Kritize.net sitesi
Sevan Nişanyan ile güzel bir röportaj yapmış. Röportajda benim en çok
ilgimi çeken kısım şurası oldu:
6-7 Eylül’den çok daha korkuncu Varlık Vergisi olaylarıydı. Türkiye’de esas gayrı Müslimlerin belini büken Varlık vergisidir. Çünkü 1942’deki Varlık Vergisi olayı sistemli bir soygun olayıdır. Gayrı Müslimlerin bütün mallarına, mülklerine ve paralarına el koydu devlet. Ve bunu açık açık devlet yaptı, açık açık Türk basınının tamamı, bütün spektrum baştan sona çığlık çığlığa bu olayı destekledi. Bunun verdiği ekonomik ve manevi tahribat çok daha büyüktür. 6-7 Eylül’ü çapulculara yıkabilirsiniz, devlet açıkça bir tavır almadı orada.
Evet, 6-7 Eylül’ün hukuki bir meşruiyeti olmamasına karşın, Varlık Vergisi bizzat TBMM tarafından onaylanmış bir kanun sonucu ortaya çıktı…
Hükümetin, meclisin ve Türk basınının el birliğiyle yaptığı bir eşkıyalık hareketidir Varlık Vergisi…
Hatırlarsanız biz de
Ismet Inönü döneminde
Türkiye ekonomisinin durumunu incelemiştik. Türkiye Cumhuriyeti ekonomik tarihinin en kötü performans gösterilen dönemi Ismet Inönü dönemidir. Rakamlar bunu söylüyor. Yapılan yanlışlardan bir tanesi de “varlık vergisi” konmasıdır. Nasıl bugün
varlık barışı adı altında vergi kaçıranları affetmek yanlış ise, varlık vergisi koyarak
vergi kaçırmayanların mallarına el koymak da yanlıştır.
5 Yorum Var.:
sevan nisanyan'in derdi daha ziyade, bir adaletsizlik oldugunu dile getirmek. ekonomik tahribat derken de, sanki gayri muslimlerin maddi kaybina isaret ediyor. genel ekonomik tahribatsa mevzu, ciftcilerden alinan verginin yarattigi tahribat muhtemelen daha yuksektir. aksini iddia ediyorsa, sadece bir kesimi hedef aldigi soylenen bir servet vergisinin, hele buyuk olcude tarima dayanan bir ekonomide, nasil buyuk ekonomik tahribat yaptigini aciklamasi lazim.
Yalçın Bayer'in verdiği rakamlar doğru ise Varlık Vergisi ile 315 milyon lira toplanmış. Diğer vatandaşlardan ise o dönem çıkarılan vergilerle 368 milyon lira toplanmış.
http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=41513&yazarid=42
Türkler'den daha çok vergi toplanmasına rağmen nüfus oranlarını hesaba katınca, adam başına düşen verginin çok orantısız olduğu görülüyor. Adam başına düşen gelir de o ölçüde orantısız mıydı araştırmak lazım tabi.
Bu vergilerde etnik ve dini ayrımcılık yapılmamış bile olsaydı, savaş nedeniyle illa ki bir biçimde kaynak yaratılması gerekiyordu. Savaş zamanında da tarafsızlığını korumaya çalışan Türkiye'ye de kimsenin borç vermek isteyeceğini sanmıyorum.
Nişanyan'ın röportajında benim en çok dikkatimi çeken nokta ise "Türkiye'de egemen sınıf müdür beyle albayımdır." dedikten dört cümle sonra "Hayatta tüm varlıkları bir otomobil ve bir dairedir." demesi oldu. İlginç bir egemen sınıf anlayışı.
Teke Tek'te izlediğim kadarıyla Halaçoğlu ile karşılaştığında tartışmayı bilmeyen, üslûptan habersiz ve bir de üstüne bilmediği konularda "bunlar resmi tarih" demesi, kalkıp Rus ve İngiliz arşivlerine bu şekilde yaklaşması bilimden ve ilimden anlamadığını ortaya koydu. Halaçoğlu şöyledir, böyledi dersiniz ama adam dinlemedi bile, laf salatası yaptı...
emin bey,
gelir idaresi baskanliginin web sitesindeki su tablo, vergilere dair detayli bilgi veriyor:
http://www.gib.gov.tr/fileadmin/user_upload/VI/GBG/Tablo_2.xls.htm
buna gore 1942 yilinda 304 milyon lira servet vergisi ile 146 milyon lira gelir vergisi toplanmis. bunlar, 1941 yilinda 26 ve 113 milyonmus. 1943 yilinda, 80 ve 276; 1944 yilinda ise 108 ve 302 olmuslar. milli gelirin dustugu bir donemde gelir vergisinden elde edilen vergi gelirlerinin artmasina dikkat etmek gerek. hazirda milli gelir verisi varsa, bunlari milli gelire oranlayip gelir vergisi oranindaki artisi kabaca bulabiliriz.
sonuc olarak, servet vergileriyle toplanan para daha cok. ama servet vergisi hali hazirda uretilmis olandan alindigi icin, ekonomik yonden gelir vergisine oranla daha az bozucu olmasini bekleriz. mesele ozel olarak varlik vergisinin degil de, genel olarak vergilerin yarattigi olumsuzluksa, devletin borclanma yoluyla bunlari hafifletebilecegi dogru. dis borclanma savas ortaminda mumkun degil, ama ic borclanma bir alternatif olabilirdi. abd, bu yolla savas yillarini sikinti cekmeden atlatti, ama turkiye'de bu ne kadar mumkundu arastirmak lazim.
adaletsizlik olup olmadigina gelince, bunun icin zengin muslumanlarla zengin gayri muslimleri, fakirlerle de fakirleri karsilastirip verginin uygulanmasinda ne derece ayrimcilik yapildigina bakmak lazim. toplanan vergi miktarlarina bakarak buna karar veremeyiz.
dr jekyll,
Çok aydınlatıcı bir cevap olmuş. Teşekkür ederim.
Varlık vergisi döneminde maliye'de çalışan Cahit Kayra'nın Teke Tek'e konuk olduğunu ve programda Varlık Vergisi'nden epeyce bahsettiklerini hatırlıyorum. Bu konuyla ilgiliyseniz, Fatih Altayli'nın web site'sinden program arşivi bölümüne ulaşarak bu bölümü izleyebilirsiniz.
http://www.fatihaltayli.com.tr/index.cfm
Yorum Gönder