Dolandiricilik Skandali

Bir sure once Ekonomiturk'te 'Dumbest Moments in Turkish Business' başlıklı bir yazı yayınladım (Bkz. aşağılarda bir yer). Yazıda, Fortune dergisinin, ABD’nin SPK’sı, SEC'i Bernard Madoff’un 50 milyar dolarlık dolandırıcılığını anlamamış olması nedeniyle eleştimesine bakıp, mealen şöyle bir şey yazmıştım: Eğer 1 vaka ile SEC bu kadar eleştiriliyor ise bizim bankacılık sistemini denetlemek üzere kurulan ve kuruluşundan sonra 10 tane bankanın batacağını tahmin edemeyen BDDK'yı yerin dibine batırmamız gerekir.

Bu yazıma cok eleştiri geldi. Bu eleştiriler 'BDDK'ya haksızlık etmişsiniz'den başlayıp, 'hay sana doçentlik ünavanı verene....'ye kadar uzanıyordu. Bu konunun çok önemli ve ihmal edilen bir konu olduğunu düşündüğüm için ikinci bir yazı yazmaya karar verdim.

Borsa Nasıl Oynanır  inovasyon nedir    Borsa Yorumları    Petrol Fiyatları    Bilgisayar Nedir

Ben 'cahil kafamla' şöyle bir akıl yürütmede bulunuyorum: Bir mahallede her hafta bir ev aynı şekilde soyuluyorsa ve bu durum uzun zamandır devam ediyorsa, Böyle bir durumda ben, mahalle mensubu olarak, sadece hırsızları değil, yeterli önlemi almayan (ya da alamayan) polis teşkilatını da suçlarım. Bir ülkede bankalar sürekli aynı şeklide batıyorsa ben de BDDK'yı suçlarım. Ne yani, Sular İdaresi'ni mi suçlamam gerekiyordu?
Diğer taraftan, okuduğum 1-2 ekonomi kitabına dayanarak ta şunu söylüyorum: Regülasyon otoritesi ilahi bir kurum değildir. Onun da kendi yetersizlikleri vardır. Ayrıca bu insanların denetlemekle mükellef oldukları kişilerin ya da kendilerini o göreve atayan kişilerin etkisinde kalma olasılığı vardır. Bu yüzden sürekli eleştiriye açıktırlar (Dileyenler 'Government Failure' literturune bakabilirler).
Türkiye'de batan bankaların ardından eleştirilen hep hırsızlar olmuştur (bence buradaki hırsızlık ya da popler adıyla 'hortumculuk' da ciddi biçimde tartışmaya açıktır). Ama Polisler hiç eleştirilemiş, hatta bu kurumların başındakiler ekonomi dergileri tarafından her yıl yılın bürokratı seçilmişlerdir.
Özet olarak, benim fikrime göre sorun BDDK'nın eleştirilmesi değil, eleştirilmemesidir. Bunun anlamı 'faturayı BDDK'ya keselim' değildir. Bir sorun varsa bunun tüm boyutlarıyla değerlendirilmesi gereğine işaret etmektir.

8 Yorum Var.:

Unknown dedi ki...

kuzum 'cahil kafanizla' yorumlar yapmaya devam ediyorsunuz. Bu konuda burokrasinin ve devletin hic elestirilmedigini soylediniz ya.. zaten meselenin aktualitesine ne kadar vakif oldugunuzu göstermiş oldunuz. Onun için bu diyeceğim o ki, siz ekonomi kitaplarinda size öğretilen teorileri öğrencilerinize aktarmaya devam edin. Ama ülke ekonomisinde neler olduğu üzerine yorumlar yapmak istiyorsaniz,(ekonomix'in öğütlediği gibi)önce günde münhasiran 9 saat Türkiye ekonomisi ve piyasalari üzerine çalışmanız gerekiyor.

Şimdi gelelim Türkiye'den benzer hikayelere. 1990'larda bir takim kimselerin sözde holding çatısı altında kar payi dağitacağiz diye taa Alamanya'daki gurbetçilerimizden bile marklari toplarken acaba yasal otoritemizin haberi oldu da sesini çıkarmadı yoksa olmadı da sesini çıkaramadı?
Yine 90'larda özelleştirme adı altında kamunun (hükümet + bürokratlar)yaptığı satışların kime kaça gittiğini medyamiz gördü de sesini çıkarmadı yoksa görmedi de sesini çıkaramadı?
Devam edelim.. imkb denilen yerde yapilan her turlu manipulasyon, araci kurumlarin çaycilarinin ağziyla bile kahvehanelerimizde dahi hisse senedi ve başrol oyuncusunun adi zikredilerek dilden dile dolaştığı halde, ilgili otoritelerimiz bu iddialari duymuş da sesini çıkaramamıştır, yoksa duymamış da sesini çıkaramamıştır...
bu hikayeler böyle devam eder gider...
Kusura bakmayin ama sayin Çokgezen, hani şu Anglo-American ecnebilerinin dediği "getting inside Turkish economy" için yazmaktan ziyade, sizin okumaya ve analize ihtiyaciniz var. Diğer bloglari takip etmenizi öneririm size, çünkü artik Ekonomix de tr ekonomisinin çok uzağindan yaziyor.

molgu dedi ki...

bddk 2001 krizinden sadece 6 ay once 2000 agustosunda kuruldu.
kriz patlak verdiginde daha kurumsallaşmasını tamamlamamıştı.

hocam, gerçekten docent unvanınız var mı?

murat cokgezen dedi ki...

imar bankası ne zaman battı?

Unknown dedi ki...

Yahu nedir bu cahil cesareti.. anlamadim ki! Aralik 99 - Temmuz 03 arasi el konulan bankaların -tabiri caizse- 'içinin boşaltılması' 90'larda gerçekleşmiştir. Şimdi diyeceksiniz ki o zaman daha kötü, niye bunca sene seyirci kaldilar o zaman. İşte ben de onu söylüyorum ya zaten. Bizdeki politik ve ekonomik yapi biraz tuhaftir, bize özgüdür. Batılı ülkelerle karıştırmayalim lutfen. "Muz cumhuriyetlerinden hallice" diyelim biz ona.
Dikkat buyurun efendim. En son el konulan banka Uzan Ailesinin, ondan onceki Karamehmet'in. İlk el konulanlar Garipoğlu, Dinç Bilgin, Zeytinoğlu v.d. Arada Cıngıllıoğlu felan.. Yani tamamen güç hiyerarşisi var sanki. Hatta Garanti Bankası'nın aldığı pozisyon nedeniyle 2001'de fona devredilmesi gerekirken (sermaye yeterlik rasyosu hikayeleri) kurtarıldığın hepimiz biliyoruz. Bunun 'too big to fail'den ileri gelmediğini de hepimiz biliyoruz, oyle değil mi? Oyak bankası konusuna hiç girmeyeceğim. O da ayri bir konu.

Sonuc olarak, gerçekler ve gerçeklik üzerinden konuşalım. Analizlerimizi de oyle yapalim.

Saygilar,

Unknown dedi ki...

bu yazı ve önceki yazı kahvehaneden herhangi birini çevirseniz yapar bence. bankalar battı bddk niye göremedi, imar battı bddk nasıl engelleyemedi? ya bu çok düz mantık. burada veya bazı dergilerde yazı yazan birisi iseniz olayın derinine daha vakıf olabilmeniz gerekirdi diye düşünüyorum.

bddk, imar hakkındaki görüşüm ise şudur: imar bankasının batması veya o güne kadar batmamasının iki sebebi var. birincisi uzan grubunun o dönemki hükümetlerle devamlı menfaat içinde olması. (basın gücü, maddi kaynak, kasetler, dosyalar vb...) ikincisi siz de bilirsiniz bir bankanın içi boş da olsa belli bir yere kadar batmaması batmasından iyi olabilir. ekonomiye zarar verebilir. (bknz. AIG, northern rock...)

bddk'nın (veya daha oncesinde hazine'nin) bu batacak bankaları görmemesi gibi bir durum yok. gorülmüs ve birçok rapor yazılmış. nitekim bu raporları sümen altı ettiği için yüce divanda yargılananlar var. (bknz. google).

daha genis yazılabilir ama. bu hamur daha çok su götürür.

yani lütfen bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayı bırakan gazete yazarları gibi olmayın. bunu en basta ekonomix savunmuyor muydu? kısacası üfürmeyin...

by-elestirmen dedi ki...

bloglarda yazmanın şöyle bir handikapı var.Konunuzda ne kadar uzman olursanız olun, medeni cesaret ile yüzsüzlüğü ayırt edemeyen yorumcular ile karşı karşıya kalmanız her zaman ihtimal dahilinde.
Uzun yıllardır ülke gündeminde olan bir konu hakkında akademik referansla çok somut tespitlerde bulunmanız bile hakaret içeren eleştirilere hedef olabilir.
Çerçeveden sonra içeriğe gelecek olursak yazıda BBDK'nın olanlara seyirci kalması eleştiriliyor.Sorgulanması gereken BBDK'nın ne kadar özerk bir kuruluş olduğu. Aynen özerk statüye sahip futbol federasyonu-YÖK-EPDK-TAPDK vesaire gibi kuruluşların ne kadar özerk olduğu gibi.3.dünya ülkelerinde bu tip kurumların işlevlerini yerine getirebilmesi, siyasetten soyutlanması ne kadar mümkünde bizim ülkemizde de o kadar netice alınabiliyor.Bu gerçeği göz ardı edip olumsuzlukları felsefi doktrinlerle izah etmeye çalışmak komik olmaktan öteye gidemiyor.Özellikle ülkemizdeki hiyerarşiyi-kamuyu-bürokrasiyi bilmeden fkir yürütmek derin yanılgılara sebep olabilir.
Uzmanlık gerektiren bir konuda fikir beyan etmek için her zaman ihtiyatlı olmaya ihtiyaç var.Bu gerçek doğruya ulaşmak için yeter değil ama gerek şart.

Unknown dedi ki...

meselesiz e tamamen katılıyorum. bddk 2000 sonlarında aktif faaliyete geçti denebilir. Bu nedenle 2001 krizinin son suçlusu olabilir. BDDK'nın tek yanlışı imar ı geç fona devretmek olabilirdi ki maalesef bddk'ya 2 kurul üyesi atamakta geciken hükümet bu konuda 1 numaralı sorumluluğu devraldı.

2001 yıllardan önce bankaların yapısal sorunlarına ilişkin sürekli raporlar yazıldı. Zaten bu raporlar yazılmamış olsaydı söz konusu bankalar fona devredilirken o bankayı denetleyenlerde adli ceza alırdı. raporlar kapı gibi ortadayken bddk'yı veya diğer denetim otoritelerini 1 numaralı sorumlu olarak göstermek, yaşadığımız kriz ile 2001 krizini karıştırmak kadar büyük bir ahmaklıktır.

Unknown dedi ki...

yok a cevaben?

oyak bank ın 2001 krizinde kurtarıldığını iddia ederek oyak konusuna hiç girmeyeceğim demişsin.

böyle bariz bir hatayı nasıl yapabiliyorsun anlayamadım. oyakbank 2001 de sümer bankı almadan önce bankacılıkta çok düşük bir payı vardı ve arkasındaki ordu sermayesiyle bırak batmayı banka alabilecek güçteydi. nitekim sümerbank ı aldı.

yuh diyorum başka şey demiyorum.