Bir Teroristin Gozunden

Insanlara su teror problemini adim adim cozelim seklinde bir oneri getirdim ama aldigim cevaplardan memnun olmadigimi belirtmeliyim. Kimisi direkt analize dalmis, kimisi bu olay psikolojiktir rakamlarla cozulmez demis, vs. Herneyse, biz o zaman yine bildigimizi okuyalim.

Okuyucularimizin yorumlarina bakarsaniz, binbir turlu yorum gorursunuz, kafanizin karismasi isten bile degil. Peki bu olaya nasil bilimsel yaklasabiliriz?

1992 Nobel Odulu Sahibi Gary Becker "Sucun Ekonomisi" alaninin onculerindendir. Teror konusu da suctan cok farkli degildir. Bir terorist terorist olmaya karar verirken getirisine ve goturusune bakarak karar verir. Istisnalar vardir, aile baskisi veya terorist organizasyonun zorlamasiyla da terorist olanlar vardir. Ama insanlari terorist olmaya iten bazi "genel etkenlerin" varligi da ortadadir diye dusunuyorum.

Zaten bu konuda yapilmis calismalar da var. Mesela 2002 yilinda Dorothy Manning su sonuca ulasmis:

"This article considers whether the economic model of crime can be applied to terrorist activity. It concludes that the model does explain both secular and religiously motivated terrorism: policy–makers wishing to reduce terrorist activity should aim at devising policies which increase costs and/or decrease benefits to change terrorist incentives. The 'war' should continue as long as the probable costs to society incurred by terrorist activity are greater than the costs of abatement."

Diger bir calisma ise "A law and economics perspective on terrorism" baslikli Nuno Garoupa, Jonathan Klick, Francesco Parisi tarafindan Public Choice (Leiden: Jul 2006. Vol. 128, Iss. 1-2 p. 147) dergisinde basilmis. Makalede soylenenlerden en cok su ilgimi cekti. Terorism, adi suclardan ziyade organize suclar kapsamina girer. O yuzden de bu baslik altinda yapilmis calismalara bakilmalidir. Teror sucunu isleyen ile bundan fayda saglayanlar farkli kisilerdir. Faydalar organizasyon icerisinde dagilir. O yuzden sadece teroristi degil, onu tesvik edenleri veya terorden cikar saglayanlari da cezalandirmak gerekir. Ornek olarak da Israilde teroristlerin cekirdek ailesinin evlerinin yikildigi veriliyor.

Eski terorist basi Semdin Sakik da

"Geçmişte çocukları dağa çıkan aileler, çocuklarını ikna edip indirmek için akla hayale gelmeyen yöntemler uygularlardı. O dönemde dağda olmanın aileye getireceği siyasi, ekonomik rant yoktu. Hatta, o aile çevre içinde tecrit durumundaydı. Ama, 30 yılda bu konuda da bir değişim yaşandı. Şu anda çocukları dağda olanlar, dağda kimsesi olmayanlardan daha fazla siyasi ve ekonomik rant sağlayabiliyorlar. Örneğin, çocukları dağda olan ya da dağda vurulan ailelerden birileri belediyelere alınıyor, belediye imkanlarından yararlandırılıyor. DTP milletvekilleri ve yöneticilerinin hemen tamamının vurulmuş veya dağda yakını bulunuyor." diyor.

Gerisini siz anlayin.

Ilginc bir konu. Cozumune ulasmak icin bu konuda yapilmis calismalari okumak ve Turkiye'ye uyarlamak gerekiyor. Ayrica Turk halkinin gercekten ne kadarlik bir bedel odemek istedigini de iyi tespit etmek gerekiyor. Demokrasi, insan haklari gibi konulardan ne kadar uzaklasacagimiza ve fasizme ne kadar yaklasacagimiza da karar vermemiz gerekiyor. Herkesin bu bahsettigim konulardaki tercihleri (veya varsayimlari da diyebiliriz) farkli oldugu icin ortaya attiklari "cozum" onerileri de farkli oluyor. Kimisi bastiralim, bedel onemli degil, onemli olan ulke butunlugu diyor. Kimisi de sunlari soyluyor:

O topraklarin bize getirisi goturusunden daha fazla, cok buyuk yatirimlar yapsak bile getirisini yukseltemeyiz. Ote yandan askeri cozumun maliyeti cok yuksek, hem can kaybi hem de para kaybi. Teroristleri daglardan kovalasak bu sefer sehirlere inecekler. Insanlar kavun degil ki dibini koklayip anlayasin, asimetrik enformasyon probleminden dolayi teroru sifira indirmek imkansiz. Ya simdiki yapida hem kan hem de para kaybederek o topraklari elimizde tutmaya devam edecegiz, ya da akilli hareket edip o topraklari elimizden cikaracagiz.

Ben ise daha problemin ve tercihlerimizin ne oldugunu bile bilmedigimizi, bu kosullar altinda yaptigimizin bir kor dovusunden oteye gitmedigini dusunuyorum. Aklin, mantigin, bilginin ve bilimin olmadigi yerde duygularla/varsayimlarla isleri idare etmeye calisiyoruz gibime geliyor. Bu kafayla gidersek askere, zor aliriz teskere.

Not: Bizim soylediklerimize yakin bir yaziya buradan ulasabilirsiniz.

5 Yorum Var.:

Burcuk dedi ki...

Selamlar,

Yazdiklarinizin bir kismini universitede law&economics dersinde gormustum. O zaman bunun terorle baglantisina bakmamistik biz tabi trespass veya hirsizlik gibi suclar uzerine yogunlasmistik. Bu kadar 'haydi bre savasa' yazilarinin arasinda bazilarinin cozume hala daha mantik cercevesinde yaklastigini gormek guzel.

Tesekkurler!

ekşi iktisat dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
ekşi iktisat dedi ki...

son grupta olanlara oyun teorisindeki chain store paradox'a bir bakmalarini ve dusuncelerini bir defa daha gozden gecirmelerini onerecegim. dinamik ortamlarda bu gibi statik hesaplar cuvallayabilir. biz anadoluyu bizanstan boyle boyle almistik.

ayrica bu meselelerde reputation da onemli. ulusal onur, gurur vs. gibi irrasyonel duran kavramlar, oyun teorisinin tekrarli oyunlar perspektifinden bakildiginda o kadar irrasyonel durmayabiliyor.

bi de bazen bu gibi durumlarda ara ara cilgin takilmak, en azindan cilginliga bir miktar acik kapi birakmak, tamamen rasyonel olmaya calismaktan daha avantajli olabilir. ozellikle pazarlik masasinda zayifsaniz, islerin kontrolden cikip herkese zarar verme tehlikesini yaratip guclu taraftan daha fazla sey kopartabilirsiniz. tabii olcuyu kacirmamak, akliselimi tumuyle kaybetmemek lazim.

iste boyle. iktisat temelli bir analiz gorunce imrendim, bir kac sey eklemek istedim.

şekerim dedi ki...

Şu son grupta olanlarla ilgili
mütevazi bir vatandaş olarak bende bir/iki lakırdı etmek isterim.

Ben bu gruptakileri "HÖT" diyeni
"DÖT" anlayıp;arkasını dönüp
bi de üstüne tapusunun %50sini
verenlere benzetiyorum.
(sözüm meclisten dışarı)

Ne yaparsın..? dünya bu!?
Rasyonel getiri/götürü hesabı..

Tilkiler OSSURUNCA börtü böcek
fırtına çıktı zannedip terk-i
diyar ederlermiş..
(Ülen.. yerim ben bu hesabı be..!)

MAVİMTIRAK dedi ki...

Sekerim yukarida cok guzel ifade etmis. Dagdaki bir kac bin eskiya ve onlari destekleyen nufus olarak azinliktaki bir gurup bolge halki icin annanemin evine ben vize alarak mi gidecegim? Vaktinde cezayiri fransaya verip bu dertten kurtulalim dedik, sonra fransizlari kahramanmarasda bulduk. Ozel askeri birliklerle eskiyaligin yasam beklentisi dusurulur insanlar iki kere dusunur daga cikmadan. Ya devlet basa, ya kuzgun lese...