Birincisi Etibank diye bir kurum yok, yani Bayindirbank ile birlestirildikten sonra tuzel kisiligini kaybetti. Peki ne var? Eti Maden Isletmeleri diye bir kurum var. Geyik mesaj yazmadan once kurumun adini ogrenin. Eti Maden Isletmelerinin karliligina bir bakalim. 2002 senesinde 151 milyon dolar, 2003 senesinde 105, 2004 senesinde 63, ve 2005 senesinde 36 milyon dolar kar etmis bir sirket. Sirketin karliliginda neden bir dusus var? Eti Maden'in websitesine giderseniz 2002 yilindan itibaren satilan rafine bor'un ham bor'a oraninda artis olmus. Yani ham satacagimiza kendimiz rafine edip oyle satma yoluna gitmisiz. Teoride iyi bir fikir, pratikte zarar etmemize (kardan zarar etmisiz) yol acmis.
Simdi ben aradim ama Eti Maden'in 40 milyon dolara satilmasiyla ilgili resmi bir haber veya ilan bulamadim. Bulmayi da beklemiyordum tabii ki. 40 milyon dolara satacaklarsa ben alirim, hatta ustune de 40 milyon dolar rusvet, tesvik ne gerekiyorsa, kim istiyorsa ona da veririm. Niye soyluyorum bunu? Cunku Eti Madenin piyasa degerinin 40 milyon dolardan cok daha fazla oldugunu 3 saat finans dersi almis IQ'su 65 olan gerizekalilar bile bilir? Peki ne kadar eder Eti Maden?
Oncelikle zarar eden rafine etme isinden cikip sadece ham maden uretip satma isine odaklanarak senelik karlilik 200 milyon dolarin uzerinde bir rakama rahatlikla cikarilabilir diye dusunuyorum, bu rakam daha da fazla olabilir gerekli yatirimlar ve maliyet azaltici calismalar yapildiktan sonra. Maden ureten bir sirkete yaklasik 12'lik bir F/K carpanini uygularsak Eti Maden'in piyasa degeri en azindan $2.5 milyar gibi bir rakama cikar. Ben bu hesabi yaparken bor ile calisan otomobil gibi "teknolojik" gelismeleri de hesaba katmadim. Cunku bor ile calisan otomobil yaptiktan 3 ile 4 gun sonra ayni icadi yapan kisi once su ile calisan otomobil icad edecek, onun akabinde de hava ile calisan otomobil icad edecektir.
Benim aklimin almadigi sey, okumus, universite bitirmis birisinden boyle bir email almak oldu. Imam boyle yaparsa cemaat ne yapar tahmin etmek guc degil.
2 Yorum Var.:
merhabalar, bende 'blog'unuza deniz gokce'nin yazisinin ardindan blog search yaparak ulastim. Deniz Hoca uzun vadeli ve kalici olan (FDI) yatirimlara sicak paraya atfen 'soguk para' benzetmesi yapiyor, bizde bu siniflandirmaya gore sicak ziyaretci olarak geldik, fakat ben sahsen surekli ziyaretciniz oldum simdiden. Bu duruma gore Deniz Hocanin siniflandirmasinda 'soguk ziyaretci" oluyoruz, fakat aksine yazilarinizi okuduktan mantiginizi gordukten sonra size baya bi isiniyor insan ve bu "soguk ziyaretci" lafi da yakisiksiz oluyor. Bu benzetmenin sermaye akimlari disina genisletilmesinin hata verdigini goruyoruz (aslinda arastiran, degerlendiren, olcup-bicen, ve buna gore size deger verip FDI yapan adamlara da "soguk" demeyi de tartisabiliriz:)
Insanlar kendileri gibi dusunenleri okumaktan/dinlemekten hoslanirlar derler, belki o yuzden sevdim burayi. Ama bana gore 'aklin yolu birdir' demek daha dogru.. Surekli birilerine anlatmaya calistiklarimin, baska bi yerde hemen ayni sekilde baska birilerine anlatilmaya calisildigini gormek cok guzel.. Tabi benim onumde daha cok uzun bi yol var, burayı sundugunuz icin tesekkurler..
Serhat Bey,
Yorumlariniz icin tesekkurler, biz de dogru gordugumuzu yazmaya calisiyoruz. Tarafsiz olmaya calisiyoruz.
Sicak para soguk para meselesine gelince en guzeli kisa vadeli ve uzun vadeli sermaye girisleri demek daha dogru gibime geliyor. Biraz uzun diye insanlar tercih etmiyor olabilir.
Yorum Gönder