Cari Acik Finansmani

Karsilastigim en sacma sorulardan bir tanesi de "cari acik cok yuksek, finansmanini nasil saglayacagiz?" sorusudur. Sanki kredi karti kullaniyoruz da, ay sonunda borclari nasil odeyecegimizi dusunuyoruz. Kazin ayagi oyle degil. (Yandaki haber Mayis 2004 tarihli)

Yorumcularin cogu da nedenselligin yonunu burada sasirmis durumdalar. Once cari acik oluyor, sonra da biz bunu finanse ediyoruz zannediyorlar. Petrol ve dogal gaz gibi almak zorunda oldugumuz urunler icin bu gecerli olabilir. Zaten biz de bu yuzden TL'nin degerlenmesinden gocunmadik. Bunlarin disindaki ithal ettigimiz urunlerin cogunda cari acigin yuksek olmasinin sebebi finansmaninin garanti olmasi idi. Ulkeye giren sicak para (cari acigi finanse eden bu) kurlarin dusmesine neden oluyordu son 3-4 yildir. Kurlarin dusuk olmasi demek TL'nin alim gucunun yuksek olmasi demektir. Kurlarin dusuk olmasi demek yabancilarin mallarini bize "UCUZA" satiyor olmasi demek. Arkadas ben manyak miyim ucuza satilan mali almayacagim. Ulkede iscilik maliyetleri cok yuksek, yabancilar promosyon yapmis, eskiden dunyanin parasi olan son model makineleri iskontolu fiyattan satiyorlar. Ben de hic dusunmem bile, gider ucuza makine alir, verimliligimi arttiririm. Verimliligin artmasi demek isci basina daha fazla uretim yapmak demek. Isci yerine makine alirsaniz tabii ki verimlilik artar.

Simdi bu kotu bir durum mu? Degil tabii ki. Peki doviz kurlari %20'e yakin artti son bir kac haftadir, ne olacak? Artik yabancilarin sattigi urunler daha pahali olacak, Alman VW alacaginiza yerli Renault alacaksiniz (yerliler daha ucuz, bizim DOAS'in dusmesi bundan); yabanci yapimi sermaye mallari alacaginiza daha fazla isci calistiracaksiniz. Urunlerinizin dolar cinsi maliyeti azaldigi icin dis piyasalarda daha rekabetci bir konuma yukselecek ve daha cok ihracat yapacaksiniz. Yani sonucta ithalatiniz azalacak ve ihracatiniz artacaktir. Sonucta cari aciginiz dusmeye baslayacak, hem de kendi kendiligine. Bakin su Allah'in isine.

Doviz kurlarinin yukselmesi bir kriz nedeni degildir, krize neden olan sey faizlerin yukselmesidir. Bizim ekonomiden anlamaz yorumcularimiz ha bire sicak paraya yukleniyorlardi. Faizler cok yuksekmis de o yuzden sicak para geliyormus. Faizler sicak para geldigi icin dusuktu ve o yuzden ekonomi cok hizli buyuyordu. Simdi sicak para gidiyor ve hem doviz hem de faizler yukseliyor. Kriz olmasini nasil engelleyebiliriz peki? Dovizin yukselmesi problem degil (sicak para kacisini daha fazla tetiklemedigi surece); onemli olan butcenin fazla vermesi. Biz bosuna yilin ilk dort ayinda butce harcamalarinin %18 artmasindan endise duymuyoruz. Faizlerin dusmesini saglayacak sey, butce aciklarinin azalmasi hatta butce fazlasi vermemizdir. Butce harcamalari arttikca bunu basarmamiz gitgide daha da zorlasmaktadir. Yukselen faizlerden dolayi ekonomik buyume yavaslayacak ve butce gelirleri de azalmaya baslayacaktir. O yuzden acilen yapilmasi gereken harcamalarin kisilmasidir. AKP secim ekonomisi havasina girmeye basladi ve bunu yapabilecek kararlilikta mi tam bilemiyorum. Boyle iste.

Yazdigim son uc yaziyi okursaniz ekonomide neler oldugunu, neler olmadigini, ve neler olmasi gerektigini anlarsiniz. Bence cok dogru yorumlar ve piyasadaki en iyi yorumlardan bir tanesini de ben yapiyorum. Cok da alcak gonulluyumdur.

4 Yorum Var.:

Adsız dedi ki...

Yükselen dolar,vahşi sermaye çıkışı,yükselen faiz oranı ve enflasyon ve dünyada likitide bolluğunun azalması stabilizasyon programını gözden geçirmeyi gerekli kılarmı?

TCMB hükümetin zoruyla faizi indirirken ABD ükseltiyordu,petrol yükseliyor,emtia fiyatları artırıyor ve dünyada beklenen emtia enflasyonu dalgası enflasyon hedeflemesini zora sokmayacakmı?

Dünyadaki emtia enflasyonu dalgası dış ticaret hadlerimizi bozup YTL'nin deger kaybetmesini zaten önümüzdeki dönemde arttırmayacakmı?

Liberalizasyon daha çok liberilazasyon diyenler ülkeyi vahşi sermaye akımlarına terk etmedilermi,likidite bolken mangalda kül bırakmayanlar şimdi acem kılıçı gibi kesen sermaye çıkışında ne diyorlar?

Daha çok liberilazasyon stabilizasyonu tehdit ediyor,"Dengesizlik Makinası" şimdi gelişen ülkelerin başına çorap örmeye başladı,biz ise bu IMF programıyla Don Kişot gibi Mega Hedge Fonlarla uğraşıyoruz,

Para politikasının sıkılaştırılması gerekirken hala bazıları faiz indiriminden bahsediyorlar,"En Noktaları" geçilmişken bundan sonra beklenti bir süre faiz yukarı döviz aşağı.TCMB'ndan beklentimiz bizi aşırı degerli YTL'nin sonucu olan rekabet gücümüzün azalmasından aşırı degersiz YTL nin sebeb olacağı enflasyon artışından koruyacak yeni denge koşullarını yaratabilmesi,umalım TCMB bunu yapabilsin!

Maliye politikasında sıkılaştırma yani harcama azalışı sıkı para politikası koşuluyla hemen gözüken ana araç gibi gözüküyor,ama sonra gene önemli olanın para politikası olduğu unutulmadan.

Tunç K.

Blog Sahibi dedi ki...

Bir cok ekonomist Merkez Bankasinin gucunu oldugundan fazla zanneder. Yillar once doktora yeterliilik sinavini aldigim zaman sorulan sorulardan bir tanesi de buydu. Merkez Bankasinin ekonomi icin asil onemli olan uzun vadeli faizleri belirleme gucu var midir?

Benim verdigim cevap cok az vardir, siz olsaydiniz vardir diye cevap verirdiniz herhalde. Cok az vardir demek Merkez Bankasinin gucu cok fazla degildir demek. Merkez Bankasinin faizleri belirleme gucu en fazla kisa donemdedir. Ancak ciddi ekonomik kararlar kisa donemli degil uzun donemli faizlere bakilarak verilir. Mesela 2 hafta once bizim Merkez Bankasi gecelik faiz oranlarini dusurdu. Son gunlere bakarsaniz uzun vadeli faiz oranlari yukseldi.

Benzer bir durum FED'in basina geldi. 2004 senesinde kisa vadeli faiz oranlarini yukseltmeye basladiklari zaman 10 yillik faiz oranlri %5'e yakindi,bir sene kesintisiz faiz arttirdiktan sonra 10 yillik faiz oranlari %4'e DUSTU. Herkes bunu aciklamanin telasina dustu ve sonucta ortaya "likidite bollugu" gibi bir kavram atildi. 2004 yilinda Amerikan kisa faizleri %1 iken likidite bollugu yoktu da, kisa faizler %3'e yukselince mi likidite bollugu olustu diye kimse sormadi. Anlatabiliyor muyum?

Faizleri belirleyen faktor beklentiler ve beklentilerin paralelindeki sermaye hareketleridir. Beklentileri de sekillendirmekte Amerika'da FED guclu; Turkiye'de ise Maliye politikasi, AB cipasi, IMF destegi gibi faktorler beklentileri Merkez Bankasinin politikalarindan daha fazla etkiliyor. Yani Turkiye'deki kilit faktor politikacilarin kararliligidir.

Kati maliye politikasi bunun icin onemlidir diyorum. Piyasalarda devlet hala en fazla borc alan oyuncudur, devletin borclanma ihtiyaci azaldikca faizler de dusecek ve sermaye kacisini dengeleyecektir. O yuzden ben faizlerin yukselmesini degil dusmesini savunuyorum, ama bu dusus piyasayi merkez bankasi kanaliyla paraya bogarak degil, hazinenin borclarini kapatarak (butce fazlasi vererek) gerceklesmelidir.

Adsız dedi ki...

"Peki doviz kurlari %20'e yakin artti son bir kac haftadir, ne olacak? Artik yabancilarin sattigi urunler daha pahali olacak, Alman VW alacaginiza yerli Renault alacaksiniz (yerliler daha ucuz, bizim DOAS'in dusmesi bundan); yabanci yapimi sermaye mallari alacaginiza daha fazla isci calistiracaksiniz. Urunlerinizin dolar cinsi maliyeti azaldigi icin dis piyasalarda daha rekabetci bir konuma yukselecek ve daha cok ihracat yapacaksiniz. Yani sonucta ithalatiniz azalacak ve ihracatiniz artacaktir. Sonucta cari aciginiz dusmeye baslayacak, hem de kendi kendiligine. Bakin su Allah'in isine."

Aynen belirttiginiz gibi bu mekanizma(cari acigin kapanmasi) tam Allahlik yani. Simdi nasil olacak da orta ve uzun vadede(bu gecis takdir edersiniz ki kisa vadede -öyle 1/2 sene icerisinde- olacak sey degil) üreticiler "ben artik ihracata yöneleyim" ya da ihracatcilar "kapasite artirip sermaye ithal etmeyip de isci calistarayim" diyecek? Öncelikle kurlar yükselirken ihracata yönelik sanayicilerin "Aman su zamanda kapasiteyi genisletip makinalar aynen kalsin bu makineyle ben daha cok isci calistirayim" demek günümüz sanayisini bilen insanlar icin hic de gercekci olmayacaktir. Bu durum günümüzde sanayilesmis ülkeler(örn. Japonya, Almanya: ihracat bakimindan) ve sanayilesmekte olan ülkeler(NIC:Newly Industrializing Countries) icin de(örn. G.Kore,Malezya vs.) aynidir.

Ayrica bu süre icerisinde tekrar kurlar düstügünde -ki sermaye girisi(sicak para) devam edecekse bu kur rejiminde düsecektir- üreticiler ayni mantikla tekrar sermaye ithaline yönelmeyecek mi? (önümüzdeki en azindan 4/5yil icinde sicak para girisi olmamasini beklemek borclarin cevrilmesi acisindan hic de gercekci degildir). Peki ihracat icindeki ithalatin payini unutmuyor muyuz? Talep acisindan bakalim. Gercekten yerli dediginiz mallar tamamen yerli mi? Bunun üretimindeki (gerekli) ithalat payini unutmuyor muyuz? Ne olursa olsun yerli mallar da enflasyondan nasibini alacaktir.

Turizme gelelim. Son 3/4 sene turizm rekorlar kirarken TL yabanci paralar karsisinda deger mi kazaniyordu deger mi kaybediyordu? TL'nin deger kazandigini bildiginizden eminim! Turizm gelirleri ile kurdaki degismeler arasinda teorik olarak iliski olamayacagini iddia etmek zor ancak kurlardaki bu artis eger cok daha önce (ocak subat aylarinda) olsa idi bu, belki önümüzdeki günlere yansiyabilir ve cari acik finansmanini kolaylastirabilirdi. Su günlerde tatil beldelerinin belediye baskanlari da Avrupa'da gazetelere boy boy ilan verip "bedava tatil veriyoruz" diye cirpinmazdi.(Gercekten bedava kampanyalar: konaklamaya bes kurus ödemiyorlar!!!! bkz. Alanya, Kemer, Manavgat,Fethiye) Turizm, deniz günes kum mudur? meselesi de ayrica derinlemesine incelenebilir hic girmeyelim isterseniz ama gelirlere bakarsaniz evet öyledir! "Degismesi gerekmez mi" diye soracak olursaniz tabii ki gerekir derim. Ama uzun vadede bile degismeyeceginden eminim!

Sözün özü cari acigin kapanmasi hic de kolay degil. Ister yapisal degisim diye bagirin ister Mundellci olun isterseniz de baloncu ya da spekülatif sömürücü sermaye diye cirpinin. Cari acik krizle de kapanabilir(bkz. 94,98/99,01 Türkiye krizleri), yavas yavas da, yapisal degisimle. Tabii ki toplumsal fayda gözönünde bulunduruldugunda kimsenin kriz istedigini zannetmiyorum(Hangi bilim adami-gercek bilim adami-isteyebilir?). Krize dikkat cekenler de illa krizi isteyenler degildir. Umarim felaketten bahsedenler yanilir.
Saygilar
Sahin Kilinc

Blog Sahibi dedi ki...

Sahin Bey,

Tam anlatamadim galiba, ben kurlardaki oynamayla cari acigin kapanacagini soylemiyorum, azalacagini soyluyorum. Senede 20 milyar dolarlik petrol ve dogal gaz ithal ediyoruz, cari acigi kapatmamiz icin 40 firin ekmek yememiz gerekli. Diger tum kalemlerde 20 milyar dolar fazla verecegiz ki cari acik kapansin, bu da herseyi dogru yapsak 10 senede olacak birsey degil.

Yapilmasi gerekenlerin ozunde ulkeyi daha rekabetci yapmak, teknolojik gelisimlerin odagina koymak var. Cok genis bir konu baska bir zaman tartisiriz.

Turizm gelirlerini etkileyen bir cok faktor var, kurlar bir tanesi. Kumulatif olarak turizm gelirleri artmistir ama bu kurlarin negatif etkisi oldugu gercegini degistirmez.