Marketlere Sinirlama

Gune neseli baslamistim, websitesinde artik ingilizce de yorum yapacaktim. Taa ki, Hurriyet'te su haberi gorene kadar:

"AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Fatih Arıkan'ın, büyük mağazaları tanımlayan ve çalışma usullerini belirleyen kanun teklifi, TBMM Başkanlığı'na sunuldu. Teklif, büyük mağazaların, hafta içi 10.00-20.00 saatleri arasında çalışmasını öngörüyor. Bu mağazaların haftada 1 gün kapalı tutulmasına da odalar ve belediyeler karar verecek. Büyük mağazaların kurulmaları ve ticari faaliyette bulunmaları ile denetlenmelerine ilişkin usul ve esasları düzenleyen teklif, hangi ad altında olursa olsun, büyükşehir, il, ilçe ve belde belediyeleri sınırları içinde kalan, toplam alanı 400 metrekare üzerinde satış alanına sahip veya 3'ten fazla şubesi olan mağazaları kapsayacak. ...Büyük mağazalar, ürünlerin etiket fiyatını, tedarik fiyatının altında belirleyemeyecek. ... Bu mağazalar, zamanı ve süresi belirlenmemiş indirimli satış kampanyaları yapamayacaklar. İndirimli satış kampanyalarını, ancak bağlı bulundukları odadan izin almak kaydıyla, bayramlarda ve özel günlerde, ticari faaliyetlerinin tasfiyesi ve işyeri değişikliği halleri ile yaz ve kış sezonu bitiminde, mevsim sonu indirimi olarak yapabilecekler."

Oha falan oldum yani!!! Bu teklif once CHP'den geldi zannettim. Bu gereksiz, mudahaleci, ve korumaci Avrupa mentalitesinden baska birsey degildir. Kucuk, verimsiz calisan bakkallari korumak adina 70 milyon tuketiciyi magdur duruma dusurmektir. Size ne? Adamlar dukkanlarini kac saat acik tutmak istiyorlarsa tutsunlar, isteyen 3 saat calisir isteyen 24 saat. Adam malini bedava dagitmak istiyorsa birakin yapsinlar. Rekabet edemeyen is sahiplerinin halkin ensesine kene gibi yapisip kanini emmesine izin verilmemelidir (Cok duygusal mi oldu bu kisim? Bilimsel yaklasalim olaya o zaman).

Iktisadi buyumenin maksimize edilmesi icin temel sart piyasalarin serbestlestirilmesidir. Tuketici ve verimlilik her seyden once gelmelidir. Piyasa ekonomisinin islemedigi durumlarda (ornegin Karteller veya Tekellerin hakim oldugu piyasalar) ekonomiden anlayan uzmanlarin mudahalesi dusunulebilir. Bunun disindaki tum durumlar icin mudahaleler faydadan cok zarar getirir. Perakende magazacilik piyasasina baktigimiz zaman birbirinden bagimsiz binlerce satici ve milyonlarca alicinin oldugunu goruyoruz, yani teknik olarak rekabetci piyasaya cok yakin bir piyasa. Ayrica economies of scale dedigimiz buyuk saticilarin kucuklere karsi bir maliyet avantajinin oldugu bir piyasa (Buna baska bir ornek de tarim, buyuk ureticiler kucuk ciftcilere kiyasla maliyet avantajina sahip). Bu piyasalari kendi haline biraktigimiz zaman zamanla daha verimli ve rekabetci olan buyuk firmalarin sayisinda artis olacak, bu hem kaynaklarin daha verimli kullanilmasini saglayacak hem de tuketici urunleri daha ucuza tuketebilecektir.

Simdi siz kalkip buyuk firmalarin rekabet gucunu sinirlayacak duzenlemelerde bulunursaniz bu surec sekteye ugrayacak ve kucuk firmalar daha uzun bir sure piyasada kalacak ve tuketiciler de dusuk fiyatlar icin daha uzun sure beklemek durumunda olacaktir. Yani kucuk firmalari (bakkallar ve kucuk supermarketler bunlar) korumak adina tuketiciyi ve bu sektore yatirim yapan buyuk ureticileri magdur edecek bu duzenleme.

Fatih Arikan isimli milletvekili (bakkalvekili mi demeliydim yoksa?) vermis bu kanun onergesini. Bir koseye yaziyoruz.

2 Yorum Var.:

Adsız dedi ki...

Devlet müdahalesinin asgariye indirildiği bir ekonomide kartel ve türevi oluşumların karşısına ciddi rakipler çıkar.

İki türlü tekel vardır.Birincisi, devlet tekeli (zararlı) , ikincisi ise piyasa şartlarında oluşmuş tekel (zararsız).

Devlet tekeli zararlıdır çünkü piyasaya giriş ve çıkış serbestisi olmadığından rekabet etmeniz ve ona alternatif yaratabilmeniz olanaksızdır.Ancak bu haliyle bile, maceraperest girişimciler devlet tekelini yıkabilir.Örneğin ülkemizde telekom bir tekeldir(özelleştirmeden sonra özel imtiyazlı tekel olmuştur).Ama cep telefonları ve internet'in insanlararası iletişimde devrim yaratmaları, telekom'u terbiye etmektedir.

Piyasa şartlarında oluşan tekel ise bunlardan farklıdır.O, başkalarının piyasaya giriş-çıkış serbestisi ile terbiye edilmektedir.Ona karşı herhangi bir alternatifin olup olmaması o kadar önemli değildir.Şayet piyasaya giriş-çıkış serbestisi (sadece böyle bir ihtimalin varlığı dahi), istediği gibi at koşturmasına engeldir.

Tekel ve kartel'lere pekçok kişi devlet müdahalesini arzu eder.Bu ise, piyasadaki sinyalleri bozucu etki yapar (tabii bu görünmediği için insanlar bunun farkında değillerdir).Örneğin günümüzde petrol şirketleri kartel oluşturmuşlardır.Buna devlet müdahalesi nasıl bir sonuç verecektir? Farzedelim ki, fiyatlar şimdikinin iki misline çıktı ve devletler müdahale etti (aslında edemez ama etti diyelim) ve "tavan uygulaması"na geçildi.Mesela petrol fiyatları 120$ iken, bu müdahale etkisiyle gerçekten 60 $'a indi.Bu iyi birşey midir? Buna hepimiz "evet" yanıtını veririz değil mi? Bana kalırsa bu yanıtı vermede o kadar da aceleci davranmayalım.

Çünkü, yükselen fiyat piyasada arz eksikliğinin habercisidir.Bu, bir yangını haber veren alarm butonu gibidir.Siz sadece alarm butonunu bozarak yangını söndürdüğünüzü sanarsınız.Halbuki bina halen yanmaktadır.Yani, Tanrı, dünyada çorak topraklardan petrol falan fışkırtmamıştır.Sadece gücü meşru bir otorite onun fiyatını yarıya indirmiştir.Peki bu sayede ekonomide 'görünmeyen' neler olmuştur? Yüksek fiyatları gören ve arz eksikliğini fark eden girişimcilerin girişimlerinde azalma olmaktadır.Alternatif üretim araçlarının ar-ge'leri cazibesini yitirir,ertelenir...

Bunun ileriki yıllardaki etkisi 'bilinemez'.Fakat petrol arzı bittiği zaman yerine herhangi bir alternatifin bulunamaması da olasılıklar arasındadır ki böyle bir ihtimali kimse düşünmek dahi istemez.Yapılacak doğru şey, yangın butonunu bozmak değil, alarm sesinin ulaşabildiği genişliği olabildiğince genişletmek, böylece tedbirlerin alınmasını sağlamaktır.

Unutmayalım ki, 18. yy'da İngiltere'de ortaya çıkan enerji krizini (kömür'ün hızla tükenmesiyle) devlet müdahaleleri değil, piyasa aktörlerinin girişimleri (petrol'ün keşfedilip,kullanılabilir hale getirilmesi) bitirmiştir.

Şimdilik burada duralım.

Dolayısıyla, tekel ve karteller hakkında yazdığınız "Piyasa ekonomisinin işlemedigi durumlarda (ornegin Karteller veya Tekellerin hakim oldugu piyasalar) ekonomiden anlayan uzmanlarin mudahalesi dusunulebilir." vurgunuza katılmadığımı belirteyim.Bunun yanısıra, etik yönden de, böyle bir devlet müdahalesi haklı gösterilemez.

Diğer her konuda hemfikiriz.

Bakkallara karşı yapılan korumacılık ile ilgili daha önce bende birşeyler yazmıştım.

Tarihin hemen her döneminde, belirli kesimler, tatlı kârlarını idame ettirebilmek için rekabet etmeyi zor bir yol olarak gördüklerinden, devletten korumacılık, kısıtlama gibi taleplerde bulunmuşlardır.Çünkü böylesi daha az maliyetlidir.Ve devlet denen otorite, zor kullanma hakkı meşru olan yegane organizasyondur.

Devletin sınırlarının keskin bir biçimde çizilemediği ülkelerde ; arz'ı üretenler, piyasada rekabet etmeye çalışacaklarına, politikacılarla yakınlık kurmanın daha kolay olduğunun farkına varırlar ve tüm enerjilerini bu yöne harcarlar.Sonunda ise, sınırlı kaynaklar yanlış yönlere akar...Yani aslında o malı satmaması gerekenler o malı satmaya başlarlar.Talebi, karşılamaması gerekenler karşılar.İrrasyonel bir süreç başlar...

Blog Sahibi dedi ki...

Tesekkur ederim Ayvaz Bey. Ben de devletin ekonomideki payinin minimum olmasi gerektigini ve ekonomiye mudahalelerden kacinmasi gerektigini her firsatta dile getiriyorum. Yalniz devletin mudahalesine gerek duyulan durumlar olabilir. Mudahaleden kastim sadece fiyat tavani degildir tabii ki.

Ozellikle dogal tekellerde piyasadan kaynaklanan rekabet tekel icin bir tehlike olusturmaz. Dogal tekel ortalama maliyetin pazar payiyla birlikte surekli dustugu piyasalardaki sirketlere verilen addir. Piyasa her yeni giren sirket cok yuksek bir ortalama maliyete sahiptir, oysa piyasadaki tekel hacimden dolayi cok dusuk maliyete sahiptir. Ornegin elektrik dagitim sirketleri.

Telekom da cep telefonlarinin ve internetin kesfinden once boyle bir sektordu. Bu sektorleri regule etmezseniz tuketiciler gereksiz yere yuksek fiyat odemek zorunda kalacaktir. Ote yandan regulasyon cok kolay bir is degildir zaten ve kendi icerisinde verimsizlikler icerir. O yuzden bu isi profesyonellerin yapmasi verimsizlikleri bir miktar azaltacaktir.

Bu cok genis bir konu, bir donemlik dersi var bunun okullarda.

Sirketlerin kurduklari karteller yasadisidir. Ancak ulkelerin kurdugu OPEC isimli kartele su an kimse birsey yapamamaktadir. Bence de bu konudaki en iyi cozum piyasaya dokunmadan sirketlerin yeni teknoloji gelistirmesini beklemektir. O zamana kadar bu fiyatlari odemek durumundayiz. (ornek: biyodizel)