Siyasi Parti Projesi II

Gecen iki gun zarfinda bu konu uzerinde etraflica dusunme firsati buldum. Daha fazla dusundukce bu fikirler kafama daha cok yatmaya basladi. Izlenimlerden Fethi Bey bu siyasi hareketin diger onemli bir kolunun milliyetcilik oldugunu hatirlatarak onemli bir katkida bulundu. Bu zaman zarfinda verileri de daha dikkatli inceledim ve projenin fisibilitesinin cok yuksek olduguna kanaat getirdim. Turkiyede calisma yasinda olan 50 milyonun uzerinde bir topluluk var. Secmen sayisi ise son secimlerde 42 milyon civarinda imis. Turkiye'de calisan sayisi ise sadece 23 milyon kisi. Anlayacaginiz potansiyel cok buyuk.

Ayrica onceki secimlerde AK Partinin ve onun oncusu olan Refah Partisinin iki kilo pirince, 1 kilo kuru fasulyeye secmenlerin oyunu kazandigini dusunursek, Turkiye'deki secmenlerin tesviklere ne kadar olumlu tepki gosterdigi sonucuna rahatlikla ulasabiliriz. Hatta 92 secimlerinde Demirel'in 500 gunde isleri yoluna sokacagim, herkes bir ev bir araba sahibi olacak diyerek secimleri kazandigini da unutmamaliyiz. Bu acidan halkin sorunlarina ve isteklerine cevap verecek, en azindan soylem bazinda bu isi yapabilen parti secimlerden basariyla cikacaktir. Yalniz Fethi Bey'in gozden kacirdigi bir nokta var, cok populist olursaniz ve halk da sizin gercekten populist oldugunuzu dusunurse soylediklerinizi inandirici bulmayacak ve secimlerde basarili olmaniz mumkun olmayacaktir. O yuzden ben daha once belirttigim populizm cizgisinin cok disarisina cikmayacagim. Bu goruslerin isiginda projeyi su sekilde gelistiriyorum:

Yatırım Fonları Nedir?   Altın Fonu Nedir  Komünist Nedir  Komünizm nedir?  Kapitalizm Kapitalist nedir

Oncelikle partinin adini Milliyetci Sifirci Parti (MSP) olarak ongoruyorum. Partinin adi hem milliyetci kesime hem de eski dindar kesime hitap ederek muhafazakar kesime goz kirpiyor. Partinin halk tarafindan inanilmasini guc olan tek soylemi "faizleri sifirlayacagiz" soylemidir. Medya bununla dalga gececek, ve diger politik partiler bunun gercekci olmadigini soyleyecektir. Iste biz bu noktada "komplo teorisi" kartini oynayacagiz. Ulkedeki yuksek faizlerden rantcilarin ve yabanci bankalarin beslendigini bilmeyen yok. Bu kisilerin ayni zamanda medyayi ve bir cok siyasi partiyi kontrol ettigi bir cok kisi tarafindan kabul ediliyor. IMF ise ulkemize sadece yabancilara olan borclarimizi odememizi garanti altina almak icin mudahale ediyor ve uygulamamizi direttikleri politikalar ulkenin zararina issizligi ve yoksullugu arttiran politikalardir. Gorulecegi uzere dort bir tarafimizdan hainlerle kusatilmis bir durumdayiz ve halkimizin gelecegi icin harcayabilecegimiz kaynaklari kanimizi emen dusmanlarimiza kaptirmaktayiz. Bu arada bu soylem de hem solcu hem de ultra solcu kesimi de bizim kanadimiza cekecek bir soylemdir.

Secmenlere faizlerden bahsederken rakamlari da cok etkin sekilde kullanmamiz gerekmektedir. Turk milleti ulkenin kanini emen yuksek faizcilere HER GUN 200 MILYON YTL faiz oduyor. Biz bu faizleri sifirlayarak cok buyuk bir kaynagi ortaya cikaracak ve halkimizin faydasi icin kullanacagiz. Tek basina iktadara geldigimizde her yil 1 milyon kisiye devlette is kapisini acacagiz. Bu kisileri ogretmen, hemsire ve doktor, savci ve hakim, polis olarak istihdam edecegiz. Boylece bu kaynak ulkenin egitim, saglik, adalet ve guvenlik sorunlarini cozmekte kullanilacaktir. Mahkemeler jet hiziyla isleyecek, polisler halki terorize eden kapkac ve uyusturucu cetelerinin kokunu kaziyacaktir. Ulkemizde ogretmen acigi kalmayacak, cocuklarimiz gelecege guvenle bakabileceklerdir. Ayrica devletin sundugu bedava saglik hizmetlerini yaygilastiracak, herkese bir yesil kart verecegiz.

5 sene sonunda toplam 5 milyon kisiyi ise alarak Turkiye'nin kanayan yarasi olan issizlik problemini cozecegiz, issizligi sifira indirecegiz. Ayrica faiz harcamalarindan elimize gecen parayla devletin borclarini odeyecek ve 5 sene sonunda tum ic ve dis borclarimizi da sifirlayacagiz. Biz iktidara geldikten sonra artik cocuklarimiz borcla dogmayacaktir.

Iktidara gelmemizle birlikte doviz kurunda da ihracata yonelik uretim yapan sektorlerimizi rahatlatacak ve haksiz rekabete neden olan dusuk doviz kuru problemini cozecegiz. Ucuz ve kalitesiz Cin mallarinin ulkemize girmesine sinirlamalar getirip ulkenin buyumesinin motoru olan KOBIlere sifir faizle kredi saglayacagiz. Iktidarda oldugumuz 1000 gun icerisinde ulkede cari acik, issizlik, yuksek faiz, dusuk kur, problemleri ortadan kalkmis, her vatandasimiz "sifir faizle" mortgage kredisi alarak ev sahibi olma imkanina kavusacaktir. Ulkenin onune yuksek faizle cekilmis duvari yikacak ve ulkemizi daha mutlu ve refah yarinlara tasiyacagiz.

Bu arada hazineden super ligde mucadele eden futbol takimlarina 100'er milyon YTL yardim da yapilacak ve ulkemizin Dunya futbolunun bir numarali ulkesi olmasi saglanacaktir.

Tum bunlari yapmamizi saglayacak sey faizlerin sifira indirilmesidir. Ulkemizin kotulugunu isteyen dis mihraklara karsi durabilir ve halkmizin da destegini alarak bunu basarabiliriz. Ben bu projeye onculuk edebilecek en uygun kisinin Suleyman Demirel oldugunu dusunuyorum, ben de Amerika'dan Turkiye'ye kesin donus yaparak ekonominin (ekonomi nedir?) basina gecmeye ve ikinci Dervis olmaya talip oluyorum. Yukarida ozetini yaptigim stratejinin bazi maddelerinden taviz de verebilirim. Mesela medya ile bir cesit anlasma yoluna gidersek (iktidara geldigimizde yerine getirilmesi kaydiyla) medyanin da destegini arkamiza alabiliriz. Daha yolun basindayiz.

4 Yorum Var.:

Adsız dedi ki...

Artik konusma zamani degil, eylem zamani arkadaslar ! Hayatimin son 6 yilini 'yüksek faizin sakincalarini' dinleyerek/okuyarak geçirdim. Binlerce onbinlerce versiyonunu. Giderek bu is Çin iskencesine döndü, hatta geçti bile. Ben kendi adima teslim oluyorum. Yeter artik. Ekonomiks'in açtigi yolda basarili olmasi için elimizden gelen her türlü destegi verelim diyorum. Su allahin belasi faizi sifirlayacaksak sifirlayalim artik. Arkadaslari rahatsizden geri kalan ne varsa onlari da sifirlayalim. Basaramassak hayatimizin sonunda kadar bu hikayeyi dinlemeye devam edecegiz. Düsünebiliyor musunuz ? Bununla yasanir mi sizce ?

ahmet çavusoglu

e-recep dedi ki...

Bu parti programının büyük bir sakıncası var. Türk vatandaşları son 26 yılda 440 milyar dolar faiz ödediler. Bu faizi de birileri cukka etti. Şimdi bu arpa kesilirse, arpacılar gücenmez mi?

Adsız dedi ki...

Zor veya kolay. Basaracagiz Recep bey kardesim. Sözlüklerimizde faiz kelimesinin karsiligi sifir olacak. Yalniz, faizi sifir bile olsa borçlarin geri ödenmesine karsiyim. Ancak bir ahmak aldigi borçlari geri ödemeye niyetlenir. Liderimiz ekonomiks ne düsünür bilmiyorum ama ben ithalati da sifirlayalim diyorum. Üreticilerimiz haksiz rekabete ugramasin. Ayrica ülkemizde üretilen ne var ne yoksa hepsini ihraç edelim ki fiyatlar düsmesin. Kurumuz rekabetçi olsun. Kazandiklarimizla külçe külçe altin, deste deste dolar biriktiririz. Ne hos olur degil mi ? Dahasi sicak paracaiklarimiz dünyanin dört bir yerini kus gribi misali isgal eder. Oradaki keynesleri fitil ederler. Ama bizim keynesyenlerimizin mutlulugunun resmini yapabiliyor musunuz arkadaslar ? Tabi bu arada memlektemizde milyonlarca insan açliktan ölebilir ama her güzel seyin bir bedeli olmaz mi ? Hatta sunu da düsünebiliriz. Ihracat yapmayanin yasamaya hakki olmalidir sizce ?

ahmet çavusoglu

Adsız dedi ki...

Sıfırcı kelimesinin Türk Öğrenci'lerinin üzerindeki olumsuz etkisinden dolayı bu ismi tekrar düşünmekte fayda var...

Bir ikincisi, Faiz'i indirmek kadar büroksorasi, müteahiti tatmin etmek de önemli.

Ben de size "zihnimdeki" başka bir oluşumdan bahsetmek istiyorum.
Belki ortaya bir sentez çıkar.

Ye-Ye-Ye Partisi;
Biliyorsunuz, partilerini söylemlerinin ve programlarının pek de fazla bir önemi kalmadı artık.

Bu durumda, bu konuda konuşmanın fazla faydası yok.

Yani kısaca temel politikalar aynı.
Parti programını da biraz ordan biraz buradan hallederiz, Orası kolay.

Konuya geçelim.

Temel prensibi dürüstlük olan Ye-Ye-Ye partisi ve mensupları, şimdiye kadar yaptığı her şeyi "hizmet aşkıyla" yapan diğer parti mensuplarından biraz daha farklı olarak hizmet eder. Burası önemli bir ayrılık noktasıdır.

Zaten, beşeri ve ilahi aşkın dışındaki bir aşka, hele "hizmet aşkı" nevinden bir aşka inanmayan ama dürüstlüklerinden de asla ayrılmayan "Ye-Ye-Ye" gönüllüleri, bürokratik zincirin kendilerine sağladığı "İŞLERDE", parti programlarında net bir şekilde belirlenmiş oranların üzerinden komisyon alırlar.

"Dürüstlükleri buradan ileri gelir."

Bu komisyon için düşündüğüm oran %5'dir.

Yani klasik partilerin aksine "Ye-Ye-Ye" başkanları, başkan yardımcıları ve tüm parti üyeleri bir bakıma kendi devletlerine ortaktırlar.

Ve yine diğer klasik partilerin aksine, kendi çıkarları net bir şekilde korunan "Ye-Ye-Ye" partisi üyeleri gönül rahatlığıyla devletlerinin de çıkarlarını düşünebilirler.

Kısaca milletçe benimseneceğine yürekten inandığım "YE-YE-YE" partisi aynı zamanda ülkenin küçük bir şirketidir, sanayi hamlesidir, kasasıdır, çocuklarına çikolata alan babasıdır.

"YE-YE-YE" partisi milletçe "benimsendiği" ve "iş yapış" tarzı parti programında yazdığı için de birilerinden kaçırılan, birilerinden alınan, haksız bir kazanç da söz konusu değildir.

Elimde deliller olmamakla birlikte, bu %5, diğer klasik partilerin oranlarından çok daha düşük ve çok daha "hak edilmiş" bir orandır. (Helal olsundur, Alkışlar, alkışlar..)

Bitti mi, bitmedi.

Parti'nin kuruluş ve ilk komisyon dağıtım maliyetleri, Parti üyelerinin aidatlarından sağlanan ortak havuzdan karşılanabilir.

Hatta parti üyeleri, partiye yüklü miktarlarda kaynak ayırarak, partinin iktidara geldiğinde yöneteceği ihalelerden ve yan gelirlerden (burası daha da derinleştirilmeli elbette!) alacağı komisyonun paylaşımı esnasında orantısal bir hak da kazabilirler.

Kısaca %5'in bölüşümünden daha büyük paylar alabilirler. (yüksek risk, yüksek kazanç, tam da yerindeyiz ya, sahi ekonomi bakanlığına ne derdiniz:))

Bir başka model de; Saadet Zinciri tarzı bir yapı ile üye aidatlarını yeni üyeler arasında dağıtarak, zincirleme ve kitlesel bir hareket uyandırılabilir.

Kısaca, şimdiye kadar klasik partilerin karadüzen yaptıkları bu tip sergüzeştlerin hepsini bir kenara koyarak, adıyla sanıyla, kendini konumlandırmasıyla diğerlerinden farklı ve dürüst bir çerçeve oturturulabilir kanaatindeyim.

Bir kere, bu komisyon ile hem ülkenin çocuklarından aldığını onlara tekrar geri vermiş hem de kendi programımız doğrultusunda çalışarak, çok ciddi kaynakları kazanmış olacağız.

Şimdi naçizane bana düşen, cesur bir lider bulmak. Hem yaş itibari ile hem de kitleleri sevk ve idare etmek konusunda kendimi yeterli bulmuyorum. İş parti değil, hareket falan olsa cesaret edeceğim de...

Malum, "Ye-Ye-Ye Partisi" gibi cesur bir projeyi her babayiğidin anlatabileceğine inanmıyorum.

Acaba Fethi bey konuyla ilgilenir mi?
İşin ekonomik kısmı ile ilgili siz bir el atsanız. Faizsiz bir model ile entegre...

Slogan üzerine fazla çalışmaya fırsat bulamadım ama ilk aklıma gelen
"Buyrun birlikte yiyelim."
"Buyurun dostlar buyurun, buyurun Halil İbrahim Sofrasına"

Şarkı için ise;
Lütfen, hafif baş ritmi ile yarım saniye aralıklarla yavaşça
"YE - YE - YE"

Sevgiler
anonymous manonymous