Ekonomik Modelleme

Ekonomik modelleme yaparken iki seciminiz vardir: ya kolay anlasilir basit bir model yaparsiniz, ya da kompleks bir model yaparsiniz. Basit modeller kagit uzerinde guzel durur ama gercekte cok aciklayici ve kullanisli degillerdir, kompleks modeller ise yuksek tahmin gucune sahiptir ama uygulamasi genelde daha zordur. Niye anlatiyorum bunu? Ekonomi Politika Gundem blogunda Phillips egrisi uzerine bir yazi yayinlanmis ve grafige bakildiginda sanki enflasyon ve issizlik arasinda negatif bir iliski varmis gibi gorunuyor.

Phillips egrisinin arkasindaki teori su. Hukumetler gevsek para politikasi uyguladiklari zaman Keynesyen goruse gore ekonomik buyume artar, issizlik azalir ancak yan etki olarak enflasyon da artar. Ote yandan kati para politikasi uygulandigi zaman ise kredi musluklari kapanacagi icin ekonomik buyume yavaslar, enflasyon duser ve issizlik artar. Basit bir teori, iktisada giris derslerinde eglence olsun diye ogrencilere okutabilirsiniz ama dedigim gibi derinligi yoktur. Yazarimiz 2000-2005 doneminde enflasyon orani ile issizlik orani arasinda negatif bir iliski bulmus ama enflasyon ile buyume arasinda negatif bir iliski yok bu donemde. Bu da Phillips egrisi teorisinin calismadigini gostermekte bize. Philips egrisi 1960'larin teorisi, ekonomistler 1970'lerde rational expectations isimli baska bir teori gelistirdiler. Bu teori de Turkiye'nin su anki performansini cok daha iyi acikliyor.

Daha onceki yazilarimizda son donemde Turkiye'de Keynezyen politikalarin islemedigini yazmistik. Keynezyen politika yukarida bahsettigimiz devlet harcamasi=buyume=enflasyon iliskini baz alan politikalardir. Devlet 2001'deki krizden sonra harcamalarini reel olarak arttirdi ama bu donemde Cumhuriyet tarihinin rekor buyume oranlarini gerceklestirdik. Sebebi, kati maliye ve para politikasi insanlarin risk algilamalarini azaltmakta ve sonuc olarak reel ve nominal faizler dusmekte. Dusen faizler ise yatirimlari arttirarak ekonomik buyumeyi koruklemekte. Devlet yatirimlarini ve harcamalarini azaltirken ozel sektor cok daha buyuk miktarda harcamalari ve yatirimlari arttirmakta ve neticede son 4 yilda %33.5'lik kumulatif buyume rakamina ulasmis bulunuyoruz.

Ekonomik buyumenin oldugu yerde issizligin de Keynezyen teoriye gore azalmasi gerekirdi, niye azalmadi? Onu da daha once acikladik. Iscilik maliyetleri (ozellikle artan vergiler, SSK kesintileri sebebiyle) makina maliyetine kiyasla yuksek oldugu icin isverenler uretimde artisi makina alarak ve verimliligi arttirarak gerceklestirme yoluna gidiyorlar. Simdi burada enflasyon cikmis, inmis, yerinde saymis onemli degil; bu issizlik oranlarini cok etkilemez. Issizlik oranlarini etkileyecek olan goreceli iscilik maliyetleridir. Sermaye mallarina kiyasla iscilik maliyetleri (ozellikle TL'deki degerlenme ile birlikte) giderek artmaktadir. O yuzden issizlik oranlarinin dusmesini cok beklememeliyiz. Ha, onumuzdeki 1-2 yilda enflasyon oranlari asagi gitmeye devam edecek, enflasyonla alakasiz olmasina ragmen issizlik oranlari da yerinde sayacak veya biraz yukari gidecek. Ama bu Phillips egrisi calisiyor anlamina gelmez. Turkiye'de issizligin artmasinin arkasindaki diger iki faktor ise demografik gucler (calisabilenler populasyonuna katilan genclerin sayisi emekliye ayrilanlarin sayisindan kat kat fazla olacak onumuzdeki yillarda), ve yapisal degisim (verimliligin dusuk oldugu tarim kesiminde calisanlarin cogu islerini kaybedecekler ve issizler ordusuna katilacaklar). Dedigim gibi bu faktorlerle enflasyon arasinda pek bir iliski yok. O yuzden enflasyon ve issizlik arasinda direkt bir iliski aramak hem gereksiz hem de yanlis. Olayi aciklayan cok daha iyi modeller var.

2 Yorum Var.:

Unknown dedi ki...

Yorumunuza genel olarak katilmakla birlikte bir iki konuda farkli dusunuyoruz. Yorumumu okumak icin siteme gidebilirsiniz:
http://www.blogcu.com/Selcukh61/418043/

Adsız dedi ki...

Yorumunuza kesinlikle hiç katılmamaktayım. Gerekli açıklamalara buadan ulaşabilirsiniz.
http://iktisat.wordpress.com/