Baris, ozetle, iki degisken arasinda korrelasyon olmasi bunlardan birinin digerinin nedeni oldugu sonucunu cikarmaz demis. Ancak spekulatif sermaye akisi ile ekonomik buyume arasinda teorik olarak da bir baglanti var gibi. Erinc Yeldan'in hipotezine gore disaridan giren sermaye ulke icerisinde varlik fiyatlarini yukseltip faizleri dusurerek ekonomik buyumeyi normalde olmasi gerekenden daha yuksek bir seviyeye cikarmaktadir. Kimisi buna hormonlu buyume, kimisi balon gibi isimler takmaktadir. Yanlis bir iliski degil ortaya atilan, ama dogru da degil. Eksik. Burada acikca soylenmeyen varsayim spekulatif sermayenin rastgele bir bicimde girip ciktigidir, yani bagimsiz bir degisken oldugudur. Belki, uluslararasi likidite bollugu ile spekulatif sermaye arasinda bir baglanti kurmustur bilmiyorum (kuranlar var) ama farketmez o da yanlis. Erinc Yeldan'in hipotezinin zayif oldugu nokta da burasi.
Is uluslararasi sermaye bollugu ile baglantili olsaydi, biz 2001 krizine girdigimiz zaman uluslararasi para musluklari sonuna kadar aciliyordu. Para musluklari acilirken Turkiye'ye daha fazla sermaye girmesi gerekmez miydi? Aksine para cikisi gerceklesmis. Bu, dikkatli analistlere Turkiye'ye giren spekulatif sermaye miktarinin bagimsiz bir degisken olmadigini ima ediyor. Biz aylardir ne diyoruz burada? Iceriye giren spekulatif sermaye bir neden degil bir sonuctur. Sermayenin akisini net getiri beklentileri belirler; net getiri ise Turkiye'de beklenen risk-notr getiri (risk adjusted expected return) eksi sermayenin maliyetidir. Erinc Yeldan sadece sermayenin maliyetine bakip bir hipotez ortaya atmis, bariz bir sekilde eksik bir hipotez.
Bizim dedigimiz ise su: hukumetin kati mali disiplini ve TCMB'nin kati para politikasi ulkenin algilanan riskini azaltmis, yani bir bakima yatirimcilarin ulkeye olan guvenini arttirmistir. Bu yuzden de sermaye akisi (hem spekulatif hem de uzun vadeli) son yillarda artiya donmustur. Bu sermaye akisinin buyumeye etkisi tartismasiz bir sekilde olumlu olmustur. Bati'da merkez bankalarinin faizleri arttirma egilimleri sermayenin maliyetini arttiracaktir, kuskusuz bunun bizim buyumemize etkileri olumsuz olacaktir ama AKP gecmisteki politikalarina devam ettikce ulkeye guven artmaya devam edecek ve bu olumsuz faktoru dengeleyecektir. Erinc Yeldan'in kacirdigi nokta burasi. Eee, bu noktayi kacirirsan bu gunlerdeki gelismelerden cikaracagin sonuc onunki gibi karamsar bir sonuc olacaktir. Biz bosuna Unakitan'i desteklemiyoruz, Turkiye'nin onunu acan maliye ve para politikasidir, bu politikalarda kararli bir sekilde devam ettigimiz surece karsimiza cikan olumsuzluklari zorlanmadan asacagiz.
Bakin, Erinc Yeldan'la bircok noktada ayni seyleri soyluyoruz, ancak farklilik gosterdigimiz bir nokta var ve sonuclarimiz birbirinin ziddi. Zaman kimin hakli oldugunu gosterecek (burada aslinda ustu kapali bir sekilde zaman beni hakli cikaracak diyorum ama tabii ki tahmin yaparken mutevazi olmak zorundasiniz).
2 Yorum Var.:
Maliye politikasının itici gücü daha ne kadar ekonomide etkili olur?
Bu Maliyenin populizme kacmadan daha ne kadar sure artan baskilara karsi cikabilecegine bagli. Olabilecek senaryolara bakalim.
1. Baskilara daha fazla karsilamaz ve yaklasan secimlerin de etkisiyle politika degisir ve butce aciklarindaki kapanma trendi sona erer. Bu durumda karamsarlarin soyledikleri gerceklesir, faizler yukselir, doviz kuru yukselir, buyume duser, hosgeldin 90'li yillar deriz.
2. Politika devam eder, 2007 veya 2008 gibi butce acigi sifirlanir, reel faizler %5'ler civarina duser, ekonomi %6-7 civarindaki buyumesine 3-4 yil daha devam eder.
3. Son zamanlarda ipleri gevsettik deyip, tekrardan harcamalari kisarak 2006 senesinde ozellestirmelerin de etkisiyle butce acigi sifirlanir, reel faizler 2007 basinda %5'e, 2008'de %4'e duser, ulke %8'lik buyumesine davam eder.
Su an benim gordugum 1. ve 2. senaryonun ortasinda bir yerlerdeyiz. Hukumet mali politika degisikligine gidip gitmedi mi karar vermedim ama simdilik gitmedigi yonundeki dusuncelerime devam ediyorum. Ama gelismeleri de yakindan takip ediyorum.
Yorum Gönder