Secim Ekonomisi Neye Denir?

Hukumet secim ekonomisi uyguluyor mu (ya da uygulayacak mi)? Daha erken diyebilirsiniz bu soru icin ama bence hukumet 1 Ocak itibariyle secim ekonomisi uygulamaya gecti bile. Gelirleri arttiracak ozellestirmeler ertelenirken veya kilik degistirirken, gecici iscilerin kalici hale getirilmesi, vs. gibi giderleri arttiracak (ayni zamanda oylari arttiracak) projeler vitrinleri suslemeye basladi. Biz de bu baglamda biraz erken ortaya cikan Rifat Hisarcikliogluna fazla yuklendik galiba. Adam AKP'ye oy kazandiracak bir proje ortaya atti, kendi icin bir sey istiyorsa namerttir.

Tutumluluk Nedir    Nükleer Enerjinin Zararları    Nükleer Kirlilik    Nükleer Nedir    Fraktallar    Sosyalizm Nedir

Yilin ilk iki ayindaki butce gerceklesmeleri aciklanmis. Simdiden gecen senenin butce acigini ikiye katlamisiz. Sene sonunda 25 milyar YTL civarinda bir butce acigi verecegimizi ongoruyorum. Isin kotu yani butce gelirlerindeki artis sadece %6'da kalmis. Enflasyonun %10 oldugunu goz onune alirsak butce gelirlerinde reel azalma yasadigimiz ortada. Ekonomik buyumenin bu yil yavaslayacagini da goz onune alirsak butce gelirlerinde ciddi artislar beklememiz hata olur kanaatindeyim.

Cumhurbaskanligi secimlerinden cekinmedigimi belirttim ama butce aciklari benim hic sevmedigim konularin basinda gelir. Ozellikle secimlerden sonra koalisyon hukumeti cikmasi olasiliginin olmasi beni daha da endiselendiriyor. Bunun baskalarini endiselendirmediginin de farkindayim, o yuzden borsa dususe gectigi zaman (bir dahaki yukselisin ardindan) daha muhafazakar bir portfoye gecmenin iyi olacagini dusunmeye basliyorum. Faizler cazip seviyelerde nasilsa.

Okuyucularimizin bir konuda ne dusunduklerini merak ediyorum: Turkiye yasadigimiz krizlerden gereken dersleri cikardi mi?

4 Yorum Var.:

Adsız dedi ki...

Sayin Ekonomix,

Yasadiklarimizdan gereken dersi cikartmayi cok kolay basarabilen bir toplum degiliz maalesef. Rabbena hep bana felsefesi geregince populist politikalara bayilir, uzun vadede basimiza gelecekleri dusunmekten de hoslanmayiz. Ben Cumhurbaskanligi secimleri icin sunu dusunuyorum. RTE Cumhurbaskani olursa, ciddi dalgalanma, kriz vs. adi herneyse, ekonomide bir calkalanma bekleyebiliriz ve genel secimlerde de koalisyon hukumeti kacinilmaz olur. Mevcut politikaci stogumuza (borc stogu oluyorsa, bence politikaci stogu da olur) bakip da urpermemek elde degil. RTE Cumhurbaskani olmak sevdasindan vazgecer, ve de kendinden beklenmeyeni yapip, koske makul mantikli bir adayi gondermeyi becerebilirse (soz veriyorum, o zaman ben bile gidip AKP'ye oy veririm), koalisyon hukumeti olasiligi zayiflar, secimlerin hemen akabinde yeniden hizaya girme ihtimalimiz olur. Bu da sadece 1 yili kaybedecegimiz anlamina gelir ki, her durumda son donemde tecrube ettigimiz koalisyon hukumetinden ve sayesinde basimiza gelenlerden iyidir.
T'pol

Adsız dedi ki...

başka bir populist işlem daha hatırlatayım dedim. İmarbank dan bono alanlara paraları ödeneceüi söyleniyor.Yaklaşık 1 milyar dolarmış.

Adsız dedi ki...

aslında butce rakamları gecen sene gibi parlak olmasa da cok korkutucu degil, en azından bir secim ekonomisi iddiasını haklı cıkaracak mahiyette degil henuz. Subat ayında gecen seneye göre %17 oranında butce oranının azaldıgını goruyoruz. Butce acıgı 2 milyar 77 milyon, faiz dısı fazla ise 2 milyar 890 milyon gerceklesti. Bu da yıl sonu faiz dısı fazla hedefiyle tutarlı bir oran. 13 milyar 14 milyon ytl lik gelir ise hic korkutucu degil. ozellikle gelir vergisi iadesinin subat ayında basladıgını ve vergi tahsilatı acısından subat ayının cok da önemlibir ay olmadıgını da gozonunde bulundurmamız lazım.
Bence butcede cok ciddi bir sorun gozukmuyuor. Hatta fazlası ile sıkı. Para politikasının sıkı oldugu bir ortamda faiz dısı fazladaki %6.5 hedefinin biraz indirilip indirilemeyeceğini tartısmamız gerekir. Cunku bu yılın kendine ozgu riskleri var, ve olagandısı bir durumda para politikasi faiz artirim karariyla tepki verecegi acik. boyle bir ortamda faiz dısı fazlanin birazcik gevsetilmesinin dogru olabilecegini dusunuyorum. selamlar

Adsız dedi ki...

Türkiye'nin krizlerden ders çıkarıp çıkarmadığı, benim de bir süredir kafamı kurcalıyor. Daha doğrusu Türk toplumunun krizlerden ders çıkarmadığına artık karar verdim de bir toplum gerçekten krizlerden ders çıkarabilir mi onu düşünüyorum. Hani hep denir ya Amerikalılar büyük bunalımı yaşadıkları için daha çok resesyondan, Almanlar ise iki kez hiperenflasyon yaşadıkları için daha çok enflasyondan korkarmış. Bu yaşadıklarından ders çıkardıkları için de bütün ekonomi politikalarını bir daha aynı duruma düşmemek için ayarlarlarmış. Fakat acaba örneğin Almanya'da hiperenflasyon dönemlerinden ders çıkaran bütün bir Alman toplumu mu, yoksa bu ülkenin kurumları mı? Almanya'da yaşamadım ama bu ülkede de politikacıların eskiden Bundesbank'ın şimdi ise ECB'nin politikalarından şikayet ettiklerini duyduğumu hatırlıyorum. Politikacılar bundan şikayet ettiğine göre herhalde toplumda da bu yönde görüşler olmalı. Bu durumda hiperenflasyon döneminden Alman toplumunun değil de Bundesbank'ın (şimdi ECB'nin) ders çıkardığını söylemek daha doğru. Tabii esas ders çıkarması gerekenin zaten toplum değil bu toplumun kurumları olması gerektiği de söylenebilir. Peki bir toplumun kurumlarının yaşananlardan ders çıkarması neye bağlıdır? Sanırım bu kurumların kalitesine. Eğer sizin kurumlarınızın yerleşmiş ilkeleri varsa, her gelen yöneticiye göre bu ilkeler değiştirilmiyorsa, bu kurumlar bir kez yaşadıklarından dersler çıkarabilir ve bu dersleri uzun süre muhafaza edebilir. Fakat bizim ülkemizde olduğu gibi politikacılar kurumlarla istedikleri gibi oynayabiliyorlarsa, kurumların yerleşmiş ilkeleri yoksa, kurumlar her gelen yöneticiye göre kişilik değiştiriyorsa, yaşananlardan ders alınması, ders alınsa bile bu derslerin uzun süre muhafaza edilmesi mümkün olmaz. O zaman da tarih tekerrürden ibaret olmaktan kurtulamaz.

Genel tarzımdan epey farklı felsefi bir yazı oldu. Açıkçası bu düşünceler kafamda çok netleşmiş de değil ama yine de paylaşayım dedim.