İstanbul'da yaşamak ucuz

Yeni Şafak gazetesindeki habere göre, Başbakan Erdoğan "İstanbul'da yaşamanın bir bedeli olmalı" demiş. Sonra da "Bizler bu işler için varız" diye de eklemiş. Daha önce İstanbul'un belediye başkanlığını yaptığından herhalde, sonunda adam akıllı bir laf etmiş.

Haberden bir kaç alıntı daha yapayım:

Geçtiğimiz yaz aylarında tedirginliğini yaşadığımız susuzluk tehlikesiyle inşaallah bir daha karşılaşmayacağız. Tabii bunlar yeterli mi? Bu nüfus böyle artmaya devam ettikçe İstanbul'da işimizin zor olduğunu da hatırlatma zorunluluğu var. Onun için buna da çözüm getirmek durumundayız. Yani İstanbul sürekli olarak bu göçü almaya da mahkum olmamalı.

Dünyada New York, Paris, Londra böyledir. Orada yaşamanın bir farklı bedeli vardır. İstanbul bu noktada çok ucuz illerden biri. Burada bir bedel yok. İsteyen istediği yere gelip bir binayı konduruveriyor. Devletin hazinesinde kondurulmuş bir bina, öbür tarafta hanımının kolundan bileziğini satarak daire alan bir insan... Ama ikisi eşit. Olur mu böyle şey? Olmaz. Burada bir adaletsizlik doğar. O kaçak binayı yapana da devlet ne yapıyor? Elektriği de götürüyor, suyunu da götürüyor. Bütün bu imkanlardan da istifade ediyor. Bu noktada bir adaletsizlik var. Bunların bir düzene konması lazım. İşte biz bu düzeni kurmak için varız ve bunu yapmaya da hazırız.

İstanbul'da yaşamak ucuz. Ucuz olduğu için de talep yüksek. Normal şartlar altında yüksek talebin fiyatları yükseltmesi lazım. Yıllardır süren gecekondu müessesesi İstanbul'un ucuz olmasının sebeplerinden bir tanesi. Ama şimdi başka faktörler de var. Başbakanlığa bağlı olan TOKİ İstanbul'a ucuz konut yapmak için uğraşıp duruyor. AKP'nin elinde olan Büyükşehir Belediyesi de İstanbul'da yaşamayı ucuzlaştırmak için elinden geleni ardına koymuyor. Örneğin, halk ekmek. Örneğin, ucuz ulaşım. Örneğin, kira artışlarına sınırlama getirilmesi (Bu sınırlama şu an yürürlükte mi emin değilim). Bütün bunlar neyle yapılıyor? Vatandaşın cebinden çıkan parayla.

Siz bir yandan İstanbul'da yaşamayı ucuzlaştırmaya çalışacaksınız, bir yandan da insanlar neden İstanbul'a geliyor diyeceksiniz. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?

Bugün trafik başta olmak üzere İstanbul'un karşı karşıya olduğu çoğu problem fiyat mekanizmasının işletilmemesinden kaynaklanıyor. Örneğin, sürekli sıkıntı yaratan köprü trafiğini bir gecede çözmek mümkün. Nasıl mı? Köprüden geçiş ücreti 100 YTL olsun. Trafik yoğunluğu şıp diye kesilecektir. Tabi ben 100 YTL rakamını örneğin vuruculuğunu göstermek için kullandım. Çeşitli kombinasyonlar denenebilir. Trafiğin yoğun olduğu zamanlarda yüksek, diğer zamanlarda düşük olmak üzere ayarlamalara gidilerek trafik yoğunluğu gün içerisine yayılabilir. Yeni yapılacak köprülerle birlikte değişik fiyatlar uygulanarak değişik kombinasyonlara gidilebilir. Aynı ücretlendirme mekanizması başka alanlarda da uygulanabilir. Trafiğin kilitlendiği ana arterler ücretli hale getirilir, merkezi yerlerde otopark ücretleri yükseltilir vs.

İstanbul'da yaşamak insana farklı alternatifler sunuyor, farklı getirisi var. İstanbul'un sürekli göç alması İstanbul'da yaşamanın fiyatının düşük olduğunu gösteriyor. Ama biz İstanbul'da yaşamakla Sivas'ta yaşamanın maliyeti eşit olsun ama insanlar Sivas'tan İstanbul'a göç etmesin istiyoruz. Yani BMW ile Doğan görünümlü Şahin'i aynı fiyata satıp insanlar neden BMW almak için saldırıyor diye soruyoruz.

İstenildikten sonra çözüm bulmak zor değil. Ama hem herşeyi ucuz yapayım hem de kimse gelmesin denilince işler arapsaçına dönüyor.

5 Yorum Var.:

ege dedi ki...

"Normal şartlar altında yüksek talebin fiyatları yükseltmesi lazım." Dediğin doğru olabilir ama eğer ufak site veya bir mahalle gibi bir bölgeden bahsetseydin, yani İstanbul haritada ufak görünse bile yaşama alanı olarak geniş araziler var.
Burada bu arazilere yapılan izinsiz yapılara izin veren belediyelerin istismarı sözkonusu.
Yaşamak ucuz demişsin,doğru hatta yerlerde bedava, yani iskansız yapılan yerlerde.
Ekmek fiyatlarını ucuzluğundan yakınmışsın, devletin yeni yeni oluşturmaya başladığı toplu taşıma sisteminden ve onun sayesinde insanların daha ucuz ulaşım yapmasına yakınmışsın. Bunları yazarken bu hizmetlerin faydalarının aklına gelmediğinden eminim o yüzden tekrar düşünmeni tavsiye ederim.
"Siz bir yandan İstanbul'da yaşamayı ucuzlaştırmaya çalışacaksınız, bir yandan da insanlar neden İstanbul'a geliyor diyeceksiniz. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?... ve gider.. " Yazı zaten buraya kadar da kopmuş burdan sonra zaten kişisel görüşünü geliştirmişsin.
Düşüncelerini dolaylı olarak 1766-1834 yılları arasında yaşamış olan ve zamanında mevcut nüfus problemine çözümler sunan thomas robert malthus a benzettim. Umarım yanılmıyorumdur.
Karl Marx ın da o dönemde aynı probleme sunduğu çözümleri daha akılcı buluyorum, bazı alanlarda onun fikirlerinden yola çıkılarak atılan adımlarda başarılı olunacağına inanıyorum

Ekleme ve düzeltme olarak şunu diyebilirim; devletin İstanbula olan göçü azaltmak için çok göç veren yerlere yeteri kadar sosyal ve ekonomik imkan sağlayabilir.

tersaci dedi ki...

Fiyat mekanizmasinin dogru islememesinden dogan sorunlarla Malthus'un ne alakasi var? Saka mi bu?
Ben Istanbul'un bir sehir olarak vadettiklerinin yaninda, burada yasamak icin odenen bedelin cok dusuk oldugunu soyluyorum. Istanbul'da yasamayi daha da ucuzlatarak insanlarin Istanbul'a gelmesini engelleyemezsiniz diyorum. Nufus yogunlugundaki carpikligin ve goc probleminin fiyat mekanizmasinin devre disi kalmasindan kaynaklandigini soyluyorum. Malthus ise toplam nufus artisindan yola cikarak felaket senaryolari yaziyor. Ya benim dediklerimi kasten carpitiyorsunuz, ya da Malthus'u anlamamissiniz. Marx'i anladiginizdan da emin degilim gerci. Hani Marx'in sundugu cozumleri uygulayanlarin bugunku hallerini gormesek bir sey demiyecegim. Var mi verebileceginiz guzel bir ornek?

Son olarak, "devletin İstanbula olan göçü azaltmak için çok göç veren yerlere yeteri kadar sosyal ve ekonomik imkan" vermesini savunuyorsaniz bana "yeteri kadar" tanimlamasi ile "sosyal ve ekonomik imkan" tamlamalarini acmaniz gerek. Bir GAP hadisesi var on yillardir sonuc vermesi bekleniyor ama nedense bu yatirimin karsiliginda insanlar daha hizli goc ediyor Istanbul'a dogru.

Benim cozumum basit, devlet aradan ciksin, benim cebimden para alip baskasinin cebine aktarmasin, fiyatlara karismasin. Yoksa ozel sektor herkes Istanbul'a gelip dururken ve Istanbul'da fiyatlar bu kadar ucuzken gidip Anadolu'ya yatirim yapacak kadar aptal degil. Ancak kucuk sirketler ve Istanbul piyasasina giremeyenler yapar onlar da disin kovugunu doldurmaz.

Unknown dedi ki...

Dogru bir yaklasim.Turkiye de herzaman en buyuk hata populizm oldu.Belediyeler hizmet icin gecekondulara ruhsat verdi,elektrik goturdu ki bunu yapan Erdogan doneminin kendisidir.Ona hak buna hak ona yaslilik maasi yok emeklilik yasi filan derken oy ugruna herkese hic caba sarfetmeden birtakim acaip haklar verdiler.Simdi bunlarin verdikleri aciklarla ugrasiyorlar.Onu satalim bunu satalim acigi kapattik filan.Okuzunu satip discoya giden bir kisi gibi ekonomi bir miktar iyilesti.Koyden gelip istanbul da is arayan bir suru egitimsiz insan turedi.Denildigi gibi hala populizm ve kar ugruna bir takim imkanlar yapiliyor toki halk ekmek gibi...Kimse esas sorunu cozmekle ugrasmiyor gunu kurtarmaya calisiyor.Mesela toki gidip evlerini diyarbakir a yapsa bu kar etmez belki kurtarmaz bile...Belediye ve devlet islerinin toptan revize eilmesi gerekiyor bu kadar hakkin bedelsiz taninmamasi gerekiyor.Hatta diger yerlere yapilan yatirimlarin tesvik edilmesi istanbula yapilan yatirimlarin ise vergilerinin arttirilmasi ve pahalandirilmasi gerekiyor ki diger yerler daha cazip olsun.

Cenk dedi ki...

Bedava yaşıyoruz, bedava;
Hava bedava, bulut bedava;
Dere tepe bedava;
Yağmur çamur bedava;
Otomobillerin dişi,
Sinemaların kapısı,
Camekanlar bedava;
Peynir ekmek değil ama
Acı su bedava;
Kelle fiyatına hürriyet,
Esirlik bedava;
Bedava yasıyoruz, bedava.


Orhan Veli

Ahmetoglu Ahmet dedi ki...

Butun kapitalist ulkelerde sehirlerin yonetimine baktigimiz zaman gayrimenkul vergisi gibi Turkiye'de belediye gelirleri icinde fazla yer tutmayan bir kalem goruruz. Bunu bariz bir sekilde Londra NY gibi sehirlerde gormek mumkun. Hatta Amerika'da bazi sehirlerde evin gercek degerinin binde 40 yani yuzde 4 une kadar vergi aliniyor. Bunun sebebi de belediyenin masraflari. Bazi sehirlerin belediye masraflari cok yuksekken bazilarinin dusukolabiliyor. Istanbul orneginde ise bilindigi uzere gayrimenkul vergisi sizin beyaninizin binde ikisi yani gercek degeri bunun cok cok ustunde olduguna gore efektif olarak binde sifir gibi bir sey. Bu yuzden Istanbul belediyesi evlerin degerine gore vergi toplamak gibi zenginlerden cok fakirlerden az para toplama yolu yerine elektrik su gaz ve akla gelebilecek herseye fix bir vergi koymayi tercih ediyor. Bu korkunc yanlis bir yontem. Ikincisi gayrimenkul vergisi sifira yakin oldugu icin her vergisi dusuk finansal enstruman gibi yatirimlarinda bir patlama var. Yani Istanbul'daki emlak sektorune asiri ilginin sebebi budur. Cunku Istanbul olmasi gerektiginden cok daha ucuz bir sehirdir.
Belediye bu parayi ev sahiplerinden toplayamadigi icin bir cok yatirim haksiz yere Ankara'ya yani Siirt veya Bingol'deki vatandasin verdigi vergilerden talep etmek zorunda kaliyor. Diger bir deyisle Istanbul'a 3. bogaz koprusu yapilirken bunun maliyetini butun Turkiye cekiyor.
Hukumetin yapmasi gereken degisikligin basinda yerel gayrimenkul vergilerinin serbest birakilmasidir yani belediyeler kendi vergi oranlarini kendi belirlemelidirler. Bunun sonucunda ayni NY, Washington DC, San Fransisco veya Chicago gibi sehirlerde gorunen nufus azalmasi fazlasiyla Istanbul'da da gorulecektir ve bence bu cok sagliklidir. Turkiye'de 96 tane sehir var herkes illa Istanbul'da yasamak zorunda degil. Boylece hem nufus hem endustri homojen olarak ulkeye yayilir aynen ABD de oldugu gibi. Unutmayin nufustan once ilkonce sanayi ve uretim yapan fabrikalar isletmeler Istanbul'dan kacacaktir. Zaten Istanbul'un merkezi bir cok yerindeki bolge trafige kapatilmali ve tarihi doku korunmali, Istanbul yalnizca finans, turizm ve sanat sehri olmalidir. Yaziktir bu kadar kalabalik sehire birde 36 universite yapilmis, bu belediyecilik cinayetidir baska bir sey degil. Geri kalan endustrileri Istanbul kaldiramaz ve zaten kaldirmamali. Boylelikle nufus yillar icinde 4-5 milyona dusurulebilir.