Suc Listesi

Ekonomide islerin iyi gitmesi icin ekonomiyi yoneten politikacilarin sapkadan tavsan cikartmasina gerek olmadigini cok soyledim. Serbest piyasa ekonomisi yaklasiminin ozu budur zaten, devletin yapmasi gereken tek sey insanlarin kurallara uymasini saglamaktir. Devleti kucuk tutmali, butce acigi vermemeli, ve giderleri karsilayacak kadar gelir elde etmelisiniz.

Ama koltugu eline geciren kendini "dunyayi kurtaran adam" olarak goruyor, herkesin derdine derman olmaya calisiyor. Bunun en onemli neticesi ise isleri daha da kotuye goturmek oluyor. Zamaninda (1991) Mesut Yilmaz isci ve memurlara zam yaparken bir "problemi" cozdugunu dusunuyordu, Demirel 40 yasindaki "yaslilarimiza" emeklilik verdigi zaman "mezerda emeklilik" problemine "cozum" bulmus oluyordu. Listeye kendini dahi zanneden diger gerizekalilari da ekleyebiliriz ama ana nokta herkesin bizi Cunhuriyet tarihinin en buyuk borc batagina ve resesyonuna sokan politikalari "iyi niyetle" isleri daha iyiye goturmek adina yaptigini soyleyebiliriz. Problem de burada iste.

Bir kac gun once tekstil sektorune getirilen indirimlerden bahsettik. Arkadaslar rakamlar verdiler (Deniz Gokce'yi kaynak gosterip), bu isten "karli" cikacagiz diye. IMF'nin aciklamasindan anliyoruz ki boyle bir durum soz konusu degil. Deniz Gokce hukumetin son zamanlardaki suc listesini cikarmis. Ben de katiliyorum ve giderek artan bir kaygiyla izliyorum:

"Bu işler, yani bizi geçmişte felakete götüren klasik yaklaşımlar, garibanizm, popülizm ve kör milliyetçilik, yabancıların gayrimenkul alımlarına reaksiyon ile başladı, özelleştirmelerde yabancı düşmanlığı ile devam etti, organize perakendeyi rahatsız etmekle ilerledi, kredi kartları konusunda düzenlemelerle devam etti. KDV değişikliği konusunda IMF ile çatışmayı göz önüne almak, IMF ve Dünya Bankası ile zıtlaşarak üçüncü gözden geçirmeyi erteleme pahasına sosyal güvenlik reformunu geciktirmek, SSK prim affı üretmek, ve sosyal güvenlik reformu içeriğini esnetmek gibi olgularla iyice su yüzüne çıktı. Ama en son Merkez Bankası atama süreci ile de iyice şaşırdık."

Bunlar son bir yil icerisinde islenmis suclar. Daha once Ocak ayinda faiz disi giderlerin %50 oraninda arttigini da belirtmistik, bunu da listeye eklemeliyiz. Simdilik daha fazla bir sey soylemeyecegim.

3 Yorum Var.:

Adsız dedi ki...

Hayır, "ayağını yorganına göre uzatmazsan batarsın" diyor.

İster IMF istesin, ister uzaylı istesin.

Veysel Aratlioglu dedi ki...

Sayın EKONOMIX,

Siz oradasınız daha iyisini bilirsiniz ya, "ABD ekonomisini demokrat başkanlar dağıtır, cumhuriyetçi başkanlar toparlar" diye bir tespit duymuştum, katılırsınız herhalde. Serde demokratlık olunca "dağıtmak" da icap ediyor anlaşılan. Türkiye'de cumhuriyetçiler (daha doğrusu CHP) demokratik yoldan bir iktidar olsun hele, siz bütçe disiplinini o zaman görün.

Saygılar,
Veysel Aratlıoğlu

Blog Sahibi dedi ki...

IMF bir ulkeye tavsiye verirken amaci o ulkenin borclarini gelecekte rahatlikla odeyebilmesini garanti altina almaktir. O yuzden buyumeden ziyade butce disiplinini on plana cikariyorlar. Buradaki varsayimimiz devlet harcamalariyla buyume arasinda pozitif bir iliski oldugu (Keynesyen). Ama bu varsayim her zaman dogru degildir, ozellikle Turkiye'nin son 4-5 yildir gecirmis oldugu deneyim devlet harcamalariyla buyume arasinda negatif bir iliski oldugunu gosteriyor. Sebebi ise devlet az para harcadigi zaman faizlerin (guvenden dolayi) dusmesi ve bunun da ekonomiyi ateslemesi. O yuzden macro 101 derslerinde ogretilen ve bir cok politikacinin ve az egitimli kose yazarlarinin bildikleri Keynesyen yaklasim Turkiye'nin dertlerini cozmekten ote daha da kotulestirir.

Haa, bizi IMF'nin ne istediginin baglamamasi gerekir ama ben ekonomideki basarinin cogunu IMF'nin uygulattirdigi politikalara bagliyorum. Ancak bu gelecekte de IMF'nin politikalarina destek verecegim anlamina gelmez.

Veysel Bey'in sorusuna cevap vereyim. Teorik olarak demokratlar dagitir, cumhuriyetciler toplar soylemi dogrudur. Ancak son 14 yildir olay bu sekilde cereyan etmemektedir. Ozelllikle Clinton baskanligi doneminde Amerikan butceyi "fazla" vermeye baslamisti (bunu cumhuriyetci kongreye de atfedebilirsiniz belki) ancak Bush son 70 yilin en sorumsuz (mali anlamda, ama siz politik anlam da yukleyebilirsiniz isterseniz) politikalarini uygulamaya soktu. Vergileri indirmesi bir artiydi ama savas harcamalari ve sosyal harcamalar olayi bitirdi. Butce aciklarinda rekorlar kirdi, kirmaya da devam ediyor. Yine de dunya (Cin, Japonya ve Avrupa) gelip Amerika'ya reel %1.5'den borc para vermeye devam ediyorlar.

Bu arada Amerikali cumhuriyetci parti Turkiye'deki AKP'ye daha yakin, ote yandan Amerikanin demokrat partisi Turkiye'deki CHP'ye daha yakin. O yuzden Turkiye'de cumhuriyetciler zaten iktidarda ve oldukca da basarili bir butce disiplini gosteriyorlardi bundan sonra ne olur izleyelim ve gorelim).