CHP oy toplayabilir ama iktidar olamaz.

Geçen seçimin belirgin özelliği meclise giren partilerin dozu kaçmış popülist söylemlere itibar etmemeleriydi. Burdan şu sonucu çıkarmalıydık: Seçim kazanmak için seçmenin mutlak surette 'aptal yerine konulması' gerekmemektedir. Ama öyle olmadı.

57. hükümetin sözde iktidarı sırasında seçim kazanmakla iktidar olmak arasında dağlar kadar fark olduğuna şahit olmuştuk. Tutamayacağı vaatler vermek, bir anlamda bilinçli bir şekilde seçmenleri kandırmak partilere oy kazandırabilir. Peki ya sonrası ? Eninde sonunda ağzınızdan çıkan yalanlar dönüp dolaşıp sizi bulmayacak mı ?

Liderlik Nedir?   Küresel ısınma Nedir  Komünist Nedir  Komünizm nedir?  Kapitalizm Kapitalist nedir

Öyle bir hava estiriliyorki; ya bir yöntem icat edilip, demokratik olması da zorunda değil, CHP başa getirilecek, ya da ülkeye şeriat gelecek. Şu ana kadar düdük henüz öttürülmediğine göre laikliğin yegane 'teminatı' olarak gösterilen CHP mecburen halktan oy almak zorunda kalacak. Fakat bu da yeterli değil. Aldığı oyu uzun dönemde koruyabilmesi de gerekecek. Öyle değil mi ya ? Laiklik yalnızca bir kaç yıllığına bize gerekiyor değil ki ?

CHP, seçmenin karşısına az çok akla mantığa aykırı olmayan bir ekonomi (ekonomi nedir?) programına dayanan 'vaatler' dizisiyle çıkıyor olabilmeli ki kendilerini laikliğin güvencesi olarak görebilelim. Peki iktidarda kalıcı olabilmek adına CHP 'ekonomistleri' Kemal Derviş'ten bu yana ne kadar yol aldılar ?

Radikal'den Ahmet Kıvanç'ın haberi bize bu konuda ipucu veriyor:

' Seçim hazırlıklarını sürdüren CHP'nin ön plana çıkarmaya hazırlandığı vaatler Genç Parti Genel Başkanı Cem Uzan'ın televizyon raklamlarını aratmayacağa benziyor. CHP, 'Sıfır açlık projesi' çerçevesinde 3 milyon yoksul aileye her ay 400 YTL karşılıksız 'yaşam desteği', üniversite öğrencilerine de yılda 2 bin 500'er YTL vermeyi vaat etti. CHP'nin sosyal destek projelerinin toplam tutarı 61 milyar 450 milyon YTL'yi buluyor. Bu rakam için nasıl kaynak yaratılacağı ise belirsiz. CHP'nin iktidara gelince uygulamayı planladığı projeler partinin Ekonomi Bülteni'nde yayımlandı. CHP'nin 61 milyar 450 milyon YTL kaynak aktarmayı planladığı alanlara 2007 için aktarılan miktar 21.1 milyar YTL. Bu durumda CHP iktidarında, söz konusu alanlara aktarılacak kaynak miktarı 40.3 milyar YTL artırılarak, halen gayrisafi milli hasılanın (GSMH) yüzde 3'ü seviyesinde olan harcamalar yüzde 10.9'a çıkarılacak.'

Bol keseden vaat çok

Haberin geri kalanında CHP'nin her biri birbirinden saçma projeleri sıralanıyor.
Geçmişte Milliyetçi Sıfırlama Partisi programını yazmaya çalışırken ne kadar çaba gösterdiysek de bu kadar gülünç olmayı başaramamıştık. Bu müthiş programı kaleme alanlara; devletin harcamaları için gereken kaynağı nerden bulacaksınız, vergi mi koyacaksınız, para mı basacaksınız yoksa borçlanacak mısınız gibi sorular yöneltmek konu dışına çıkmak olacak. Yalnızca şu soruyu cevaplamaları yeter: Yukardaki vaatlerle CHP'nin oy toplamasının laikliğe ne faydası olacak ? CHP bu yöntemle oy alabilir ama iktidar olamaz. Halbuki geçmiş dönemde AKP sadece oy toplamadı iktidar da oldu. Işte bu yüzdendirki dört yıllık iktidar yıpranmışlığına rağmen Anayasa'yı değiştirecek gücü elinde bulunduruyor, hodri meydan dediğinde bizim anlı şanlı CHP'miz seçimlerden kaçacak delik arıyor.

Tehlikenin farkında mısınız ? Sözüm ona okumuş yazmışların partisi olan CHP seçim kampanyasını alabildiğine seviyesizleştirmekte sakınca görmezken kimbilir öbürleri neler yapacak ? Türkiye devleti ortalığa sorumsuzca savruşturulan vaatleri yerine getirebilmek adına birkez daha iflasın eşiğine gelecek ve biz sil baştan alacağız. Yazık olacak bu ülkeye.

Ahmet Çavuşoğlu

3 Yorum Var.:

Adsız dedi ki...

AKP taraftarlığı ve CHP düşmanlığı

- CHP'nin ekonomik vaatlerini bir gazete haberine göre eleştirmişsiniz. Bu çok gayriciddi ve sübjektif bir tutum, en azından CHP'nin web sitesini okuyabilirdiniz, ama siyaset sizinde gözünüzü karartmış anlaşılan. Web sitesinde ben bu dediğiniz konuları bulamadım tabii benim bulamamam haberde iddia edilen vaatlerin CHP tarafından yapılmadığı anlamına gelmez. Fakat
başka ilginç şeyler vardı elbette,
mesela CHP'nin piyasa sistemini ve
AB'ye taraftar olduğunu söylemesi gibi. Zamanında AKP'ninde böyle vaatler verdiğini hepimiz biliyoruz. Bu sözlerimden CHP'ye or vereceğimi çıkarmayın sakın.

- Sitenin genel havası AKP'nin başarılı olduğu yönde. Ben böyle düşünmüyorum. İthal makina satan bir kişi olarak Türkiye'de özellikle elektronik, makina gibi sektörlerde üretim yapmanın çok zorlaştığını(düşen karlılık gibi) bizzat hergün gözlemliyorum.

Rakamlara bakarsak makina sektörünün ihracatı artıyor, doğrudur benim gözlemimde bu yönde. Fakat ihracat yapılan makinaların teknoloji içeren parçalarında yerli üretim son 3-4 senede daha da azaldı. Herhangi ciddi bir ar-ge çabasıda görünmüyor. Ucuz dolar kanımca bunun sebeplerinden biri.
Yurtdışına satılan makinalarda ciddi bir innovasyon yok bu da bizi rekabette çok yara alabilir kılıyor.

Otomotiv sanayi ise çok detaylı incelenmeyi hakediyor. Şimdi bir fabrika örneği vereyim, otomobiller için plastik parça üreten bir işletme. Hammadde dışardan geliyor,
tasarım dışardan geliyor, makineler dışardan geliyor. Bu şekilde üretimi patlatmak bence başarı değil. Söylenecek çok şey var aslında ama...

- TİM'in bu ay açıkladığı "TİM Aylık Makroekonomi Değerlendirme Raporu Mayıs 2007" raporuna bir göz attığımda, İhracat ile ithalat arasındaki farkın gitgide ithalat lehine açıldığını görüyorum. Karmaşık hesaplara ya da cari açık muabbetlerine girmeyeceğim. %100 yabancı sermayeli bir şirkette çalışan bir insan olarak bu durumu başarı olarak göremiyorum. Almanya, Fransa, italya vs gibi ülkelerin ithalat ihracat rakamlarının oranlarına bakıldığında bizimkisinin başarı olduğunu söylemek sadece siyaseten mümkün.

- Rakamlarla hesaplarda çok başarılısınız, ilginç sonuçlar çıkartıyorsunuz. Ben ekonomist değilim, ulaştığım yargıları okuyarak ve mesleğim sonucu edindiğim bilgilere dayanarak yapıyorum. Örneğin her hafta üretim yapan 4-5 firmayı ziyaret etmek vs.

- Ekonomide gerçekleşen olguları tarafsız değerlendirmek diye bir şey yok. Herhangi bir felsefeden, inaçtan, siyasi görüşten bağımsız olarak ekonomi anlatmak diye bir şey yok. Sizin duruşunuzda bunun ispatı zaten.

- Bu ülkede AKP - CHP tiyatrosunda rol almak istemeyen bir çok insan var, bende bunlardan biriyim.

Adsız dedi ki...

Fakat ihracat yapılan makinaların teknoloji içeren parçalarında yerli üretim son 3-4 senede daha da azaldı

Ben teknoloji uretiyorum. Diger salaklarin durumu beni ilgilendirmiyor. Eger kuresel seviyede uretebiliyorsaniz, satarsiniz. Yazilim mod'una gecebilirsiniz, burada hammadde bilgidir, rekabet sansiniz daha rahat olacaktir.

ahmet dedi ki...

Sayın Anonim (makina ithalatçısı),

Görüşlerinizi benimle paylaştığınız için teşekkür ederim. Ancak çoğu yazımla ilişkili değil. Yine de elimden geldiğince cevaplamaya çalışacağım.

Zaman veya Yenisafak'tan bahsetmiyoruz. Sözkonusu olan Radikal. Gözü dönmüş bir şekilde CHP aleyhinde her türlü yalanı uydurabilecek gazete değil. Siz nasıl bulamadınız anlamadım. İşte şu adreste duruyor:

http://www.chp.org.tr/index.php?module=news&page=readmore&news_id=4054&sid=16073a4e4079d7e6b610c42ceeaf55d4

Sayfa çok uzun, biraz aşağılara inin, göreceksiniz. Elbette haberi yapan arkadas özet çıkarmış, bütün programı gazeteye basmasını bekleyemeyiz.

Hala CHP'yi eleştirirken beni 'gayrıciddi ve subjektif' buluyor musunuz ?

Sizi anliyorum aslinda. Sahip olduğumuz kültür, aldığımız eğitim bizi önce 'taraftar' yapıyor. Böyle bir ortamda insanları objektif degerlendirmeler yaptığınıza inandırmak kolay olmuyor. Ayrıca şunu da belirteyim: Sırf 'objektif' görüntü vermek adına kalkıp AKP'yi eleştirmek niyetinde de değilim. Geçmişte çok eleştirdim, bundan sonra da gerektiğinde eleştiririm.
Kompleksim yok.

Ben yirmi yıldır ARGE'de çalışıyorum. Kendimi ARGE emekçisi olarak görüyorum. 'Bugünlerde TL çok zayıfladı gidelim biraz ARGE yapalım' dendiğine hiç şahit olmadım.
Araştırma Geliştirme fonksiyonunu bu kadar hafife almamak gerekir.

Ikinci anonim arkadaş konuyu çok güzel bir sekilde özetlemiş. Eğer yalnızca Türkiye'ye satmayı planlıyorsanız ARGE yapmak kadar saçma bir şey olamaz. Ancak önünüze bütün düyayı koyduğunuz takdirde ARGE'nin anlamı olur (Hizmet sektörüne yönelik yazılım faaliyetlerini bir kenara koyuyorum).

Eğer dünyaya satıyorsanız Türkiye'ye de satarsınız. Yok eğer devletin destekleri veya yüksek gümrük tarifeleriyle yalnızca Türkiye'de tükebilecek bir şey ürettiriliyorsanız, sizin yaptığınız aslında ülkenin kaynaklarını boşa harcamaktır. Tecrübelerime dayanarak söylüyorum bu tür sürekli desteklerle ayakta tutulan firmalar hiç bir zaman gerçek anlamda rekabetçi olmayı öğrenemezler.

Hükümetin ulusal makine teknolojisini geliştirmeye karar verdiğini ve %30 gümrük koyduğunu düşünün. Bu makinalardan yatarlanarak üretim yapanların dünyada 'rekabetçi' olmalarına imkan var mıdır ?

ahmet çavuşoğlu