Gungor Uras ve Faik Oztrak'tan Neler Ogrendik?

Bugunku konumuz Milliyet gazetesinde Gungor Uras ve Faik Oztrak tarafindan yazilan iki kose yazisi hakkinda.

Gungor Uras ile basliyoruz. Yazinin basligi “Piyasalar coşuyor, ekonomi küçülüyor“.Yazinin basligi durumu ozetledigi icin uzun uzun alintilar yapmayacagim. Sadece ekonominin kuculdugunu ogrenmekten uzuntu duydugumu belirtmek istiyorum. Eminim ekonomi de kuculmekte oldugunu ogrenince cok uzulecektir. Aman benden duymasin.

Liderlik Nedir?   Küresel ısınma Nedir  Komünist Nedir  Komünizm nedir?  Kapitalizm Kapitalist nedir

Benim dikkatimi su cumle cekti: “Türk ekonomisinin yüzde 5 dolayında büyüdüğü bir yıl, ara malı ithalatında yüzde 20 ( bkz. yüzde hesabı nasıl yapılır) artış var. Demek ki, üretimde giderek daha fazla ithal girdi kullanılıyor.” [Herhalde Gungor Bey’in dili surctu. Ekonomi kuculmemis miydi?]

Asil deginmek istedigim husus su: ekonomi %5 buyudu derken sabit fiyatlari kullaniriz; cunku amac uretim miktarinin ne kadar degistigini hesaplamaktir. Peki o zaman neden aramali ithalatina sira gelince oyle yapmiyoruz da fiyat artisini da hesaba katiyoruz. Bakiniz, TUIK’in yayinladigi dis ticaret miktar endeksleri var bu is icin. Ben merak ettim baktim, Ocak-Kasim arasinda ara mal ithalatinda miktar artis %6.1 olmus, %20 degil. Aradaki fark fiyat artisindan kaynaklanmis. Ayni donemde sanayide uretim artisi ise %6.3 olmus. Demek ki sanayi uretimi, ara mal artisindan fazla imis, az degil.

Ikinci yazi Faik Oztrak’a ait: “Her derde deva dış ticaret rakamları” . Faik Bey yazisina “ithalat eğiliminde meydana gelen çarpıcı değişikligi” anlatmak ile basliyor. Biz zaten son bir kac aydan beri o degisikligi gozlemledigimiz ve bu konuda yazilar yazdigimiz icin (bakiniz 10.11.2006, 12.12.2006, 13.01.2007, 23.01.2007) bize o kadar carpici gelmedi ama olsun.

Faik Bey devam ediyor :”Bir aylık rakamlara bakarak değerlendirme yapmak biraz erken olmakla beraber ithalat eğiliminde yaşanan bu keskin dönüşün özellikle yatırım ve tüketim malı ithalatından kaynaklanması, yüksek faizlerin yatırım ve tüketim talebini oldukça hızlı etkilemeye başladığını gösteriyor olabilir.”

Ama nasil olur? Hani yuksek faiz, disaridan daha cok sermaye gelmesine sebep olur ve sonucta tuketimi patlatirdi? Hani Merkez Bankasi caresizdi, faizleri yukselterek ekonomiyi sogutamazdi?

Nitekim geçen yılın ekim ayında sıçrayan, dışarıdan sermaye girişi kasımda yeniden düşme eğilimine girmişti. Kurdaki düzeltme rekabet gücünü artırırken, yüksek faiz ve sermaye girişindeki azalma iç talebi kısıyor.”

Yani sermaye girisinin bir ay yukselmesi ic talebi aninda yukseltiyor. Sermaye girisinin bir ay dusmesi ic talebi hemen sogutuyor. Ne hikmetli sermaye imis bu masallah, bizim manganin konutani Erol Cavus’a benziyor. Bir dudukle mangayi yerinde saydirip bir dudukle harekete geciriyor. Acaba yuruyus karari saydirma ozelligi de var midir?

Birincisi, ic talep dedikleri sey bir ay zart diye azalip sonraki ay zirt diye cikmaz. Tamam, Turkiye bir Amerika degil, ama yine de 400 milyar dolarlik bir ekonomiyiz. Oyle hemen istikamet degistiremeyiz. Bakiniz, Mayis ayinda piyasalar calkalandi, etkisi kac ay sonra ortaya cikti. Kasim'da uretim artisini Ekim'deki sermaye girisine baglamayin n'olur? Hic dusunmediniz mi, Ekim'in son gunleri neden cocuklar kapiya gelip seker istediler veya ramazan pideleri nereye kayboldu diye?

Ikinci hususa gelince: Biz daha onceki yazilarimizda yilin son ceyreginde (buna Ekim ayi da dahil) kredi akisinin azaldigini soylemis, Kasim ayinin sanayi uretim rakamlari sizi yaniltmasin demistik. Faik Bey’e ise Kasim ayinda uretim hizlaninca sebebi artan (?) sermaye girisine baglamisti. Nasil oluyor da ayni verilere bakip ayri sonuclara variyoruz?

Benim, sermaye hesabi kisminda dikkat ettigim kredi olarak gelen sermaye oluyor. Yani ticari kredi, bankalarin aldigi kredi ve reel sektorun aldigi kredinin toplami. Neden bunlara bakiyorum? Cunku eger disaridan gelen sermaye ic tuketimi etkileyecekse, bunu en hizli ve direk sekilde bu kalemlerden yapilan giris saglayacaktir. Mesela bankalar, iceriye kredi vermek icin disaridan kredi alir. Reel sektor, yeni yatirim yapmak veya uretimi finanse etmek icin kredi alir. Diger bir degisle, bulunan kredi kisa bir surede kullanilmak icin alinir.

Faik Bey ise ozel sermaye girisi dedigi bir toplama bakiyor. Bunun icinde yukarida saydigim kredilere ek olarak dogrudan yatirimlar ile yabancilarin hisse senedi yatirimlari ve devlet ic borclanma senedi alimlari gibi kalemler var. Ben diyorum ki, bu tip sermaye girisleri ic talebi dogrudan etkilemezler. Bir zaman sonra gecikmeli bir etki yapabilirler veya yapmayabilirler. Bu etki bire bir olabilir veya olmayabilir. Sonucta bu dolayli etkilesim mekanizmasinin dolambacli yollarinda ne olacagi belli olmaz.

Asagida benim kullandigim “Ozel Kredi Girisi” ile Faik Bey’in onem verdigi “Ozel Sermaye Girisi” degerlerini ceyrek donemler itibari ile gosterdim. Bunlardan hangisi ic talebi aciklamak icin daha etkili sizce?



Sonucta bugun ne ogrendik?

1. Piyasalar coşuyor, ekonomi küçülüyor; yok ekonomi buyuyor ama ithalat daha cok buyuyor; aslinda o kadar da buyumuyor ama o zaman ekonomi kuculuyor. Kuculuyor iste!

2. Gecen sali sabahi bizim Amerikadaki muhtar koydeki kizina 100 dolar havale gondermis. Netekim ogleden sonra birden ulke capinda ic talep canlandi, ama kiz parayi harcamayinca Carsamba gunu ortalik tekrar duruldu. Yuksek faiz aslinda ekonomiyi canlandirir. Ama canlandirmaya da bilir. Herseyin basi disaridan gelen sermaye. O ne derse o olur. Yuruyus karari sayilacaaak..SAY!

1 Yorum Var.:

Adsız dedi ki...

merak ettiğim bir konu var.çeşitli gazetelerde yayınlanan ekonomi yorumlarının gecerlilikleri ne düzeydedir.sizi takip ediyorum ve yazılan yorumları eleştiriyorsunuz.merakım bu yazarlar halkı kandırıyorlar mı?:( bu yazılanlara güvenebilir miyiz?