Monday Morning Quarterback Ne Demek

Amerikan Futbolu dunyanin en renkli sporu, en iyi atletlerin mucadele ettigi bir spor, ayni zamanda izlemekten en cok zevk aldigim spor. Amerikan futbolu maclari pazar gunu oynanir ve oyunun en kilit kisisi, takimin beyni quarterback denilen oyuncudur. Bir quarterback ormanda 5 kaplan (kaplan=normal futboldaki 10 numarali oyuncu) gucundedir seklinde de ifade edebiliriz. Pazartesi sabahi insanlar maclari tartisirken "ben quarterback olsaydim oyle yapmaz soyle yapardim" seklinde afra tafra keserler, iste boyle insanlara pazartesi sabahi quarterback'i denir. Turkiye'de de bunlardan cok var, hem de her alanda.

Bugun sitemizde surekli gundeme getirdigimiz Salih Neftci'ye senenin Monday Morning Quarterback'i odulunu takdim etmek istiyorum. Sayin Neftci bugunku yazisinda kisaca soyle diyor: "Gecen sene faizler dusukken Merkez bankasi faizleri agresif bir sekilde en azindan 300 baz puan dusurmeli ve Hazine de borclarin vadesini agresif bir sekilde uzatmali seklinde tavsiye vermistik. Boyle yapilsaydi simdiki dalgadan daha az etkilenir, faizler daha dusuk olur, hazinenin faiz giderleri daha az olurdu". Ooooooldu, gozlerim doldu.

Sindirella Hikayesi  Tahvil Nedir  Gönüllü Çevreci Kuruluşlar  Çernobil Faciası  Türev Konu Anlatımı

Dr. Neftci'nin goz ardi ettigi, herkes tarafindan yapilan bir hata bu yanlis anlamayin, Merkez Bankasinin uzun vadeli (10-30 yil) faizleri kontrol edebilecegi dusuncesi. Acikca soyleyelim Merkez bankasi ancak kisa vadeli faizleri kontrol edebilir, uzun vadeli faizleri kontrol edemez. Bundan 2 yil once Greenspan Amerika'daki faizleri arttirmaya basladigi zaman 10 yillik faizler %4.8 seviyesindeydi. Greenspan faizleri 1 yil araliksiz her toplanti da arttirdiktan sonra 10 yillik faizlere ne oldu biliyor musunuz? %4'e dustu. Merkez Bankasi Neftcinin tavsiye ettigi gibi faizleri agresif bir sekilde indirseydi Turkiye ekonomisi %15 hizla buyur, enflasyon tek hanelere inmez cikmaya baslar, yatirimcilar kacar ve borclarin vadesini uzatmak mumkun olmazdi.

Ben de kucukken Neftci gibi dusunurdum, teknik direktorlerin takimi niye golcu oyuncularla doldurmadigini merak ederdim. Neftci bir adim daha ileri gitmis!!!

6 Yorum Var.:

Adsız dedi ki...

S. Neftci'nin sozleri, bana eski bir ekonomist sakasini hatirlatti:

“Economists have successfully forecast 9 out of the last 5 recessions.” (ekonomistler her 5 krizin 9'unu dogru tahmin etmislerdir)

Adsız dedi ki...

Neftci'nin yazılarını severim,kendisi her zaman kötümserdir,iyimser olduğu zamansa atı alan zaten Üsküdarı geçmiştir,bütün bunlara rağmen yazılarını ilgiyle okuyorum,herhalde 7-8 yıl oldu,fakat bu yazısı benimde özellikle ilgimi çekti,bıyık altından gülmekten kendimi alamadım,bizler"Türkiyede bu işten para kazanmaya uğraşanlar"bu sert koşullara gelişmiş ülkelerdekilerden çok daha çabuk uyum sağlıyoruz,Salih Neftci hoca gibiler riski çok daha zor alabiliyor,yazılarda bile.
Tunç K.

Adsız dedi ki...

Selamlar

Görmüşsünüzdür belki ama yine de görmediyseniz göndereyim dedim. 1999 yılında Nobel Ekonomi Ödülü alan Robert Mundell in Türkiye ekonomisi üzerine değerlendirmelerinin yer aldığı bir sunum geçti elime, eğer görmediyseniz.

http://rapidshare.de/files/26179439/mundell.ppt.html

Selamlar,

Kemal, www.blogcu.com/burusli

tersaci dedi ki...

Sayın Kemal Burusli,

Sunum, sayın Mundell'in bir kaç ay önce Türkiye'ye geldiğinde kullandığı sunum . Ancak (toplantıya katılmış biri olarak söylüyorum) sunum İş Yatırım tarafından hazırlanıp Mundell'in önüne konmuş bir sunum. Mundell'in konuşması sırasında sunumu daha önceden görmediği, hiç hazırlanmadığı, hatta Türkiye ekonomisi hakkında hiç bir bilgisinin olmadığı açıkça belli oluyordu. Olayın bu kısmı dışarıya yansımadı. Mundell'in akademik kariyerine laf etmek kimsenin harcı değil. Ancak yanılmıyorsam en son ciddi makalesini 1999 yılında yazmış . Aynı zamanda Mundell sabit kur politikalarının en önde gelen savunucularındandır. Açıkçası, Mundell'in Türkiye'de 2000-2001 döneminde yaşanan sabit kur deneyiminden de haberi yoktu. Hatta konuşmasının bir yerinde Türkiye'deki yüksek bütçe açıklarından söz etti, sonra sunumun bir yerinde bütçe açığının ciddi bir şekilde azaldığını rakamlardan görünce bir kem-küm durumu bile söz konusu oldu. Son olarak, hepimizin bildiği (Mundell-Flemming model) küçük ekonomi-büyük ekonomi ayrımı konusunda Türkiye'nin küçük bir ekonomi mi yoksa büyük bir ekonomi mi sayılacağı konusunda net bir görüş olmadan dile getirilen argümanlar havada kalırdı. Mundell'in sözleri de o şekilde havada kaldı zaten. Bizim medyamız ise o toplantıdan Mundell'in sözlerini cımbızla çekerek kullanmayı tercih etti.

Sunumu takip ederken bunları da göz önünde bulundurun.

Selamlar,
Baris

Adsız dedi ki...

Konu nereden Mundell'e geldi anlamadim ama madem Baris Bey cevap vermis:
Oncelikle Mundell Turk ekonomisini anlatarak Nobel almadi ve kendisinden Turk ekonomisinin analizini yapmasini beklemek de sacmalik zaten.(ISyatirimin ISguzarligi olsa gerek) Onun gibi Nobel odulu alan bircok iktisatci da Turkiye'ye ozel model yapmiyor. Ancak politika uygulayicilari bu tarz genel modellerin cikarimlarini dikkate alarak politikalarina kismen de olsa entegre ederler bu cikarimlari. Tam Deniz Gokce'lik bir cevap vermissiniz Baris Bey. Gerci sayin Gokce Stiglitz'e de atip tutuyordu ama bilindigi üzere Deniz Gokce'nin her yil AER de en az 10 tane makalesi yayinlandigi icin Gokce'yi hakli goruyorum. Ama Baris beye bu yorumu yakistiramadim.

tersaci dedi ki...

Sayın Anonymous,

Konu Mundell'e Is Yatırımı'ın hazırladığı sunum yüzünden geldi. Ki, temelde aynı şeyleri söylüyoruz gibime geliyor. Ben Mundell'in modelinin kötü ya da geçersiz olduğunu falan söylemedim, aptal değilim. Sadece Türkiye ekonomisi hakkında bilgisi olmadığını (olması da gerekmiyor zaten), sunumun İş Yatırım tarafından hazırlandığını, Mundell'in sunumdaki rakamları bile önceden incelemeden konuşmaya çıktığını söyledim. Söz konusu toplantıda ben oradaydım ve bunu kendi gözlerimle gördüm. Modelinin yanlışlığını değil, bilgi eksikliğini söylemeye çalıştım. (Modeliniz doğru olabilir ama Türkiye ekonomisi hakkında yüksek bütçe açığı ve yüksek kamu dış borcu olan bir ülke diye bahsederseniz burada ciddi sıkıntıya düşersiniz.) Burada Deniz Gökçe'lik ne var anlamadım.

Umarım bu sefer anlatabilmişimdir.

Saygılar,

Baris