Enflasyon uzerine Beyin Jimnastigi

Okuyucularimizdan bir tanesi blogumuzdaki yazilarin hafif siklet kacmaya basladigini belirtmis (kose yazari olan okuyucularimizdan bir tanesi olsa gerek, kullandigi dilden o anlasiliyor). Benim fazla vaktim olmadigini daha once belirtmistim. Yine de bir esneklik yapip bu konuda diger arkadaslarla yaptigimiz tartismalari "ham" haliyle hizmetinize sunuyorum. Icerisinde bir suru dusunce var, tam anlamiyla bir sonuca vardigimiz da soylenemez. Yine de bu ise ciddi anlamda el atmak isteyen bir arastirmaci icin burasi iyi bir baslangic noktasi olabilir.

Devlet Nedir    UNESCO Nedir    Bono Nedir?    Reeskont Nedir    Enflasyon Nedir  Aritmetik Ortalama Nedir  Forex Nedir

Problemi tanimlayalim: Merkez Bankasi enflasyon hedefini 2007 yili icin %4 olarak belirledi (ya da belirletildi). Gorunen o ki bu hedef tutturulamayacak.

Tartisma: Bu konu hakkinda en son Subat 2007'de yazi yazmistim. Merkez Bankasinin %4'luk hedefi tutturamayacagini ben size daha o zaman soylemistim (Faiz uzerine yazdigimiz yazilar) . Tabii o zamanki tartisma baska idi, karaktersiz kose yazarlari (silahsorler) "dunyanin en yuksek reel faizini oduyoruz" seklinde zirvaladiklari icin biz bu tartismaya girmistik. Simdi ise enflasyonun hedeflenenden daha yuksek cikacagi gun gibi ortada oldugu icin bu sefer kendilerine kurban olarak Merkez Bankasini ve enflasyon hedeflemesi yontemini secmis durumdalar. Ben size kendi gorusumu aktarayim (diger arkadaslara attigim emailden alintidir).

1. Uzun sureden beridir gida fiyatlarinin ve kiralarin ulkemizde dusuk oldugunu belirtiyordum. Disariya acildikca bu fiyatlarin Avrupa'daki fiyatlarla benzer bir cizgiye gelmesini bekliyorum. Gecenlerde Hurriyet'te kiraz ihracatiyla ilgili bir haber vardi mesela, "2000 yılında 11 bin 940 ton olan ihracat rakamı, çeşit deseni, dış satım için gerekli olan paketleme evlerinin ve taşıma sistemlerinin modern şekilde düzenlenmesi ile 2004 yılında 39 bin 732 ton olarak gerçekleşti." diyor. Disariya daha cok sattikca icerideki fiyatlarin da yukari gitmesi normal. Ihracat icerisinde tarim urunlerinin payi ne kadar ve nasil hareket ediyor bakmadim, ama yukari gittigini varsayiyorum.

Kiralar hakkindaki analizi de daha once defalarca yapmistim zaten.

Ucuncu bir nokta ise ethanol talebi yuzunden misir gibi urunlerin fiyatinin artmasi ve bunun da diger tum tahil urunlerinin fiyatini dalgalar halinde arttirmasi. Bir muddet sonra ciftcilere yardim yapmamiza gerek bile kalmayacak ama onlar yine de "aglamaya" devam edeceklerdir.

Yani, bence ithalattan dolayi degil, ihracattan dolayi enflasyon oluyor.

2. Yapisal Reform: Herkes soyluyor kimse ne oldugunu bilmiyor. Gecen aylarda "indirim yapmak isteyenler 3-5 ay onceden izin almak zorundadirlar" seklinde bir kanun yururluge girmedi mi? Birakin piyasayi serbestlestirmeyi, bir suru yeni engel ortaya cikariyoruz. Isi gucu birakacagim, Turkiye'ye gelip adam gibi kaliteli urunu ucuza satan bir magazalar zinciri kuracagim o olacak. Ama simdi bir suru burokrasi ile ugras, ithalat icin bir suru cemberden atla, takla at, vs. takatim yok.

3. Overshooting: Gecen sene birileri "madem her sey cok iyi, niye sirket karliliklari cok dusuk seviyelerde" seklinde bir elestiri getirmisti. Yine gidip rakamlara bakmadim ama bu ifadenin dogru oldugunu varsayacagim. Bu durumda sirketler oncelikle enflasyondaki dususu oldugundan daha buyuk tahmin etmis ve zam yapmamayi secmis olabilirler. Gecen sene yaptiklari hatanin farkina varip "catch up" yapmak icin bu sefer fiyatlari daha cok yukseltmis olabilirler. Neticede Turk sirketleri pazar payindan cok karliliga daha cok onem veriyorlar (sermaya azligindan olabilir bu). Dedigim gibi rakamlara bakmadim, sadece iskembeden salliyorum.

4. Son olarak ucretler gecmisteki enflasyon oranina bakilarak belirleniyor, bu da enflasyonun dusmemesini garanti eden bir uygulama (bakiniz memurlara yapilan enflasyon fark zamlari). Ayni davranis bicimine ureticiler de sahipler. Eger kendi sattiklari urunun fiyati enflasyonun altinda kaliyor ise bunun acisini ilk firsatta cikariyorlar.

Bu arada Deniz Gokce "Dolar bazında bakıldığında dünyada 1 Mayıs itibarıyla “tüm mallarda” fiyat artışı yüzde 15.3 civarında." seklinde bir argumani ortaya atiyor (enflasyonu ithal ediyoruz argumani). Nereden bulmus bu rakamlari? Ayrica madem dolar bazinda mal fiyatlari bu kadar artmis, Amerika gibi disa bu kadar acik bir ekonomide enflasyon niye bu kadar dusuk? Bir bilen varsa ve aciklarsa sevinirim.

Yukaridaki maili gonderdikten sonra su cevabi aldim (yazarlarimizdan bir tanesine ait):

1. Tum mallar ile kastedilen, Economist dergisinin yayinladigi "The Economist Commodity-Price Index" tablosunda "All Item" olarak gecen sey.

2. TUIK'in ithalat birim endekslerine gore son bir yilda ithalat fiyatlari (Turkiye icin) dolar bazinda %10.2 artmis.

3. Department of Labor verilerine gore ise (yahu Amerika'da niye tek bir Istatistik Kurumu yok, ticaretten Calisma Bakanligi mi sorumlu?) Amerika'nin ithalat fiyatlarindaki artis (tabii dolar bazinda) %1.9 http://www.bls.gov/news.release/ximpim.t01.htm. Bu kisim Amerika'da neden enflasyon dusuk sorusuna cevap oluyor.

4. Benim anlamadigim sey su: Neden bizim ithalat fiyatlarimiz 10.2 puan artarken Amerika'nin 1.9 puan artiyor?

Gordugunuz uzere enflasyon konusunu destikce cevabini bulmamiz gereken soru sayisi giderek artiyor. Bunu detaylica arastiracak hem de bu isi bedavaya yapacak birisini tanimiyorum ben, o yuzden sizi bu sorularla basbasa birakiyorum. Hatta daha bitmedi, bir kac yorumu daha asagiya aktarayim (bu gorusler de yazarlarimizdan bir tanesine aittir):

1. "Enflasyonu, disaridan gelen sermaye yolu ile ithal ediyoruz" tezine katilmiyorum. Benzer bir seyi Ege Cansen'de yazmisti. Enflasyonu yaratan, yabanci sermaye ve yabanci sermayenin yukselttigi varlik fiyatlaridir seklinde. Bence siz fazla "arz" yanlisi dusunuyorsunuz, talep kismini da gozonune almak lazim. Global likidite bol diye disarida borclanma maliyeti dustu, tamam. Ama bizde kredi faizleri yuksek. Tuketici kredilerinin %95'i TL cinsinden. Bakiniz bankalarin disaridan buldugu krediye, nasil bicak gibi kesildi. Eger disaridan bulduklari parayi iceride talep eden yoksa, disarida para bollugunun bir anlami olur mu? Reel kesim disaridan borclaniyor, bunun cogu yatirima (o da kesildi) ve uretimin finansmanina gidiyor. Tuketimi yukseltecek bir gelir etkisi (ucret artisi seklinde) zayif.

Ege Bey'in kastettigi varlik fiyati isi ise tamamen Amerikan literaturden ithal bir arguman. Amerika'da varlik fiyatlarinin artisi, gelismis finans sistemi sayesinde (mortgage, credit line vs), gelir akimi yaratiyor, tuketimi arttiriyor. Bizde var mi boyle bir etki? Varlik fiyati ancak kiralari etkileyebilir. Sonucta etkilesim varsa bile (ki yok) nerede o zaman tuketim? Enflasyon var ama tuketim yok, benim kafam bunu almiyor.

2. Mantik gereki o zaman maliyet tarafina bakmak gerekiyor. Doviz kuru dustu tamam. Ama ithalat birim endeksi son 12 ayda %12 artmis. Disaridan enflasyon mu ithal ediyoruz?

3. Hizmet fiyatlarinda Ekodok hakli olabilir. Millet iki basamakli zamlara alismisken, tek basamak abes kacar. Ama mal fiyatlari neden yukseliyor? Bakiniz otomobil satislari gecen seneye gore %30'dan fazla dusmus. Araba fiyatlari ise % 20 artmis. Sevgili galerici arkadaslar. Manyak misiniz siz be? Disaridan ithal edilen giyim mallari miktari son %25'den fazla artmis (en cok artan sektor bu ithalatta). Rekabet fiyatlari dusurur ya. Ama Nisan enflasyonuna bakiyoruz. Giyim sektoru gecen seneden fazla zam yapmislar. Ne oluyoruz yav!

Bir yazarimiz da "MB'nin faiz kararlarinin enflasyona direkt olarak ne kadar etki yaptigini
dusunuyorsunuz?" sorusuna karsilik su gorusleri ifade ediyor:

"TCMB'de bu konuda gecenlerde bir uzmanlik tezi yayinlanmisti. Hatta Orhan Karaca da bu calismanin bulgularini degerlerdiren bir yazi yazmisti. Isterseniz onlara bir bakin. Bu calismanin sonuclarina gore Turkiye'de faiz artislarinin reel ekonomi uzerinde bir etkisi yok. Faiz artislari enflasyonu ise, en azindan kisa vadede, beklenenin aksine, pozitif yonlu olarak etkiliyor. Fakat malum ekonomimiz bir yapisal degisim icinde. Gecmis doneme iliskin verilerle yapilan bu calismanin sonuclarina ne kadar guvenebiliriz bilmem. Bu arada TCMB para politikasi kararlarinin ic talep uzerindeki etkisinin 6-9 ay icinde gorulecegini soyleyip duruyor ama biz gecen yaz daha faizler artirilir artirilmaz ic talebin pike yaptigini gorduk. Fakat bu faiz artisindan mi kaynaklandi yoksa dalgalanma sonrasi ekonomik birimlerin gelecege guveninin sifirlanmasindan mi orasi belirsiz. Ote yandan Tugrul'un dedigi gibi ic talep geberik gibi gorundugu halde enflasyonda bir dusus falan da yok. Velhasil durum oldukca karisik. Dogrusu ben bu isin icinden cikabilmis degilim. Neler oldugunu bilen varsa bana da anlatsin."

Simdilik bu beyin jimnastigini burada noktalayacagim. Yalniz bilmeniz gereken bir kac rakam vermek istiyorum. Subat ayinda enflasyona endeksli tahviller ihrac edildiginde faizleri %10 olarak belirlenmisti. Bu tahvillerin vadesi 5 yil idi. Ayni gunlerde 5 yil vadeli tahvillerin nominal faizi ise %18 civarinda idi. Bu da bize onumuzdeki 5 yil icerisinde ortalama enflasyon beklentisinin %7-8 civarinda oldugunu soyluyor. Son rakamlara bakmadim ama resimde cok bir degisiklik yok. Bahsettigim tahviller arasindaki getiri farkini Merkez Bankasinin kredibilitesini olcmek icin kullanabilirsiniz. Kredibilite oyle kolay kazanilabilecek bir sey degil.

Yeri gelmisken bu konuya da deginelim. Merkez Bankasinin hedeflerinin inandirici olmadigini Subat ayinda soylemistim ve gercekten enflasyonu dusurmek istiyorlarsa faizleri daha da yukseltmeleri gerektiginden bahsetmistim. Maalesef bunu yapabilecek kadar ne toplumsal ne de politik bir destege sahipler. Yani Merkez Bankasi aslinda cok da bagimsiz degildir. Faizlerin yukseltilmesi ekonomiyi resesyona sokacak ve enflasyonu dusurecektir. Buyume Merkez bankasi hedefleri arasinda olmadigina gore "rasyonel olarak" buyume ile ilgilenmemeleri gerekirdi ama davranislarindan buyume konusunda da kaygi duyduklari sonucunu cikariyoruz.

Ben ekonomik buyumedeki yavaslamaya ragmen enflasyonun dusmemesini ekonominin yapisina bagliyorum. Yani enflasyonun son iki yildir dusmemesinin sorumlusu bence Merkez bankasindan cok Erdogan hukumetidir. Yanlis anlasilmasin, enflasyonun bu seviyelere kadar dusmesinde de Erdogan hukumetinin katkisi cok buyuktur. Anlayacaginiz ekonomi yonetiminde kademe atladik ama yine de en ust seviyeye ulasabilmis degiliz. Nasil futbolda eskiden yenildigimiz Avusturya, Irlanda gibi takimlara simdi 5 cekiyorsak, ekonomide de durumumuz aynidir. Simdi yapmamiz gereken Italya, Fransa, Almanya gibi takimlara karsi da galip gelecegimiz bir futbolu sahaya yansitmaktir. Bunu basarabilir miyiz peki?

Bence hayir. O yuzden de tahvil alacaksam %17.5 nominal faiz yerine %10'luk reel faiz veren tahvilleri tercih ederim.

Uzun ve daginik bir yazi oldu. Icinde de bir suru eksikler ve cevaplanmamis sorular var. Sikayet edecekseniz hic etmeyin, gozlerinizi kapatin ve bu yaziyi hic yayinlanmamis varsayin. Dunya kadar vakit harcadim, en azindan bir kisiden TEGV'e 10 YTL bagis bekliyorum.

6 Yorum Var.:

ahmet dedi ki...

Ben Ercan Kumcu'nun bu konudaki fikirlerine daha yakınım. Gerçekleşen enflasyon rakkamları sanılanın aksine gelecek için çok fazla bir şey söylemiyor. Beklentilerin geçmiş enflasyonu baz almasını da engelleyemmesiniz. Sermayenin girisi çikisiyla ortalıkta çok fazla 'gürültü' varken TCMB'nin bilançosuna daha fazla önem vermesiyle uzun dönemde daha iyi sonuçlar alınabilirdi. Ancak bunun gerçekleştirilmesi için elimizde yeterli enstrüamanlar var mı ? Bence yok. Sistemi değitirmek, paranın ihale usulü alınıp satılması prosedürüne geçmek gerekir (2000 öncesinde olduğu gibi). Bu kısa vadeli faizlerin piyasaya bırakılması anlamına gelecektir. Ancak para talebi zaman zaman çok istikrarsız olabileceğinden sonuçlarını kestirmek zor. Bir de 'ben enflasyon hedeflemesini' bırakıyorum dediğinizde bunun nasıl karşılanacağını düşünemeniz de gerekir.

Fatih bey ise bilinen şeyleri tekrarlıyor, ne yazıkki ufuk açıcı olamıyor. Bu yöntemin inandırıcı olabilmesi için öncelikle enflasyonun dinamiklerini iyi tarif etmek gerekir. Ayrıca günlük faizle fiyatlar arasındaki ilişkiyi, en azından teorik olarak, net bir şekilde kurulmalı. Ancak bundan sonra Fatih beyin söyledikleri yerine oturabilecektir.

a.çavuşoğlu

Adsız dedi ki...

Sevgili Ekonomix,

Ben bu yaziyi sevdim. Insani dusunmeye ve sorgulamaya sevk ediyor. Istanbul'da yasayan bir tuketici olarak, giyim fiyatlari konusu benim de dikkatimi cekiyordu. Indirimli satislar konusunda alinan karar da super gerizekalilik ornegi. Cula caputa para harcamayi sevmeyen biri olarak beni cok ilgilendirmiyor.

Sevgiler,
T'Pol
Not: 3353'e mesaj gonderip, bu guzel yazidan oturu TEGV'e bagista bulundum. Zaten artik pacavraya donmus gazetelere para vermiyorum. Daha iyi bir amac ugruna para harcamis olalim.

Adsız dedi ki...

TEGV 'e kredi kartı ile bağış yapmayı denedim ama başarısızlıkla sonuclandı,ve bu ilk girişimim değildi. 3353 faturali hatlar için, benim hat kontorlu. Kredi karti ile bagis yapmış olan var mı? Heralde parayı cüzdana koyup, TEGV'e binasini gidip elden teslim etmem gerekiyor.

Adsız dedi ki...

Teşekkürler. Biraz karışık da olsa hiç olmazsa “food for thought” içerikli bir yazı olmuş.

Öncelikle benin “enflasyon hedeflemesi”nden anladığım, MB’nin bir hedef belirlemesi ve dış ve iç ekonomik konjonktüre bakarak hedef enflasyona ulaşmak için elindeki değişik imkan ve parametrelerle optimum bir strateji belirlemesi. Eğer para tabanının veya MB parasının kontrolü bugünkü konjonktür içinde enflasyon konusunda etkili bir silah ise, bunları da tabii ki (nedenlerini şeffaflık ilkesi dahilinde piyasa ve kamuoyu ile paylaşarak) kullanabilir. Bunları kullanması MB’nin enflasyon hedeflemesi politikasından vazgeçmesi gerektiği anlamına gelmez. Bu nedenle Kumcu’nun “enflasyon hedeflemesi rafa kaldırılmalıdır” iddiası geçerli değil.

Peki, bugünkü konjonktürde Kumcu’nun alternatif olarak önerdiği MB bilançosunun kontrolü mümkün mü?, kontrol edilebilirse örneğin çeyrekler ve senelik bazda nasıl bir bilanço hedefi verilmeli, bu hedef ile enflasyon arasında nasıl bir ilişki oluşabilir, piyasa oyuncuları enflasyon beklentilerini bu hedef doğrultusunda nasıl şekillendirebilirler? gibi cevabı çok zor olan sorular ortaya çıkıyor. Örneklersek, Haziran’dan beri MB bilançosu %7 kadar daralmış durumda. Ama bunun enflasyon üzerinde olumlu bir etkisini göremedik. O zaman daha ne kadar daha daralması gerekiyor?

Keza Kumcu’nun kendisi zaten yazısında “Merkez Bankası politikalarının olası etkilerini sınırlayan en önemli olgu ekonomideki para ikamesidir. Para ikamesi Merkez Bankası'nın kontrol etmeye çalıştığı para tabanını net ve kontrol edilebilir olmaktan çıkarmaktadır.” diyor. (Neyse bunca sene sonra bu gerçeği anlamış olması da iyi.) Ancak bu “derin” gözleminden 3 paragraf sonrasında yazının sonuç paragrafında aynen şunları söylüyor: “İçinde yaşanan şartlarda, gelişmekte olan ülkelerdeki merkez bankalarının en iyi kontrol edebildikleri büyüklük kendi bilanço büyüklüğü olmaktadır. Fiyat istikrarına yönelik olarak saptanabilecek yıllık bilanço büyümesi hedefi belki de ilk başlarda bu ülkelerdeki merkez bankaları için en tutarlı politikalardan biri olacaktır.” Bir defa bu çıkarımının bütün gelişmekte olan ülkeler için geçerli olduğu oldukça grotesk bir iddia olmakla birlikte asıl problem “para ikamesi” olgusunun sadece para tabanını değil MB bilançosunun tamamını kontrol edilebilirlikten çıkarıyor olması.

Bu arada Serhan Çevik de enflasyon konusuna tamamen yeni bir perspektif getirmiş. Enflasyonda görülen yapışkanlığa YTL’ye geçiş sebep olmuş! Hadi, ilk sene için geçerli bir sav olabilir ama bence bugün için geçerli değil.



Not: Söz verdiğim gibi 3353 TEGV’e mesaj yolladım ve konfirmasyonu geldi. Telsim (pardon Vodafone) faturalı hattayım.

Adsız dedi ki...

Merhaba,
Güzide merkez bankamızın bir önceki enflasyon raporunda Çinin OECD ülkelerindeki tüketici enflasyonuna müspet etkileri anlatan bir makalesinden bahsediliyordu(Globalization and Inflation in the OECD Economies, Working Party No.1 on Macroeconomic and
Structural Policy Analysis, OECD, 26-Sept-2006---bakın üşenmeden adını da buldum). Deniliyordu ki efenim küreselleşme enflasyonu iki yolla etkiler: 1. düşük fiyatlı Çinden Vietnamdan gelen non-commodity(pırtı, pabuç, oyuncak vb.) vasıtasıyla
2. yine aynı ülkelerin şahlanmış taleplerinin etkilediği commodity(benzin, platinyum vb.) fiyatlarıyla. 2den kaçmak mümkün değil ne George ne Bing ne de Mehmet için.
Amma deniyordu ki her kim ki ithalatını Çin Vietnam vb ülkelerle arttırır onun ithalat fiyatları o kadar düşer. Örnek de şu: ABD, Japonya ve Korede ithalat fiyatları çinle münasebetlerinin yoğunluğu nedeniyle ABden düşüktür. Made in China ibaresinin bizim pazaralarda dolaşma oranı 7.5% ABDde ise 15.8% düzeyinde. İthalat enflasyonu bu bakımdan daha yüksek olabilir mi bizim memlekette?!Bir de dışa açıklığın yarattığı rekabetin düzeyi nedeniyle çinlilerin iki ülkedeki fiyatlama davranışları ve kar marjları farklı olamaz mı?!!
Saglicakla kalin

Adsız dedi ki...

Benzin 3 ytl ye dayanmış, kiralar almış başını gidiyor,siz hala enflasyonun gerçekten de %10 civarında olduğunu sanarak kendinizi avutun durun. Türkiyenin en büyük sorunu işsizlik ve yetersiz üretimdir. Yani sorunlar yapısaldır. Teknolojik altyapı eksikliğindendir. Kalitesiz iş gücündendir.Eğimtim düzeyinin alt düzeylerde olmasındandır. Teknolijiye bağımlı (ithalat yaparak) olduğun müddetçe ve gerekli altyapıyı kuramadığın sürece faizi üç indirmişsin 5 puan çıkarmışsın hiç bir anlamı yoktur. Ancak sevdiğiniz yabancıların endirek (siz buna sıcak para diyorsunuz galiba)yatırımlarını faizi ya ne yapsak da bu adamları korkutup kaçırmasak günü kurtarsak düşüncesindesiniz. Bunlar sadece günü kurtaran, kısa vadede etki edebilecek politikalardır. Şimdi bazı çok bilenler (ekonomi okuyup, üzerine mastır yapan arkadaşlar var ya... hah onlar...) sen nereden biliyorsun bunları diyecekler. Benim bunları bilmem için çok fazla mürekkep yalamama gerek yok, vatandaşın nabzını tutsan, gözlemlesen sen de bilirsin. Ama sen Amerikalarda, Avrupalarda veya Türkiye'nin büyük şehirlerinin lüks semtlerinde yaşadığın için bunları bilmezsin ya da bilmemezlikten gelirsin. Ondan sonra da %6 büyüdük (sanki bizim dengimizdeki diğer gelişmekte olan ülkeler daha fazla büyümemiş gibi) insanlarımız zenginleşti martavallarını yutturmaya çalışırsın.
SAYGILAR...