iyi bilirsiniz.

Cok selamlar,
Cüneyt

Blog Sahibi dedi ki...

Cuneyt Bey,

Cevabinizda en cok dikkatimi ceken cumle "Sahsen verdigim verginin bir yere carcur edilecekse bu tarz seylere carcur edilmesini tercih ediyorum." cumlesiydi. Haklisiniz.

Ben de 'vergiler carcur edilmesin" diyorum, aradaki fark o.

Bir de size sormayi unuttum. Amerikalilar neden ucuz ethanol kullanmak yerine pahali benzini ithal ediyorlar pek anlayamadim? Rakamlarda bir yanlislik olabilir veya sadece gecici bir durumdur bu.

JCI'a yatirim yapmamin idealistlikle kesinlikle alakasi yoktur. Gelecekte alternatif enerji yatirimlari cok buyuk miktarlarda artacak ve bu cok buyuk bir endustri haline gelecek. Bugunlerde bu konuda Arge'ye buyuk paralar aktariliyor, bunun etkilerini yakin zamanda gormeye baslayacagiz. O yuzden ortada devlet mudahalesini gerektirecek bir durum yoktur bence. Problem yine serbest piyasada "mucizevi" bir sekilde kendi kendine cozulecektir.

Adsız dedi ki...

Selam,

Valla ben vergilerin eninde sonunda bir sekilde carcur edilecegine inandigim icin bari hic degilse gelecege yatirim mahiyetinde bir seye carcur edilsin diyorum.

"Ucuz ethanol" dedigimiz sey nispeten yeni bir olgu, ileride ethanol tüketimi Amerika'da da hizla artacak.

Sorunlardan biri Amerika'nin ne kadar ethanol üretebilecegi, ki su anda Amerika dünyanin en büyük ethanol üreticisi. Brezilya'da sizin de belirttiginiz gibi ethanol iklim nedeniyle daha ucuza geliyor, cünkü seker kamisindan üretmek misirdan üretmekten daha hesapli. Amerika'da seker kamisi üretimi gene iklim nedeniyle Brezilya kadar verimli degil.

Ikincisi yukarida verdim, tahil fiyatlarini karmancorman etmeden ethanol üretimini cok fazla arttirmak (en azindan birinci nesil ethanolü) kolay degil. Su anda yaklasik 450bin varil/gün ethanol üretiyor Amerika. Tahil piyasasindaki dengeleri bozmadan üretebilecekleri rakam 1 milyon 250bin varil/gün civarinda. Gecen yil hükümetin belirledigi rakkam 2012'de 660 bin varil/gün. Sonucta tahila ihtiyac da var. Amerika'da toplam "corn" üretiminin %55'i gene hayvanciliga gidiyor, %18'i ihrac ediliyor, %12'si ekmek mekmek, sadece %15 kadari (yukarida yazmistim bir yerlerde) ethanol olabiliyor. Yani ethanol arzi da sonsuz degil.

Ayrica tesvik falan iyi de nereye kadar sorusunu da soruyorlar haliyle. Fakat yavas yavas pahali benzin ithal etmek yerine ucuz ethanol kullanimi yolunda ilerliyorlar eninde sonunda. Özellikle petrol konusunda devlet politikasinda biraz silkinmelerinden beri (Bush'un son state of the union konusmasi bayagi ses getirdi) bu tarz alternatiflere yatirim revacta.

Dedigim gibi ikinci nesil ethanol (selulozik), tahillarda genetik oynamalar (bioteknoloji) vs. ileride ethanol oranini cikartacak.

NEyse, hakikaten güzel konusma oldu, ben de buraya yazdiklarimi derleyip rapor diye veririm artik yarin :)

Selamlar,
Cüneyt

Adsız dedi ki...

Yok yaaa, bilim adamları devletten "kaynak" kapmak için böyle konuşuyorlarmış... Hayatımda bu kadar sığ bir yorum duymadım.

Sakın, kürsesel ısınma yoktur diyen bilim adamları petrol şirketlerinden rüşvet kapmaya çalışıyor olmasın?

Adsız dedi ki...

Isin komik bir yanini söyleyeyim: Bu petrol sirketlerinden mali destek alma olayi var gercekten.

Uno'nun klima raporu yayinlandiktan yaklasik birkac gün sonra Guardian’da cikan bir habere göre American Enterprice Institute bu raporun sonuclarinin yanlis oldugunu ispat edecek bilim adamlarina 10.000 dolar vermeyi taahhüt etti. AEI’nin sponsorlari arasinda Exxon vs. de var. Olayi Ingiliz Guardian ortaya cikardi, „paket“te bu bilim adamlarinin cebine harclik, yol parasi vs. gibi ek ödemeler de varmis.

Cüneyt

Adsız dedi ki...

hesaplamada birsey dikkatimi cekti, gec de olsa belirteyim.

toplam co2'nin %2sini üretiyoruz.
arti karbondioksit zararli gazlarin sadece %15ini olusturuyor.
yani zararli gaz uretmede karbondioksit acisindan payimiz %0.3, tamam.

ama zararli gazlardan sadece co2 uretiminde mi payimiz var? baska gazlarin uretiminde de payimiz yok mu?

"Yani kuresel isinmaya sebep olan gazlarin sadece %0.3'u insanlar tarafindan uretiliyor"
cumlesi, zararli olan gazlardan sadece co2'de insanin payi var, digerlerinde yok anlamina gelmis oluyor...

cuneydyasin

Blog Sahibi dedi ki...

Diger urettigimiz gazlarla ilgili istatistikleri arastirmadim ama onlar arasinda carpici rakamlar olmus olsaydi cevreciler de gundeme getirir, bizim de haberimiz olmus oldurdu diye dusunuyorum. Tum tartismalar ve cozumler karbondioksit ozetli oldugundan ben de bu nokta uzerinde durdum.

Bu arada karbondioksit uretimimizi azaltmak icin Turkiye'de mangal yapilmasinin yasaklanmasini istiyorum. Bu cevrecilerin aklina niye gelmemis acaba?