Anlaşılan o ki tüm dünya ekonomisi Keynesci aptallığa boğazına kadar batmış vaziyette (Keynesci ekonomi para basarak zenginlik, devlet eli ile çukur açıp-doldurarak iş yaratılacağını iddia eden bir ekonomik öğretiye denir). Havadan basılan para ile dans pistinin tozunu atan bu arkadaşları her gördüğümde (ki medyadaki fix temsilcileri New York borsasının gülücükler atan brokerlarıdır) nedense(!) aklıma çocukluğumuzun seksi hip hop şarkıcısı Ya Kid K. geliyor (yazının başlığı tanıdık geldi değil mi):
"Pump it up a little more (Ben)
Get the party going on the dance floor
See 'cos that's where the party's at
And you'll find out if you're too bad"
Tabii ekonomiden Paul Krugman kadar anlıyorsanız, yani hemen hemen hiç anlamıyorsanız,Ben ve Mario'nun DJliğindeki parti size ekonomiyi kurtaracak gibi görünebilir. Oysa bu adamlar ekonomiyi katletmekle meşguller. Nasıl mı: Sıfır faiz ile.
Ekonomi 101: Sokaktaki adam için finansal sektörü ve bankalar hiçbir işe yaramayan asalaklar. Oysa bu elemanların önemi büyük. Finansal sektörü ve bankaların fonksiyonu tasarrufları en etkin şekilde yatırımlara akıtmak! Bunun için karlı ve geleceği olan yatırımları, karsız ve dipsiz kuyu yatırmlardan ayırmaları lazım. Bu ayrımı sağlayan temel mekanizma ise faiz oranları, yani kısaca tasarrufları kullanmanın bedeli. Serbest piyasa tarafından belirlenen faiz oranları genelde tasarrufların en etkin şekilde karlı projelere akmasını sağlar. Merkez bankaları tarafından yapay bir şekilde sürekli sıfır seviyesinde tutulursa tasarruflar, karlı.karsız tüm yatırımlar akmasını, hatta defalarca şahit olduğumuz gibi daha çok karsız yatırımlarda çar çur olmasını sağlar. Amerikada ve Avrupada gördük: Sıfıra yakın faiz oranlarının tasarrufları nasıl gereksiz emlak projelerine ya da Yunanistan’daki gibi har vurup Harman savurmaya yönelttiğini.
Bu adamların yarattığı zarar sadece ekonomik de değil, daha fazlası tehlikede: Merkez bankaları taa dot com bubble’dan beridir Avrupa ve Amerika’nın on yıllardır oluşturduğu devasa birikimleri çoktan tarihin çöplüğüne atılması gereken devasa firmalara gömerek yok etmekle meşguller. Herşeyi taklit etmekten başka bir marifeti olmayan Çin’de geri kalır mı? Onlar da 2008’den beridir on yılların tasarrufunu kimsenin oturmayacağı konutlara, binmeyeceği trenlere ve de geçmeyeceği köprülere gömüyorlar. Bu insanlığın sadece ekonomisini değil tüm modern kazanımlarını tehlikeye atmak demek. Sonumuz kötü. Ama olsun borsalar iyi tutunuyor.
Bu yazinin biraz daha degisik asli Asia Singapore blogunda yayinlanmistir.