Asagidaki iki grafikte Turkiye'ye gelen yabanci sermaye akimini (12 aylik toplam) ve dolar cinsi yillik ortalama faiz oranlarini goreceksiniz (12 aylik ortalama, ex post, yani dolarin degeri belli olduktan sonra geriye baktigimizda dolar cinsi reel faizin degeri).
Uzun vadeli krediler: banka+diger sektorler
Kamu borclanmasi: yurt disi borclanma+IMF kredi_diger krediler
Sicak para = Hisse Senedi+DIBS+Kisa vadeli banka kredileri+kisa vadeli diger sektor kredileri+mevduat.
Sicak paranin tanimi olarak MB'nin su calismasi kullanilmistir.
Tek fark, sicak paranin faize duyarli kismini bulmak icin hisse senedi alimlarini toplam sicak paranin icinden cikardim. IMKB'de yabanci agirligindan dolayi, yabancilarin hisse senedi alimi daha cok kalici bir yatirim huviyetinde gibi geliyor bana (yabancilar satmak istese bile alan yine baska bir yabanci oluyor, net sermaye cikisi az oluyor yani). Nitekim bir yil icinde toplam hisse senedi satimi en fazla 500 milyon dolar civarinda olmus. O yuzden hisse senedi alimini soguk para gibi kabul edip dogrudan yatirima koydum. (Benim gibi dusunmeyenler icin dogrudan yatirim tek basina ince cizgi ile verilmistir)
Bir kac gozlem:
1. 2004 senesinden sonra dolar cinsi reel faizler duserken toplam sermaye girisinin artmaya devam etmesi ilginc.
2. Ikinci grafikten goruyoruz ki faize duyarli sicak para 2005 basinda artisi kesmis ve 2006 Mayisi ile birlikte 5 milyar dolar (yillik ortalama) duzeyine inmis.
Swap Nedir Deflasyon Nedir Bono Nedir? Reeskont Nedir Ekonomi Nedir Enflasyon Nedir
3. Uzun vadeli krediler 2005 ortasinda hizlanmis, ki yerlilerin ozellestirilen sirketleri almasi bu doneme rast geliyor. tahmin ediyorum 10 milyar dolara yakini Koc, Dogan, ve Cukurova grubunun aldigi kredilerdir (tam rakami bilen var mi?)
4. 2001 sonunda 15 milyar dolar sicak para cikmasi ilginc. Cunku o zamana kadar gelen para o kadar degil. 1984 ile 2001 sonu arasinda toplam (cumulative) ic borclanma senedi alimi EKSI 11 milyar dolar. Ne kadar cok biyikli yabanci var boyle ulkede?
5. 1996 ve 2003'de dolar cinsi faizin %30lari asmasi, krizin etkisinin atlatilmasi ile, deger kaybeden liranin tekrar deger kazanmasi ile ilgili, yuksek tl faizinden degil. 1999'da faizlerin tekrar %30lari asmasi ise, borclanma faizinin artmasindan. 2004'den sonra hem TL faizleri iniyor, hem liranin deger kazanmasi yavasliyor. Dolayisiyla dolar faizi de iniyor.
7 Yorum Var.:
Tek fark, sicak paranin faize duyarli kismini bulmak icin hisse senedi alimlarini toplam sicak paranin icinden cikardim. IMKB'de yabanci agirligindan dolayi, yabancilarin hisse senedi alimi daha cok kalici bir yatirim huviyetinde gibi geliyor bana (yabancilar satmak istese bile alan yine baska bir yabanci oluyor, net sermaye cikisi az oluyor yani). Nitekim bir yil icinde toplam hisse senedi satimi en fazla 500 milyon dolar civarinda olmus. O yuzden hisse senedi alimini soguk para gibi kabul edip dogrudan yatirima koydum.
Sıcak para değelendirmeleri yaparken belli bir kesiti alıp ona isim takmak ve onu sanki sıcak para değilmiş gibi görmek doğru değildir. Sıcak para, sıcak paradır, nokta. Kısa vadelidir, yüksek rant arar. Realize eder, gider. Kurların uçması bile onu durduramaz. 1$ = 1 Arjantin pesosu iken bir anda 1$ = 3.5 Arjantin pesosu olmuştur. Türkiye'de mevcut bulunan 60 küsur milyar dolar sıcak para bir yıl içinde değil, daha uzun bir süre içinde girmiştir. Uzun süredir bir kısmının çıkmamış olması, çıkmayacağı anlamına gelmez. Sadece Mayıs-Haziran dönemide bile 14 milyar dolar çıkış yapabilmiştir.
Sıcak paranın faize hassas bölümü diye bir ayrım yapamayız. Eğer bunun miktarını gerçekten görmek istersek, faizleri hızla Batı seviyesine indirmeliyiz. Faiz düşerken kurların da düşeceğini iddia eden Sayın Deniz Gökçe'nin bir an evvel MB Başkanı olup, faizleri Batı seviyesine indirmesini dilerim. Bakalım soğumamış sıcak para miktarı ne imiş.
2004 senesinden sonra dolar cinsi reel faizler duserken toplam sermaye girisinin artmaya devam etmesi ilginc.
2003 başından beri dünya çapında yaşanan global likidite patlaması, hem dünya çapında reel faizleri aşağı çekmiş, hem de az gelişmiş ülkelere olan sıcak para akımını yüksek tutmuştur.
Ikinci grafikten goruyoruz ki faize duyarli sicak para 2005 basinda artisi kesmis ve 2006 Mayisi ile birlikte 5 milyar dolar (yillik ortalama) duzeyine inmis.
Mayıs-Haziran dönemindeki giriş çıkış rakamları incelenirse, çok kısa içinde çok büyük miktarda paranın hareket ettiği, bunu, yılda ortalama 5 milyar dolar gibi bir rakamla tasvir etmenin imkansızlığı ortaya çıkar. Ayrıca hızlı bir faiz düşüşünde, sadece 5 milyar dolar çıkmayacağı son derece aşikardır.
1996 ve 2003'de dolar cinsi faizin %30lari asmasi, krizin etkisinin atlatilmasi ile, deger kaybeden liranin tekrar deger kazanmasi ile ilgili, yuksek tl faizinden degil.
Bunu anlamamız için uzun süre boyunca düşük faiz politikası gütmeliyiz. Bakalım YTL yine aşırı değerleniyor mu, yoksa değerlenmiyor mu? Gayet tabii ki ne IMF ne de Dünya Bankası buna sıcak bakmaz, resmi iktisatçılarımıza telkin etmez.
Cikan paranin 14 milyar dolar oldugunuz zannedecek kadar bilgisizsiniz.
Mayıs ayında yurt dışına 14.5 milyar dolar döviz çıkışı oldu.
Nisandaki 63.4 milyar doların, bir ayda 14.5 milyar dolarının çıkması önemli bir olaydır.
Dış yatırımcılar (yabancısı ve kara bıyıklısı ve de fonlar) nisan ayında 8.8 milyar dolarlık hisse senedi, 15.7 milyar dolarlık bono sattı. Bunların YTL karşılığını dolara çevirdi. Doları aldı götürdü.
Bu çok önemli bir parasal harekettir.
Allah'tan Türk halkı YTL'den dövize dönmeye bakmadı. Bankalar döviz almaya kalkmadı. Bu sayede döviz fiyatlarındaki artış yüzde 20'ler dolayında kaldı.
ANKA'nın Merkez Bankası, Merkezi Kayıt Kuruluşu ve BDDK'nın verilerinden yaptığı hesaplamaya göre nisan sonunda 63.4 milyar dolar düzeyinde bulunan yabancılara ait Türkiye'deki sıcak para stoku, mayıs sonunda 48.9 milyar dolara kadar geriledi.
Yabancıların İMKB'de sahip oldukları hisse senetlerinin toplam değeri nisanda 8.8 milyar dolarlık bir azalma kaydetti ve 29.6 milyar dolara kadar indi. İç borçlanma kağıtları portföyü ise 5.7 milyar dolar azalarak 15.7 milyar dolara kadar geriledi. Bu kapsamdaki YTL cinsinden iç borçlanma kağıtlarının tutarı 19 milyar dolardan 13.6 milyar dolara gerilerken, döviz cinsinden DİBS'lerin tutarı ise 349 milyon dolar azalarak 2.1 milyar dolara indi.
Mayısta yabancıların büyük bölümü döviz cinsinden olan mevduatlarında ise 29 milyon dolarlık artış kaydedildi. Mevduatlar 2.6 milyar doları döviz, 937 milyon doları da YTL cinsinden olmak üzere toplam 3.6 milyar dolar düzeyinde bulunuyor.
Mayıstaki bu azalmaya rağmen, yabancıların sıcak para stoku geçen yıl mayıs ayındaki 36.1 milyar dolarlık düzeyinin ise 12.8 milyar dolar üzerinde seyrediyor. Bu büyüme de büyük ölçüde hisse senetlerindeki 12.6 milyar dolarlık artıştan kaynaklanıyor.
İşte "sıcak paranın" tehlikesi burada.
Girerken iyi de, çıkarken kötü.
Yabancı kaynaklı sıcak para 2005 Mayıs ayında 36.0 milyar dolar iken 2006 Nisan ayında 63.4 milyar dolara ulaşmıştı.
Mayıs ayındaki 14.5 milyar dolarlık çıkışa rağmen, mayıs ayı sonunda Türkiye'de kalan 48.8 milyar dolarlık sıcak para, geçen yılın mayıs ayı rakamının üzerinde.
Çünkü mayıs ayına kadar Türkiye'ye oluk oluk sıcak para girişi devam etti.
Bu yılın ilk dört ayında bile sıcak para girişi oldu.
Yabancı kaynaklı net sıcak para girişi ise bu yılın ocak-nisan döneminde 3.9 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bunun 864 milyon doları hisse senedi, 918 milyon doları ise iç borçlanma kağıdı alımı için geldi. Mevduat olarak yaşanan net giriş ise 2.1 milyar dolara ulaştı. Bu arada 1.7 milyar dolar olan yerli kaynaklı sıcak para girişi de dikkate alındığında bu yıl ocak-nisan döneminde Türkiye'ye giren net sıcak para miktarı 5.6 milyar dolar olarak hesaplandı.
Nisan sonu itibariyle son bir yıllık dönemde ise 4.4 milyar doları hisse senedi, 4.6 milyar doları iç borçlanma kağıdı ve 2.7 milyar doları mevduat olmak üzere toplam 11.7 milyar dolarlık yabancı kaynaklı sıcak para girişi kaydedildi. Son bir yıllık dönemdeki yerli kaynaklı sıcak para girişi ise 2.8 milyar doları bankaların, 402 milyon doları diğer sektörlerin, 2.2 milyar doları da kaynağı belirsiz olmak üzere toplam 5.5 milyar dolar oldu. Son bir yıllık dönemde yerli ve yabancı kaynaklı toplam net sıcak para girişi 17.1 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.
Yazının altında verilen ve ANKA tarafından düzenlenen tablo, sıcak para stokunun değişimini açıklıkla gösteriyor.
Haziran ayının başındaki 48.5 milyar dolarlık stok acaba haziran sonuna kadar ne çizgiye inecek?
Sadece döviz çıkışı mı olacak, yoksa döviz fiyatlarının bir çizgiye oturması ve de faiz artırımı etkisinde döviz girişi (sıcak para girişi) tekrar başlayacak mı?
Bunu haziran şartlarını yaşayarak öğreneceğiz.
Kaynak
Mayıs ayında ülkemizden ne kadar sıcak para çıktığı konusunda ek bilgi sahibi olmak isteyenler, http://orhankaraca.blogspot.com/'daki yazıma bakabilir.
Ah Recep, ah! Sicak para miktarinin bir stok, sicak para cikisinin bir akim oldugunu bile bilmezsin. Sicak paranin TLcinsi varliklarda (hisse seendi, bono) oldugunu bilmezsin. Zannedersin ki stokun azalisinin tek sebebi paranin cikisidir. Omuzunun ustunde olan seyi neden kullanmazsin?
Mayis’da liranin degeri dusmedi mi? Borsa asagi inmedi mi? Bonolar deger kaybetmedi mi? Bunlarin hepsi sicak para stokunun degerini azaltmadi mi? Bak senin veya Tevfik Gungor gibi cahil olmayanlar neyin ne oldugunu nasil anliyorlar?
• Türkiye'deki sıcak para stoku son iki aylık azalmayla 41.7 milyar dolara indi. Bu, sıcak para stokunu bir yıl önceki düzeyine geriletti. Stok, haziranda 8.1, mayısta 13.5 milyar dolar azaldı.
• Bu azalma yabancıların devlet iç borçlanma senetlerinden ve mevduat kaleminden net çıkışları yanında, döviz kurunun artmasından, bonoların ve hisse senetlerinin değer kaybetmesinden kaynaklandı.
• Hisse senetlerinde mayısta yabancı çıkışı yoktu; haziranda olsa bile çok sınırlı kalabilir. Bunu haziran ayı cari işlemler dengesi verileri açıklandığında göreceğiz.
• Bu ölçüde ciddi bir daralmaya Türkiye'den çok daha küçük boyutlu bir sıcak para çıkışı yol açtı. Cari işlemler dengesi verilerinden mayıs ayında Türkiye'den çıkan para miktarının 4 milyar dolar olduğu görülüyor.
http://www.sabah.com.tr/2006/07/19/yaz07-30-101.html
Birileri sürekli bana hakaret ediyor.
Biri sadece bana cevap vermek için blog açıyor.
e-recep bu kadar bilgisizse, e-recep bu kadar cahilse, bu paniğin nedeni nedir beyler?
:-)
Hadi e-recep cahil, peki Rahmetli Vehbi Koç'un kadim dostu, her Salı rakı içtiği Tevfik Güngör de mi cahil? Vehbi Bey'in cahil adamla işi ne? Yoksa sizi rahatsız eden başka bir şey mi var?
Tekrar :-)
Recep Bey,
Sizi üzmek istemem ama benim blogum size cevap vermek için açılmadı. Sadece ilk yazısı burada tartışılan konuya ayrıldı o kadar. Kendinizi bu kadar fazla önemsemeyin.
Yorum Gönder