Sanayisiz, ihracatsiz, istihdamsiz Enflasyonist Buyume

Bugun Asaf Hoca’dan iyi bir azar isittik. Konu, malumunuz, ekonominin, ozelikle 2005 sonrasi donemde, “sanayisiz, ihracatsız, istihdamsız ama enflasyonist büyüme” icinde olup olmadigi.

Bundan onceki yazilarimizda biz sunlari soylemistik:

(1) Son iki yilda sanayi uretimindeki artisin %7.0 oldugu bir ekonomide (1980 sonrasi ortalama artis %5.4’dur) sanayisiz buyumeden soz edilmesi dogru degildir.

(son iki seneye bakmamizin sebebi, Asaf Hoca’nin 2005 sonrasini isaret etmesi. Yoksa 2002-2006 arasi buyume orani daha yuksek: %8.1)

(2) Sabit fiyatlar ile bakildiginda (yani enerji fiyatlarindaki olumsuz etki arindiginda), aslinda ihracat miktarinin ithalat miktarina oraninin 2000 yili ve onceki donemlerden (1994 haric) cok daha yuksektir, diger bir degisle cari acigin sebebinin “ithalata dayali buyume” degil, dis kaynakli enerji sokudur. Bu soka ragmen Turkiye'nin ayakta kalmasi, dahasi ilerlemesi, dahasi kosarak ilerlemesi basaridir.

(3) Son iki senede 420 bini sanayide olmak uzere 1.8 milyon tarimdisi is yaratilmistir; gerek imalat sanayinde gerekse toplam tarimdisi sektorde yaratilan istihdam artisi, calisabilir nufusdaki artistan yuksektir (sanayide yillik ortalama artis %4.8, tarimdisi artis %5.8).

Enflasyon ise, 2006 Mayis’indaki calkantiya ragmen, tek basamakli sayilarda durmaya devam ediyor.

Rakamlara ne kadar iskence ederseniz edin, son bes senede (veya 2005 sonrasinda) ekonominin “sanayisiz, ihracatsız, istihdamsız ama enflasyonist büyüme” icinde oldugunu gosterecek bir istatistik bulamazsiniz. Sanayi buyumesinden tutun, ihracat ve dis ticaret rakamlarina, istihdamdan enflasyona bu boyle.

Liderlik Nedir?   Küresel ısınma Nedir  Komünist Nedir  Komünizm nedir?  Kapitalizm Kapitalist nedir

Asaf Hoca, hayir boyle degil diyor. Kanit olarak su sayilara bakilmasini tavsiye ediyor. Buyrun bakalim:

(1) Sanayideki buyume milli gelir buyumesinin altinda mi degil mi?

Gelişmekte olan ekonomiler için basit bir gösterge imalat sanayii üretimi ve milli gelir büyüme hızlarının ilişkisidir. İmalat sanayii milli gelirden hızlı artıyorsa ekonomide sanayinin payı büyüyordur. Sanayi-büyüme ilişkisi sağlıklıdır. Tersi halde ekonomide sanayinin payı küçülüyordur. “Sanayisiz büyüme” hep hüsranla sonuçlanır.” Sürdürülmezliğin gerçek tanımı, 20.08.2006
Biz de diyoruz ki: 2005-2006 arasi sanayide buyume %7.0 olmus, GSYIH ise %6.7 buyumus.

2002-2006 arasi sanayide buyume %8.1 olmus, GSYIH ise %7.2 buyumus.

Nerede sanayisiz buyume?

(2) Ihracat, ithalattan yavas mi artiyor?

“Tüm ülkeler için basit bir gösterge, dış denge eğilimleridir. Uzun dönem ihracat artış hızı ithalat artış hızının üstünde seyrediyorsa dış denge sağlıklıdır. Aksi halde eninde sonunda döviz ve kur sorunu ortaya çıkacaktır.” Sürdürülmezliğin gerçek tanımı, 20.08.2006
Biz diyoruz ki: 2005-2006 arasi ihracat miktari ortalama %11.3, ithalat miktari %10.3 artmis (miktar hesaplamasinda fiyatlar sabittir). Yani dis ticaret aciginin sebebi daha cok mal ithal edilmesinde degil.

Bunu nereden daha iyi gorebiliriz? 2005-2006 arasi ticaret hacmindeki (miktar carpi fiyat) ortalama yillik degisimine bakin:

Ihracat: + %16.4
Ithalat: + %18.7
Enerji haric ithalat: + %14.4
Enerji ithalati: + %42.5

Enerji ithalati yillik ortalama %43 artmis. Enerjiyi bir kenara koydugunuzda artis %14 oluyor. Disaridan keyfimizden tuketmek icin mi mal aliyoruz zorunluluktan mi aliyoruz?

(3) Ekonomik buyume istihdam yaratiyor mu; daha onemlisi sanayide istihdam artiyor mu?
Ben bir başka göstergeyi de önemsiyorum: Sanayi istihdamı/çalışabilir nüfus oranı. Türkiye ve benzeri ülkelerde sanayileşme başlı başına bir hedeftir. Bu oran istihdam aracılığı ile sanayileşme iradesinin ölçülmesini sağlar.”
Biz diyoruz ki: Gelin once ortalama yillik artislari nasil olmus ona bakalim. Acaba sanayide istihdam artisi, calisabilir nufus artisinin gerisinde mi?



Ben yorum yapmiyorum. Tablonun kendisi gayet yuksek sesle konusuyor.

Son yazimizda Asaf Hoca’nin yanlis sayilar kullandigini soylemistik. Asaf Hoca cevap olarak soyle demis:

1. “15+ yas yanilticidir. dogrusu istihdam oranlarinin 15-64 yas grubu ile hesaplanmasidir. ben oyle yaptim: ayrinti gibi duruyor ama hayatidir… Gecmis demografik trendler nedeni ile 15-64 yas grubu artis hizinin hem toplam nufustan hem de 15+ yas grubundan daha yuksek oldugunu hatirlatirim..”

Neden calisabilir nufusu 64 yas ile sinirladigimizi anlamis degilim (ozellikle ulkeler arasi ortalama yasam suresi farkliligini gozonune alirsak). Ama haydi oyle olsun.

Yukarida verilen sayilar 15 yas uzeri icin ve 15-64 arasi icin ayri ayridir. Kaynak olarak TUIK’in sitesinden “Nufus Istatistikleri ve Projeksiyonlar” kismindaki 2000-2020 arasi icin yas gruplari bazinda nufusun projeksiyonlarini kullandim. Asagidaki grafikte de gorulecegi uzere 15-64 grubunun artisi hizi 15 yas uzeri nufusun altindadir, ustunde degil:


Neden oyle? Cunku 65 yas uzeri nufusdaki artis hizi daha fazla. 2000-2006 arasi toplam nufusumuz %8 artmis. 15 yas alti nufus %1, 15-64 arasi nufus %10, 64 yas uzeri nufus ise %20. (meraklisi icin not: 15 yas uzeri nufus %11 artmis).

Simdi de Asaf Hoca’nin yaptigi gibi, sanayi istihdamini 15-64 yas arasi nufusa bolelim ve 2000-2006 arasini kiyaslayalim:



Sanayi istihdami 0.5 puan artarak %9.2 olmus. Tum tarim disi istihdam (sanayi+insaat+hizmetler) 1.7 puan artmis. Yani ekonomi (ekonomi nedir?) istihdam yaratmis.

Dikkat ederseniz benim daha once yaptigim gibi 15 yas uzeri nufusu calisabilir olarak gorseydik, artis biraz daha az, 0.3 puan olacakti. Neden daha az? Cunku 15 yas uzeri nufus 15-64 arasi nufusdan daha hizli buyuyor.
Asaf Hoca ayrica demis ki:
2. “Sanayi istihdami icinde madencilik, imalat sanayi, insaat ve gaz-elekrik-su yer alir, yani hesabi dordunun toplami ile yapmak gerekiyor.”
Yapmayin hocam. Siz degil misiniz, “sanayisiz” buyumenin isareti insaat ve hizmetler sektorundeki buyume artisidir. Siz degil misiniz “Sanayi kalmadi, Towers verelim” diye baslik atan. Neden simdi insaati, sanayi istihdaminin icine koyuyorsunuz. TUIK oyle mi yapiyor Hane Halki Anketinde, milli gelir hesaplamalarinda? Amerika’da Labor Department oyle mi yapiyor?
Madem konumuz “sanayisiz” buyume, ben diyorum ki gelin sanayinin kendisine bakin. Madencilik ve elektrigi de bir kenera birakin. Sanayinin temeli olan imalat sektorune bakin. Ne goruyorsunuz? Istihdam azaliyor mu? Yoksa siz insaat istihdami henuz 2000 seviyesine gelmedi diye buna mi istihdam yaratmayan sanayi diyorsunuz?
Son olarak Asaf Hoca demis ki:
“BLS verileri tarim-disi ucretli istihdam (nonfarm payroll employment) icindir. bu karsilastirmada gereken toplam (kendi hesabina calisanlar, isverenler, ucretsiz aile iscileri dahil) istihdam verileridir. turkiye’de ucretli istihdam ozellikle dusuktur.”
BLS iki tur istihdam verisi sunar. Ilki Establishment Survey: bizim imalat sanayi endeksi icin yapilan ankete benzer. Isyerlerinden bilgi toplanir. Household Survey: bizim Hanehalki Anketine benzer. Hanehalklarindan bilgi toplanir. Dikkat ederseniz, ben orjinal yazimda her ikisine birden referans verdim. Sanayi, insaat, ve hizmetler istihdamini ilk kaynaktan aldim. Cunku BLS Establishment Survey’in daha guvenilir oldugunu soyler. Tarim istihdami icin ise (tembellikten) iki kaynak arasindaki farki alip yazdim. Dogru rakam Household Survey’den 2 milyonun biraz uzeri olarak bulunabilirdi. Konumuz sanayi istihdami oldugu icin tembelligimi hosgorun.
______________________________________________
Sonuc olarak, ne benim “sanayili, ihracatli, istihdamli ve enflasyonsuz büyümeden” bir kazancim var ne de Asaf Hoca'nin “sanayisiz, ihracatsız, istihdamsız ama enflasyonist büyümeden” bir kazanci . Burada fikirleri carpistiriyoruz, kisileri degil.
Benim tum okuyuculardan talebim (evet 15 kisi size sesleniyorum) beni okuyun ve elestirin. Boylece bilgim artsin, ufkum gelissin. Daha once bir okuyucumuza da soyledigim gibi, sizi ikna etmemin bana bir faydasi dokunmaz. Siz beni yanlisima ikna ederseniz ben kazanirim.

15 Yorum Var.:

Adsız dedi ki...

A.S.Akat Fransiz egitiminden gectigi icin beceriksizligini bu kulturden edinmis olmali. Bu kultur, olani degil, olmasi istedigini gormekle unludur. Felsefik olarak Ingiltere empiricism'i tarafindan gocertilmislerdir. Ama hala etkisinde kalan ve oteki ulkeleri zehirlemeye devam eden zavallilar bazen boyle ortaya cikiyor. Bilgi Universitesi'nde hocanin (!) derslerinin begenilmedigini adimiz gibi biliyoruz. Bence Akat dosyasini kapatmayin. Gercek acıtır ve hoca (!) bir sure sonra aciyi yakinen hissetmeye baslayacaktir.

Unknown dedi ki...

Elinize saglik. Ekonominin gelisimini Sayin Akat'la ayni verilere bakarak degerlendirdiginiz icin tesekkurler. Boylece yanlis, dogru ve farkliliklar cok daha net ortaya cikiyor.

Saygilar.

Adsız dedi ki...

Ergun / ADANA
İşte ben boşa demiyorum Deniz Gökçe Hocam. Millet yanıltılıyor, kime inanacağını bilemiyor. Lütfen isim isim söyleyin eleştirin, yanlışsın diyin, ekodiyalogda üstüne gidin diye, Türkiye'nin buna ihtiyacı var, geçiştirmeyin diye...
Öyle TV'lerde kravatı takıp, askılı palyaço pantolonu giyip caka satmaya benzemiyor artık. Biraz dikkat eden doğruyu yanlışı görmeye başladı. Fosil olmuş hocalarımızın artık ya bu işi bırakması yada yanlışları ortaya çıkınca bir zahmet hak vermeleri veya Tekzip ile düzeltmeleri gerekiyor. Bile bile yanlışta ısrara ise diyecek laf yok, onlar zaten gırgırlık......
Deniz Hocam yazdıklarımız okuyormusunuz bilmiyorum ama, size gerçekten Objektif ve inanılır olmanız nedeni ile Türkiye'nin ihtiyacı var, konuşmaktan(hemde açık açık, isim vere vere) geri kalmayın(zaten kalmıyorsunuz ama daha fazla), özellikle EKODİYALOG'da...

Saygılarımla.....

Adsız dedi ki...

Rakamlarla tespitleriniz son derece yerinde. Hadi, Asaf Savas Akat rakamlardan anlamiyor ya da hazzetmiyor diyelim, Turkiye'de etrafina da mi bakmiyor? Son 20 senede ulkenin geldigi nokta net bir sekilde buyumeyi, sanayide gelismeyi apacik gosteriyor. Evet biz henuz gelismis ulke degiliz, henuz Milli Gelirimiz gelismis tabir edilen ama beyinleri orumcek aglariyla dolu Batili dostlarimizinki kadar degil. Bunun sebebi biraz da yolsuzluk, rusvet ve agir burokrasi. Bunlarda gelisme saglayabilsek, farki cok daha net farkedecegiz. Asaf Hoca birakin baska kurumlari sadece Zorlu Holding'in son 15 yillik cizgisine baksa, sanayilesmeyi, istihdami gorur bence.
T'Pol
N.B. Bu arada okuyucu sayinizin bu kadar az olduguna inanamiyorum. Ben bu blogu herkese tavsiye ediyorum, demek ki enayiler dikkate almiyor...

Adsız dedi ki...

TPol,

Zorlu`nun sanayilesmesinden kastiniz Avrupa`ya satilan 20 milyon tv degildir umarim..

Saygilarimla,
L.A

Adsız dedi ki...

Sayin L.A.

Tam olarak kastinizi anlamadim? Sonucta adam burada uretip, nereye satiyorsa satsin. Hem zaten sadece Tv degil, tekstil urunleri, enerji konusunda da yatirim yapmakta ve istihdam saglamaktadir diye o ornegi verdim. 20 yil oncesine baktiginizda bu buyuklukte yatirimlar (sadece Zorlu degil, digerleri de) gormuyorsunuz, bugun bakinca goruyorsunuz. Demek ki neymis, rakamlar olmasa da bu memleket buyuyor demek istemistim.
T'Pol

Adsız dedi ki...

iktisat okuyorum. Hocalarımın hemen hepsi Akat'dan bin beter istatistikler veriyorlar.Bu insanlar doktoralarını amerikadan nasıl aldılar çok merak ediyorum.

bitirme projem için -hocalarıma inat- Büyümenin isdihdam yaratıp yaratmadığını konu seçtim.

Adsız dedi ki...

Merhaba,

Katkılarınız için teşekkür ediyorum ancak eleştirim var bu bloga teknik olarak...

RSS ve/veya benzer bağlantılar yok.

Adsız dedi ki...

Tugrul Bey,

Normal sartlar altinda ekonomi gelisirken, tarim sektorundeki istihdamin goreceli olarak dusmesini mi beklemek lagzim? Boyle bir durumda imalat sanayine mi gecis olur yoksa hizmet sektorune. Cin'de bu gecisin tarimdan sanayine Hindistan'da ise hizmet sektorune (tabiki goreceli olarak) gecis oldugu izlenimini edindim, yaniliyor olabilirim.

Boyle bur sektorel hareketlilikte hangi kanal daha makbuldur acaba?

Niyazi

Adsız dedi ki...

Tpol,

Genelde Vestel`i teknoloji ureten dunya markasi olarak duyariz ya.. Vestel`in toplam katma degerinin ne kadar dusuk oldugunu birinci elden gormus birisi olarak buyuk hayal kirikligi yasiyorum.. Ve acikcasi kendimi biraz da aldatilmis hissediyorum..

O bakimdan Vestel`e ve giyabinda Zorlu`ya serh koydum..

Ancak tekstile ya da enerjiye lafim yok elbet.

Saygilarimla
L.A

tugrul dedi ki...

Niyazi Bey,

Bu konuda cok okumus degilim, ama benim aldigim izlenim de boyle.

Ekonomix'e gore Hindistan, sanayi evresini atlayip, direk olarak hizmet sektorune gecmekle iyi yapiyor. Ben bu konuda cok sey bilmedigimi itiraf etmeliyim.

Sunu da unutmamak lazim, sanayi sektorunun muazzam bir istihdam yaratma kapasitesi var. Ve bu istihdami sanayide degil hizmetler sektorunde yaratiyor (tasima, satis, satis sonrasi servis, pazarlama, vs, vs). Nerede okudugumu hatirlamiorum, ama imalatta yaratilan her bir istihdamin, ulkede 5-6 (?) istihdam yarattigi, hizmet sektorunde ise ayni sayinin 1.5 (?) gibi bir sey oldugunu hesaplamislar.

O yuzden, ozellikle nufus fazla olan az gelismis ulkeler icin sanayilesmek daha dogru bir tercih gibi geliyor bana.

Adsız dedi ki...

Aslina bakarsaniz Hint devleti de sanayi agirlikli bir kalkinma hayali icerisinde ama bunu basarmaya durumlari su an icin musait degil. isgucu ucuz ama altyapi yok. En azindan 50 milyar dolarlik yol yapmalari lazim ilk etapta. Elektrik dogru durust yok, temiz su cok yok, vs.

Bunlari saglayabilmesi icin buyuk miktarlarda yatirim gerekli. Ote yandan hizmet sektorunde faaliyet gostermek icin ulke bazinda yuksek sermaye yatirimlarina gerek yok. Bir kac ada kurarsaniz Bangalore, Hyderabad gibi, ondan sonra da herseyi internet uzerinden halledersiniz. Hyderabad'i sahile baglamaya calisirsaniz bir ton para harcamak zorunda kalirsiniz. Adamlarin topraklarina daha el degmemis, 5000 yil oncesinde yasayan yerler var Amazonlar gibi.

Niyazi Beyin sorusuna gelirsek ogrencilik yillarimda cok "King" oynadim. Niyazi Bey, elinizdeki kagitlar yuksekse koz oynarsiniz, elinizdeki kagitlar ufaksa ceza oynarsiniz. O yuzden sorunuzun cevabi ulkeden ulkeye degisir. Gidip Hawaii'ye ihracata yonelik cimento fabrikasi kurarsaniz ayvayi yersiniz.

Ekonomix

Adsız dedi ki...

Niyazi Bey'in sordugu soruda ulkenin egitim politikalari da rol oynar diye dusunuyorum. Nereye insan yetistiriliyorsa ulke oraya gider. Tabi ulkede gelecege yonelik, ekonomiyi gozonune alan bir egitim politikasi varsa.
cuneydyasin

Adsız dedi ki...

VESTEL İ ÖRNEK VEREN ARKADAŞ;
DENİZBANKIN YÜKSEK BİR BEDELLE SATILMASIYLA VESTEL İN UÇURUMUN KENARINDAN DÖNDÜĞÜNÜ BİLİYOR MU?

Adsız dedi ki...

BEN VESTELI ORNEK VEREN ARKADASINIZ!
Korkarim yanlis anlasildim: Tekrar soyluyorum, VESTEL super sirket ne muazzam demedim, 20 yil evvel etrafa bakinca Zorlu Grubu sirketleri GIBI buyuk, istihdam yaratan ozel sektor girisimleri yoktu, bugun var, demek ki buyume de var. Rakamlari anlamayan etrafina baksin, gelismeyi gorsun demeye calistim ancak siz tutup soyledigimi israrla yanlis anliyorsunuz. ZORLU degil de KOC veya SABANCI da diyebilirdim, elime oyle geldi ZORLU dedim. Olay budur yani, bilmem bu kez anlatabildim mi? yoksa Ingilizce ve hatta kirik dokuk de olsa Almanca da yazayim mi? Kusura bakmayin ama universitede okurken zorunlu Turkce dersini anlamli bulmaz, universiteye gelen adamin daha artik Turkce okumaya ihtiyaci mi olur derdim, yanilmisim, pardon, pardon!
T'POL