Steve’in bu konuda yazdığı son yazıya bakarken birden beynimde bir şimşek çaktı. Acaba dedim ben de aynı yöntemi uygulayarak, ortalama her 10 yılda bir demokrasiye müdahale eden "anayasal kurum"umuzun, bundan sonraki müdahalesinin ne zaman olacağını ve bu müdahalelerin ne zaman sona ereceğini öngörebilir miyim? Tabii Steve’in elinde iki değişken varken bende tek bir değişken olduğu için tam olarak aynı yöntemi kullanmam mümkün olmadı. Fakat yine de bilimsel bir yöntem kullanarak bu sorunu çözdüm.
Efendim, elimdeki değişken, anayasal kurumumuzun ne kadar zaman aralıklarıyla demokrasiye müdahale ettiğini gösteren bir değişken. Türkiye’de ilk çok partili seçim 1946 yılında yapıldı ise de, bu seçimde açık oy ve gizli sayım gibi akıllara zarar bir yöntem uygulandığı için, demokrasiye esas geçiş tarihi olarak bir sonraki seçimin yapıldığı 14 Mayıs 1950 kabul edilir. Anayasal kurumumuz bu tarihten sonra ikisi direkt, üçü de muhtıra, e-muhtıra vb. şeklinde olmak üzere, demokrasiye beş kez müdahale etmiştir. Bu müdahalelerin tarihleri sırasıyla şöyledir: 27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980, 28 Şubat 1997 ve 27 Nisan 2007. Demokrasiye geçiş ile bu tarihler arasındaki sürelere ay olarak baktığımızda ise 120, 130, 114, 197 ve 122 rakamlarına ulaşırız. Şimdi bu son iki rakamı kullanarak bir ekstrapolasyon yapacağız. Bunun için 122’yi 197’ye bölüp, çıkan sonucu 122 ile çarpacağız. Böylece bir sonraki müdahalenin kaç ay sonra olacağını bulacağız. Ardından aynı işleme devam ederek sonraki müdahalelerin tarihlerini de hesaplayacağız.
VOB nedir? Taksi Şöförü Borsa Tüyoları? Olasılık nedir? Enformasyon Nedir
İşte ben bu hesabı yaptım ve aşağıdaki grafikte gördüğünüz sonuçlara ulaştım. Bu hesap mevcut müdahale trendinin bizi kaçınılmaz olarak birgün demokrasinin sürekli askıya alınacağı bir noktaya götüreceğini gösterdi. Demokrasinin sürekli olarak askıya alınacağı tarihi gördüğümde ise şaşkınlıktan öyle bir havaya sıçradım ki kafam tavana vurdu. Sonucu gördüğünüzde eminim bunun nedenini anlayacaksınız.
Efendim, yaptığım bu bilimsel hesaba göre, bundan sonraki müdahale Ağustos 2013’te olacak. Bu müdahalenin gerekçesi ne olacak onu bilemiyorum tabii. Maalesef modelimiz o kadarını söylemiyor. Fakat bir tahminim de yok değil. Biliyorsunuz, Türkiye’nin AB’ye üyeliği için muhtemel bir tarih olarak 2014 telaffuz ediliyor. Belki de bu müdahale AB'ye girmemize engel olmak için yapılacaktır, ne bileyim.
Neyse, biz hesabımıza devam edelim. Ağustos 2013'ten sonraki müdahalelerin tarihleri, Temmuz 2017, Aralık 2019, Haziran 2021, Mayıs 2022, Aralık 2022, Nisan 2023, Temmuz 2023, Eylül 2023 ve Ekim 2023 olarak çıkıyor. Bu son tarihten sonra müdahale sıklığı 1 ayın altına indiği için bunu demokrasinin sürekli askıya alınması olarak yorumlayabiliriz. İçinizde tarih bilgisi kuvvetli olanlar bu tarihin anlamını hemen çözmüştür herhalde. Ekim 2023 Cumhuriyet'in 100. kuruluş yıldönümü değil mi yahu? Anaaa... Sırf komiklik olsun diye bu hesabı yaptım ama sonuçta tesadüfen (valla tesadüf, verilerle hiç oynamadım) çok anlamlı bir tarih ortaya çıktı. Vardır mutlaka bunun da bir sebebi hikmeti. Fakat benim bilimsel donanımım bunu anlamaya maalesef yeterli gelmiyor. Acaba kendini Kuran’ın şifresini çözmeye adamış Ömer Çelakıl’a bir danışsak mı ne? Yaptığım hesaptan ben bile korktum. Bilmem sizin de dizlerinizde bir titreme oluştu mu?
Not: Bu arada ek bir hesap daha yaptım. Belki ilgilenenler olur diye ondan da biraz bahsedeyim. Eğer son müdahale olmasaydı bu hesabı önceki iki noktayı dikkate alarak yapacaktık. Bu durumda 197'yi 114'e böleceğimiz için karşımıza 1'in üzerinde bir katsayı çıkacaktı. Bu katsayıyı kullanarak hesap yaptığımızda ise müdahale tarihlerinin arası giderek açılacak ve sonuçta güzel yurdumuzda birgün tam demokrasinin hakim olacağı günlerle karşılaşma imkanımız doğacaktı. Şimdi gel de şu 27 Nisan e-muhtırasına bir kez daha üzülme. Topu topu bir sayfalık yazı ama bütün geleceğimizi değiştirmiş be!...
5 Yorum Var.:
Ben de bir soru sorayım bari:
Ekodok=Ekonomix midir acaba ?
keh keh ...:)
ya bu ulke ne olacak..ne zaman basini kaldirsa bir ic karisiklik..birbirimize dusuruyorlar..hala neden AKP bu kadar cumhurbaskanlıgı konusunda israrli..bunu hayra da yoramiyorum artik..bir yanda laik gecinen yobazlar bir yandan dindarim diyen yobazlar..ya bizim gibi rasyonel olanlar..olanlar bize oluyor zaten..kardesim yeter artik!!!
1. Mudahele 27/05/60 0 (Baslangic gunu)
2. Mudahele ilk mudaheleden 3,941 gunsonra 12/03/71 de olmustur
3. Mudahele ise ilk mudahaleden 11,323 gunsonra 12/08/80 de olmustur
4. Mudahele ise ilk mudahaleden 24,749.00 gunsonra 28/02/97 de olmustur
5. Mudahele 27/04/07 ise ilk mudahaleden 41,885.00 gunsonra 27/04/07 de olmustur
O zaman
6. Mudahele ilk mudahaleden 63,389.10 gunsonra 12/04/19 de olacaktir.
Valla bunu ben degil Excel Forecast formulu soyluyor.
Çok güzel, Yücel Bey. Sizin çalışmanızın da katılmasıyla, bu konuda bir literatür oluşturma aşamasına geldik. :-) Hadi bakalım, diğer arkadaşları da bekliyoruz. Türkiye'deki bu süreç bilimsel bir literatür konusu olmayı çoktan haketmişti zaten. :-)
ya bu ulke ne olacak..ne zaman basini kaldirsa bir ic karisiklik..birbirimize dusuruyorlar..hala neden AKP bu kadar cumhurbaskanlıgı konusunda israrli
ayni seyi karsi taraf icin de soyleyebiliriz, "niye bu adamlar bu kadar israrci". halk secerse Gul'un secilme olasiliginin yuksek oldugu bariz ortada.. niye birilerinin hep "ozveride" bulunmalari gerekiyor?
sistemler ozveri ile yurumez. ekonomide talep dusuk ise "tamam simdi herkes eline cebine atip, ozveride bulunup birseyler alsin" diyor musunuz? demiyorsunuz, cunku ekonomi sistemi, fiyatlar, bircok ufak parcacigin birbiriyle olan dinamigi sayesinde olusuyor. siyaset bu sekilde calismali, cunku en optimal isledigi an, o andir.
ama eger ki demek istiyorsaniz, "cbaskanligi onemsiz bir mevki zaten, versinler gitsin", bu anlasilabilir - fakat yine katilamayacagim, cunku YOK, anayasa mahkemeleri gibi yerlerde hala Fransiz sistemi/mentalitesi hukum suruyor. bunlarin anglo'lasmasi lazim, yoksa yine geri kalacagiz.
Yorum Gönder