"Efendim, herkesin malumudur, Trabzonspor Karadeniz bölgemizin sembol takımıdır. Diğer Anadolu klüplerine nazaran üç büyük İstanbul takımına daha fazla kafa tuttuğu için de seveni daha fazladır. Bu nedenle taraftar kitlesi azımsanmayacak ölçüdedir. Diğer yandan, yine herkesin malumudur ki Karadeniz bölgesi İstanbul'a yoğun bir göç vermiştir. İstanbul'da az çok kiralık evde oturanlar bilir ki evsahibi Hacı Amcaların ekseriyeti Karadenizlidir. İfade etmek istediğim nokta, bu vatandaşlarımızın birikimlerinin yüklü ve bir o kadar da kıymetli olduğudur.
Efendim, olay şudur ki; Trabzonspor'un ligde aldığı sonuçlar 'geniş kitleler'in moral motivasyonu üzerinde çok etkilidir. Malum, moral motivasyon da başta tüketim olmak üzere diğer harcamalar üzerinde pozitif yönlü etki yapar. Buna ister 'boom' deyin ister 'bubble', öyle işte.
Bir önceki yazımda da ortaya koydum. 2001 yılında Trabzonspor 1. ligden düşmekten son anda kurtulmuş. Trabzonspor'un puanı 40, ligden düşen Rizespor'un puanı 37. Tamı tamına 49 gol atıp 60 gol yemiş, averaj eksi 11. Bu moralle insan tüketim mi yapar. İç talepte müthiş bir daralma, zincirleme etki ile bütün ekonomi üzerinde daraltıcı bir etkisi olmuş.
Ama 2004 senesinde Trabzonspor ligi şampiyon olan Fenerbahçe'nin sadece dört puan gerisinde ikinci olarak tamamlamış. Bu moralle, laz uşakları da çıkarmışlar yastık altındaki, sandıklardaki birikimlerini, har vurup harman savurmuşlar. Sonucu biliyorsunuz, ekonomi daha önce görülmemiş bir şekilde yüzde 10 civarında büyüdü. Ekonomik büyüme işsizliği düşürmedi diyorlar. Trabzonspor şampiyon olsaydı da görseydiniz işsizlik oranlarını.
Nitekim 2005 ve 2006'da tekstil sektöründeki sıkıntının önemli bir kısmı da Trabzonspor'un -malum olduğu üzere- bu sezon aldığı istikrarsız sonuçlardan dolayı kaşkol satışlarının düşmesinden kaynaklanmakadır."
Tabi bir kaç sorun var. Neden Trabzonspor da Fenerbahçe değil, onun taraftarı daha çok denebilir. Üstelik Fener uzun zamandır iyi durumda. Ya da Trabzonspor'un üst üste bir kaç sene şampiyon olması durumunda 'spekülatif büyüme'nin (speculative-led growth mu diyorduk?) sustainable olup olmadığı sorgulanabilir. Ekonomistin görevi bunları cevaplamaktır. Bu soruları ilgilenen akademi mensuplarına 'further research area' olarak bırakıyorum. Bi el atın şu meseleyi çözelim.
Ben çok eğleniyorum, ya siz?
1 Yorum Var.:
Bu calisma konusu aslinda uzun zamandir insanlarin dikkatini ceker. Uluslararsi literurde takimlarin basarisi ve o bolgenin GDPsi arasinda pozitif iliskiler oldugu gosterilmistir. Bunu Fenerbahce ve Turkiye milli takimi icin yapan calismalar da biliyorum. Buyrun bu linkten ulasabilirsiniz:
http://www.bilkent.edu.tr/~berument/jep01.pdf
Hakan Berument ve Eray Yucel calismasi. Hakan Berument bu konuya oldukca merakli
http://www.bilkent.edu.tr/~berument/published.htm
Sayfasindan baska calismalara da ulasabilirsiniz
Yorum Gönder