Bolum 2. MAZI KALBIMDE YARADIR

Simdi diger ulkeleri bir kenara atip kendimize bakalim. Buyume hizimiz, donemler itibari ile nasil olmus? Cumhuriyet donemini 4’e ayiriyoruz:

1. Cumhuriyet’in ilk yillari ve Tek Parti Donemi: 1923-1950
2. Demokrat Parti Donemi: 1951-1960
3. Planli Ekonomi Donemi: 1961-1980
4. Serbest Ekonomi Donemi: 1981-2006

Grafik asagida. DP donemi haric, diger 3 donemde birbirine bu kadar yakin buyume hizi yasanmasi bence korkutucu. Uzun donemde %2 civari kisi basina buyumenin uzerine cikmak nasip olmayacak mi bize?

Tutumluluk Nedir    Nükleer Enerjinin Zararları    Nükleer Kirlilik    Nükleer Nedir    Fraktallar    Sosyalizm Nedir



Bir kac gozlem daha:

1. Medyamizda ve ekonomi camiasinda yaygin bir adet vardir: efsaneler yaratmak. Cumhuriyet'in ilk doneminde soyle buyuduk, planli donemde boyle buyuduk, serbest piyasa ekonomisine girerek ocagimiza incir agaci diktiler vs. Yukaridaki grafik size "Yok birbirimizden farkimiz, ama biz Osmanli Bankasiyiz" reklamini hatirlatmiyor mu?

2. Matematikte 72 kurali diye bir sey var (kuraldan cok parmak hesabi aslinda). Mesela geliriniz her sene %6 artiyorsa, iki katina cikmasi icin 72/6=12 sene gerekir. Bu hesaba gore, bizim kisi basina milli geliri 2 katina cikarmamiz icin 72/2.4= 30 sene gerekiyor. Olme esegim olme...

3. Yukaridaki grafige bakip Demokrat Parti'nin "ekonomik mucize" yarattigi hissesine kapilmayin. Yazinin devamini okuyun.

Simdi 1950 sonrasi doneme daha detayli bakalim:

(donemlerin baslangic tarihi, iktidar degisikligini izleyen ilk yila gore yapildi. Eger iktidar degisikligi yil icinde ise, eski yonetimin etkisinin yil sonuna kadar devam ettigi varsayildi.)

1. Demokrat Parti’nin ilk yillari: 1951-53
2. 1954 krizi sonrasi Demokrat Parti: 1954-60
3. 27 Mayis Darbesi ve Inonu hukumeti: 1961-65
4. Demirel’li yillar: 1966-71
5. Ara rejim ve koalisyon yillari: 1972-80
6. Ara rejim ve serbest ekonomiye gecis: 1981-83
7. Anavatan partisi ve Ozal (ilk donem): 1984-87
8. Anavatan partisi (ikinci donem): 1988-91
9. DYP-SHP koalisyonu : 1992-95
10. Bir koalisyondan diger bir koalisyona yillari: 1996-2001
11. Kriz sonrasi ve AKP: 2002-2006



Benim yorumum soyle:

1. Demokrat Parti iktidarinin tamaminda Turkiye hizli bir buyume sergilediyse de, bu buyume daha cok ilk 3 senede meydana gelmis. Bu donemde disa kapali ve korumaci ekonomi politikalarinin yerine, tarim agirlikli, dis pazarlara yonelik ve serbest dis ticaret rejimine dayali bir strateji izlenmis, ortaya cikan ticaret acigi dis yardimlar ve dis borc ile finanse edilmis.

2. 1953 ve 1954'de ust uste tarim sektorunde meydana gelen daralmalar ve dis ticaret aciklari, 1954'de yuksek oranda devaluasyon ile sonuclanmis. Krize sebep olan doviz aciginin da etkisi ile, ithal ikamesine dayali, sanayi agirlikli, ozel sektorun devlet destegi ile gelismesini amaclayan, korumaci bir ekonomi politikasina gecilmis ve 1954-60 donemdinde vasat bir ekonomik buyume gerceklesmis. Ithal ikameci politikalara ragmen, dis ticaret aciginin devam etmesi, 1958'de yeni bir devaluasyona sebep olmus.

2. Demirel'li yillar (1966-71) ortalamanin uzerinde buyume oldugu bir donem. Planli ekonominin ve ithal ikamesinin ilk asamasi olan temel tuketim mallarinin yurt icinde uretimi basarili ile uygulaniyor. Ardindan sira dayanakli tuketim, ara ve sermaye mali ikamesine gelince problemler basliyor. 70'li yillarda meydana gelecek ekonomik krizin tohumlari bu donemde atiliyor. Tezat bir sekilde, ithal ikameci politikalar kendine yeterli (tam bagimsiz!) bir uretim sisteminin kurulmasina yardimci olmuyor. Ozel kesim, disariyla rekabet edecek, ihracati arttiracak bir uretim yerine koruma duvarlarinin yarattigi yuksek karlar sebebi ile ic pazara yonelik calisiyor. Sonucta, iceride uretimin devami disaridan ithal edecek ara ve sermaye mali ithalatina bagimli kalmaya devam ederken, bu ithalati yapacak ihracat kapasitesi kurulamiyor.

3. 1970'li yillarin baslarinda isci dovizleri ve Dovize Cevrilebilir Mevduat yolu ile karsilanan ithalat ihtiyaci, daha sonraki yillarda artan petrol fiyatlari, ambargo ve dis borc kaynaklarinin kurumasi ile daha fazla finanse edilemiyor. 1977-1980 arasi ekonomi ust uste krizlere giriyor.

4. 1980'de ithal ikameci politikalar yerini piyasa mekanizmasi icinde, disa acik, ihracata yonelik kalkinma politikalarina birakiyor. 1984-87 arasi Ozal'li yillarda, ekonomi yuksek bir performans gosteriyor.

5. Ancak, Anavatan Partisi'nin ikinci doneminde, 1988-1991, buyume orani dusuyor. Bunun sebepleri arasinda, 1987 seciminin de etkisiyle asiri isinan ekonomi, 1989 secimlerinin yarattigi siyasi belirsizlik, 1989 sonrasi ve ozellikle 1991 secimlerinden once uygulanan populist politikalar, 1990 Korfez Savasi sayilabilir.

6. 1992-1995 arasi vasat bir performas goruyoruz. 1992'de Demirel, 1993'de Ciller hukumetlerinin devam ettirdikleri faiz disi acik yaratan genisleyici maliye politikalari, kamu aciklarinin sebep oldugu yuksek faizler, yuksek faizi emir komuta zinciri icinde para basarak dusurmeye calisan bir ekonomi yonetiminin sebep oldugu 1994 krizi, kriz sonrasi bir sure izlenen sonra 1995 secimleri sebeiyle birakilan istikrar politikalari bu donemin iz birakan olaylari.

7. 1996-2001 arasi tam bir felaket. Iki partili, uc partili koalisyonlar, azinlik hukumetleri, artan kamu aciklari, reel olarak %20'lerde gezen faizler, siyasi istikrarsizlik, post-modern darbeler, 1997'de Asya'da, 1998'de Rusya'da meydana krizler, 1999 depremi ve nihayet 2001 krizi.

8. 2002 sonrasi icinde bulundugumuz donem. Anlatmaya hacet yok.

Burada uzerinde durulmasi gereken bir husus var.

Her ekonominin, kisa vadede statik, uzun vadede degisen, bir buyume potansiyeli bulunur. Bu potansiyelin uzerine kisa donemde cikmak mumkun olsa da, daha sonra tekrar ortalama duzeye geri donuluyor. 1951-53 arasi buyume hizimiz cok guzelmis. Ama kalici olmamis. 1966-71 arasi ve 1984-87 arasi ayni sekilde.

2002 sonrasi icin bir hukum vermek icin erken. Son 5 sene icinde yasadigimiz buyume, gerek sure gerekse buyume hizi olarak digerlerinin cok otesinde. Acaba istikrarli bir buyume saglayacak yapiyi kurabildik mi? Acaba uzun donemli buyume potansiyelimizi yukseltmeyi basardik mi? Daglar ne kadar yuksek, denizler ne kadar derin? A-10 Thunderbird durdurulabilir mi? Bu sorularin cevabini yasayarak gorecegiz.

4 Yorum Var.:

Adsız dedi ki...

Yazı aydınlatıcı olmuş sağolun Tuğrul bey. Diğerlerini bilemem ama A10-Fairchild durdurulamaz, adamlar koca vulcan topunun etrafına uçak inşaa etmişler. Bide fhafifletilmiş uranyum mermileri ile yeme yaninda yat durumu var kara hedefleri için... keşke bizde böyle bir uçak üretebilseydik....
Bu arada bizden daha hızlı gelişen ülkelerde de dönemlere göre büyümelerde volatilite yüksek mi, yoksa kim gitse yada gelse büyüme hızı sabit ve düzenli mi? bu konuda bir yorumunuz var mı?

tugrul dedi ki...

Benim gordugum kadari ile buyumenin volatilitesi, buyumenin kaynagi ile alakali. Hammadde ihrac eden ulkelerde (Afrika, Ortadogu, Rusya) buyume hammadde fiyatlarina gore, yabanci sermaye ile ekonomik buyumesini finanse eden ve cogunlukla ic tuketim kaynakli buyuyen ulkeler (Turkiye) likidite kosullarina, ic tuketimi az ve ihracata bagimli ulkeler ise (Cin, Guneydogu Asya) ihrac pazarlarindaki ekonomik kosullara bagli oluyor.

Bunlardan en volatil durumda olanlar hammadde satan ulkeler. Afrika ve Ortadogu'daki ortalamanin ortalamasi buyumenin nasil zig zag cizdigini goruyorsunuz.

Unknown dedi ki...

Tugrul Bey,

1923-1950 arasini Ataturk ve Inonu (yada Ikinci Dunya Savasi) olarak ikiye ayirmakta fayda var. Eger bu ayirma yapilirsa Cumhuriyet'in Ataturk yonetimindeki ilk doneminin bayagi basarili oldugu (2002-2006'da AKP'de oldugu gibi bu donemde de goz ardi edilmemesi gereken buyuk bir baz etkisi var tabii) ve Inonu doneminin (biraz da Ikinci Dunya Savasinin etkisiyel)cok basarisiz oldugu gorulur.

Bu iki donemi birlikte alip, tek parti yonetimi cok kotuydu demek, 1980'lerin ve 1990'larin buyumesini birlikte alip serbest ekonomi cok kotuydu deyip Turgut Ozal'in hakkini yemeye benzermez mi?

Saygilar,
Egemen

Adsız dedi ki...

Egemen Bey, yorumunuz icin tesekkur ederim ama yazimda, tek parti doneminin basarisiz oldugunu soyleyen bir cumle oldugunu zannetmiyorum. Benim demek istedigim, donemler arasinda (tek parti donemi, planli donem, serbest ekonomi donemi) bir fark olmadigi.

Cumhuriyet donemini Ataturk ve Inonu olarak ikiye ayirmak Inonu'ye haksizlik olurdu gibi geliyor...

tugrul