Herkese bir doktora uydurursak bu iş olacak!

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz ile diğer Para Politikası Kurulu (PPK) üyeleri geçen pazartesi günü İstanbul'da ekonomi köşeyazarları ile bir toplantı yapmış. Yalnız söylentilere bakılırsa bu toplantıya sadece en az doktora derecesine sahip köşeyazarları davet edilmiş!?! Dün Sabah Gazetesi'nin Ekonomi Müdürü Cüneyt Toros yana yakıla bundan bahsediyordu. Doğrusu pek haksız da sayılmazdı. Bugün de aynı gazetede Aydın Ayaydın, pek de tasvip etmediğim bir üslupla, aynı konuyu ele alıyor.

Bu konuda benim de söylemek istediğim birkaç şey var. Merkez Bankası'nın raporlarını sürekli takip etmeye çalışan bir kişi olarak benim de uzun zamandır dikkatimi bu raporların sadece profesyonel iktisatçılara hitap etmesi çekiyordu. Nitekim Başkan Yılmaz'ın yukarıda bahsettiğimiz toplantıda yaptığı sunum da aynen öyle. Eğer söylentiler doğruysa demek ki artık Merkez Bankası açıklamalarını artık doktora derecesine sahip olmayan profesyonel iktisatçıların bile anlayamayacağını düşünüyor olmalı!! O zaman dişimizi biraz sıkalım, şöyle 2208 yılı civarında falan her vatandaşımızı iktisat (iktisat nedir) doktorası sahibi yapmayı başarırsak bu enflasyonla mücadele işini çözeriz!!!

Merkez Bankası politikalarının başarılı olması halkın güvenini kazanmasına bağlıdır. Kusura bakmayın ama hiçkimseden de ne dediğini anlamadığı laflar eden bir kuruma güven duymasını bekleyemezsiniz. Bana kalırsa Merkez Bankası'nın raporları sadece profesyonel iktisatçıların anlayacağı bilgileri değil halkın anlayacağı bilgileri de içermeli. Eğer siz bunu yapmak şöyle dursun bir de çıtayı daha da yükseltmeyi düşünüyorsanız yol yakınken bu işten vazgeçin derim. Ne siz üzülün ne de enflasyon düşecek diye kaç yıldır enflasyonun altında ücret zamlarına razı olan bizler üzülelim. Çünkü bu kafayla enflasyonu düşürmeniz biraz zor görünüyor. Millet yavaş yavaş enflasyonun altındaki ücret zamlarına isyan etmeye ve ekonomideki büyüme nedeniyle hakkettiği refah payını istemeye başladı. Enflasyon hedeften sapmaya devam ettikçe bu istekler giderek artacak. Yeni bir ücret-fiyat spirali başladığı takdirde ise enflasyonun nereye kadar gideceğini bilmemiz mümkün değil. Şimdilik yüksek işsizlik oranları bunu engelliyor ama ona da çok güvenmeyin. Elinizde iyi kötü bir imkan varken kurumunuza olan güveni daha da sarsmak yerine pekiştirecek adımlar atıp şu işi bitirin.

2 Yorum Var.:

molgu dedi ki...

FED raporlarını, Bernanke'nin konusmalarını okursanız veya Trichet'nin konusmalarını okursanız merkez bankasının dilinin agir oldugu elistirisini bu kadar rahat yapmazsınız. Piyasa oyuncuları merkez bankalarının raporlarını, duyuruları, konusma metinlerini satır satır kelime kelime okurlar ve satır aralarında gelecekteki duruslarını ogrenmeye calısırlar. Eger merkez bankaları kullandıkları dili basitlestirirler ve kesin, anlasılır, kısa cumlelerle metinleri yazarlarsa piyasa oyuncuları ile basetmeleri mumkun olmaz, piyasa oyuncularının elinde oyuncak olurlar. Hatta Merkez Bankasının uslubunu daha da zor anlasılır hale getirmesi gerekir. Enflasyon ile mucadelede ic talebi kontrol eden bir merkez bankası'nın mesajları halka direkt ulastırmasına gerek yok, zaten media ulastırıyor. Vatansdaslar ben merkez bankasının sitesine gireyim enflasyon raporunu okuyayım demiyorki, piyasa oyuncuları, yazarlar, akademisyenler okuyorlar bu metinleri. dolayısıyla bu metinlerin dilinin biraz agır olması merkez bankaciliginin dogasindan kaynaklaniyor.

Sayın Ekodok, Merkez Bankası faizleri indirdigi zaman sertce elestirmistiniz, enflasyon rakamları da merkez bankasının haklı oldugunu gosteriyor, neden tebrik etmiyorsunuz MByi?

ekodok dedi ki...

Sayın Molgu,

Sözünü ettiğiniz ülkelerle Türkiye arasındaki temel fark, onların fiyat istikrarını korumaya çalışması, yani enflasyonu yıllardır bulunduğu belli bir düzeyde tutma çabası, bizim ise önce enflasyonu belli bir düzeye düşürmeye çalışmamız. Bu dezenflasyon çabasında da olmazsa olmaz şart toplumun desteğinin alınmasıdır. Hadi Merkez Bankası sözünü ettiğiniz raporları profesyonellere yönelik olarak yazmaya devam etsin, faizi ne zaman artırıp ne zaman indereceğini açık etmesin. Ama bu arada halka da onların anlayacağı dilden birşeyler söylesin. Serdengeçti'nin zamanında bunlar yapılıyordu. Yılmaz döneminde ise bu ihmal edilmeye başladı. Halbuki dezenflasyon süreci sona ermedi, hala devam ediyor.

Merkez Bankası'nı faizleri indirdiği zaman sertçe eleştirdiğim yazımı ise kusura bakmayın hatırlayamadım. Ben sadece bu indirimin benim için sürpriz olduğunu yazmıştım. Eleştirdiğim ise Zafer Çağlayan'dı. O yazıyı dikkatli bir şekilde okursanız bunu anlarsınız. O yazının girişinde yaptığım ve hemen akabinde şaka olduğunu belirttiğim şakayı ciddiye aldınızsa birşey diyemeyeceğim tabii.