Pump, pump it up Ben, Pump it up a little more

"and get your boody on the floor tonight, make my day" diye devam eder sarki. Asya piyasaları dün, para basmadan sorumlu devlet memurlari Ben Bernanke ve Mario Draghi matbaanın kollarına asılacak ve dünya ekonomisinin kokuşmuş, boğazına kadar borca batmış ama  çevresi geniş tarafı için yine günü kurtaracak beklentisi ile coştu. Zaten bu Pavlov’un alpha dog’ları ve de onların eşit derecede aptal trading algoritmaları para basmanın lafını duyunca coşmaları ile meşhurlar.

Anlaşılan o ki tüm dünya ekonomisi Keynesci aptallığa boğazına kadar batmış vaziyette (Keynesci ekonomi para basarak zenginlik, devlet eli ile çukur açıp-doldurarak iş yaratılacağını iddia eden bir ekonomik öğretiye denir). Havadan basılan para ile dans pistinin tozunu atan bu arkadaşları her gördüğümde (ki medyadaki fix temsilcileri New York borsasının gülücükler atan brokerlarıdır) nedense(!) aklıma çocukluğumuzun seksi hip hop şarkıcısı Ya Kid K. geliyor (yazının başlığı tanıdık geldi değil mi):

"Pump it up a little more (Ben)
Get the party going on the dance floor
See 'cos that's where the party's at
And you'll find out if you're too bad"

Bu yazının ana konusunu özetleyen bir çalışma: Pompala pompala nereye kadar Ben?

Tabii ekonomiden Paul Krugman kadar anlıyorsanız, yani hemen hemen hiç anlamıyorsanız,Ben ve Mario'nun DJliğindeki parti size ekonomiyi kurtaracak gibi görünebilir. Oysa bu adamlar ekonomiyi katletmekle meşguller. Nasıl mı: Sıfır faiz ile.

Ekonomi 101: Sokaktaki adam için finansal sektörü ve bankalar hiçbir işe yaramayan asalaklar. Oysa bu elemanların önemi büyük. Finansal sektörü ve bankaların fonksiyonu tasarrufları en etkin şekilde yatırımlara akıtmak! Bunun için  karlı ve geleceği olan yatırımları, karsız ve dipsiz kuyu yatırmlardan ayırmaları lazım. Bu ayrımı sağlayan temel mekanizma ise faiz oranları, yani kısaca tasarrufları kullanmanın bedeli. Serbest piyasa tarafından belirlenen faiz oranları genelde tasarrufların en etkin şekilde karlı projelere akmasını sağlar. Merkez bankaları tarafından yapay bir şekilde sürekli sıfır seviyesinde tutulursa tasarruflar, karlı.karsız tüm yatırımlar akmasını, hatta defalarca şahit olduğumuz gibi daha çok karsız yatırımlarda çar çur olmasını sağlar. Amerikada ve Avrupada gördük: Sıfıra yakın faiz oranlarının tasarrufları nasıl gereksiz emlak projelerine ya da Yunanistan’daki gibi har vurup Harman savurmaya yönelttiğini.
 
Bu adamların yarattığı zarar sadece ekonomik de değil, daha fazlası tehlikede: Merkez bankaları taa dot com bubble’dan beridir Avrupa ve Amerika’nın on yıllardır oluşturduğu devasa birikimleri çoktan tarihin çöplüğüne atılması gereken devasa firmalara gömerek yok etmekle meşguller. Herşeyi taklit etmekten başka bir marifeti olmayan Çin’de geri kalır mı? Onlar da 2008’den beridir on yılların tasarrufunu kimsenin oturmayacağı konutlara, binmeyeceği trenlere ve de geçmeyeceği köprülere gömüyorlar. Bu insanlığın sadece ekonomisini değil tüm modern kazanımlarını tehlikeye atmak demek. Sonumuz kötü. Ama olsun borsalar iyi tutunuyor.

Bu yazinin biraz daha degisik asli Asia Singapore blogunda yayinlanmistir.
Read More!

Ekonomi Turk Kitabini Indirin

Ekonomi Turk Kitabinin 2. baskisini sponsorumuzun sayfasindan asagidaki linki takip ederek indirebilirsiniz:

Ekonomi Turk Kitabi 2. Baski

Read More!

Milyarder David Einhorn'dan Hisse Tuyolari

Hedge fon yoneticileri musterilerinden kazandiklari paralarin %30'u ile %80'i arasina bir miktarini ucret olarak alirlar. Kafasi calisan musterilerin bu paralari vermek yerine hedge fonlarin yaptigi islemleri kendi baslarina taklit etmeleri bazi durumlarda cok daha kazancli olabilir.

Milyarder David Einhorn yaptigi islemleri genellikle fazla gizlemeyen bir fon yoneticisi. Onun en son satin aldigi ve sattigi sirketleri merak ediyorsaniz bu konuda Insider Monkey sitesinde yayinladigimiz Billionaire David Einhorn's Latest Stock Picks baslikli yaziyi okumanizi tavsiye ederiz.

David Einhorn hedge fon yoneterek milyarder olan birisi ve gecmiste cok basarili hisse tavsiyeleri var. O yuzden bu yaziyi okumaniz yatirimlariniza yon vermekte de size yardimci olabilir. Read More!

Piyasa Bulteni - 28 Mart 2010 (Ekonomitürk2)

Başlamadan önce bir kez daha burada belirteceğimiz görüşlerin sizler için hiç bir şekilde yatırım tavsiyesi olmadığı, para vererek satın aldığınız gazete ve dergilerde görüş bildiren köşe yazarları ve piyasa oyuncularının söyledikleriyle bizim burada söyleyeceklerimizin aynı kategoride değerlendirilmesi gerektiğini hatırlatayım.

Piyasa Bulteni - 28 Mart 2010

Bu sene basindan beri en yanildigim tahminim dolarin deger kaybetmesi oldu. Amerika'nin 1.5 trilyon dolar butce acigi verdigi ve bu aciklarini da kapatmak icin gayret sarfetmedigi bir ortamda dolarin deger kazanmasi benim icin surpriz oldu. Diger bir surpriz de para basarak veya vergi veren vatandaslarindan toplanan paralari Yunanistan'in kurtarilmasina harcamak istemeyen Avrupa'da avronun deger kaybetmesi oldu. Bir paranin degeri futursuzca basildiginda ve havaya sacildiginda degil, onune gelenin istedigi gibi hareket edemedigi bir ortamda deger kazanir. Bu bakimdan avronun deger kaybetmesi degil, deger kazanmasi gerekirdi.

Piyasalar ara ara ekonomik gerceklerden saparak hareket ederler, sonra da dogru yolu bulurlar. Ben onumuzdeki donemde dolari tekrar deger kaybedecegini dusunuyorum.

Ikinci gorusumuz faizlerle alakali. Amerika bu kadar butce acigi vermesine ragmen 30 yillik faizler sadece %4.75 seviyesinde. Bu faizler de yakin bir zamanda %5'i gececektir. Turkiye'de de butcenin yilin ilk 2 ayinda beklenenden iyi performans gostermesi faizlerin bir miktar gerilemesine ve borsanin 57 seviyesini gecmesine neden oldu. Iki ay once $12.2'den alim yaptigim TKF Cuma gunu 13.75'den kapandi. Dolarin deger kazanmasi yuzunden bekledigim kadar yuksek getiriyi elde edemedim. Yakin bir zamanda bu hisseleri satmayi planliyorum. Neticede Turkiye borsalari icin 60 bin hedefime cok yaklastik. Hukumet yilin ikinci yarisindan sora yaklasan secimlerden dolayi tekrar sapitmaya baslayacak, eflasyon %12'e yukseldigi icin Merkez Bankasi faizleri yukseltecek ve Amerika'da da faizler yukselecegi icin borsa bir miktar gerileyecek. Riskler fazla, potansiyel getiri az.

Turkcell hisseleri ise borsadan bagimsiz hareket ediyor. Cok yakinda takip edemiyorum ama fiyatlar bana rekabetin devam ettigini gosteriyor. Fiyat rekabeti sonsuza kadar devam edemez, bir gun bitecek. Neticede biz bu kagidi faiz alternatifi olarak almistik, bir sene icerisinde faizden cok daha iyi performans gostermesini bekliyorum.

Dolarin deger kaybettigi bir ortamda altinin ve petrolun deger kazanmasini da bekliyorum. Altin 3 ay icerisinde tekrar $1200'i gececektir. Cuma gunu $1100 civarinda idi. Petrolde de $90 diyorum.

Read More!

Leon Cooperman Borsalar Hakkinda Ne Diyor?

Milyarder Leon Cooperman hisse senedi fiyatlarinin genel olarak cok dusuk oldugunu ve Amerikali yatirimcilarin hazine bonolarindan uzak durmasi gerektigini soyluyor. Leon Cooperman ayrica yatirimcilara 10 adet hisse tavsiyesinde bulunuyor. Sectigi hisselere Leon Cooperman's Stock Picks baslikli yazimizdan ulasabilirsiniz. Read More!

Kuyumcu Zincir Magazalari

Amerika'da neredeyse her seyin zincir magazasi var. Zincir magazalarin en buyuk avantaji mal tedarik ederken daha buyuk pazarlik gucunuzun olmasidir. Ayni zamanda ulke capinda reklam kampanyalari da yapabilirsiniz ve bunlari da ucuza getirebilirsiniz.

Amerika'daki zincir magazalardan bir tanesi Signet Jewelers (NYSE:SIG) adi altinda borsada islem goruyor. Insider Monkey sitesi yazarlarindan bir tanesi bu sirketi analiz eden bir yazi hazirladi. "Is Signet Jewelers A Hidden Gem?" baslikli yaziyi sitemizden okuyabilirsiniz. Read More!

Fiyat Kazanç Oranı Nedir? (Ekonomitürk2)

Blogumuzun yeni yazarı ... P/E rasyosu yani fiyat kazanç oranı nedir diye bir soru yöneltmiş. Borsada yatırım yapmak Türk insanının sevdiği faaliyetlerden değildir. Türkiye borsasındaki Türklerin payı %30-35 civarında seyrediyor, bıyıklı yabancıları da hesaba katsanız bu oran yine de %50’i pek geçmez. Yatırım yapanlara bakarsanız çoğu çok kısa sürelik spekülasyon yapan tiplerden oluşur. Adamlar ya teknik analiz kullanıp, orada kullanılan formüllerin verdiği mekanik al-sat emirlerini takip edip aracı kurumlara para kazandırmaya çalışır, ya da bir yerlerden duyduğu “tüyo” hisselerin peşine düşerek o hisselerde manipülasyon yapanları zengin eder.


Manipülasyon yapan Türkiye’de çoktur, bu konudan “borsada keriz silkeleme” başlıklı yazıda ve diger bir kaç yazıda daha önce bahsedilmişti. Manipülasyon ise zaten güvensiz Türk insanının borsadan iyice uzak durmasına neden olmaktadır. Bir de borsadan çekinip forex piyasalarında kumar oynayan budalalar var ki şimdi bu konuya hiç girmeyelim. Borsa uzun vadeli bir yatırım aracıdır, özellikle ne yaptığınızı tam olarak bilmiyorsanız teknik analiz gibi hurafelerin peşinden hiç gitmeyin. Teknik Analizin Analizi başlıklı bir yazıda da bu konuya değinmiştik.


Diyelim ki uzun vadeli yatırım yapıyorsunuz. Hangi hisseleri alacağınıza nasıl karar vereceksiniz? Öncelikle aktif olarak hisse seçip seçmemeye karar vermeniz gerekiyor. Hisse seçerken diğer yatırımcılardan daha akıllı olduğunuzu ya da bunca yıl bu işe emek harcamış profesyonellerden daha becerikli olduğunuzu düşünmenizi makul kılacak nedenleriniz yoksa sizin için en güvenli ve kazançlı yöntem pasif yatırımdır. Bu konudan da gelecek ay piyasaya çıkacak “Ekonomide Hurafeler ve Gerçekler” kitabında bahsediyoruz.


Lafı daha fazla uzatmadan aktif yatırımcıların fiyat kazanç oranını yatırım yaparken nasıl kullanacaklarını açıklayalım. Fiyat kazanç oranı şirketin bugünkü fiyatının şirketin son bir yıl içerisindeki karlarının toplamına bölünerek elde edilen orana verilen isimdir. Bugünkü piyasa değeri son 3, 5, veya 10 yıllık ortalama kara bölünerek de farklı bir fiyat kazanç oranı hesaplanabilir. Böylece şirketin karlarındaki bir yıllık değişkenliğin önüne geçilmiş olur. Shiller mesela piyasanın tamamı için 10 yıllık bir F/K oranıhesaplayarak borsanın fiyat seviyesi hakkında gözlemler yapıyor. Diğer bir yöntem ise şirketin bu seneki veya gelecek seneki beklenen kar oranına kullanmaktır. Mesela Turkcell şirketinin piyasa değeri 20 milyar lira olsun ve gelecek yıl da 2 milyar lira kar yapması bekleniyor olsun. Turkcell’in fiyat kazanç oranı 20/2= 10’dur.


Fiyat kazanç oranı bir şirketin normalize edilmiş fiyatıdır ama kullanırken bazı noktalara dikkat etmek gerekir. Bunlardan üyelerimizin $12 ödeyerek ulaşabildiği Ekonomi Türk 2 sitesinde bahsediyoruz. Özel üyelik için bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.


F/K oranı tek başına şirketin ucuz veya pahalı olduğu anlamına gelmez. Burada ihtiyacınız olan diğer bir girdi ise şirketin karlarındaki tahmini büyüme miktarıdır. Büyüme potansiyeli olmayan şirketlerin F/K oranları daha düşük olur, iflas etmek üzere olan şirketlerin F/K oranları da çok çok düşük olur. Öte taraftan küçük ama çok hızlı büyüyen bir şirketin karı ya çok düşük olabilir veya eksi dahi olabilir. Bu durumlarda F/K oranı ya çok yüksek olacaktır ya da hesaplanamayacaktır bile. O yüzden tek başına F/K oranını kullanmak çok sağlıklı sonuçlar doğurmayabilir.


Mesela benim geçenlerde aldığım Philip Morris şirketinin fiyatı $47 civarında idi ve şirket 2010 için $3,80 civarında bir kar bekliyordu. Bu benim bu sene $47 yatırım yaparak $3,80 kazanacağım anlamına geliyor (tabii şirket tüm kazancını temettü olarak dağıtmıyor ama kendimizi şirketin sahibi olarak varsayalım). Bu benim yatırımımdan bu sene %8,1 getiri elde edeceğim anlamına gelir. Ama ben PM şirketinin karlarının zamanla artmasını bekliyorum. Diyelim ki senede %5 artıyor olsun karları. Bu demektir ki benim gelecek seneki getirim %8,5’e, iki sene sonra ise %9’a, dört sene sonra %10, altı sene sonra %11’e yükselecek. Tabii reel getiriden bahsediyorum.


Oysa gelirleri yerinde sayan ama F/K oranı 10 olan başka bir şirkete de yatırım yapabilirdim. Bu durumda benim her sene getirim %10 civarında seyredecektir. Hisse alırken sizin için hangi durumun daha cazip olduğuna sizin karar vermeniz lazım. Tabii bu kararı vermeden önce hangi şirketlerin gelirlerinin zamanla daha çok artacağını vs. önceden tahmin edebilme gibi bir yeteneğinizin olması lazım.


Bunun haricinde F/K oranını tüm piyasa için uygulayıp borsanın genel olarak pahalı mı yoksa ucuz olduğuna karar vermekte de kullanabiliriz.
Read More!

Komur Sirketleri Cok Ucuzluyor

Amerika'da enerji endustrisinde cok buyuk bir teknoloji devrimi oldu. Belki de Amerika'nin disariya olan enerji bagimliligini buyuk olcude bitirecek bir devrim bu. Bunun sonuclarindan bir tanesi de komur fiyatlarinin ve komur ureten sirketlerin piyasa degerlerinin yere cakilmasi oldu. Geri donusu olmayan bir surec bu.

Bu konu ile ilgili detayli yazimiza "Avoid These Energy Stocks" linkinden ulasabilirsiniz. Read More!

2. Piyasa Bülteni: Bono, Borsa, Dolar (Ekonomitürk2)

Merhabalar, Ekonomi Türk 2 blogunu buraya taşıma işlemimiz devam ediyor. Başlamadan önce bir kez daha burada belirteceğimiz görüşlerin sizler için hiç bir şekilde yatırım tavsiyesi olmadığı, para vererek satın aldığınız gazete ve dergilerde görüş bildiren köşe yazarları ve piyasa oyuncularının söyledikleriyle bizim burada söyleyeceklerimizin aynı kategoride değerlendirilmesi gerektiğini hatırlatayım.


Bugun bono ve tahvil piyasalarindaki faiz oranlarina bir goz gezdirdim. Sunu soyleyebilirim ki piyasalardaki faiz oranlarini inanilmaz buluyorum. 6 aydan kisa vadeli kagitlarin faizi yaklasik senelik %7 civarinda seyrederken bir yil vadeli faizler %7,6 iken 21 ay sonrasina yonelik faiz oranlari da %8,9 civarinda.

Ben bu sene icerisinde enflasyonun %8'in uzerinde gerceklesecegini dusundugumden yukarida da goreceginiz uzere bir yillik faize parami koyuyor olsam negatif reel getiri elde edecegimi goruyorum. Hic mantikli gelmiyor. Enflasyona endeksli bonolarin faizlerine baktigimiz zaman ise 2 yil vadeli bonolarin faizi %2,6 civarinda seyrediyor. Normal bonolara kiyasla daha iyi bir getiri ama bu bonolara parami yatirsam boyum ne uzalir ne de kisalir.

Turkiye'de yasiyor olsaydim nasil yatirim yapardim diye dusunuyorum. Muhtemelen tasarruflarimin buyuk kismini faizde tutmaz, borsaya yatirirdim diye dusunuyorum. Iki hafta kadar once burada $12.2'ye aldigim TKF isimli Turkiye fonu su siralar $13.1'den islem goruyor. Iki haftada %7,4 kazanmisim. Bu parayla Turkiye'de hazine bonosu almis olsaydim ayni getiri icin neredeyse bir sene beklemek zorunda kalacaktim. Ote taraftan yine iki hafta once aldigim Philip Morris'den de %6'nin uzerinde bir getiri sagladim. Bugun de portfoyume 1 birim Morgan Stanley hisse senedi ekledim. Hissenin gelecek seneki beklenen kazanclari $2.75 civarinda gerceklesecek gibi gorunuyor, $3 tahmin eden analistler de var (yani potansiyel karlarinin 10 katina alim yapmisim). Finansal kagitlar hala riskli ama benim portfoyumde hemen hemen hic finansal kagit yoktu, ozellikle son 3-4 ayda da bu sektorun kagitlari yaklasik %20 dustu. Fiyatlarin azalmasi benim icin riski azaltti, ben de bugun $27.45'den bir birim MS hissesini portfoyume kattim. 

Dolar hakkindaki goruslerimi de ifade edeyim. Dolar ozellikle avronun deger kaybetmesiyle birlikte bir sicrama gerceklestirdi. Rezerv para olmasinin avantaji bu olsa gerek, her krizde dunyadaki avarel fonlarla Merkez Bankalari dolara yukleniyorlar. Kisa vadede doviz kurlarinin gidecegi yonu tahmin etmek imkansiza yakin bir sey, ancak uzun vadede ben ozellikle gelismekte olan ulkelerin para birimlerinin deger kazanmasini bekliyorum. (Forex hakkinda yazdigim onca yaziyi okumanizi tavsiye ederim, gercekten kisa vadede piyasalarin yonunu tahmin etmek imkansiz, ciddiyim). Hindistan'da bir amele veya temizlikci veya asci ayda $40 civarinda bir para kazaniyor. Cin'deki ucretler daha yuksek ama orada da ucretler dunyanin geri kalanina gore cok dusuk, bir fabrika iscisinin ayda $130 falan kazandigi soyleniyor.

Er ya da gec iki sey olacak. Ya bu ulkelerin parasi dolara karsi deger kazanacaktir ve dolar bazinda bu iscilerin maasi yukselecektir, ya da bu ulkelerde Amerika'dan daha yuksek enflasyon orani gerceklesecek ve nominal olarak kur yerinde kalsa da iscilerin yerel para biriminden maaslari yukselecektir. Enflasyon olmasi durumunda bu ulkelerin yerel para cinsinden bonolarinin getirileri artacaktir. o yuzden uzun vadede bu ulkelerin para birimlerine yatirim yapmak dolar faizlerine yatirim yapmaktan daha karli olacaktir.

Ben boyle dusundugum icin dolar kazancimin bir kismini Hindistan hisselerine yatiriyorum. Hindistan'in un buyuk ozel bankasi ICICI adinda bir banka ve bunun Amerika'da islem goren hisseleri (NYSE kodu IBN) var. O hisselerden elimde 1,5 birim var, kisa vadeli bir basari beklemiyorum, bu oldukca uzun vadeli bir yatirim benim icin. 

Turkiye borsasinin bu sene 60 bini gormesini bekliyorum, dolarin da dusmesini. Ama bir kac hafta oncesine gore simdi biraz daha karamsarim. Bu konudaki goruslerimi daha sonra paylasirim. Read More!

Portföy Çeşitlendirmesi Nedir? (EkonomiTürk2)

Blogumuza üye olan arkadaşlar için yatırım yaparken nelere dikkat ettiğimi anlatacağım bir dizi yazı hazırlıyorum. Tasarruf etmenin ve yatırım yapmamızın sebebi bugün gençken fazla olan çalışma gücümüzü kullanarak yaşlandığımızda ve çalışma gücümüz azaldığında kullanacağımız kaynaklar yaratmaktır. Yatırım bizim Türklerin borsada 15 dakikada spekülasyonlara değil, 20-30-40 yıl sonrasını düşünerek atılan adımlara denir. Bu kapsamda portföy çeşitlendirmesi yatırım yapmanın birinci kuralı olarak karşımıza çıkıyor. 2009 Nisan sayısında Turkishtime’daki köşemde yayınladığım portföy çeşitlendirmesi yazısını bir miktar değiştirerek aşağıya aktarıyorum.

Yazıda portföy çeşitlendirmesi (diversification) yapmamış bir kaç kişiden örnek verdikten sonra portföy çeşitlendirmesi nedir sorusunu yanıtlıyorum. Daha sonra yaşlandıkça yatırım stratejinizi nasıl değiştirmeniz gerektiğinden bahsediyorum. Hayatında tutumluluk kavramına yer vermemiş, har vurup harman savurmuş veya tutumlu olmasına rağmen aşağıda bahsettiğim kuralları hiçe saymış insanlardan çok var. Amerika’da süpermarket’e haftasonu gittiğimde krakerlerin üzerine krem peynir veya somon balığı spreadi (ezmesi?) koyup müşterilere ikram eden 75-80 yaşındaki nineler ne dediğimi size çok daha iyi anlatacaklardır. Neyse yazımıza geçelim.

Amerikalı yahudilerin bir çok özelliklerini takdir ederim. Çok çalışkandırlar, eğitime önem verirler, tasarruf ederler, girişimcidirler ve genellikle birbirlerini desteklerler. Tüm bunların bir sonucu olarak da diğer kültürlerden gelen insanlara kıyasla daha varlıklılardır. Ancak geçtiğimiz bir kaç ay içerisinde gelişen bir olay bazı yahudilerin yatırım yapmanın bir numaralı kuralını bilmediklerini gözler önüne serdi. Bir ömür boyu çalışıp didinip milyonlarca dolarlık bir servete sahip olan bir kısım yatırımcı tüm birikimlerini Bernie Madoff isimli geçmişte NASDAQ başkanlığı da yapmış, “son derece güvenilir” bir kişiye teslim etmişler. Ancak Bernie Madoff’un herkesin düşündüğü gibi başarılı bir hedge fon yöneticisi değil, aksine 20 yıldır saadet zinciri işleten bir dolandırıcı olduğu borsaların gerilemesiyle ortaya çıktı. Burada yatırımcıların yaptığı en temel yanlış tüm yumurtalarını aynı sepete koymaları yani portföy çeşitlendirmesi yapmamış olmalarıdır.

Benzer bir yanlış da dolar milyarderi efsanevi petrolcü T. Boone Pickens tarafından yapıldı. 26 değişik enerji şirketine yatırım yapan Pickens 2008’in son üç ayında fonunun %97’sini, yani $1.25 milyar doları, kaybederek hem servetinin önemli bir kısmından oldu, hem de yatırımcılarını hüsrana uğrattı. Pickens yatırımlarını tek bir sepete değil 26 değişik sepete koymuştu ama tüm sepetler aynı arabanın içerisindeydi.

Amerika’da bireysel yatırımcılara en çok verilen tavsiye S&P 500 hisselerine uzun vadeli yatırım yapan senelik komisyonu %0.1 gibi çok düşük olan endeks fonlarını almalarıdır. Vanguard ve Fidelity tarafında yönetilen bu fonlar borsa 2007’de zirve yaptığı zaman $1 trilyona yaklaşan miktarları yönetiyorlardı. 2008’in sonunda bu fonların yönettiği para miktarı $500 milyarın altına düştü. Nedeni S&P 500 endeksinin son 1.5 yılda değerinin yarısından fazlasını kaybetmiş olmasıdır. Yani yumurtalarını 500 tane değişik sepete koyan, ve bu sepetlerini ayrı ayrı arabalara koyan yatırımcılar da servetlerini koruyamadılar. Nedeni tüm bu arabaların hepsinin aynı gemi içerisine konmasıydı.

Aslına bakarsanız paralarını sadece Amerikan hisse senetlerine değil, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin borsalarına dağıtan yatırımcıları da benzer bir son bekliyordu. Yani dünya geneline dağılmış 5000 tane değişik hisse senedine yatırım yapmak da çözüm değildi. Özellikle küreselleşmenin yaygınlaşmasıyla birlikte bu ülkeler arasındaki korrelasyon da artmıştı, yani tüm dünya borsaları benzer yönde hareket etmeye başlamıştı. Amerika’da başlayan kriz, tüm dünyaya yayılıyor ve beraberinde tüm dünya borsalarını aynı anda aşağıya çekiyordu.

Yatırım yapmanın birinci kuralı tasarruflarınızı değişik sepetlere koymak değildir. Yatırım yapmanın birinci kuralı tasarruflarınızı birbirinden bağımsız hareket eden değişik sepetlere koymaktır. Bu iki cümle arasındaki fark emeklilik yıllarında planladığınız hayatı yaşayıp yaşayamayacağınızı belirliyor. 2008 yılında Amerikan borsaları %40’a varan oranlarda değer kaybederken, bono ve tahvil yatırımcıları %14, altın yatırımcıları %2 kazanıyordu. Portfoyünün %40’ını hisse senetlerine, %40’ını bonolara, %10’unu altına ve %10’unu gecelik faize yatıran sıradan bir yatırımcının 2008 yılındaki kaybı sadece %10 civarında gerçekleşirdi.

Yatırım yapmanın diğer bir kuralı ise yaşınız ilerledikçe yatırımlarınızda daha muhafazakar davranmanızdır. Gençlik yıllarınızda daha çok çalışıp, daha fazla birikim yaparak 2008 gibi bir yılda kaybettiğiniz tutarları yerine koyabilirsiniz. Ancak yaşlılık yıllarınızda böyle bir şansınız yoktur. O yüzden bir numaralı düşünceniz elinizdeki tasarruflarınızı korumak olmalıdır. Mesela Amerika’da portfoyünün sadece %20’sini hisse senetlerine ayıran muhafazakar bir yatırımcı yatırımcılar açısından son 70 yılın en kötü getirisine sahip 2008 yılını bile çok az bir miktarla da olsa karlı kapatacaktı.

Bugünlerde gazete ve dergilerde Madoff’a milyonlarca dolar kaptıran ve devletin yoksullara verdiği yemek kuponlarını kullanmak zorunda kalan yaşları 60-85 arasında değişen yahudilerin haberlerinde geçilmiyor. İnsan bir yandan üzülürken bir yandan da kendi düşen ağlamamalı diye içinden de geçirmiyor değil. Bize düşen bu durumdan ders çıkarmak ve aynı hatalara düşmemektir.

Read More!

Borsalar Pahalı mı Ucuz mu Nasıl Biliriz? (Ekonomitürk2)

Sorulara Mayis ayinin sonuna kadar cevap veriyorum. Bir uyemiz su soruyu yoneltmis:

Inan Bey selamlar.
Sorulara halen cevap veriyor musunuz bilmiyorum ama bir soru sormak istiyorum.
Bir borsanin ucuz ya da pahali olduguna neye göre karar veriyorsunuz?
Mesela IMKB pahali dediginizde bunu hangi verilerin isiginda degerlendiriyorsunuz
Tesekkürler

IMKB'nin pahali mi ucuz mu olduguna karar vermek icin uc tane veri kullaniyorum. Birincisi borsanin tamami icin Kazanc/Fiyat Orani. Diyelim ki borsadaki hisselerin toplam piyasa degeri 100 Milyar olsun. Borsadaki sirketlerin son bir yildaki kari da 9 Milyar olsun. Bu durumda borsa yatirimcisina senede kabaca %9 kazandiriyor demektir.

Borsalarin bir ozelligi kazanclarinin uzun vadede artiyor olmasidir. Birincisi enflasyondan dolayi sirketlerin sagladiklari urun ve hizmetlerin fiyatlari ve maliyetleri artar. Yani borsada islem goren sirketlerin karlari bir bakima yatirimcilari enflasyona karsi korur. Ikincisi, sirketler genellikle buyur ve karlarini arttirirlar. Turkiye ekonomisinin senede reel olarak %4-5 civarinda buyudugunu dusunursek borsada islem goren hisseler de uzun vadede %5-6 gibi ekstradan reel olarak kazanclarini arttirirlar diyebiliriz.

Borsalarin ucuz veya pahali olmasini belirlerken kullandigimiz ucuncu veri ise enflasyona endeksli uzun vadeli faizlerin oranidir. Cok zamandir bakmadim ama bu faizlerin seviyesi %3 civarinda idi, cok degismemistir herhalde.

Simdi enflasyona endeksli faizlere yatirim yapan bir kisi senede %3 kazaniyor ve bu rakam da seneden seneye artmiyor. Enflasyon farki da kazaniyor ama hisse senetleri de benzer korumaya sahip. Hisse senetlerine yatirim yapanlar ise senede %8-9 gibi bir miktar kazaniyor ortalamada ve bu rakam da her sene %6 civarinda artiyor. Borsanin dezavantaji kisa vadede ne yapacaginin belli olmamasi ve oynakligin cok yuksek olmasi. Ama bana sorarsaniz elde edeceginiz ortalama kazanc aldiginiz riskten cok daha yuksek.

O yuzden de surekli olarak borsanin ucuz oldugunu belirtiyorum.

Yorumlar:
Sayın Doğan,

Enflasyona endeksli faizler,şu an %2.24-2.27 civarında.
Faizler %10-20 bandına gelir ise imkb'ye pahalı diyebilirmiyiz?

1$+1£ ortalamsı ile hisse bazında olçüm yanıltıcı olabiliyor.İMKB100(genel) endeksine uygulamak ne kadar doğru?
Editor dedi ki...Reel faizler %10'un uzerine cikarsa borsaya pahali diyebilirsiniz ama gecti o gunler.

Borsanin degerini turk lirasi uzerinden hesaplamak lazim. Dolari avroyu karistirmayin hic.

İnan Bey,

Borsanın yatırımcına kazandırması konusu net olarak anlayamadım. Bu yıl firmaların kar dağıtımları %2-3 gibi düşük oranlarda oluyor, bu durumda reel kazanç dönüşünü nasıl hesaplıyoruz?

Borsadaki net kazancımız hissenin güncel değer değişim + kar payı dağıtımı olarak şekilleniyor değil mi?

şimdiden teşekkürler
Editor dedi ki...

borsanin gecmisteki getirisi dedigin gibi hesaplaniyor. Benim yaptigim gelecekteki getirisi konusunda tahmin yapmak.

Yukarida kullandigim yontem hisselerin borsadaki F/K oranlarinin degismeyecegini varsayiyor.

Uzun vadede muhtemelen borsanin F/K orani da daha yukari gidecek ve bu da borsanin normal buyumesinin disinda daha da yukselmesine neden olacaktir.


SAYIN DOĞAN,
http://haber.gazetevatan.com/Haber/376103/1/Gundem"Prof.Berksoydan devalüasyon uyarısı"Cari açık bu hızla büyürse devalüasyon olabilir!
Siz ne dersiniz?

Editor dedi ki...

Matematiksel olarak dogru bir ifade. iki sene oncesine kiyala cari acik 4 kat artti. Ayni hizla artmaya devam ederse 5 sene sonra cari acigimiz milli gelirimizi gececektir. 10 sene sonra cari acigimiz tum dunyanin milli gelirini gececektir. Bu da teknik olarak mumkun degildir.

O yuzden ya cari acigimiz bu hizla artmaya devam etmeyecektir ya da bu hizla artmaya devam etmeyecektir. Cari acigin cozumu devaluasyon degildir. Daha iyi cozumler vardir.



Read More!